"Hedef TAM BAĞIMSIZ TÜRKiYEdir.
NATO, AB, ABD güdümünden kurtarılmış bir Türkiyedir.
MiLLÎ savunmayı, MiLLÎ ekonomiyi, MiLLÎ eğitimi yeniden tesis etmektir. Atatürk maskesiyle ya da Allahla aldatanlardan uzak, Türk milletinin yanınd...a aydınlık bir geleceği inşa etmek için HER CENAHTAN öngörülü insanlarla fikir üretmek içindir.
Aşağıdaki ilkeler çerçevesinde milletin ve memleketin geleceği konusunda fikir teatisi yapmak, kararlar almak ve uygulamak üzere bir aradayız. Bu ilkeleri lâfta değil samimi olarak kabul eden herkesle bir araya gelmeye hazırız."
ama masum insanları katleden terör örgütü lideri abdullah öcalan'ın önünde düğme ilikleyip, kravat takması ise çok ilginç. ağaçlar insan için çok önemlidir ama insanlar ağaçlardan da önemlidir. keşke ağaçları katleden kepçelerin önünde durabildiği gibi ellerinde silahlarla askerlerimizi katletmeye çalışan teröristlerin karşısında duracak kadar yüreğe sahip olsa.
pkk'lıların yoğun şekilde yuvalandığı sözlük. diğerlerinde de böyle mi merak ediyorum. edebiyatın gözüne vurmadan ajitasyonsuz iki cümle kuramıyorlar. barış, özgürlük, demokrasi, faşist, ırkçı gibi kelimeleri kullanmadan bir ömür yaşayamayacaklarını düşünüyorum. dünyada herkes savaş istiyor bir tek bu insanlar barışçıl. herkes ezen bu pkk'lılar ezilen. herkes cani, katil ama bu pkk'lılar haklı ve hakkını arıyor. geçmişteki katliamlarından bahsedince geçmişte kaldığını söylerler, pkk'lılara yüklenmek haksızlıktır. ama öldürülen pkk'lı görünce özgürlük savaşçısı muamelesi yapıp devlet katildir etiketi yapıştırırlar.
he bir de her pkk'ya köpürdüğünüz de hani kardeştik derler, bölücülükle suçlarlar. ben bir pkk'lıya kardeş demem. ne zaman kardeş sayıldınız ki? kardeşlik, bu ülke içerisinde kökeninden utanmayan her insanın sorunsuz bir arada yaşamasıdır. benim kardeşime silah doğrultup öldürenle kardeş olamam. bu insanlığıma hakarettir. ve bir pkk'lının yeri insanların sevgilerinde değil nefretlerinde olmalıdır. kundaktaki bebeği katledenleri başka bir statüye sahip olması mümkün değildir.
gazeteci yazar ömür kurt'un 4 şubat'ta piyasaya çıkan son kitabı. bilgisayar oyunları ve çizgi filmler üzerinden yapılan psikolojik operasyonun çocuklar üzerinde bıraktığı etkiyi anlatan kitap bu konudaki farklı çalışma ve düşünceler sebebiyle neredeyse ilk sayılabilecek bir araştırma.
"dünyaca ünlü sızıntı sitesi wikileaksın kurucusu julian assangeın bir çizgi filmin içinde ne işi var? neden bir bilgisayar oyununun içinde diktatörler devrilir, teröristler öldürülür, ııı. dünya savaşı çıkarılır? arap baharına nato müdahalesinin bilgisayar oyunlarıyla ilişkisi nedir? büyücüler, vampirler, süper kahramanlar, savaşlar, içki, kumar, cinsellik, şiddet, cinayet, hırsızlık, zamparalık neden çocuk ve gençler için hazırlanan çizgi film ve bilgisayar oyunlarında kendilerine yer bulur?" şeklinde bir soruları gündeme getiriyor ve çizgi film, bilgisayar oyunları gibi çocuk ve gençlerin yaşamında önemli yer tutan araçları irdeliyor.
benim "insan olmam" beklentisi içerisine girerek nick altımı yazan ilk yazar. kafasındaki 'insan' tanımını bilmiyorum ama insan olmak için elimden geleni yapacağım.
12 eylül 1980 yılındaki darbeyi olumlu bulup destek veren ve aradan yıllar geçtikten sonra bu seferde bebek katili bir şerefsizle, şerefsizce yapılan görüşmeleri destekleyen kişi.
"BiZi ÖNCE "PARTiCiKLERE" AYIRDILAR! SONRA ONLARI KONTROL ALTINA ALDILAR! BiRBiRiMiZE KARŞI SAFLAŞTIRDILAR.. BUNLARI YAPARKEN BASINLA BEYNiMiZi YIKADILAR!
SLOGANIMIZ "ÖNCE PARTiM" DEĞiL, "ÖNCE VATAN" OLMADIKÇA GÜN YÜZÜ GÖREMEYECEĞiZ!"
arkasında hiç kimsenin olmamasındandır. ne kitleleri arkasından sürükleyen bir partinin desteğiyle gelmiştir göreve ne de darbenin ardından oturmuştur o koltuğa. kendisi hukuktan gelen, görevini en iyi şekilde yapan atatürk'ten sonra en değerli cumhurbaşkanımızdır.
onun veto ettiği anlaşmaları abdullah gül denilen tipi güzel yayık suratlı kişi noter edasıyla onaylıyor artık. çankaya'dan dışarı çıkmıyormuş. bak hele hataya bak. abd başkanının köpeği olanlarla mı karıştırdınız? ingiltere kraliçesinin faytonuna binen yalama gibi mi olsaydı?
sadece kurucusu, adı ve ambleminden dolayı bu kadar oy alabilen partidir. şu anki kadroyu farklı bir ad ve farklı bir ambleme ait bir partiye koysanız barajı geçemezler.
bu da demektir ki o partiyi ziyan ediyor hainler. bu parti, atatürk'ün partisi değildir. halâ atatürk'ün partisini destekliyorum, oy veriyorum diyerek kendini avutan varsa belirtmek isterim ki parti atatürk'ün partisi değildir.
atatürk'ün partisi harf devrimi yapmıştır. laiklik düşüncesini benimsemiştir. kılık kıyafet konusunda devrim gerçekleştirmiştir. milli bir yönetim anlayışı belirlemiştir. her yaptığı işi halkına fayda getirmesi amaçlı gerçekleştirmiştir. ve en önemlisi tam bağımsızlık şiarıyla hareket etmiştir.
bir de o koltuğa oturmak için çok çile çekmiştir. şimdiki genel başkanı ise ne zekâsı, ne bilgisi, ne siyaseti ne de proje ve katkılarıyla oturmuştur. onu o koltuğa oturtan sıradan bir seks kasedidir.
halâ atatürk'ün partisi diye saf ayağına yatıp da milleti keklemeye çalışmayın. bu millet gerizekâlı olsaydı takım elbisesini giyer meclis'e milletvekili diye giderdi.
"önce yabancı eğitim sultası kabul edilerek batının deli gömleğini giydik.. kültürel iğdiş projesi on yıllarca ülkede uygulandı, batıya itaatkar kuşaklar yaratıldı.. sonrası çorap söküğü gibi geldi, mazlum milletlerin lideri türkiye, o ülkelerin karşına amerikanın elçisi olarak çıktı/çıkarıldı. 1952de natoya girerek kendi köleliğini taçlandırdı!
10 yıldır başımızda amerikada kurulmuş bir iktidar partisi var.. yine uluslararası sermaye tarafından güdülen bir muhalefet ona eşlik ediyor.. iktidar da muhalefet de aynı siyasi elitlerin temsilcileri olarak halka kan kusturuyor.. demokrasi teranesi ile aldatılan halk, yurttaşlık bilinci bulanık, oyla sandıkla seçimle oyalanıyor, emperyal oyunlara konu mankeni oluyor.
geldiğimiz noktada, türkiye yabancı askerler tarafından kuşatılıyor. rejimi değiştiriliyor, parçalara bölünüyor, toprak kaybediyor. yıllardır düşman edildiği komşuları için en saldırgan pozisyona sokuluyor. ve nüfusunun yüzde 17'si açlık sınırı altında yaşıyor."
kantininde yer almaktan zevk aldığım fakülte. derslere girmeyip vaktimi orada geçiriyorum. geçen sene daha bir canlıydı ama hayırlısı hele bir yaz gelsin de.
hadi müslümansın allah inancın var. ve sen bu partinin allah'ın yardımıyla iktidarda olduğuna inanıyorsun. o zaman neden daha en başında bu partiye katılmadın. saadet partisi ve has partisindeyken ateist miydin yoksa o zaman allah henüz bu işlere karışmamış mıydı?
ibnelerin, geçen sene ayarladıkları fikstüre sikko diyordum ama en azından 2 3 günde bir maçlarını izlerdik. bir de basketbol şubesinin de yoluna her şekilde devam edişi de cabası. şimdi hafta da 1 anca görüyoruz ki o da devre arası girdi olaya.
çene çalmaktan yorulan öğrencilerin, ağızlarıyla başka işler yapmalarını sağlayabilecek olay. sol görüşlülere karşı olacağım diye tayyip erdoğan'a yaranıyorlarsa akıllarını sikeyim. halâ gerçek düşmanı görmekten aciz kalmışlar demektir.
"ulan daha 48 saat önce sözlüğe dokuzuncu nesil olarak girdim. ne çabuk geliyor bunlar" şekline tepki gösterdiğim gerçek. olum burada nesiller 2 günde bir mi artıyor?
33 erin katledilmesini hatırlamayanların tepki gösterdiği durum. bu 33 er 30 binin üzerindeki insanın binde 1'idir. mızmızlanmanın anlamı yok. o kişilerin ölüsüne pkk sahip çıktı. türkiye cumhuriyeti vatandaşı diyerek hoş görmenin kimseye faydası yok.
bölücülüğü savunanların, ağızlarında sakız olmaları için insanların ölmesine ihtiyaç vardı. insanlar öldü ve sizler şimdi konuşuyorsunuz. bol bol duygu sömürüsü, bol bol özgürlük istekleri. her şey sizler içindi. o ölenler aslında sizler için öldü.