6 ay önce kadar işaret dili sertifikası aldım. Hocamız beni zorla tercümanlık sınavına kaydımı yaptırdı. 3 hafta önce tercümanlık sınavına katıldım ve 63 adaydan 28 aday başarılı olduk ve bakanlık onaylı "işaret dili tercümanı" belgesini almaya hak kazandık.
Adliyelerde bilirkişi olabiliyorsunuz ve cv'nizi gerçekten öne çıkaracak bir belge.
En önemlisi engellilerle iletişim kurduğunuz zaman gerçek mutluluğu yüzlerinde görebiliyorsunuz. Dertlerini, sıkıntılarını, sevinçlerini anlayan birine anlatmaları mutlu ediyor.
Kurs döneminde hocamız "Türkiye'de kayıtlı 3 milyon vatandaşımız işitme engelli olduğunu ve bunların sayısının kayıtsız olanlarla birlikte daha fazla olduğunu" söylemişti.
Dili öğrenirken çok zevk alırsınız kelime haznelerinin büyük bölümü günlük kullandığımız konuşma esnasında yaptığımız hareketlerin %30-40'ını oluşturuyor geriye kalanların çoğu mantık çerçevesinde olan hareketler. Soyut kavramları öğrenirken biraz zorluk çekersiniz doğal olarak.
En büyük sorun ulusal bir dil olmaması. Her şehrin kendine has işaret dili var. milli eğitim bakanlığı bu konuda adımlar attı ama halen pasif durumda.
Çağları aşan bir kararın bir tek takvime, bir tek saate ve çoğu kez de yalnızca bir tek dakikaya sıkıştırıldığı böylesine trajik ve yazgıyı belirleyici anlara, bireyin yaşamında ve tarihin akışı içinde çok ender rastlanır. Ben böyle anları, insanlığın yıldızının parladığı anlar diye adlandırdım; çünkü onlar, tıpkı yıldızlar gibi hiç değişmeden geçmişin karanlığına ışık tutmaktadır.
(bkz: Stefan Zweig) -insanlığın Yıldızının Parladığı Anlar,
Sayfa 14 önsöz - Can Sanat Yay. Mini kitap3 serisi, 2. Basım(Mart 2016)
Kimle konuştuysam içinde hiç kötülük barındırmıyor. Kimse kimsenin arkasından kötü konuşmuyor, harama da bulaşmıyorlar, yalan nedir hiç bilmezler. Sorsan herkes pür-i pak.
"dünyada neler olduğunu anlarsak türkiye'de neler olduğunu veya olacağını daha iyi anlarız. en tehlikeli sömürgecilik, köleleşme zihinlerin ve gönüllerin sömürgeleşmesi köleleşmesidir. birinci vazifemiz gönlümüzü ve zihnimizi kölelikten kurtarmaktır. bunun için kendi dilimizi, türkçe ile eğitim şarttır. türkiye'nin savunması türkçe'nin savunması ile başlar. bir millet tarihten nasıl silinir? türkiye'nin bugün ne sanayisi, tarımı, teknolojisi kalmıştır ne de araştırma bilimi kalmıştır. son çıkarılan kanunlarla topraklar yabancılara çok ucuza satılmaktadır. işte 50 yıldır olan eğitim sistemi ile adı vatan olan şehit kanıyla sulanmış toprakları kolayca yabancılara satacaklar yetiştirilmiştir. topraklar da gittikten sonra sıra sepet havasına gelir. havai, haiti, filistin'e bakın neler olmuştur."
Her millet iktidar mekanizmasının başına ya güçlü ya da önemsiz kişileri geçirir. Bunlardan birinin işbaşına gelmesi milletin ahlaki seviyesi ve yaşantısına bağlıdır.
Millette toplanmış iyi bir şey var mıdır, yok mudur? ya da toplanıyor mu ? Milletin aklı, milletin iradesi, milletin vicdanı yükselme gösteriyor mu , yoksa yozlaşıp zehirleniyor mu? Basit ve sefil bir hayat içinde yok olup gidiyor mu ?
Burada her birimizin hayatının özelliği ve çalışma şeklimiz ele alınıyor.
Biz kendi ülkemizde ne yapıyoruz? Milletimizin geleceğinde nasıl bir rol oynuyoruz ?
Beyaz zambaklar ülkesinde - grigory Petrov.
Sayfa 16-17
Panama yayın 1.baskı
https://galeri.uludagsozluk.com/r/1826549/+
Henüz devre kesiciler gelmedi. bundan daha kötüsünü yaşamıştım hem de yakın bir zamanda. trade yapmayın, mal eklemeyin. sağlam kağıtlarda zarar oluşacak, mal vermeyin. su akar yolunu bulur. bu fotoğrafı çekeli uzun zaman geçmedi.
Turkuaz renkli kağıtların hepsi devre kesmişti.
Borsada ne kadar trader varsa hepsi an itibariyle yatırımcı oldu.
üzerinden güneşin eksilmediği imparatorluğun askerlerinin dize geldiği, bozguna uğradığı, kan ile ter ile kazandığımız zaferimiz. atalarımızın zaferi. tam bağımsızlık isteğimizin ve daha sonra canlanacak olan milli egemenliğin habercisi idi. onların kazandığı bu zaferde bugün, kahraman şehitlerimizi sevgi ve saygıyla anarken, bu zaferin ne kadar büyük olduğunu kabullenmek ve asla unutmamak lazım.
Kimseye anlam yüklememek en güzeli. Hiçbir davranışın, sözün altında fazladan bir iyi niyet aramamak en temizi. Sevdiğin kadar değil görevin kadar arkadaşlık etmek en rahatı. Her şeyi dozunda yaşamak, herkese belli bir mesafeden bakmak benim bundan sonraki hayatımın tek düsturu.