seymlis ile yaklaşık 1 aydır aynı şeyleri hissediyormuşuz. Temel nedeni hayatta hiçbir şeyin yolunda gitmeyişi ve beynin sen azıcık mutlu ol diye eski anılardan bir kaset hazırlayıp kafanın içinde döndürmesi.
En kötüsü bir arkadaş grubuyla otururken kendini yalnız hissetmektir meselâ. Birçok nedeni olabiliyor. Seninle olan samimiyetleri daha azmış hissi, en az sevilen senmişsin, yok olsan bunu farketmeyecekleri düşüncesi...
Aday olmasına izin verip seçildikten sonra terörist deyip belediylere çöken sistemi eleştirmek yerine bunlara müstahak diyen, demokrasinin sözde savunucuları sizi. bunu destekleyen herkes bu sistemin parçasıdır ve asıl terörist onlardır.
Bu aptal hissi içimden atabilmek için ağır şerbetli bir revani yapayım dedim, kekine kabartma tozu koymayı unuttum. Zaten yaptığım hiçbir kek kabarmıyor şimdi savaş meydanında bir de kabartma tozusuz kaldı. Hiç derdim yokmuş gibi bu kek nasıl kabaracak diye düşünüyorum. Mutsuzum mutsuz.
Ben sık sık bayılan biri olduğum için bazen çok kötü hissedince bayılırsam düşüp kafamı vurmayayım diye çöküveriyorum. Herkesi de çok bilmiş gibi yargılamayın derim.
bu hayat gailesinin temaşasında kanımı rakıyla çalkalayıp hazırlanmıştım sana
yani şimdi ben kaybedince sen kazanmış mı oldun?
Kanıtlayamam ama biliyorsun hala en akıllımız benim
rüyalarımı kanıtlayamam belki
uykularımı kanıtlayamam
ama panik atağım doktor raporlu
istersen gel ativan'la lustral'in kutusunu sev!
Kendimi zaten güvende hissetmiyorum bu ülkede ama bugün gördüğüm haberlerden sonra işimle evim arasındaki 15 dakikalık yolu en az on defa arkama bakarak yürüdüm. Her gün bu korkuyla mı yaşayacağız biz kadınlar, nereye kadar böyle sürecek?