KerryGillan
86 (hoş sohbet)
yedinci nesil yazar 1 takipçi 2.30 ulupuan
entryleri
oylamalar
medya
takip

    pro evolution soccer 2012

    267.
  1. top sizde değil iken pas tuşu ile pres yapıp pazara giden ya da faul yapanların pres+r2 yi denemesi gereken oyun.

    - oyunun bilinmeyen tuş kombinasyonları için mesaj atabilirsiniz. ya da maça başladıktan sonra starta basıp komut listesini a'dan z'ye inceleyin. türkçe'ye yanlış çevrilen şeyler var ya deneyin öğrenin ya da mesaj atabilirsiniz.
    0 ...
  2. bölücülük

    14.
  3. başlıkları alt alta okumak

    25213.
  4. sevgiliye sarılmak

    75.
  5. uğruna yapılmayacak fedakarlık yoktur.

    (bkz: özlem gidermek)*
    1 ...
  6. bir ülkücünün klavyesinden c harfini sökmek

    0.
  7. 'ç' harfini söküp 'c' nin yerine takmasına sebep olmaktır.

    aksı taktirde... ççç reyizz ççç
    5 ...
  8. gençler ne istiyor

    8.
  9. hep aynı rüyayı görmek

    11.
  10. fatih üniversitesi

    41.
  11. fetullah hakkında babalar gibi bağıra bağıra eleştri yapılan bir ilim irfan yuvası. dört senedir yapıyorum.

    ayrıca okulun bulunduğu semtin şehir merkezine çok uzak olması hariç hiçbir eksik yönüde yoktur.
    4 ...
  12. sevgiliden ayrıldıktan sonra yapılacak ilk şey

    27.
  13. motorhead'in bobiler eşliğinde yaptığı tülay nolursun dööönnn cover'ını dinlemek.
    2 ...
  14. age of empires

    79.
  15. herkesin bir anda wikileaks çi oluvermesi

    1.
  16. öğretmen esprileri

    27.
  17. -açın perdeleri millet 'kar'ı görsün!
    2 ...
  18. kutsala dil uzatan veledi zina

    6.
  19. hiç tanımadığın birine aşık olmak

    21.
  20. hayallerde yarattığın, seni bulmasını beklediğin insana aşık olmaktır. onu bulduğunuz zaman hissedersiniz ilk bir araya geldiğiniz anda sanki yıllardır sizinleymiş gibidir. sadece ve hep!...
    2 ...
  21. beşiktaşlılar ın bursa ya karşı valencialı olması

    8.
  22. asılsız olan önerme. bir beşiktaşlı olarak; biz hiç bir takımlı olmayız ama türk takımlarını avrupada ''destekleriz''. sekiz sıfır isterse onsekiz sıfır olsun kendinizle bizi karıştırmayın lütfen biz beşiktaşlıyız ayrıcalıklıyız renklilerden çok ama çok farklıyız.
    3 ...
  23. attığı golden sonra yüzük parmağını öpen futbolcu

    17.
  24. elini nah yapıp iki parmağı arasından çıkan baş parmağının ucunu öpen futbolcudan daha terbiyelidir. *
    1 ...
  25. götüyle senaryo yazan senarist

    24.
  26. kıçı başı yer değiştirmiş senaristtir.
    0 ...
  27. laiklik

    371.
  28. kapımın önünde gürültü yapan 12 yaşındaki bir çocuğa nedir? diye sorsam din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılması der oyununa devam eder. istiklal caddesinde ki kuru bir kalabalık arasına karışsam, herhangi bir 10 kişiye sorsam gene aynı cevabi aldıktan sonra, kapımın önünde gürültü yapan 12 yaşındaki bir çocuktan farklı olup olmadığını anlamak için yorumlamasını, açıklaması ve ya ne anladığını öğrenmek istesem elde tutulur doğru bilgi edinemeyerek o malum çocuktan farklı olmadığını, olmaya çalışmadıklarını anlamama sebep olan beni umutsuzluğa boğan, insanları yönetenlerin ''kendi fikirleri ile harmanlaştırarak bizlere sunmaya çalıştığı'' ve yüzde 95 oranında bunu başararak içine ettiği, atatürk'ün ise devlet içinde din konulu fikir ayrılıklarının oluşmasını önlemek amıcıyla, türk halkının ileriki yaşamında beraberce sorunsuz ve rahat yaşaması için bizlere sunduğu ilkedir.

    günümüz yaşananlar itibari ile laiklik ile ilgili bir kaç görüş oraya çıkmakla birlitkte bu görüşlerin nerdeyse elle tutulur mantıklı bir yanı yok denilecek kadar azdır. görüşlerden bir tanesi şuan laiklik adı altında bir takım kurallara göre uygulananın, doğru olduğu bunun önüne asla geçilemeyeceğidir. bu görüşle tamamen ters düşen başka bir görüş ise diğer görüşte olduğu gibi laikliğin tanımını, yaşadığı zaman dilimindeki (şuan) uygulamalara göre kabul ederek tamamen karşı çıkmaktadır. bu bildiğimiz iki karşıt görüş tartışa dursun biz bu görüşlere göre daha az bir kesimin arkasında durduğu daha farklı bir görüşü konuşalım.
    ... türkiye şuanda laik değil ama biz laikliğin tanımını tam olarak yapamadığımız ve anlayamadığımız için laik sanıyoruz!

    kısaca laikliğe bir göz atalım. ilk önce tek kelimeyle laikliği açıklayalım dersek en uygun kelimenin '' özgürlük'' olacağını hemen hemen hepimiz biliyoruz * ?
    o zaman biraz daha açalım bunu; laiklik din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılması ve birbirinden bağımsızlaşması, din ve vicdan özgürlüğü demek! bu da allahın insanoğluna koyduğu kurallar ve kısıtlamalar ile devletin yönetelimesinin pek sağlıklı olmayacağı için ''bütün düşünce ve kurallardan tamamen arınmış'' * ,daha şeffaf ve genel bir hukuk sisteminin kurulmasını amaçlamıştır. bu hukuk sisteminin kuruluş amacının en büyük etkisi ise; aynı coğrafyalarda, biraz daha indirgersek; birbiri ile aynı mekanlarda, aynı ortamlarda yaşayan farklı inanışlı, farklı kültür öğelerini benimseyen insaların bütününü ''genel şeffaf olmayan ve kısıtlayıcı'' kurallar ile yönetmenin şahısların benliklerinde hoşnutsuzluk oluştururken bunun akabinde bu kısıtlanan benliklerin birbirleri arasında çekişmeye başlamasına zemin hazırlamasıdır. (çok basit mantık ile; allah insanlara dinler, peygamberler göndermiş ve insanlara seçim hakkı sunmuş! serbest bırakmış!. 'inanan için'. her hangi bir devletin bu hakkı kısıtlaması vaya inanaç olarak kabul ettirmeye calışması inanan kişi için allahın kurallarını, allah için çiğnemek gibi bir saçmalıkla eş değerdir, inanmayan için ise zorbalıktan hiç bir farkı yoktur!. işte bu ufak parantez arası laiklik fikrinin mükemmeliyetini ortaya koyuyor * ? işte ilk önce olay çift taraflı bakmaktan kaynaklanıyor. laiklik kişisel özgürlüklerin devlet ile din boyutunu birbiri açışından tarafsızlaştırılmasıdır.)

    laikliğin tanımı iyice hazmettikten sonra türkiye'de ki laikliğe bir göz atalım: teorik olarak laikliği ele aldığımızda yukarıda da açıkladığımız gibi türkiye'de teoride var olan ama yaptırımlarla ve uygulamalarla bakıldığında, ''olmayan'' yılların etkisiyle değişen, hükümetlerce ve çıkar ilişkisi içerinde olan haber yayın organlarınca ''yıpratılan'' bir kanun, bir ilke olarak karşımzıa çıkmaktadır. konunun sapmaması için iki tuaf örnek ile yazıyı bitirmek istiyorum:

    laikliğin olduğu: din kurallarından tamamen sıyrılmış (ne yandaş ne de karşıt tamamen tarafsız olarak) seffaf bir hukuk sisteminin bulunduğu, özgürlüklere değer veren bir ülkede devlete bağlı bir diyanet işleri başkanlığı bulunması, benimsediği laiklik anlayışına tamamen terstir. tanımında din ve devlet işlerini birbirnden ayırırken uygulamada din ile ilgili devlete bağlı bakanlık kurumu açıyoruz ve bunun maliyeti ve giderleri de milli eğitim bakanlığı ile kafa kafaya... bu demek oluyorki teorikte ayırdığımız din ve devlet işlerini bu kurumla bütçe ayırara uygulamalı olarak tekrar ve yandaş bir şekilde birbirine bağlıyoruz. sonra biz laik bir ülkeyiz diye boş boş konuşuyoruz. ikinci bir örnek ise seffaf olduğunu kabul ettiğimiz hukuk sistemimizde baş örtüsü yasağı koyarak teorik olarak ayırdığımız din ve devlet işlerini bu sefer uygulamada karşıt göruş mayetinde gene birbirlerine bağlayıp ilişkiye sokuyoruz.
    kısacası her hangi bir din konusunda kişinin kendi vicdanı ve kendi tanrısı ile yüzleşmesini, muhattap olmasını engelleyip, muhattap olarak devleti karşısına almasına sebep oluyoruz. sonrada laiklikten bashetmeye devam ediyoruz.

    bu durumdan anladığımız türkiye cumhuriyeti devletinin teorik olarak değişmez yasaları arasında laikliği görüyöruz, ama pratikte çoktan değiştirildiğini ve asimile olduğunu pekte görmek öğrenmek istemiyoruz. şuan ki durum türkiyede laiklik adı altında bir takım ''islam yandaşı ve bir takım islam karşıtı kuralların bir arada harmanlanarak'' bizlere sunulduğunu ve bizim bunu hiç sorgulamadan kabul ettiğimiz gerçeğini anlıyoruz. bu da benim kafam da iki soru belirmesine sebep oluyor birincisi laiklik te komünizm gibi asla tam olarak uygulanamayacak bir düşünce tarzı ya da biz türkler birbirimizi yemekten galiba hiç bıkmayacağız.

    edit: (bkz: #10004684) numaralı entyme eksi vererek beni bu yazıyı yazmaya iten cahal arkadaşa el sallayarak selamlarımı iletiyorum.
    0 ...
  29. sevgilisiyle buluşana yiyiştiniz mi diye sormak

    5.
  30. kimseye verilmemesi gereken samimiyetin oluşturduğu bir durum.
    1 ...
  31. din ve vicdan özgürlüğü

    17.
  32. kısacası laikliktir.

    (bkz: laiklik)

    edit: oha eksileyen çıktı vay 'cahal'
    1 ...
  33. ibrahim tatlıses in canlı yayını basması

    32.
  34. herkes severken nefret edilen şeyler

    194.
  35. karma

    515.
  36. hala sahip olmadığım entrysel ölçüt. o kadar oy aldık hala çıkmadı başka bir numarası olmalı bunun.

    (bkz: karması olmayan yazar)
    1 ...
  37. high hopes

    98.
  38. * .
    öncelikle teşekkürlerimi sunarak içinde olduğum durumu anlatarak giriyorum.

    öhömm.

    pencere kenarına oturuyorum.
    saat 03.47 yeni yapılan yat limanı az buçuk kesiyor denizi, ama olsun. martılar pencere pervazına kadar gelebiliyor ya göz göze geliyorum ya hepsiyle, yetiyor bana! ya da teselli ediyor beni. tam o sırada ilk olarak çan sesleri geliyor kulağıma. uzun uzun dinliyorum gözlerimi kısmış, ufuklarda bir şeyler arar gibi... ardından evrenin uzak bir galaksisinden gelen piyanoyu duyuyorum. o anda yüzümdeki gerginlik yumuşamaya başlıyor... gözlerim buğulanıyor... ve sonra vokal giriyor, o nasıl bir tını. parça ilerliyor bu sırada. kuran-ı abdestsiz okumak uygun mu onu bilemem ama bu parça saygısızca dinlenirse bunun uygun olmayacağını gayet açık ve net ya da en azından benim için öyle!... her ne ise. tabi bu arada nakaratlar başlıyor derin bir sessizlik oluşturarak içimde ve ardından bitiyor içimdeki sessiz haykırışla beraber.o an sanki esere bir haller oluyor. sanki bir şey olacakmış gibi bir hisse kapılıyorum akabinde bu his ruhumu ele geçiriyor engel olamıyorum. ve david gilmour adlı insancık çığlık atmaya başlıyor. yoo hayır! sonradan farkediyorum çığlık atan bir insan değil. aslında ses insanımsı değil. düpedüz gitardan geliyor bu diyorum kabullenmek istemeyen duygularıma. sonra solo bitiyor. parça son nefeslerini de verirken. gözüm sol tarafta bir hareketlenme hissediyor. çeviriyorum başımı. annemin kocası * elindeki kahve dolu bardağı işaret ediyor. göz kapaklarımı yavaşça kapatıp başımı yavaşça sağa ve sola sallarken elimin tersi ile nefesimi iteliyorum ona doğru istemiyorum dercesine, sonra denize geri dönüyorum. iki salak martı gecenin yağmurunda bir lambanın tepesine sığmaya çalışıyorlar. dangalak diyorum elinde kahve tutan adama. duygularına hitaben hiç bir yatırımı yok hayatında. neler kaçırıyor aslında. farkında değil. galiba olmayacak da. bir anda garip bir üşüme, içten gelen bir titreme ile birleşip soğuyor bütün duygularım. yeniden martılara bakıyorum ama bu sefer; yalvarırcasına, beni alıp götürmeleri için!...

    işte böyle insanı hayattan, çevresinden soğutur iki beyaz martıya aşık eder bu şarkı, nasıl yaptığınıda anlaştırmaz hiçbir şekilde. üst üste bir kaç kez dinlenmesi ruhani sağlık açısından zararlı olup, gelecek yaşantınız için dozun iyi ayarlanması gerekir.
    3 ...
  39. gurbetteyken özlenen şeyler

    92.
  40. beşinci nesle yapılan soykırım

    3.
  41. yol mühendisliği

    1.
  42. kadınların sarışın olma tutkusu

    25.
  43. erkeklerin sarışın kız tutkusundan ileri gelir.
    1 ...
  44. at abinin kıllı göğsüne

    13.
  45. 90 lı yıllardaki mahalle piçlerinin klişe lafı.
    alınan o plastik 9 katlı top ile harikalar yaratacağını sanan piç bünyenin ağzına sakız olmuş cümledir.
    vurduktan sonra da kazım amcanın arka bahçesine atar, topun patlamasına neden olurdu bu piç.
    3 ...
  46. kasap vitrinindeki koyunun götündeki karanfil

    1.
  47. kasap kültürünü hemen hemen yok ettiğimiz ve büyük marketlerden alış veriş yaptığımız için pek farkedilmeyen karanfildir.

    sebep sonuç ilişkisi aradım ve bulamadım. direk göze de çarpan, göze hitaben birşey. bir de; ulan neden karanfit? ben olsam gül falan koyardım. kokuyu mu bastırmaya çalışıyor acaba.
    1 ...
  48. daha fazla entry yükleniyor...
    © 2025 uludağ sözlük