senden 1 milyon kat güzel kızlar varken ayrıca çoğu pornocu seni kim ne yapsın, birde 1 milyon dolara, aramızda bağış toplayalım da sen soyunma ece bacı...
işsiz biri olarak desteklemediğim önermedir, tembel biri değilim ama maaşları zamanında alamadığınız bir iş yerinde çalışmak çalışmak değil düpedüz köleliktir, boş durmaktan iyidir ne demek yahu.
bir insan ben işsizim, iş arıyorum bulamıyorum diyorsa geçmişte yaşadığı acı tecrübelerin tekrardan vuku bulmasını istememesindendir, yani iş çok para veren yok muhabbeti.
ne yazık ki mevcut sistem şuanda bunu gerektiriyor yani köleliği açıkcası buna zorlanıyoruz, okumanın ya da belli bir statüde olmanızın malesef bu düzende pek bir faydası yok.
tabi bir baba şirketinde çalışıyorsanız veya eş, dost, akraba yanında bir işiniz varsa bir sonraki maaşınızın zamanın da yatıp yatmayacağı gamı içine düşmezsiniz.
o yüzden yurdum insanı kpss gibi sınavlara girerek belli bir dereceyi tutturma peşine düşüyor. nede olsa devlet işi tıkır, tıkır, düzenli maaş cumartesi, pazar tatil, bir sürü bayram bir çok sosyal hak, vs...
tembel değiliz, çalışıyoruz ancak çalışkan daha doğrusu üretken bir toplum değiliz hırslarımız ve ideallerimiz bu yönde değil, sindirilmiş bir toplumda sürekli sakınarak yaşayan ve bunun vermiş olduğu sıkıntıyı hak arayarak oyalanan ve bu oyalanma zarfında boş takılan aylak bir toplumuz.
helyum balonun gibi devasa bir cisim tepenin arkasından beliriyor, kimsenin aklına da video çekmek gelmiyor pes arkadaş, pardon olay konyada oldu değil mi..
edit: ayrıca fotoğraf hiç inandırıcı değil uzakta görülen tepe, ağaçlar falan mesafe itibariyle göze uzak gelirken (netlikte düşük) ama ufonun görüntüsü daha belirgin daha yakın olduğu izlenimini veriyor.
yani birisi fotoğrafın görünmeyen kısmından o esrarengiz cismi uzatmışta olabilir.
ayrıca haktancığım güzel abim, sen değil miydin şu meksika da bulunan yaratığı uzaylı diye savunup tv'lere çıkıp bas, bas bağıran yok dna'sı çözülemiyor, yok belgelerle bunun dünya dışı bir canlı olduğu kanıtlandı diyen.
sonradan o canlının tüysüz maymun olduğu ortaya çıktıda yapan kişide bunu itiraf etmişti derisini soydum falan diye.
ayrıca yok onu bulan şahısların arabası terk edilmiş bir yerde erimiş biçimde bulundu diyen, sen değil miydin.
neticeye hiç bir zaman ulaşamayan kızlardır, iradeleri zayıftır,iki top dondurmaya, bir çikolatalı pastaya, ortaköy kumpiri,taksim simidi, derken hemen yelkenler suya iner, ayrıca bu karşı koyulamaz besinleri yedikten sonra, pişmanlıkları boy aynasında selülit ve çınar ağacından bozma basenlerindeki yağ bezelerini mıncıklarken son bulur..
bir inci sözlük yazarı şu sıra yazdığı hikayeye takıldım,çok özenerek yazdığını söyleyemem ama sürükleyici bir gerilim hikayesi olduğunu söyleyebilirim,içten samimi köy havasını hissetiriyor hoşuma gitti,sonunu merakla bekliyorum.
nereden biliyorum kardeşimin kız arkadaşı hostes, geçen konuşuyorduk ''nasıl zor mu işiniz dedim''.
hangi iş zor değil ki, uçuyoruz işte jetlag falan oluyoruz, servis yapıyoruz, uçuyoruz,jetlag, servis,uçu..,ser..,jet..
''çok zormuş valla üzüldüm halinize, peki değiyor mu? ne kadar alıyorsunuz?'' dedim.
keşke demez olaydım, o kadar uçuyorlar onca ülke görüp orada konaklıyorlar her gittikleri ülke için ayrı harcirah alıyorlar.bir sürü sıkıntı.hatta gittikleri yerlerden ucuza bir çok hediyelik eşya falan getiriyorlar, evlerinin salonlarında mini bar bile var.
''7500tl aldım son maaşımda dedi''.
''çok zor hakikatten, yapılacak iş değil''.dedim
...köşeden kaptığım küreği tam ağzının orta yerine indirdim.
kandaki şeker oranıyla da bağlantılıdır, bir sivrisinek kişiyi ısırmıyorsa o kişinin teninde ve nefes kokusunda ona yarayacak proteinin ve şekerin bulamamasıyla alakalıdır.kan grubuyla bir bağlantısı yoktur.
bana 30 sanıyede bir hat düşmesi yaşatıp sinir kat sayılarıma bir yenisini ekleyen internet şirketi, şaşılacak olay ise, m.hizmetlerini arayıp 5 dakikada işimi halletmeleri oldu, canavar gibi netim hızlandı kopma yaşamıyorum, istediler mi yapıyorlar, ama illa başta müşteriyi canından bezdirmeleri gerekiyor.sanırım bu en büyük şirket politikaları.
an itibariyle itü'de sayfa sayısı 26 larda seyir ederken, uludağ'da 45 leri aşmıştır, itü'de bu başlıkların çoğu am,göt ve ateizmle ilgili konularla alakalı seviyesiz başlıklarken uludağ'da bu oran oldukça düşüktür.
afyonda öğrencilik yıllarında yaşadığım bir hadiseydi buyrun:
okul bitti haliyle evden çıkma kararı aldık pılımızı pırtımızı topladık, eşyaları diğer öğrenci arkadaşlara ucuz yollu bıraktık tv'sinden şofbeni'ne kadar alayını bağışladık desek yeridir.neyse ev sahibin aradık ''fikret abi biz evden çıkıcaz evi gel bir kontrol ette alış verişimizi bitirelim helalleşelim'' dedik.
neyse ''tamam iş çıkışı uğrarım''dedi.
iş çıkışı geldi çattı ..
kapı çalındı bir baktım bu, ev sahibi zaten suratında bi siklemez tavırlarıyla girdi içeri bi soğukluk olduğunu anladık neyse
içeri buyur ettik.insan olarak bir şey içer misin diye sorduk, ''ne içecem alkol mü dedi.''
''ne alkolü fikret abi çay,kahve anlamında yani'',(gülerek) ''bırakın ya ben öğrencileri bilirim, onların evinde su yerine damacana damacan bira olur,hatta bira şişelerinden kule bile yapıyorlar.zaten ben evi öğrencilere vermezdim de mağdur kalmasınlar falan diye vermiş bulundum'' dedi..
neyse banyoya girdi çeşmelere baktı ''bu akıtıyor,bunun değişmesi lazım''dedi
oturma odasının kapısına baktı ''menteşeler oynamış bunda da hasar var, duvarlar pert boya lazım ''..dedi dedi dedi de dedi ..
''ne kadar alacağınız var benden depozito''
''abi 400 kira 400de depozito verdik alacak 400tl'' dedik..
keşke demeseydik hatta direkt bağışlasaydık o parayı da o lafı duymasaydık.
''masraflar ortalama 350tl falan tutar yarın su işlerinin oraya gelinde 50 tlnizi vereyim'' dedi..
işte o an evet o an, ne olduysa o an oldu..(slowmotion) seçkin diye bir arkadaşım vardı makina bölümündeydi. nasıl ne şekil oradan o ayakkabı keratasının alıp fikret abinin kafasının ta çatına indirdi anlamadım 'küt' diye bir ses duydum ses boş odada adeta yankılandı
o sırada tüm olayları normal motion olarak izlemeye devam ettim.
-(Seçkin) :senin ben ananı sikerim kansız şerefsiz.
-(yaralı ev sahibi):hööpphğğh ağğğa ulaaağğn kafaaaağmm
-(seçkin): sabahtan beri o bozuk, bu bozuk ağzı yapıyorsun sırf parayı vermemek için bin dereden su getirdin amk oğlu(kombine yumruklar inerek)
-(yaralı ev sahibi): öğğüürrsspuu çooçiiğiii
seçkin mutfaktan kaptığı ekmek bıçağını fikret abinin direkt böğrüne sapladı..dı dı dı..
vviiiiiiiiiiuuuhuuuuuuuiiiiyytt (flashforward)
-tamam abi su işlerinin oraya geliriz hesabımızı yaparız.50 tl diyosan 50tl dir.
yurdum simitçisi bile bu örgüt hakkında konuşuyorsa, o örgüt zaten gizli bir örgüt değildir..hatta o örgüt bile değildir,çocukken kurulan ev altı bodrum kulüpleri kadar balondur.
benden iyi kimse bilemez bu firmayı bir dönem halkla ilişkiler departmanında çalıştım, allah muhafaza diyorum gidin dilenin bu firmada işe girmeyin.başka bir şey bulamıyorum söyleyecek.
ama bir gün yolunuz düşerse m.hizmetlerine girin ''müdür kim burada '' deyin müdürü gördüğünüzde bu firmanın kurumsallıktan nasibini almamış olduğunu anlarsınız.bildiğiniz bebeyi müdür yapmışlar.21 yaşlarında 30 kilo kadar, 1.55 boylarında askere bile gitmemiş bir hıyarı gördüğünüzde şaşırmayın.
ee tabi kordinatör şefinin oğlu olmak kolay değil..
an itibariyle gömüldüğüm ikili, çoğu mezeyi denedim ancak, havuç ve sarımsak kombinasyonuyla oluşan trator müthiş bir lezzetle yarenlik ediyorlar şuan yalnız rakı soframa..
bir çok sözlükte hesabım olmasına rağmen en keyif aldığım sözlük oluşumu, mesala itüsözlük gibi troll yuvası değil.en çok mutlu eden hadise ise sol framede inci kalıbında başlıklar olmaması, bu başlıklar hemen hemen her sözlükte abazan yazarların içindeki libidoyu dışarı vurma biçimi..neler bunlar: (tür olarak)
osururken sıçmak
türk kızları şöyle böyle, rus kızları sıkı fıkı
vajinada oluşan elektriksel akımlar
klitoris için ne dediler
halil sezai isyanları
göte giren şemsiyenin son durumu
zımparayla otuzbir çekmek
kıl,yün,tüy..
tamamen kendi fikrimdir, 15 gündür gözlemlediğim bu..
dönercinin müşteriyi siklemediği gerçeğidir, neden siklemez buyrun;
2 tl ye tavuk döner yiyen birinin yemek seçme gibi bir huyu yoktur, seçecek olsa gider bir mekana oradan alakart menüden istediğini seçer hizmetini alır, bir çuvalda para bayılır ve mekandan ayrılır.
2tl tavuk döner yeme alternatifi seçen birisi cidden maddi konuda sıkıntı çeken bir bireydir, işletmenin sahibi de (genelde tavuk döneri kesenler olur) bu tarz insanlarla sürekli karşılaştığından neyi ister, neyi istemez gibi sorular sorarak zaman kaybetmek istemez.
aksine içine katmadığı her ürün için fırça bile yerler.
çünkü fakir insan ekmeğini buldu mu içine taş koyar yine onu katık eder yer, turşu neymiş..
yeni alınan ayakkabının verdiği coşku paha biçilemez elbet, ancak ucuz alınan bir ayakkabının yarattığı sıkıntıda su geçirmez bir gerçek. parasızlıktır, cimriliktir bilinmez ama ucuz alınan bir ayakkabı ilk alındıktan sonra giyilmeye başlandığı her seferinde insanın içinde acımasız bir sıkıntıya yol açar, pahalı bir ayakkabının kalabalıkta çiğnenme korkusundan daha beterdir bu.
o küçücük 1 çift ucuz ayakkabının yarattığı etki psikolojinizi zedelemeye başlamıştır bile, her bakan çift göz, kikirdeyen bıyık altı sırıtmalar üstünüze bir kambur gibi çökmeye başlar, her kötü olasılığı düşünürsünüz vapura binerken, yolda yürürken her an pişti olacağınız korkusuyla yaşarsınız, herkes sizi izliyor, herkes ayakkabınıza bakıp için için gülüyor düşüncesine kapılırsınız..
ancak şunu düşünmezsiniz sizin ayakkabınızı ucuza aldığınızı bilen ya da anlayan şahısların, ayakkabıyı aldığınız mağaza ya da pazarları gezdiğini oralarda kendilerine bir şeyler beğenip baktığını o ayakkabıyı da o yerlerde gördüğünü düşünmezsiniz, sizin içine düştüğünüz tek şey, çevresinde veya yamacında bu ayakkabıyı giyen birilerinin olduğunu bilme düşüncesi sizin canınızı sıkar.
ucuz ayakkabı sıkıntısı yeni bir fenomen değildir, bu yaşadığımız toplumda bir çoğunun içinde bulunduğu yıllardır süre gelen içe atılan bir tür sıkıntılı ruh halidir.bu tarz papuçları modelleyerek reklam yapma peşinde değilim, ama şu anlattığım ruh halini bilen bir çok yazar olduğu kanısındayım.
suçlar gözlerle bakmanıza gerek yok, dürüstçe açıkladım ; size göre malesef, bana göre dobraca evet..evet ben ucuz ayakkabı giyicisiyim.
valla nereden aklıma düştü bilmiyorum ama 90'larda ilkokul okuyan biri için yanına zorla oturtulan kız öğrenci kadar gıcıktı bu sıra altlıkları.defter koyarsınız düşerdi, sıra sallanır pat ayağınıza düşerdi. bazen öyle bir bela sıraya denk gelirdiniz ki sıra altlığını baldırınızla tutmak zorunda kalırdınız, ilk teneffüste hemen başka bir sırayla yer değiştirme fikrine kapılırdık.işte benim ilk ali cengizim bu olay oldu.sonradan bu ali cengizler zamanla piçliğe, kıç altına raptiye koymaya, şişman pasif asosyal öğrenci ezemeye, oturacağı sırayı birden çekerek popo üstü yere düşmesinden keyif alamaya kadar gitti..
ufacık bir sıra altlığının beni getirdiği durumlara bak..
ben kim miyim. ben bir seri katilim.içimdeki, o beslenme çantasında haşlanmış yumurta taşıyan sümüklü öğrenciyi peşi sıra öldüren ve bundan sürekli zevk alan bir seri katil..
duymak istediğin buydu değil mi,3.sınıf bir korku romandan çalıntı sikimsonik sözler.. o sıra altlığı var ya hiç sikimde bile değil, o sıra altı düşer, düşer kaldırırdık çocuklukta başımızdan geçen sikindirik bir hadiseydi, hepsi bu.
içkilerin babasıdır, yalnız pek içilmez, hızlı tüketilmez, yağlı sert bir peynir, yanında maydanozla tüketilmelidir, has mezesi kavundur.ara sıklıkla yanında yoğurtta iyi gider.parasız bir zamanınıza denk gelip o sırada da güzel orta mevki bir meyhanenin önünden geçip anason kokusunu duyduğunuz anda içiniz cız eder.
isyanlara gark edersiniz, o an ruhunuzu şeytana bir duble karşılığında kiralayacak duruma gelirsin, ama bir 70liğe de gözünü kırpmadan satarsın.işte öyle bir hazdır rakı içmek.
