Var hâla böyle hayvanoğluhayvanlar. Asla medenileşemiyorlar. ilk insan bunlar, hayvan ile insan arasında kalmışlar her konuda. Allah ibret olsun diye yaratmış. Evet.
Osmanlı klasik çağında sokak köpeklerine yaklaşımın olumlu olduğu çok sayıda kaynağa yansımıştır. Köpekler devlet ve halk tarafından beslenmiş, ihtiyaçları karşılanmıştır. II. Bayezid cuma günleri Bayezid Camii çevresindeki köpeklere et dağıttırmıştır. Halk da mancacılardan aldıkları sakatatlarla, fırından aldıkları ekmeklerle ve kapılarının önüne koydukları mermer kaplara döktükleri yemek artıklarıyla köpekleri beslemiştir.Şadırvanlar ve çeşmeler köpeklerin su ihtiyacına göre tasarlanmıştır. Köpeklerin beslenmesi için vakıflar, tedavileri için hastaneler kurulduğu görülmektedir. 1655 yılından devletin sonuna kadar yerli ve yabancı bütün kaynaklarda istanbul sokaklarındaki köpek hakimiyetinden bahsedilmiştir.
19. yüzyıl sonrasında köpeklere yönelik olumlu yaklaşımın özellikle yöneticilerde giderek olumsuza döndüğü anlaşılmaktadır. Olumsuz yaklaşımın başlıca sebebi ağırlıklı olarak modernleşme süreçleri olarak kabul edilmektedir.
Modernleşme taraftarları köpeklerin sokaklarda yer almasını gericilik olarak görmüşlerdir. Olumsuz yaklaşımı artıran diğer sebep halk sağlığını tehdit eden gelişmelerdir. Çeşitli salgın hastalıklar, artan kuduz vakaları ve köpek saldırıları yöneticilerdeki olumsuz yaklaşıma gerekçe oluşturmuşlardır.
Köpeklerin sürgün ve itlafına karşı çıkan halk, kötü muameleler sonrası yaşanan yangın, deprem, salgın hastalık gibi olumsuzlukları ilahi bir işaret olarak kabul etmiştir. Köpekleri sürgün ve itlaftan korumak için bazen saklamış,bazen de eylemler yapmıştır. Ancak yöneticilerin katı tutumu sürmüş, köpek itlafları Birinci Dünya Savaşı yıllarında dahi devam etmiştir.
1603-1617 yıllarında tahtta oturan I. Ahmet döneminde köpeklerin öldürülmesi konusunda dönemin Şeyhülislamından fetva istendiği; öldürmeye fetva çıkmayınca köpeklerin sürgün edildiği aktarılmıştır.
1808-1839 yılları arasında tahtta kalan II. Mahmut’un köpeklerin öldürülmesi düşüncesine karşılık şeyhülislam Kuran’dan bir ayet okuyarak padişahı köpekleri öldürtmekten vazgeçirmiş, bunun üzerine köpekler adalara götürülmüştür.
Bu dönemde bir ingiliz’in köpek saldırısı sonucu ölmesi üzerine ingiltere’nin siyasi baskısıyla ıssız Marmara Adası’na sürgün kararı verilmiştir.
1910 yılında ittihat ve Terakki iktidarı döneminde Hayırsızada’ya en büyük sürgünlerden biri yapılmıştır. Dahiliye Nezareti köpeklerin Hayırsızada olarak
bilinen Sivriada’ya gönderilmelerine karar vermiştir. Reis-i sani Said Paşa
başkanlığında toplanan Cemiyet-i Umumiye-i Belediye’nin istanbul’daki sokak köpeklerinin kaldırılması yönünde bir karar aldıkları basına yansımıştır.
1909-1910 yıllarındaki bu sürgünler Osmanlı döneminin en kapsamlı köpek itlafına dönüşmüştür. Belediye tarafından yaklaşık 80 bin köpek sürgün edilmiştir. Hayırsızada’ya sürgün edilen binlerce köpek açlıktan ve susuzluktan ölmüştür. Batıda gazeteler konuyu kamuoyunun gündemine taşımıştır. Batılı dernekler tarafından hayvanların bu şekilde ölüme terk edilmesi yerine daha merhametli bir yöntemle öldürülmesi çağrısı yapılmıştır.
Osmanlı'da köpeklerin öldürülmesi yararsız olma ve saldırgan olma şartlarında mümkün görülmüştür.Fıkıh kaynaklarında genel olarak hayvanların öldürülmesine izin verilen haller sayılmıştır. Bu genel hallerden köpeklere uygun olan zarar verme halidir.
Sokak köpekleri sorununa ilişkin sürgün önerisinde bulunan Şinasi’nin teklifi, erkek ve dişi köpeklerin ayrı yerlere sürülerek sayılarının artmasının önlenmesidir.
Bu ülkeyi hiç iyi günler beklemiyor. Ne ahlak kaldı, ne yapılan hiçbir işte merhamet var, adalet var, fayda var. En azından sadece zararlı olabilecek cinslerin itlafı konuşulsaydı.
Genel olarak saygı duyulacak bir meslek grubu olmakla birlikte alt katımızda bu mesleğe mensup 3 adet adanalı şahıs bulunmakta. Hakaret edeceğim ama uğraşmak istemiyorum. Apartman merdivenlerini silmeye gelen bir ablamız var ve sadece 60 tl alıyor bunun için. Ve bu kadın her parasını istemeye gittiğinde asla kapıyı açmıyorlar, bir önceki ay da sadece 30 lirasını vermişler. Yani bunun adını cimrilik mi, insanlıktan çıkmak mı koymalı bilemedim. Abi paranız mı yok 60 lirayı veremiyorsunuz delireceğim. Üsküdar Mimar Sinan. Görürseniz üzerinize alının. Evet.
Ayrıca sabah 4'e kadar gitar çalıp şarkı söylüyorlar. Böyle tipler için genel bir söylem olarak: Köyünüze dönün allah'ın barzoları. Evet.
Birde genel olarak bakıldığında bunlar polis olacak birde hak hukuk hak getire. Devletin polisi böyle mi olmalı dedirtiyor. Evet.
"Herkes israil ile tokalaşmak için sıraya girmişken, israil ve onun yöneticilerine, tek başına kalma pahasına sırtını dönen Suriye devlet başkanı Beşar Esad.." https://galeri.uludagsozluk.com/r/2222365/+
israil suriye'yi daha rahat işgal edebilsin diye görevinden uzaklaştırılan lider. iyi miydi kötü müydü bilemem ama israil ile arası iyi değildi. Kendisinin gidişinin üzerinden henüz çok geçmemişken israil'in suriye'yi bombalaması da bunu açıklıyor. Evet.
Necmettin öztürk parkında kalan bir evsizin 2 valizini bir battaniyesi ve diğer eşyaları an itibariyle adam yokken çöp kamyonuna dolduran belediye. Adamın bütün mal varlığını çöpe doldurmayı bildiğiniz gibi adama yatacak bir yer göstermeyi de bilirsiniz umarım.
Her yer sallanıyor, beşik gibi dakika başı deprem olan başka ülke var mı acaba. Deprem uygulamalarında bile maraş depreminden beri bakıyorum dünya da diğer ülkelerde 10 deprem gösterirken Türkiye'de 100+ deprem gösteriyor. Haarp mi allah'ın işi mi bilemiyorum artık.
Ve hangi şehir deprem riskimiz var mı diye sorarsa evet riskli deniliyor. ilginç. Kahramanmaraş için bile hâla risk bildiriliyor yetti. Ne depremi bitiyor ne savaşı bitiyor, ne ekonomik sıkıntısı bitiyor. Allah bu coğrafya insanınada güzel günler görmeyi ve stressiz bir hayat yaşamayı nasip eder inşallah.
"Yahudilerin Kıbrıs’tan yoğun bir biçimde toprak satın aldıklarını bildirdi. Şahin, Yahudiler tarafından Ada’da edinilen bu mülklerin sadece tatil amaçlı olarak tanımlanmasının eksik bir tespit olacağını ifade ederek bu durumu Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin güvenliği açısından önemli bir sorun olarak değerlendirdiğini de sözlerine ekledi."
Geçen yıllarda israil'in adıyla anılmasıyla ve yahudilerin çok fazla toprak alımı yapmasıyla israil buraya da göz koydu herhalde demiştim. Altından kesin bunlar çıkar. Evet.
Eset ilk devrildiğinde gitti suriye dedim. Akp'li arkadaşlarımızda biz orayı ihya ediyoruz, başardık diye sevinç naraları attılar. 1 2 ay geçti israil suriye içinde cirit atıyor şu an. Bu akp'li arkadaşların ileri görüşlülük seviyesi beni bitiriyor. Allah göz vermiş ama boşa.
30 yaşını geçmediyseniz düşünmeyin 30 yaşını geçtikten sonra çoğu şeyi kafaya takmıyorsunuz. Sadece biraz azim göstererek yolunuzu çizin. Çok bunalımdaysanız psikyatri servisinin size vereceği küçük bir ilaçla özgüveninizi ve motivasyonunuzu tekrar kazanabilirsiniz. Evet.
iyi niyetli bulmadığım insanları galeyana getiren liderimsi. Lider ayrıştırıcı ve gaza getirici olmaz makul olur. Birilerinden çektik zaten yeterince. Ayrıca O boykot şu boykot diyene kadar ak parti milletvekillerinin de aynı şekilde araştırılmasını istiyoruz deyin. Evet.
Günümüz gençliğinin hiçbir şeye bağlı olmadığı bir gerçek. Rüzgar nereye eserse oraya gidiyorlar. Neden kafalar boş. Düşünmeden gazla hareket eden bir sürü. Herkese maşa olurlar bu kafayla başka da bir şey olmazlar. Camii duvarına işeyen bir nesil ne beklersin. Evet.
Samimiyetsiz görünüyor siyasi yüzü yok. Melih gökçek bile bundan çok seviliyordur. Babadan oğula saltanata çevirdiler iyice. Devletin malı deniz nasılsa. Evet.
Sokakta bir evsiz görürseniz havanın bu soğuk günlerinde lütfen es geçmeyin istanbul için 153'ü ya da türkiye geneli için 112'yi arayın. Daha demin gördüm adam istanbul'un bu ayazında sokakta ince bir örtüyle yatıyordu.
Böyle bir şey varmış allah kimsenin aklını alıpta kendini buralarda bırakmasın. Şaka gibi. Böyle bir şeyin kesinlikle yasal olmaması lazım, saçma salak şeyler. Ece gürel'in eğitim aldığı kişi gözaltına alınmış. Böyle şeylerle uğraşmayın sonra ecinnilere karıştık diye ağlamayın. Evet.
instagram sayfasına baktım ve hocaları olarak gösterdiği kişiler cadılık ve büyücülük gibi eğitimler veriyorlar. Böyle bir şey yasal olabilir mi ya? Hem şarlatanlık hem de büyü doğru yapıldığında başka insanın hayatını etkileyebilecek bir olgu. Bu şekilde nasıl özendirilebilir. Dinsizlik insanları ne hale getiriyor ve nasıl bir boşluğa sürüklüyor. Gül gibi islam varken insanın ruhani her türlü ihtiyacını tertemiz karşılayabilecekken seküler dünya insanları büyücülüğe, ormanda ayine, cadıcılık gibi şeytani şeylerle uğraşmaya itiyor ve Allah katında lanetlenmişlerden oluyorsun ama bunun farkında bile olmuyorsun. Allah bu milletin sonunu hayr etsin. Ortaçağın cadılı büyücülü cahil avrupasına döneceğiz bu gidişle. Ortaçağda islam'ı araştırın birde.
Hiçbir şey yapmayan üsküdar belediye başkanı. Bi kentsel dönüşüm yapar dedik onunla ilgilide hiçbir şey yaptığı yok. Nevmekanlar falan harika işliyordu, fiyatları iyice arttırmışlar menüler küçülmüş. Olan düzeni korumaya çalışıyorlar onu da zor yapıyorlar gibi. Hilmi nakkaştepe gibi bir park yaptı, eski mekanları restore edip nevmekan olarak halka kazandırdı. otizmli bireyler için tebessüm kafe gibi tatlı bir fikirle geldi. Sabahları fakir fukaraya çorba dağıtımı, yaşlıların evine yemek hizmeti yapılıyordu. Ramazan'da halk iftarı için kurulan gönül sofraları da bu sene yok tabii. Hilmi'yi sevmezdim ama arada dağlar kadar fark var. Evet.
60 metrekare olan dairemizin yapıldıktan sonra 40 metrekare olarak teslim edileceği söylenilen zımbırtı. 30 yıl sonra bir daha dönüşüm olsa 20 metrekare mi teslim edilecek. Daireleri bu şekilde küçültmeyen bir firma ile anlaşmak olanaklı mıdır acaba? Evet.
