hepsinin toplanıp eğitimlerinin en başından,yeniden anaokulundan başlaması gereken ve mümkünse benim ve arkadaşlarımın sağlığı için bi kaç yüzyıl * sonraki nesillerle yetişmeleri gerektiğine inandığım , koyacak isim bile bulamadığım topluluktur.
ipek ongun kitaplarında, süper kişilikli,herkesin sevgilisi,asla hata yapmayan, yapsa da bi nedeni olan, davranışlarında hiç bir kusuru olmayan kişiler geçerken;
gülten dayıoğlu kitaplarında , halkın arasından, her kesimden,acı çeken, hata yapabilen ,gülen ve ağlayan , daha insanımsı kişilerden oluşur.
ipek ongunun amacı, gençlere güzel bir dünya sunmak, onları hayatın çok güzel olduğuna inandırıp, onları yaşama sevinciyle doldurmak olup ;
gülten dayıoğlunun amacı ise olduğu gibi hayatı anlatmak ve çocuklarımızın bu gerçekleri bilerek büyümesini sağlamaktır.
iki yazar da çok başarılıdır ve kendi hayran kitlelerini oluşturmuştur..bu da ortak özellikleridir.
her ne kadar yakalandığınızda cezası çok büyük bir meblağ olsa da, çoğunluğun bilet almadan çıkış kapılarından girebildiği metro. o kadar kalabalık ve buyuk bir alan ki sıkı kontrol yapılamıyor anlaşılan. öyle ki ; gayet düzgün giyimli bir bey tam ben çıkarken (kapı sadece çıkarken açılıyor) kapıyı tutup buyrun dedi ve ben geçince gayet rahat içeri girdi. turnikeli kısımlardan atlayanları saymıyorum bile..kısacası biletsiz seyahat mümkün fakat yakalanmadığınız sürece:) ayrıca bir bilet birden fazla da kullanılabiliyor sakın ola bi seferden sora atmayın..:)
genelde üzerinden uzun zaman geçmiş ve kankalık seviyesine ulaşmış kişilerin birbirlerine söylemesi muhtemel cümle.insanlara ne kadar önyargıyla baktığımızın bir göstergesi.
aslında bu söz yanlıştır. doğrusu:"erkeklerin sayısal zekası kadınlardan daha fazladır" olmalıdır, doğrusu budur. tabii özellikle ülkemizde bunu %kaç erkeğin kullandığı da açık ve nettir. genel olarak bakıldığında ise kadınların duygusal zekada(EQ)daha üstün olduğu bilinmektedir. istatistikler bellidir tartışmaya gerek yoktur.
insanın kendisini kötü hissetmesine yol açan bi durumdur fakat kalbine söz geçiremez.. sessizce acı çekmeye mahkum olur, mutluluklar dilemekten başka bişey gelmez elinden..
kimsenin hayatı mükemmel değildir bu yüzden sürekli bunalım takılarak ortalıklarda dolaşmak bi çeşit gösteri yapmak olur. herşeye rağmen arada bir mutlu olmayı bilmek gerekir dedirten durumdur.