üniversiteyi bitirdikten sonra bir baltaya sap olamayıp soluğu markette almaktır. nerede o memur olma hayalleri... ego yerlerde market kızı olmaya mahkum olmaktır.
tam konserde yerinizi bulursunuz kısa boylu hizalanmış insanların arkasına geçersiniz ünlü sahneye çıkar net bir şekilde görürsünüz ki tam o esnada kalabalığı yarıp uzun boylu adamın teki gelip önünüze geçer. arkada da görebildiğini halde hep önlere geçmek ister. sağa gidemezsiniz sola gidemezsiniz. adamın oradan gitmesini beklersiniz, bu defa da konser biter.
cinsel açlık çekmemizin tek nedeni seviştikten sonra kendini imparator ilan eden yakışıklı erkeklerdir. küçücük bir deliği fethedebildiğin halde buraların kralı benim egosu taşıyorsun. bıktık sizden. egonuzu görmemek için kimimiz gidiyor kendini nesnelerle tatmin ediyor dimi? hem de siz varken? hem de siz abazayken! sizin yüzünüzden bu haldeyiz ama bilin ki açlığımız geçmiyor. siz kendinizi bir bok sandığınız için hepimiz abazalıktan kırılıyoruz. hepsi sizin suçunuz. ayrıca imparator ilan etmeyenle rde saatlerce bir nesneye bakıp mala bağlıyor. nereden baksan tüm kapılar sizin içinizde halledemediniz problemlere çıkıyor.
sen istediklerine ulaşırken ben elimde olan her şeyi kaybediyorum. ben kazanırken sen dibe vuruyorsun. kimimiz görmemezlikten geliniyor kimimiz göz önünden hiç düşmüyor. akıl zeka hayatımızla ilgili kararlar vermemizde bize yardımcı olsa da o tanrısal gücün elinde, olması ya da olmaması. inanıyorum, o gücü tüm damarlarımda hissediyorum ama gözünü sevdiğim sanki bıyık altından gülüyor dalga geçiyor. elimizden alıp bizi seyrediyor ya da elimize verir gibi yapıp bozulmamızı sağlıyor. öyle ediyor böyle ediyor gücünü bizim üstümüzde uygulayıp bizi kuklalara çeviriyor.
bu insana silik mi desek yoksa dikkat çekme metodu insanların meraklarıyla oynamak mı desek bilemedim. tanım olarak dikkat çekmek için bu lafın arkasına sığınan gıcık insandır. söylediği şey genellikle önemsiz ve saçmasapandır. boşa vakit harcar. herkesin çevresinde olabilecek insan figürüdür.
kiloları kafaya takıntı yapmış, donla külotla bile tartıldığında 1 kiloyu iç çamaşırlarına verip soyunarak tartılması ve hatta lenslerini bile çıkartmaya kadar abartan insandır. bu insan her zaman bir kilo aşağı söyler lensler bir kilodur. **
sadece bana mı oluyor hissinden bir tanesidir. tamam uykusuz kaldık uyuyamadık haliyle sabah oluyor ama bu telaş niye? hemen uyumalıyım telaşı anlamsız değişik.
yazılmak istenene başlık: facebook ta evlendikten sonra uzayan soy isimler. hanım kızlarımız hem kızlık soy adlarından vazgeçemezler hem de kocalarının soy isimlerini almaya çalışırlar ve ortaya lidıl lidıl karışık bir şeyler çıkar. atıyorum, nazlıcan soykan börekcioğlu gibi.
insanın yaptığı eylemler sonucu kendi kararlarını sonradan beğenmemeden kaynaklanan ve her işte vicdanını kullanarak hareket etmesinden dolayı kişiliğini yargılamasıdır. "ben bu kararı verdim ama hay ben..." diye iç konuşma yapar. vicdanının zihnini yönetmesine istem dışı izin verir ve bundan hoşnut olmaz. yapacağını yapar ama memnun olmaz. iç serzeniştir.
istemediğimiz olayları engelleyecek bir güç olmaması ne kadarda zayıf yaratıklar olduğumuzu gösteriyor. burada en güçlü silah kalemdir sözü aslında birazda laf ebeliği gibi geliyor. çoğumuz yaşadığımız şeylere boyun eğiyor ve yapabilecek bir şeylerinin olmadığını söylüyor. bazen güç ve yola getirme gücü barzoluk olarak adlandırılıyor. içimizde fırtınalar estiren öfkemizi doruklara ulaştıran olaylar karşısında bile sadece izlemekle yetiniyoruz. bilim adamları bile hep o kokuşuk laboratuvarlarında tuhaf şeylerlle uğraşıyor. tanrım şu an bana dünyanın dengesi bile saçma geliyor. sanki herkes koyun gibi yaşıyor doğrusu yaşıyoruzda ama bir şeyler olsun artık. değişelim. mesafeler bile kısalsın. öfkemizi dizginlemeyelim anında yaşayalım. konuşurken bile küçülüyoruz.
babası mesleğine peynircilikle başlamıştır. özü köylüdür. bir kaç keçiyle ve bir tane sarıkız ları vardır zamanında. sonra çok çalışıp dükkanlar zinciri kurmuştur. e hal böyle olunca zenginlik servet hepsi birbiri ardından gelmiştir. durum böyle olunca "bu mal varlıklarını zamanında babam ne zorluklarla kazandı. yemedi bize yedirdi çok çalıştı çabaladı. şeeere geldik emme özümüzü de gaybetmedik evellallah!" diyip çayını hüpkürür.
telefonun yaygınlaşmasından bu yana bozulan şarj aletlerinin haddi hesabı yok. genelde evdeki babalar ve abiler "ben bununla bir şey yaparım ki" diyerekten kesinlikle bu sarj aletlerini atmazlar. anneler zaten poşetin içinde bir şey saklamaya meraklıdırlar. bu eski sarj aletlerinin bazıları beş kilo ağırlığında var neredeyse. teknolojijle birlikte küçüldüler gariplerim. br de bu sarj aletleri genelde üzerinde samet konfeksiyon yüncü ali gibi tuhafiye isimleri yazan poşetlerde saklanır ve çekyat altı gibi bilumum kuytu köşede yerlerini alırlar.
uzmanların yaptığı açıklamaya göre otistiklerin ateist olduğuna dair söylentiler var. zekaları dini inancını algılamadığından ötürü. köpürenler de var tabi. bana göre ise bunu kesinlikle bilemeyiz.
şu boktan hayatta kah macera yaşadık kah sınırları geçtik kah güldük kah ağladık ama bunlar sonrasında boşluğa düşmekte çok illet oluyor usta. bu hususta bunalıma girsem mi girmesem mi diye ikileme düşüyoruz. ayak sakatlandığı için sporun bırakılması tuz biber oldu tatlım. bunalımı avantaja çevirmek adına izlenmeyen film okunmayan kitap kalmaz şimdi. arada bir dağa falan tırmanılır havalar düzelince denize girilir. ama yok şu an bunlar bile yük gelir insanın canı istemez. olgunlaşmak adına o kadar derdin tasanın altına girmek gibi. jilet atmak için onca arabesk şarkıyı dinleyip kendini bunalıma sokan ergen gibi. bu gibiler bitmez.
doktordan randevu alındıysa akabinde sabah erkek kalkacak olmanın verdiği iç daralmasıdır.. insanı içten içe çökertir. saat geç oldukça içten içe bir karamsarlık çöker ruh daralır. psikolojim bozuk doktor bey.
-off aşkım ben çok hastayım s.s.s
+geçmiş olsun aşkım.
-hastayım diyorum yiiaa bu mudur yani bu mudur. off nese ben hplrımı içiyorum sen çok odunsn glba.:S.s.s
arkadaşlar, dostlar, eğlenmeler, içmeler, sıçmalar, gezmeler, tozmalar derken sözlükten uzak kaldığınızı farkedersiniz. haftalarca sözlüğe girmeyincede sözlükten ister istemez soğursunuz. ağır bir entry girme isteksizliği başlar. nerde o eski sözlükte sabahladığım günler diye ah edersiniz. kusura bakma sözlük ama biz asosyal olduğumuz sürece sen ayakta duruyorsun. bu insanlar bir gün kendi hayatlarına dönüp sana entry girmezse duvarlara tırmanırsın.
alaturka tuvaletlerde işerken sidiğin tazyiğinden dolayı içimizde durduğu gibi durmaya çiş sağ sol yapar ve dizi çıkmış pijamamızın paça kısmına sıçrar. bir an önce bir şekilde kurutulması gerekir. kuruturkende havaya karışan koku sizi ele verir.
hayatta unutulmaması gereken şeyler arasında ilk sırada yer alır. gece dalgınlıkla yapmayı unuttuğumuz sabah uyanır uyanmaz yapılmalıdır. yalnızlığın anlaşıldığı anlardır aynı zamanda. vücut alışmıştır bir kere. sexte yapsan mutlaka el gider bir yerlere. insanın o an hemen silkelenmesi gerekir. aksi taktirde topluma zararlı insanlar olabiliriz. sözlüğe zararlı olduğumuzu hiçe sayaraktan saygılar efendim.
başlığın tam olarak tanımı, erkeklerin abazalıktan kırıldıkları için eski sevgililerine dönmesidir. asıl nedeni sadece cinselliktir ve yeni bir sevgili bulamamalarıdır. bir kezban olarak diğer kezbanlara sesleniyorum. hiç sevinmeyin duygusal sebeplerden dolayı erkekler geri dönmüyor. buna aldanan birisi olarakta diyorum ki siz aldanmayın. ben yaptım siz yapmayın.
