iyi ya da kötü insan yoktur. insanların iyi ve kötü yönleri vardır. Ya da bize öyle geliyordur.
insanları değerlendirdiğimiz anki ruh hali onları iyi ya da kötü yapar.
Suriyeli bile daha fazladır tahminimce.
Yanlış bilgi ama var olan bir önyargı aynı zamanda.
Çok geri kalmış, dağ başında bir yer sanardı üniversitede arkadaşlar.
Sadece merkezde 10 civarı çok büyük mesire alanı, 10’dan fazla kapalı yüzme havuzu, kayak merkezi, Ilıca yerleşkesi, bisiklet yolu, ekstrem sporları safari alanı, yamaç paraşütü imkanları var. Suriyelilerden yer bulabilirseniz tabi. Çok da geri kalmış bir şehir değil yani.
Günde en az bir saatini çok sevdiğin bir etkinliğe ayırmak, şevkle belirlenen o saate kadar çalışmak. Bir tür kendini ödüllendirmek.
Zamanın değerini aklına kazıyacak kitaplar okumak ya da filmler izlemek. Motivasyon şart.
9 bira içiyorsa bir seferde göbeklidir.
3 esrar içiyorsa tek seferde kafa çok normal değildir. Bu kadar zehir alan bir kafadan çok ses çıkar.
Hap esrar ve biranın götürdüklerini getirmez , getirdiğini sanar kullanan.
O kız her kimse gerekeni yapmış zamanında .
Başlığı destekleyenlere;
Aranızda duvar olmayan,tapusuz toprağa konan; katil,hırsız, tecavüz,tetikçilik gibi birçok suça bulaşmış bir topluluğun size tehdit olmadığını düşünebilir misiniz sayın o.çocukları?
Evet mi?
Buyurun o zaman , yallah Afrin’e.
Haddini aştığında annesi tarafından dövülmeyen, babası tarafından da şiddet görmüş ezik beyanı.
Eşler birbirinin hassas noktalarını biliyordur, bu konularda haddini aşan kendini affettirmelidir medeni şekilde.
Birbirini tanımıyorsan eş olmamışsın ,olamamışsın zaten.
Muhtemelen kızın umrumda değildir; umrumda olsa ayrılmazlardı.
iki tarafın da çok sevdiği lakin ayrılmak zorunda kaldıkları zoraki elvedalar eski Türk filmlerinde kaldı.
Fotosunu çekip beğeni almak için yapmıyorsa bu tür saçmalıkları, ki yoktur böylesi de zaten.
Süsleyip püsleyip kocişiyle kahve keyfini paylaşıp sonra o kahveleri, çikolataları tüketmeden dökenleri duyunca...
Düşük ya da Ortalama düzey bir hayat sürmüş ailenin kızıdır genellikle. Haliyle ortalama bir hayat sürecektir öğretmen ya da polis eşiyle birlikte.
idealist ise zaten o idealizmi her yıl hatta bazen her mevsim değişen sistem değişikliği yok edecektir.
Sınıf öğretmeniyse çabuk çöker; edebiyat , beden eğitimi, rehberlik bölümü mezunları genelde özbakımlarına dikkat edebilen bölümlerdir.
Tatilin bol olduğunu hatta 3 ay olduğunu sananlar bile var içlerinde. Evde , teneffüste, haftasonu çalışmak zorunda olduğunu sonradan öğrenirler.
Bilumum kredi ile aldıkları c3,punto, fiesta,getz,i20 gibi düşük motorlu ve az yakan otomatik araçlara binerler.
Eve geldiğinde yemeğim hazır, çocuğum bakıcıdan alınmış olsun istiyorsan fena bir seçim değildir.
Kişisel gözlemimdir.
Birçok meslek grubunun sorunları var ülkede. Öğretmenin durumunu dile getiren siteler, sendikalar, medya acındırarak anlatıyorsa bu öğretmenin sorunu değil.
Aybüke , Necmettin ve daha nice şehit öğretmenlerimizin de dahil olduğu bu mesleği ağzımıza alırken bir daha düşünelim.
Dini kullanan vatan hainlerinin darbeye teşebbüs etmesine izin vermemiş, gerekenin yapılması için istiklal mahkemelerini kurup hıyanet-i vataniye kanununu çıkarmıştır.
Kendi kurduğu partiyi kapatmışmış...Şimdi Musul,Kerkük,Şeyh Sait isyanı, zararlı cemiyetler falan diyeceğim de ,cahile laf anlatmak deveye hendek atlatmaktan zor.
Bak çirkef kardeşim; bugün mahkemede yargılanan binlerce vatan haini de -ki direk darbeye kalkışanlar ömür boyu hapiste çürüyecektir- bundan birkaç yıl önce belli mevkilerde boru öttürüyorlardı. Atatürk sadece erken davrandı.
Şu anda da verilen mücadeleyi eleştiren de senin kafanda cahil , cüheladır. Ne diyeyim, Allah akıl fikir versin.
Metin Hara, Adriana Lima gibi bir kadınla takılmış ve ismini duyurmuşken adama gavat damgası vurmaya yeltenenler muhtemelen kadının adını bile doğru yazamıyordur Google'a .
Adriana Lima da seçici kadın anlaşılan. Çok tanınmış ve çok zengin olmasından ziyade yazar, tenisçi gibi yetenekli ve oldukça yakışıklı erkeklerle sevgili oluyor.
Ulan adam terörist başı için , vallah apo'yu özledik diyor, birileri de çıkmış diyor ki sözleri çarpıtıldı.
Mahkemede barış demiş de kardeşlik demiş de... Barıştan söz edecek adam önce köpeklerine silah bıraktırır.Eli silahlı teröristle mücadele silah ile olur.
Uyurken şehit edilen polislerin, otobüste yakılarak şehit edilen öğrencinin, hamile eşinin yanında sırtından vurulan askerin, evinden kaçırılıp şehit edilen korucunun, yolda arabası yakılıp kendisi şehit edilen gencecik öğretmenin ve nice şehitlerimizin ve ailelerinin ahı terörist sevicilerine ulaşır inşallah.
Kürt milliyetçiliği apoyu desteklemek değildir; dilini, edebiyatını, kültürünü yaşamak , yaşatmak ve tanıtmaktır. Bayrağı ve milletiyle sorunu olanlar da devletin gücünü görecektir her zaman.
Nasıl ki şu anda terörist seviciler "gazeteciler içeride , (polise tokat atan)siyasetçiler içeride" yalanıyla siyaset yapmaya çalışıyorsa aynı kişiler Atatürk'ün zararlı cemiyetlerle, mandacı, himayecilerle mücadelesini de diktatörlük olarak satmaya çalışıyorlar; yersen!
Madem diktatörlük yapacaktı ne diye durduk yere şıhları,şeyhleri,ağaları karşısına alsın ki; padişah olur yapardı .
Altı çizilmiş, üzerine notlar alınmış , kendince işaretler koyulmuş 3997 kitap var kitaplığında. Memleket meselelerine kafa yorarken evliliği, evlat sahibi olmayı unuttu be!
Ömrü didik didik edilmiş , hakkında binlerce kitap yazılmış bir devlet adamının hayatında bulabildiğiniz içtiği birkaç kadehi değil mi? Hangimizin hayatı didik didik edilse neler çıkardı kim bilir geçmişimizde.
Günde 12 bin insan ziyaret ediyorsa kabrini oturup bir düşünmeli insan. Ağzından çıkanı kulağı duymalı. Düşüncelerine değilse de " benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır, Türkiye Cumhuriyeti ilelebet yaşayacaktır." dediği ve gençliğe emanet ettiği en büyük eseri cumhuriyete saygı duymalı insan.
ilgi alanlarımızın farkında olmamamız, aradığımız kitabı bulamamamız, şehir merkezleri dışında kitap bulamamamız, kitap okuyan ebeveynlere sahip olmamamız, kitap fiyatları.
Ama en çok da kitap okumanın bir faydasının olduğuna inanılmaması ve toplumun çoğunluğunun açlık ve yoksulluk sınırında yaşaması.
ihtiyaçlar hiyerarşisinde üst basamaklarda sayılır hal böyleyken.
Bu yıl ilk defa yokluğunu hissettiğim.
Çocuk denizden çıkmak bilmiyor, denizden çıksa kumda arkadaş bulup oynuyor. E bu durumda kıyıp da çocuğu alıp odaya tıkayamam. Şezlonga uzanıp kitap okumak vardı ama kitap almadım yanıma, Migros'un çok satanlar kitaplığından da alamayacağıma göre.
Diyeceğim o ki okuyanla değil okumayanla uğraşın. Yoğunluktan araya kitap sıkıştıran insan çok sahillerde.
Babamın meşhur sözüyle; kitabın iki tarafını da siz okumayın,okuyanı da okumayanı da eleştirip.
Son yıllarda o dişe diş rekabetten eser yok.
Rapaiç, Ortega, Serhat , Tuncay... Yenilsek de mücadele, hoş futbol, adrenalin vardı.
Yenen FB ya da GS , farketmez; tekrardan dünya derbileri olarak izlensin milyonlar tarafından.
Olasılıksız kitabının okunması ile gerçekleşebilecek öneri.
Kitap kimi insanda derin etkiler bırakıp hayatını değiştirebilirken kimi insanda hiçbir etkisi olmayabiliyor.
Denek olarak kullandığım arkadaşlara selam, kitabı nerenizle okudunuz acaba çok merak ediyorum.
Atatürk'ü sevmiyorsan neden Kürt olduğunu vurguluyorsun, Kürtsen neden Atatürk'ü sevmediğini vurguluyorsun?
insanlar böyle böyle bu genel yargılara vardı, kendiliğinden değil.
Kürt olup Atatürk'ü seven varsa o da buradaki yorumları görüp bir taraf seçmek zorunda mı kalacak bu mantıkla?
Sevr'i , Mondros'u, Misak-ı Milli'yi, Nutuk'u biraz bilen bir Kürt en azından saygı duyardı Atatürk'e.
Sinema her avm'de olması nedeniyle en ulaşılabilir sanat. Birileri mısırı pahalı satıyor birileri de bunu protesto ediyor diye sinemaya da mı gitmeyelim.
Ben hiç "avmye gitmiyoruz " diye protesto görmedim.
