ekşi şanslıymış bu konuda. bu arada trollere sormak isterim hangi politikacının böyle katılımları oluyor sosyal medya ortamlarında? adamlar sorulacak soruları bile kendileri hazırlatıyor. ben gayet apolitiğimdir ama bu kılıçdaroğlunda samimi bir yön var, sadece etrafındaki insanlar doğru kişiler değildir.
benim okumaya çalıştığım (kredili sistemdi) lisede de vardı. adam kendi karısının eline veremeyen ortalama bir tip idi ama kız öğrencilerin ağzından alamıyordu. (meali: eşi aldığı hediyeleri kabul etmiyordu ve kız öğrencileri sözlülerde çok başarısızdı)
ben ve benim gibi arkadaşlarda bir numara yoktu belki ama bir sürü havalı ve yakışıklı yaşıtları vardı o kızların... lakin çoğunun aklı fikri öğretmenlerindeydi (derslerinden dolayı tabi).
monotonlaşan ilişkinize renk getirmenin yolu ustaca bir masaj ve en az onun kadar ustaca bir cunnilingus uygulamasıdır. bunları yaparsanız zaten ilişki monotonlaşmayacak, maske takmaya da gerek kalmayacaktır.
nasıl trollediysem artık beni twitterda engellemiş olan aktör (aylar oldu tam hatırlamıyorum). sanırım en son "karizmatik olayım diye götünden konuşuyorsun, biraz George Clooney'i örnek al" demiştim.
aldatma potansiyeline sahip bazılarını rahatsız etmiştir. 11. nesli 11 yaşında sananlar, ahlaksızlıklarını, sadakatsizliklerini ve karaktersizliklerini olgunluk, tecrübe gibi bir takım sözde meziyetlerin altına gizlemeye çalışmaktadırlar. kendilerinin beyinleri taşaklarında olmasaydı zaten konuyu üzerlerine dahi alınmaz, eksiyi basar geçerlerdi.
bazıları, bir eş ve çocuklara ve bir de metrese sahip olmayı son derece doğal görmektedirler. öyle ya, adam karısının ağzına mı verecek? o ağızla çocuklarını öpüyor. zihniyet budur... bu kendinden dahi iğrenmenin bir sonucudur. iç huzursuzluktur, tatminsizliktir, kendini sevmemektir, zavallılıktır. içinde sevgi ve huzur yoksa, anca sikini eline alıp - evli olduğun halde - kadın peşinde koşarsın.
"kızları evliler kapıyor, ergenler geriliyor" gibi yüzeysel bir yaklaşımda olanların, evli bir erkekle oynaşacak kadar düşen bir kadının o ergen dediğin adamla aynı yerde nefes dahi alamacağını bilmeleri gerekir.
preselection teori değil prensiptir. önseçim; bazı çok eşli canlı türlerinde, dişilerin daha önceden eş edinmiş erkekleri seçmeleri olayıdır. bazı kadınlar da aynı şekilde daha önceden hoş ve güzel bir kadın tarafından tercih edilmiş olmanızdan etkilenebilir. bu durum çok tipsiz adamların bir kez ünlü bir kadınla beraber olduktan sonra güzel kızlar tarafından kovalanmaya başlaması gibidir.
dişiler bilinçaltlarında hayatta kalma güdülerinin yüksek, genlerinin sağlam olduğunu düşündükleri erkekleri kovalar ve bu tip erkeklere onları yönlendiren bu bilinçaltı itilimleri aşk sanırlar. bu yüzden kadınlar hem anlaşılmakta zorlanır, hem kendileri de çoğu zaman birbirlerinin ne istediklerini anlayamazlar. konu ilişkiler olunca erkeklerin ne istediği ise her zaman bellidir.
insan toplumlarında hayatı iyi bir şekilde sürdürmeyi garantiye alma, potansiyel çocukların (yavruların) iyi bir ortamda yetiştirme gibi şartlar gerekli olduğu için maddi varlık da önseçimin bir parçası haline gelmiştir.
gayet basit ve bilimsel bir açıklaması vardır. biraz gözlemci olmak yeterlidir. bunu test etmek için güzel hatunların yüzünüze dahi bakmadığı bir ortama yanınızda güzel bir kız arkadaşınızla gidiniz; size nasıl bakışlar atıldığını görüp şaşıracaksınız. bu pre-selection olayıdır... doğayı biraz gözlemleyen herkes bunu fark eder. bazı hayvan türlerinin çok eşli olmasının sebebi, dişilerin daha önceden başka dişiler tarafından tercih edilmiş erkeklere yönelmesidir. dişiler iç güdüsel olarak bu erkeklerin kendilerine sahip çıkacağını, diğer bir dişi tarafından tercih edildiğine göre genlerinin iyi olduğunu ve ondan olacak yavruların hayatta kalma ihtimalinin daha fazla olduğunu bilir (bunlar doğru olmasa bile).