kasap kültürünü hemen hemen yok ettiğimiz ve büyük marketlerden alış veriş yaptığımız için pek farkedilmeyen karanfildir.
sebep sonuç ilişkisi aradım ve bulamadım. direk göze de çarpan, göze hitaben birşey. bir de; ulan neden karanfit? ben olsam gül falan koyardım. kokuyu mu bastırmaya çalışıyor acaba.
cııssszzzz tarzında bir ses çıkmasına sebep olup merakla izlenirken, kaybolduktan sonra buhar şeklinde ciğerlerimize giden insan salyasi.
ayrıca bu işlemi abartan velet odanın tükürük kokmasına sebep olur. fakat nefsine engel olamaz, cıszz sesi onu kamçılar, ağzı kuruyana kadar tükürür, sonra gider bardak bardak su içer, kaldığı yerden devam eder.
bir o yana bir bu yana dönmek, uykuya dalamamaktır. rahatlık, portatiflik, ortapediklik değil mevzu.. tedirginliktir asıl olay, kısacası sabaha kadar uyutmayabilir.
hava soğuk ve sert bir rüzgar esiyordu, işe gitmek üzere otobüse bindim. oturulacak bir yer bulamamıştım ama yaslanılacak bir köşe bulduğum için kendimi şanslı hissetmiştim. az biraz geçmeden burnum akmaya başladı ve yanımda bir markadan dolayı ağzımıza yerleşmiş, selpak diye adlandırdığımız aslı kağıt mendil olan, can simidim yoktu. burnum kaşınmış gibi yaparak, akan burnumu elimle çaktırmadan sildim ve yine hiç bir şey olmamış gibi elimi cebime soktum. ne burnumun akması nede yanımda kağıt mendil bulunmaması utanılacak bir şey değildi ama yinede bir yan kesicinin ustalığıyla gizliden gizliye yapıyordum işimi. sonra düşündüm benim durumumda olan herkes aynı şeyi yapıyordu. ve herkes aynı basitliği hissediyordu, içinden bir ses oğlum ne dandik adamsın sen nasıl olurda yanında mendil olmaz diyordu. benim içimde ki seste aynı şeyi söylüyordu bana. kafam bozuktu ve diklenesim tuttu o gerizekalı sese; peki ya ne yapmalıydım dedim, elimle hiç müdahale etmeyip, akmaya devam et, ağzımın içine kadar gir ve ben elimle sümüğümü silmeyecek kadar asil bir varlığım, akıyor ama hiç dokunmuyorum mu demeliydim, otobüs ahalisine baka baka. ben bu kadar sert ve mantıklı konuşunca birden susuverdi içinden gelen o ses. basit olayları beyninde bitirmiş bir insan olarak daha önemli şeyler düşünmeye başladım... tamam da şimdi başlığın konuyla ne ilgisi var diyeceksiniz, biraz gerçekçi olun eğer başlık otobüste burnu akan adamın dramı olsaydı bu entry'i okur muydunuz? ... ***
tanım: sokaktan geçen her hangi bir anketör'ün size sorabileceği bir anket sorusu
tarlasını bağını bahçesini askerler le koruyup savaşa papaz ve kurtlarla giden ülkücüdür veya tam tersi olup tarlalarınıda kurtlarla koruyabilir beklerim valla.
ayrıca kendisini türk yandaşını hun yapıp karşısına bizans ile ingilizleri alan insandır muhtemelen.
dini vazifesi olan hac görevini yerine getirmeye hazırlanan kişiyi,kutsal topraklara büyük bir gazla uğurlama yönetimidir.
ulan zamanında dedemleri hacca gönderirken aklıma gelseydi keşke.
bağırırdım arkalarından..
black metal tarzındaki şarkıların vokal sesi ile hemen hemen aynıdır.
açarsınız musluğu sular kesilmiştir. bir hişimla musluğu geri kapatmak istersiniz ama hafif bir titreme ile ğğuuuu sesi gelir derinlerden, bayağı kuvvetlidir ve çok ses çıkarır.
- nefes çekerek '' üü '' veya '' uu '' demeye çalışırsanız aynı sesi bir insan olarak ta meydana getirebilirsiniz. *
solculuk kavramının günden güne eriyip bitmesini, solculuğun s'sinden haberi olmayan sokakta iğne atsanız yere düşmeycek kadar cahil ve ön yargılı bir kalabalığın oluşturulmasını ve bu insanların kendilerini solcu diye adlandırmasını isteyenlerin yaptığı eylem. 21. yüzyılın üşengeç, tembel ve bigli öğrenmeye kapalı türkiye'sinde rahatlıkla uygulanabilen göz boyama.
istenmeyen her hangi bir durum karşısında söylenecek yalanın ortaya çıkmaması için ve kötü olan durumun üstünü örtmek için olayın içinde bulunan kişilerin kararlaştırtığı ortak yalan.
bununla ilgili olumsuz bir şehir efsanesi vardır:
dört üniversite öğrencisi sabah ki sınavlarına yetişemezler. ve hocalarından tekrar sınav olmak için izin isterler bu izini desteklemek için bir mazeret uydurmak gereklidir tabi, bunun içinde gelirlen 'arabamızın tekeri patladı' derler ama acele ve aniden gelişen bu durum karşısında, hoca bir cinlik yapar durumu kabullenmiş gibi görünür 'tamam sizi sınav yapacağım' der dört öğrenciyide ayrı ayrı yerlere oturtur sınav kağıtlarında sadece bir soru bulunur oda arabanın hangi tekerinin patladığıdır. -ups!?!
samimiyetsiz olan insandır, hiç birşey zorla olmayacağı için bazen dürüstce bir hayır çok daha mutlu eder insanı.
sizinle vakit geçirmek istemeyebilir veya çok önemli bir işi vardır bunu belirtmesi çok daha iyidir, ne demeye çalıştığı anlaşılmayan, kafada soru işareti bırakan samimiyetsiz bir bakarız tercih edilmemeli.
bir de bunu cool görünmek için yapanlar var o bakarız cevabından sonra hiç cevap vermeyin kendi dediği bakarız ile kalsın sonunda tıpış tıpış kendi ilgilenmek zorunda kalarak cevap verecektir.
damarların piçlik fışkıran anlı öpülesi bir şerefsizdir. muzur bir yüz ifadesi ile, neden ağlar bu adam diye bir türlü akıl ve mantık yürütememiş ve ağladığının bari bir sebebi olsun diye uğraşan cin fikirli na-muhterem kişidir.
içinde yaşadığımız toplumun en büyük ve tehlikeli sorunudur. tipik parti ve liderleri sorunu değildir bu, sırt sırta yaşadığımız insanların birbirine düşmanmış gibi yaklaşmasına sebep veren olayların bütünüdür aslında. partiler değişir, liderler değişir, iktidarlar, meclisler değişir ama daima değişmeyen aslında yüzeysel olarak değişen ama amacı hep aynı olan bir toplumsal ayrıştırma politikası vardır. zamanın da sağcı solcu vardı, sonra türk kürt diye bir sorun çıktı, en sonunda da laik dindar! ayrıca chpci akpci mhpci gibi sıfatlarla da pek karşılaşır olduk. biraz daha geri planda olan ateist müslüman muhabbetileride bunları yetişti yetişecek! peki daha ne kaldı...
ne kadar yakınsakta bu durumdan aslında farketmeden biz de bu oyunun bir oyuncağı olmaktayız. insanlarımızın kendilerine ve çevresinde beraber yaşadığı insanlara sıfatlar koyması, herkes tarafından çok doğal karşılanmaktadır. çoğu insanımız bunu artık sorun olarak görmemektedir, çünkü düşünce bencilliği içinde haraket etmektedirler.
insanlarımız sadece kendi mantığına uygun olanı savunup başka mantıkları kabul etmeyerek egoist davranmaktadır. medyadan bizlere empoze edilmek isteneni 'hiç sorgulamadan kendi içinde hissettiği görüşe veya fikre yontarak benimsemektedir'. artık ön yargı hat safaya ulaşmış salgın bir hastalık olarak büyümekte ve yaşanılan olaylar da gerçekçilik payı bizler için önem taşımamaktadır.
bununda en büyük nedeni dünyadaki fikir akımlarının bizim iyi yaşamamız için olduğunu unutup 'fikirlerin bize hizmet etmesini sağlamak yerine bu fikirlere köle olup fikirlere hizmet eder olmuşuz'. bu bilincin yayıldığı bir toplumda sorunların çözülmemesi ve her şeyin düzene oturmaması içten bile değil...
