arkadaşımla biraz daha vakit geçirmek amacıyla başladığım ve sırf onun için öğrenmeye çalıştığım oyun. keşke aramızda 25 lvl olmasaydı ve ben de oynayabilmeyi becerebilseydim.
şeriat istediğini her yerden duyuran kadındır. şeriat gelince düşüncelerini böyle özgürce dile getiremeyeceğinin farkında mıdır bilinmez... ayrıca insanların insan oldukları için yapması gereken şeyler, uyması gereken kurallar vardır. bunları din için yapıyorsa insanlıktan şüphe edilmesi gereken durumdur.
yıllardır bunun farkında olsam da tedavi olmaktan bile çekindiğim hastalık. beni yakından tanıyan arkadaşlarım çok konuştuğumu söylerken beni fazla tanımayanların çok sessizsin, az ve öz konuşuyorsun gibi yorumlarına neden olur. ama hiçbiri bilmez içimden geçenleri. lisede, ergenlik döneminde başladığını düşünüyorum çünkü lise öncesinde gayet aktif ve girişken bi insandım. lisenin ortalarında içime kapanmaya başladım nasıl bir birikim olduysa. insanlarla ilişkim zayıflamaya başladı, kimseyi arayıp sorasım gelmedi, kendi içime çekildim resmen ve kendimi filme, diziye, kitap okumaya verdim. fazla konuşmuyordum, sürekli okuldan kaçıyordum, bol bol müzik dinliyordum. aslında kendi kendime mutlu olmayı keşfediyormuşum gibi gelmişti başlarda çünkü tek başıma yaptığım yürüyüşleri yanımda başkasının olmasına tercih eder olmuştum artık. bir de küçük bir şehirde yaşadığım için sokağa her çıkışımda bir sürü tanıdıkla karşılaşırdım bir süre sonra dışarıya fazla çıkmamaya başladım. benim arayıp sormayışımdan dolayı çoğu arkadaşım da beni arayıp sormamaya başladı. insanların bana ulaşmaları için çaba sarf etmeleri gerekiyordu artık. babam bile seferber olmuştu bunun için. bi arkadaşımı arayıp, bu sıralar pek bi içine kapanık sen de bi el atsan, gibisinden. sonra fark etttim ki o insanlar da gitgide azalmıştı, onlarla bile fazla konuşmamaya başladım, buluşmalara gitmemeye ve ardından da çağrılmamaya başladım ve işin kötü tarafı buna alıştım. bendeki değişimi fark eden tek bir insan vardı, çocukluk arkadaşım, fark ettim ki sadece o kalmış gerçek bir iletişim kurabildiğim. diğerleri bana ulaşamazlardı artık ve ulaşmak istekleri de yoktu. artık herkesle yüzeysel ve samimiyetsiz bir ilişkim varmış gibi geliyordu bana ve kendimden tiksindim resmen. samimiyetsiz olacağına hiç olmasın dedim. sonra üniversite başladı ve ben bir umutla belki üniversitede bundan kurtulabilirim dedim. okulda yeni insanlarla tanışmaya başlamıştım hatta tanıştırmaya da başladım. çevremizdeki insanların bu sorunu aşmadaki rolleri çok kritik. çünkü sizin durumunuzun farkında olup sizi teşvik edebilirler, ya da asosyalliğinizi dünyaya duyururlar. bende malesef ikinci durum ortaya çıktı ve kötü bir sene geçirdim. aslında bu kötü geçen sene bana pek çok şey kattı diyebilirim. böyle gitmeyeceğini fark ettim en önemlisi. düzeltmek adına şimdilik ilk adımlarımı attım. dağcılık topluluğuna katıldım ve spor salonuna kaydımı yaptırıyorum en yakın zamanda. en komik yanı da ailemle konuşurken; şuraya gittim, yarın da buna gidiyorum ayrıca şuna katıldım dedikten sonra gelen tepki. sosyalleştiğimde çok seviniyolar ve bazen aşırısına kaçsam da seslerini çıkarmıyorlar. entry girmeye bile çekinen ben bunu yazabildiğime göre bir gelişme söz konusu olmalı.