Arap yarımadası ve çevresindeki problemler yüzünden, arap perestliğimiz yüzünden unuttuğumuz yıllarca bizim milletimizin yaşadığı,egemenlik sürdüğü güzide topraklardır. Her ismini duyduğumda içimden bir şeyler kopar. Bir Balkanlar birde Oniki Ada.
Bu sene de matematiğin belirleyici olduğu sınavdır. Türkiye geneli derslere göre net ortalamaları şöyledir;
Türkçe: 17
Sosyal: 12
Matematik: 5
Fen: 4,5
Durum içler acısı. Gelecek böyle bir nesile emanet!
Nasıl bir şey olduğunu kimsenin bilmediği hayatın sona ermesi durumu. Nasıl bir şey olduğu bilinmediği için ne zaman hangi durumlarda geleceği de pek kestirilemiyor. Geldiği kişiyi nasıl etkilediğini bilmediğim için kalanları nasıl etkilediğinden bahsedeyim birazcık. Ölüm: Artık onun artık olmadığı ve sen bir daha onu dünya gözünle göremeyeceğin anlamına geliyor. Her gün yan yana olduğun birisine bir daha seslenemeyeceksin, bir daha dokunamayacaksın demek. Ölüm gidene kolay mı bilinmez ama kalan için oldukça çok zor buna eminim. Tek tesellin seni görüyor ve hissediyor olmasını düşünmen oluyor. Mekanları cennet olsun.
Kişi eğer hala beraber olmayı istiyorsa bundan iyi fırsat yoktur. Elbet bir gün inadı kırılacak, kollarınıza teslim olacaktır. Denemekten vazgeçmeyin yeter. Ha olmuyorsa da zorlamanın alemi yok tabi.
Benim için 17. En radikal kararlarımı almaya başladığım, çoğu insanı hayatımdan çıkarttığım, herkesten uzaklaştığım, kendi yalnızlığıma kapandığım yaşım olur kendileri. Bir şeylerin farkına varmaya başladığım yaştır ayrıca. Hayatın tozpembe olmadığını, yapmam gereken belli başlı şeylerin olduğunu fark etmiştim. Benim büyüdüğümü ilk bu zamanlarda anlamıştım. insanların sadece birer durak, vakti gelince senin onlardan onların senden ayrıldığını öğrenmiştim. Artık daha az gülmeye, daha az konuşmaya başlamıştım. Kısacası beni derinden etkilemişti ve her şey giderek berbat bir hal almıştı. Düzelecek gibi de durmuyor.
Bazen çevrendekilerin seni iyi bir insan olarak değilde aptal olarak görmesiyle başlar. ilk olarak insanlara verdiğin değerin gösterdiğin iyi niyetin suistimal edilmeye başladığını gördüğününde anlıyorsun aptal yerine konulduğunu. Aslında bir tercih değil, zorunluluktur. Seni buna zorunlu bırakır insanlar. Yeri gelir paranızı isterler, yeri gelir sevgilinizi. Kötü bir insan değilsin. Kendinden once yakınlarının mutluluğunu istersin. Ha işte tamda bu noktada kaybedersin iyi niyetini saflığını ve temizliğini. Kırıcı olamazsın ama olmak zorundasındır artık. Çünkü sen ne kadar çabalarsan çabala onlar seni umursamıyordur. Senin duygularının ve düşüncelerin bir anlam ifade etmiyordur. Görmezden geliniyorsundur artık. Dışarı yalnız çıkar, yalnız eve dönersin. Kendinle konuşursun. Zor zamanlarında güçlü olmak zorundasın çünkü arkanı toplayacak, güveneceğin kimse kalmamıştır. Fıtratın değişir garip bir insan olursun. Sevmek ve sevilmek pek bir anlam ifade etmemeye başlar. Ama birbirini seven insanları gördüğünde içinde adını koyamadığın bir buruklukta oluşabilir. Onların yerinde olmak istersin.
Kendi kendine yetebilen bir insan olmak; intihar etmeden beş dakika öncesidir belkide.