En son 2015 de bi seyler yazmisim sözlüğe. Su an mesajlarıma sohbetlerime falan baktım da zaman ne kadar hızlı geçmiş. 2011 nedir ya? Ruh halim arabesk resmen.
Saat gecenin üç buçuğu uyku yok erken uyanacak bir iş yok(malesef) ve ben uzun zaman sonra şifresini bile unuttuğum sözlük nedir diye ilk defa ögrendigim yere uludağ sözlük e geldim.
"avuçlarımdan içti suyuni kana kana
çiselendi gözleri komar yapraklarına
ayrılırken son defa döndü de bakti bana
sarılıp da ağladık onunla kana kana
yare selam söyleyin gurbet elin kuşları
sildi mi kuruttu mi gözündeki yaşları
yare selam söyleyin anadolu kuşları
sildi mi kuruttu mi gözündeki yaşları
bakarken uzaklara gözleri dalayimi
onun da benim gibi yüreği yanayimi
her kapı çaldığında yar geldi sanayimi
ben onu unutmadım o beni arayimi
yare selam söyleyin gurbet elin kuşları
sildi mi kuruttu mi gözündeki yaşları
yare selam söyleyin anadolu kuşları
sildi mi kuruttu mi gözündeki yaşları
çaya indim çay susuz yeduğum yemek tuzsuz
çaya indim çay susuz yeduğum ekmek tuzsuz
gündüzlerim karanlık gecelerim uykusuz
yarsız malı neyleyim ha açım hada susuz
yaşamaz bu dünyada o bensiz bende onsuz
yare selam söyleyin gurbet elin kuşları
sildi mi kuruttu mi gözündeki yaşları
yare selam söyleyin anadolu kuşları
sildi mi kuruttu mi gözündeki yaşları"
Genellikle köydeyken yapılan eylem. Yapılacak bir şey kalmamış etrafta da pek insan kalmamışsa farkında olmadan koca bir paket bitirebilirsiniz köyde. Tabi sonrasında yüzünüzdeki sivilceler güzelce hatırlatır size.
onur koç şarkısı bildiğim kadarıyla. bu çocuğun bir şarkısını sevebileceğim aklıma gelmezdi.
Aşk adını koydum seni yazdım tüm gökyüzüne
Aşk güneşim oldun sabahlara seninle doğdum
Aşk tüm çiçekler bir olsa sen gibi kokamaz
Kimseler aramızı bozamaz
Vazgeçmem bu aşktan ben ne bulutlar ağlasın ne sen
Terketmem eller yüzünden yansın tutuşsun dillerim
Affetmem bir damla gözyaşına kıyana kıyarım
Terketmem bu aşktan vazgeçmem
Yaklaşık bir haftadır takip ettiğim facebook sayfası.
Bu bir haftada o sayfa sayesinde insanların ne kadar acımasız olduğunu farkettim. insanlar deli gibi evleri eşyaları hatta eşyaların rengini eleştiriyorlar. Ve bunu acımasizca yapiyorlar.
Gerci banyo dolabini koyu yeşil ve açık sarı yapan abladan sonra biraz kustum ama yine de ya ben neyse
Bazen mecbur kalınır.
Başlarda günde 1 veya 2 telefon konuşmasıyla yetinmeye çalışırsınız. Ama hicbir zaman eksilmeyen aksine hasretin daha da artırdığı bir aşkla bağlanırsınız.
Sevgili askere gidince uzak mesafe ilişkisi mecburî oluyor malesef.
haber spikeri özge uzun un yazdığı kitap.
hayatını, yaşadığı zorlukları en çok da dünyada daha önce rastlanmamış bir hastalığa sahip oğlu dağhan ı anlattığı kitap.
hiçbir şeyin hiç kimsenin aslında neler yaşadığını öylece dışarıdan bakarak anlayamayacağımızı göstermiştir bu kitabıyla bize.