bu hafta camilerde "kadıköyü ele geçireceeeez" şeklinde vaaz verildiğini duyan okur, yazar, laik, içsel, dışsal, içbükey, aydınlık yürekli, insan gibi uzaylı söylemidir...
kendini elit kesimin bir parçası sanan elit kişinin, aynı zamanda kendini aydın ve aynı zamanda felsefeci zannederek düştüğü gaflet ve dalalet ve hatta hıyanet içerisinde bulunması durumuna müteakip başkalarını küçük görmesi durumudur. Bu durum, kendini zannettiği hiçbir sıfat ve karakterle özdeşleşememesinin neticesi midir yoksa sebebi midir bilemedim!..
Türk Edebiyatına güçlü birer katkı sağlayan iki polisiye roman yazmış, Emrah Serbes'in diziye çevrilen eserini, sanatsal ya da edebi olarak kale almayan kişidir..
Sevgiliyi kaybetme korkusuyla yaptığı her hareketi ayrılığa yoran paranoyak kişiliğin Türkiyede hiçbir zaman karşılaşmadığı asimile çalışmalarından korkması ve paranoyaya bağladığı durumdur... Entellektüel küfürlerle bertaraf edilir..
Parkta sevişmeyi fantaziden çok yokluktan (ev, otel ücreti, akıl vb.) eyleme dökmüş kişiye değil katana mermi işlemez durumu göze alınacak olursa ütopik bir girişimdir..
amk kendini bi bok zanneden, sorsan yemeden içmeden yaşayıp sıçmayan insanların götünden uydurduğu ama ne yazık ki kabul gören bu sınıflama bokunun sıçmıkları...
Adamın biri piyangodan para kazanmış ve bu başlığa uygun hareket etmek adına gidip bir banka hesabına yatırılmasını istemiş parasının. Gel zaman git zaman adam paranın faiziyle iyilikler yapmaya başlamış. Ama paraya hiç el sürmüyormuş. Biri yaptığı hareketin yanlış olduğunu söyleyince;
- paraya elimi bile sürmedim. Günü gelince bankaya gidiyorum veznenin önüne açıyorum bir mendil doldur bakalım paraları diyorum. Onlar da parayı mendile koyup ağzını bi güzel sıkıyorlar. Bir değnekle mendili alıp götürüyorum ihtiyaç sahibine. Ne kadar lazımsa al sonra mendili tekrar bağla diyorum. Paraya hiç dokunmuyorum ve hayır işlerinde kullanıyorum, neresi günah olabilir ki... demiş.
Bir iki hocaya danışmışlar. Hocalar da tereddütte kamış ve bu olayı çözse çözse "Deli Hoca" çözer demişler.
Adam doğru Deli Hocanın yolunu tutmuş. Adamı bulup, kafasındaki sorunu dile getirmiş. Bunun üzerine hoca;
-tamam demiş ben bunu çözerim. Sana da gayet güzel anlatırım. Ama sen koş bi prezervatif al gel! demiş.
Adam şaşkınlık içerisinde;
-ne yapacaksın Hoca prezervatifi demiş. Hoca;
- sen şuraya uzanacaksın, ben prezervatifi takıp sana da bi kere takacam. Ne ben sana dokunacağım ne sen bana! Bakalım ne olacak demiş. Adam;
-tamam hocam ben sorunun cevabını buldum! teşekkür ederim deyip mahalden ayrılmış.
Hikaye güzel olunca paylaşayım istedim. Teşekkür ederim...
her ilişkinin çıkmaza girdiği dönemlerde çiftler biraz ayrı kalmanın sorunları biraz olsun yatıştırabileceği kanısındadır. iş bu çiftlerimiz çorap olunca, muhtemel pozitif taraf alır pılını pırtını, o güzelim ayakların çıplak kalması durumunu göz ardı ederek kendini vurur dağa bayıra... Çamaşır makinesi tamburunda kendinden geçene kadar döner, koltuk arkasında kendi kokusundan bitap düşene kadar saklanır... Lakin geri döndüğünde hiçbir şey eskisi gibi olmaz! kendinden verdiği ödünler onun topuk ve ökçe kısımlarında transparan bir görünüm sergiler, kendini öylesine cezalandırmıştır ki ruhunun rengi solar ve artık diğer eşin yanında bir yabancı gibi duracaktır... Bunu gören otuzsekiz numara ayak sahibi; artık bu çorapların çöpe atılmasına kanaat getirecek ve
"-Fuck you fucking sucker socks" diyerek işlemi nihayete erdirecektir.
olay bundan ibarettir. teşekkür ederim.