hesabım var klibini piyasadan toplatmak gibi bir girişimde bulunduğu için sevmek istemediğim kadın. lakin şarap gibin, viski gibin bişe; aşık olmamak elde değil.
ilk önce bir huzursuzluk hasıl olur bünyeye, ota boka sinirlenme ile açıklanabilecek bir irritabilite hali. aklı varsa tam da bu anda yemek yer, yemedi mi? müzmin bir baş ağrısı gark olur, eller de titrer belki inceden. o sırada yedi mi yedi, yemedi mi? O vakit boku yedi. Azıcık uzanayım başım döndü dediği an o andır çünkü. Kısır döngü başlamıştır artık.
Sonuç mu? ilk başta üşenmeyip de yiyebileceği o güzelim sıcacık yemek, yerini o mendebur abur cuburlara bırakır. Ne yediğinden bir şey anlar, ne de adamakıllı doyar.
herhangi bir devlet dairesinde çalışan lise mezunu memurun sana bana it gibi davranmasıyla karşılaştırıyorum da; o götünü kaldırmışken ağzıma sıçsa yeridir.
edit: amacım o memuru kötülemekten ziyade; o memura ''eyvallah abi'' diyen sana vicdan muhabesebesi yaptırmak.
baştan söylemek gerek, ömrü billah pavyona gitmemiş adam bu şarkıyı dinlemesin demiyorum; dinlesin fakat ''bu ne sikim parça lan'' yorumu yapmasın. ankara küçükesat pavyonlarında bi büyük rakıyı devireyazmışken metin aga bu şarkıyı diline dolarsa anlarsın nasıl bir garip damar şarkı olduğunu.
japonya'daki deprem felaketinden sonra tüm dünyanın nükleer başlık konuştuğu bugünlerde, hala cinsel içerikli başlık konusu açmak gündemi hiç bir zaman yakalayamamaktır, manşetlerden her daim uzak yaşamaktır, globalleşen götlerin kot pantolon içindeki salınımına hayran olmaktır, küreselleşen göğüslerden gözünü bir türlü alamamaktır...
soyadından anlaşılacağı üzere bir ayağı italya'da olan, annesi italyan aşçı. master chef yarışmasının jüri üyelerinden.
sous chef midir, executive chef midir bilinmez lakin bu ülkede yaşıyorsan aşçısın arkadaş, en iyi ihtimalle aşçıbaşı. küçümsediğimden mi? elbette hayır, lakin senin yarışmacılara böyle kıdemli albay misali takılmana tav oluyorum bilader. senin bu yaptığını alay komutanı yapmıyor kışlada. altı üstü güzel yemek yaptığını iddia eden insanların yeteneklerini değerlendiriyorsun; ne o bağırıp çağırmalar, ite bakar gibi bakış atmalar... biri bana böyle davransın vallahi çift taban dalarım şakam yok.
son olarak, o giydiğin pantolonların renkleri orjinal mi yoksa beyazlarla lilaları aynı makinede yıkıyorsun da mı o hale geliyor akraba?
apolitik edit: ne politik yazarlarsınız yahu. çağrışım mahiyetindeki entrylere bile siyasi anlamlar yükleyebiliyorsunuz. yapıştırın eksileri klavye che'leri.
sürekli takipçisi olmamakla beraber dünkü bölümün son sahnesinde mantığıma ters gelen bir mevzu var. bir şeyleri kaçırmışsam affola.
şimdi bu cemile hanım eyvallah kötü bir pozisyonda yakalandı, gururu incindi vesaire lakin ali kaptan'ın vermediği nafaka yüzünden parasız kalıp bu hallere düşmedi mi? gayet de haklı ve mantıklı bir şekilde ali kaptan'a yüklenilmesi gerekmez mi ''kadını ne hallere düşürdün bre gavur'' diyerekten?
nafaka vermiş olsa bile 3 çocuğa bakan bir hatunun parasız kalması, çalışması gayet doğal bir hareket değil mi? tamamdır gururlu kadındır eyvallah ama bu konuda senaristlerle bir fikir ayrılığımız var sanırım, namusuyla çalışmanın ayıbı olmaz.
karşılıklı beklentilerden kendini arındırabilmiş arkadaşlığa dostluk denir.
beklenti olmazsa hayal kırıklığı olmaz; ki zaten dost dediğin herhangi bir beklentiye mahal vermez seni kendinden biri olarak gördüğü için. kötü gününde ister istemez yanında olur; ''bir şeye ihtiyacın olursa ara'' tarzı laflar yoktur dostlukta. karşı taraf da bunu beklemez zaten, eğer aramadıysa ''geçerli bir nedeni vardır, yarın arar'' diyebilir kendisine.
bu yüzdendir ki sağlam dostluklar her zaman karşı cinsle olan ilişkilerden önce gelir. ama dost senin karşı cinsle olan ilişkilerinde kendini kaprissizce geri plana atmasını da bilir.
klişelerin adamı değilim lakin evet; bu entry başlığa konu olan pda tarafından yazılmakta. bir pda aldıktan sonra onun hakkında entry girmeyeni dövüyorlarmış diye duydum da.
Şimdilik söyleyebileceklerim şundan ibaret; parasının hakkını çatır çatır veren telefon. Ne alacağını bilen bir müşteriysen eğer, daha fazlasını da bulursun sakın şaşırma.
hayvanlar izleyici olabilseydi eğer, onların fatmagül'ün suçu nesi, ne bileyim aşk ı memnusu falan olurdu heralde bu kanalın yayınladığı belgeseller.
hani çok konuşuluyor ya bu diziler toplumda, yok ''topluma kötü örnek oluyor'', yok ''senaristler ruh hastası'' falan. eğer görebilselerdi, aynı durumdan hayvanlar muzdarip olmazsa topum.
7/24 et mi yenir ulan bi kanalda! durmadan bir vahşet, kan gövdeyi götürüyor, kim kimin gırtlağında belli değil... nikita adında bir sırtlan var, aslanlardan dayağı yiyor yiyor bıkmıyor, topluyor sürüyü yine aslanların ekmeğine, ne bileyim bizonuna geyiğine falan göz dikiyor. şaplağı yiyor götüne, ertesi akşam bi daha. yetmiyor çektiği çile, 2 sırtlan güpegündüz buna tecavüz ediyor sopa gibi yarraklarıyla. oklava gibi lan, görsen şaşarsın.
oğlum hele bir aslan var, adını unuttum şimdi, sabah uyanıyor; daha bismillah hemen bizon peşine... eyvallahı yok kimseye. aga şöyle bir gerin ilk önce, açıl, iki kelam et sürüye günaydın de; yok. gözünün çapağıyla dalıyor baba bizon sürüsüne.
velhasıl izleyebilselerdi eğer, kedigiller camiası şikayetçi olurdu durumdan şüphe yok. sürünün gençlerine kötü örnek oluyor muhabbetine.
izleyiniz. çok keyifli. hayvanatlara her gün kurban şerefsizim.
- ben 4 yaşından beri bekaret bozuyorum.
+ ilk seferini anlatsana abi.
- komşunun 19luk çıtır kızı beni sevmeye gelmiş bi akşam.
+ hadi yaa.
- böle seviyo öpüyo falan yanaklarımdan.
+ eeee?
- emziği çıkarttığımlan verdim ağzına.
seyrek olmasından mütevellit kıymete binen namazdır.
az bulunan şeyler her daim daha kıymetlidir tarzından ekonomik bir görüşü dinle bağdaştırmak nahoşmuş gibi dursa da, harbiden bunun yansımasıdır bayram namazı. hiç bilmeyen bir adama sorsan ikindi namazı mı daha gerekli yoksa bayram namazı mı diye; muhtemelen alacağın cevap bayram namazı olur yılda iki kere olduğundan. halbuki bayram namazı vacip, beş vakit namazlar ise farz aslında.
ama tabi ki göz ardı edilmemesi gereken durum, bayram namazının sevap kazanmaktan öte bir kültür meselesi olduğu. bizim kültürümüzde artık ''bayram namazı kılmak günahtır'' diye fetva verilse, yine de gidilir bayram sabahı camiye. bayramlaşmak, her ne kadar şehir hayatında eski yerini kaybetmiş olsa da, kültürümüzün özüdür.
bu yüzdendir ki bayram namazı dini bir gereklilikten öte örf ve adettendir gibi bir durum çıkmakta ortaya. gidiniz efenim.
mezar taşlarının penis şeklinde olduğu eski bir mezarlık ziyaretçi akınına uğruyor... iki tip mezar taşı bulunuyor. birinci grup mezar taşları daha uzun ve erkek cinsel organı şeklinde. diğer gruptakiler ise kadın göğüslerini andırıyor ve daha kısa boylu. mezarda yatan kişinin cinsiyetine göre, mezar taşının konulduğu sanılıyor. ancak bu mezar taşlarının esas anlamı tam olarak bilinmiyor.
yorum: melih gökçek oraya gelirse ilk işi o mezarları kaldırır.