Teknoloji ve tasarım, her gün yapmak zorunda kaldığımız seçimleri azaltabilirse daha mutlu bir hayat yaşayabiliriz. Bu bölümde Hick yasası ve reçel deneyinden söz ederek bunların teknolojide nasıl uygulandığını gösteriyoruz.
--spoiler--
"Amma söylendiniz. Oscar almış film. Bi daha izleseniz ölür müsünüz? Hoşunuza gidecek. Bi daha izleyeceksiniz! Bütün replikleri ezberliyceksiniz. Ezberliyeceksiniz."
replikleriyle gerçekten çok hoş bir reklam. şu sıralar favori reklamım.
bayram tatili dönüşü ise 100 kişilik sıra beklemeniz gerekebilir. hele o gün 29 ekimse ve bazı yollar trafiğe kapalıysa bu sayı değişebilir.
ilk seferinde 14 yaşımdaydım. eşyalarla minibüse binmek çok zor geldi. küçüğüm o zamanlar parayı harcayacak yerde yok memleketten yeni gelmişim ne olacak sanki 20 lirasını taksiye versem. çıktım kapıdan ilerliyorum taksilere doğru bir sıra var ama anlam veremiyorum. aklımca gidip boş taksiye bineceğim direk. teyzenin biri beni azarlamaz mı sıraya geç diye. şok oldum belkide yalnız ilk defa taksiye bincem sıraya geçildiğini nereden bileyim. filmlerde öyle görmedik bir kere. taksi boştur binersin nereye gitmek istediğini söylersin falan.
neyse sıraya geçtim bekliyorum. sıra bana geldi bu sefer adamlar beni taksiye almıyor. küçüğüm diye mi nedir. bilenler bilir o sıranın sonunda tek kişi binmezsin taksiye 3 kişi binilir ve taksimetre açılmaz. çoğunluk üniversite öğrencisi hemen anlaşıveriyorlar tak biniyorlar taksiye. ben de mal gibi kalıyorum ortada. benden sonraki 10 kişi bindi yaklaşık ben daha binemedim. ha 2 valizim ve elimde o zaman beslediğim kaplumbağalarım var. taksiye gideyim derken hoop doluyor. nihayet taksicinin biri bana acıdı da aldı taksiye beni. valizlerimi de yükledi sağolsun. 1 i erkek 1 i kız 2 üniversite öğrencisiyle bindik taksiye. kızı gazi mahallesine bıraktık. oğlanıda lüks bir yurda o zaman ilk yılım olduğu için ankara da hatırlamıyorum bilemiyorum hangi semt olduğunu. bende son kişi olarak ankamall de indim akköprüde verdim 20 liramı buzz gibi rahatladım valla. ondan sonra tecrübe sahibi olduk tabi. bu kadar rezil olmadım.
Küçükken annem müzik dinlememe çok kızardı. Özellikle bana seslenip duymadığım zamanlarda. Sonra yanıma gelip kulaklığı çıkarmama rağmen sanki sağırmışım gibi en yüksek sesiyle bağırıp küçük dilini görmemi sağlardı.
Hala müzik dinlerken annem içerden beni çağırıyor gibi hissediyorum. Adımı duyuyorum kulaklıkta adeta.
Anne seni seviyorum.
Annemin özellikle kullandığı ve şu güne kadar çok sinirlenmek anlamına geldiğini zannettiğim ama bugün sözlük anlamının nefsin arzusuna göre hareket etmek olduğunu öğrendiğim deyim.