Babamın günlerdir yaşadığı saçmalığa belki bir çare olur, olmasa bile başkaları aynı şeyleri yaşamasın diye açtığımız başlıktır. Yazdıkları aynen aşağıdaki şekildedir:
29.06.2016 tarihinde Hepsiburada.com internet sitesinden 24087011 nolu sipariş ile LG G4 32 GB (ithalatçı Garantili) cep telefonu siparişi verdim ve 04.07.2016 tarihinde sipariş ettiğim ürünü gidip kargo servisinden bizzat kendim aldım ve eve geldim. Ürünü denemek için sim kartımı ve sd kartımı takarak telefonu şarj cihazına taktıktan bir müddet sonra kontrol ettiğimde telefonun aşırı ısınmış olduğunu ve donduğunu gördüm. Bunun üzerine kullanma kılavuzunda belirtildiği şekilde kapatıp yeniden açtım ancak bir sure sonra yine donmaya ve şarj etmemeye başladı. Tekrar kapatıp açmak istediğimde telefon tekrar açılmadı. bunun üzerine müşteri hizmetlerini aradım ve sorunu belirterek iade etmek istediğimi beyan etmem üzerine iade formu olusturduklarını ve telefonu verdikleri kargo kodu ile iade etmemi istediler ve aynı gün kargoya vererek telefonu tüm ekipmanlarıyla birlikte sapasağlam bir şekilde eksiksiz olarak iade ettim.
Aradan günler geçtikten sonra hiç haber alamayınca 09.07.2016 tarihinde paramin neden iade edilmediğini kontrol için hesabıma girdiğimde iade talebimin reddedildiğini onlardan gelen Kurulumu yapılmış ya da kullanılmış telefon ürünlerinin iade işlemi yetkili servis raporu doğrultusunda gerçekleştirilebilmektedir. Ürününüzün kullanılmış/kurulumu yapılmış olması ve servis iade raporunun olmaması sebebi ile iadesi sağlanamamıştır. Bilgilendirme mesajından öğrendim. Müşteri hizmetlerini aradığımda telefona kart takıldığı için iadenin reddedildiğini telefonun servise gönderilip arıza tespit formuyla iade edilmesi bildirildi. Bunun üzerine çağrı merkezini aradım ve “aldığım ürünün bir telefon olduğunu ve telefona müdahalemin kartımı takmak ve kutusundan çıkan orijinal şarj cihazıyla şarja takmaktan başka müdahalem olmadığını, kart takmadan şarj etmeden ürünü nasıl deneyebileceğimi, dolayısıyla ürünün arızalı olduğunu iade etmek istediğimi beyan ettim ve ürünü onlara gönderdiğim halde servise onların neden göndermediklerini, iade talebimin reddedildiğinin neden tarafıma bildirilmediğini sorduğumda telefonu tekrar gönderirseniz servise biz gönderebiliriz şeklinde cevap verdiler.
Bu arada ben sinoptaki adresime telefonun gelmesini beklerken Ankarada okumakta olan ancak tatil nedeniyle sinopta yanımda olan kızımın ev adresindeki arkadaşına 14.07.2016 tarihinde hepsiburadadan bir koli teslim edildiğini öğrendik. Yaptığımız araştırmada ve müşteri hizmetleri ile yaptığım görüşme sonucunda iade için gönderdiğim telefonun yanlışlıkla kızımın ankaradaki adresine gönderilmiş olduğunu öğrendim. Müşteri hizmetlerini tekrar aradığımda telefonun yanlışlıkla Sinoptaki adresim yerine ankaraya gönderildiğini verecekleri kargo kodu ile anlaşmalı oldukları kargo şirketine vererek telefonu tekrar onlara gönderdiğim taktirde arıza tespiti için servise göndereceklerini söylediler.
Bu arada tüm yurtta ve özellikle Ankarada yaşanan olağanüstü durum (darbe girişimi) nedeniyle ayrıca telefonu teslim alan kişinin çalışan biri olması, hepsiburadanın anlaşmalı olduğu kargo şirketi uzak olduğu için PTT kargo aracılığıyla ödemeli olarak telefonu sinoptaki adresime ancak bir hafta sonra gönderttirebildim. Telefon tekrar elime ulaşınca belki arızası giderilmiştir diye açmaya çalıştım ancak açılmadı ayrıca sevk irsaliyesindeki cihazın arızalı olduğuna dair servis raporu gerekli olduğu için cihazınızı teknik servise gönderip rapor almanızı sonrasında tarafımıza iletmenizi rica ederiz. Şeklinde sevk irsaliyesine iliştirilmiş notu da görünce hemen aynı gün yine çağrı merkezini arayarak iade talebimi tekrar ilettim ve ürünü kargoya vererek hepsiburadaya gönderdim.
Bu arada yaşadığım sorunlar ve talaplerimi defalarca hepsiburada.com internet sitesine yazdım ve telefonla defalarca 0850 252 40 00 (Çağrı Merkezi) numarasını arayarak telefonu şarja takarak ve kart takmak suretiyle nasıl zarar vermiş olabilirim şeklinde sorunumu ilettim ve ürünü iade etmek istediğimi ilettim. Ancak onlar her defasında standart rutin cevaplarla geçiştirdiler. Bu arada 02.08.2016 tarihinde ürünün hepsiburada tarafından teknik servise gönderildiğini internet sitesindeki hesabımdan gördüm ve beklemeye başladım. Aradan 20 gün geçtikten sonra hala tarafıma bilgi verilmeyince yine defalarca yazarak ve çağrı merkezi numarasını arayarak telefonun akibetini ve iade talebimi ilettim onlar yine her zamanki gibi rutin baştan savma cevaplarla geçiştirdiler.
01.09.2016 ve 03.09.2016 tarihlerinde tekrar yazdıklarıma bu sefer lütfedip cevap veren dahi olmadı. 04.09.2016 tarihinde tekrar yazdım 05.09.2016 tarihinde cevaben yetkili biri tarafından aranacağım söylenmesine rağmen arayan soran olmadı. 07.09.2016 tarihinde tekrar yazdım ve 70 gündür parasını ödediğim halde hala kullanamadığım telefonumun akibetini sorduğumda nihayet 08.07.2016 tarihinde bilgilendirme yapılacağı belirtildi ve 09.07.2016 tarihinde hepsiburadadan aranarak servis raporunun arızanın almış olduğu fiziksel baskılar nedeniyle cpu ve power modülü hasar görmüştür. Garanti kapsamı dışı anakart değişimi gerekmektedir şeklinde olduğunu 199 tl tamir ücreti gönderdiğim taktirde arızayı giderebileceklerini belirtmesi üzerine arayan kişiye de sonrasında çağrı merkezine de ve arayan yetkiliye de şu soruyu sordum. Isıya,sıvıya veya çizik dahi oluşturacak bir baskıya maruz kalmadığı servisin sevk irsaliyesi teslim raporunda belirtmiş olduğu bir telefona kart takarak veya orijinal şarj cihazıyla şarja takarak nasıl böyle bir hasar verebilirim? bu hasar nasıl kullanıcı hatası olabiliyor? Diye sordum ve sebebiyet vermediğim arızalı ürün için para göndermeyeceğimi belirterek ürünü iade etmek istediğimi beyan ettim ancak hiçbiri talebime olumlu veya tatmin edici bir cevap veren olmadı. Telefon bayram tatilinden bir gün evvel 10.09.2016 tarihinde tarafıma arızalı haliyle teslim edildi. Tabi tekrar müşteri hizmetlerini yani çağrı merkezini aradım ve yetkili biriyle bu sorunumla ilgili görüşmek istediğimi ilettim, bir müddet sonra hepsiburadadan biri aradı ve sorunun nasıl meydana geldiğini geçirdiğim aşamaları anlattığımda, servisten arızanın ücretsiz giderilmesi konusunda görüşebileceğini, para iadesi veya yeni bir ürün gönderilmesi konusunda yetkili olmadığını belirtti.
Uzun lafın kısası 29.04.2016 tarihinde parasını ödediğim telefonu yaklaşık 2,5 aydır yani yaklaşık 75 gündür kullanamamaktayım. Bununla birlikte 75 gündür paramı iade etmedikleri için başka telefon alamadığım için eski android olmayan bir telefonu kullanmaktayım. Her ay internet işlemlerimde kullanabilmek için parasını ödediğim telefon hattıma ait internet paketimi kullanamamaktayım. Tedarikçi firma Hepsiburada yaşadığım olumsuzluklar ve mağduriyetimi gidermek için özür dileyip sorunu çözmek yerine arızanın giderilmesi için ekstradan ücret talebinde bulunmaktadır.
Ürünü alırken hepsiburada güvencesine dayanarak rahatlıkla aldığım ürün ile ilgili yaşadığım bu sorunlar esnasında hepsiburadanın umursamaz tavırları ve sorunu çözmek yerine basma kalıp baştan savma cevaplarla sorunu geçiştirmeleri yüzünden böyle bir mağduriyet yaşadım. Arızanın servisin iddia ettiği gibi kullanıcı kaynaklı olduğuna inandırmalarını istedim ama maalesef inandırıcı hiçbir cevap veremediler. (Teknik servisin telefonu teslim aldığındaki sevk irsaliyesinde full kutulu geldi genel görünümü iyi şeklinde teslim alma notu mevcut olup, teknik servis raporunda ısıya, sıvıya veya herhangi bir darbeye düşmeye maruz kalmaktan kaynaklı herhangi bir hasar olduğuna dair bir ifade yoktur.)
Şu anda telefon arızalı haliyle bana iade edilmiş durumda bundan sonra hukuki süreçle kaç günde bu sorunu çözebileceğimi bilemiyorum. Yani uzun bir süre daha bu sorunla mücadele edeceğim ve tek maaşla iki üniveriste öğrencisi okutmaya çalışan biri olarak başka yeni bir telefona ayıracak bütçem olmadığı için android telefonsuz kalmak zorundayım. Kısa zamanda bu hak ihlalinin telafi edilmesini umarak bunları yazıyorum. Teşekkürler.
Hacettepe Üniversitesinde beşi kadın yedi öğrencinin okul çıkışı metro durağında gazili ülkücülerin saldırısına uğradığı olaydır. 23 Mart pazartesi okulda oluşan kaostan sonra açılan onlarca başlıktan sonra, böylesi ciddi bir olaya başlık açılmaması beni çok şaşırttı ve açıkçası üzdü. Orada ben de olabilirdim, sen de olabilirdin, Sevgilin de, can dostun da. Çünkü bu saldırı oradaki kadınlara değil, aslında tüm üniversitelilere yapılmış bir saldırıdır. En azından ben böyle düşünüyorum. Olayı iyi analiz etmek isteyecek olursak, en başta şu haberi okumamız gerekiyor sanırım: http://www.muhalefet.org/...ist-saldiri-36-14436.aspx
Bunlar meydana geldikten sonra, ilk gün tatil edildi. Çoğu insanın can güvenliği tehlikede olduğu için bir gün daha tatil edilmesine karar verildi. işte, aşağıda linkini verdiğim olay okulun ilk günü gerçekleşti. Gaziden gelen 7 araba. Her birinde 5'er kana susamış adam. Durakta bekleyen 7 öğrenci. Gerisini siz okuyup siz tartın isterseniz. işte "terör istemeyen" insanlar. "vatansever" insanlar. Reis büyük adamdır, okumuştur, vatanını korumaya ta gaziden geliyor dediğiniz adamlar işte bunlar. Sıradan öğrencilerin kafasına satır indirecek kadar adi insanlar bunlar. Kadınlara hani lan sizin erkekleriniz diye bağırıp sopalarla vuran adamlar bunlar. içinde insanlık adına hiçbirşey kalmamış insanlar. Siz hala birbirinizi yiyin e mi beytepeliler. Siz hala solcuları, milletleri suçlayın. siz hala gözlerinizi açmayın ha, olayların en başından beri içinde olan ÖTK başkanın hesabını sakın ha sormayın. 4 Kadına okulunuzun metrosunda saldırsınlar siz hala oturun klavyelerinizin başında. insan canının bayrak'tan daha kıymetsiz olduğu bir düşünce sistemidir bu. Yapmayın etmeyin. Şu olaylara karşı bir diyeceğiniz yok ya, hala faşistlerin linç arabalarına benzin koyuyorsunuz ya. şair Hasan Hüseyin desin size ne diyeceksem:
Neden kimsenin hakkında başlık açmadığını düşündüğüm, iyi olup olmadığını bu sene göreceğim, kafama göre birini bulabileceğimi sanmadığım bi yer. Arkadaş neden lisedeki gibi kafa adamlar yok burda hani üniversite özgürlüktü arkadaştı ortamlardı elektro eşliğinde çimlere uzanmaktı.. hanii laan..?! gözünü seveyim lise, dönemden bi tane bulabildim lan metallica seven.
Zaten derslikler de lise gibi, liseyi aratmayacak gibi gözüküyor.
Allah aşkına 18 yıllık insanım bu kadar saçma bi özgüven görmedim.
Regl olduğu zaman beyaz pantolon giyme özgüveni aşılayan bu reklamların amacı ne anlamış değilim doğrusu.
Bak sevgili reklamcı arkadaşım, dersin ki yok rahattır, dermatolojik olarak test edilmiştir, fiyatı uygundur cart curt. What the fuck is birbirine kafam kadar papatya vermeler, uçakta herkesin ortasında molpediniz vaar mığaa demeler, regl zamanı kıza beyaz pantolon giydirip göte zum yapmalar. Yapmayın etmeyin allah aşkına, pedden soğuttunuz. (pedi niye seviyosam zaten)(tabi sevicen lan yüzyılın icadı)
Benim sanırım bu. Yaklaşık bir aydır kafamdaki "istanbul mu ankara mı?" "istanbul üni mi hacettepe mi?" sorunsalına çözüm bulmak için sözlüğe girip bulduğu ne varsa okuyup, yazarlara mesaj attıktan sonra daha sikik bir kafayla çıkan ben. Sen sen ol seneye bunu yaşayacak olan yeni mezun olmuş liseli, benim yaptığım hataya düşme kardeşim dostum canım aşkım bitanem. Kafanda nasılsa öyle kalsın. Hiç mi yardımı dokunmaz argedeş. Bi siktirol sözlük.
Edit: Bunu yazmamla gelen kutumun hiç görmediği rakamlara ulaşması bir oldu. Siktirolma sözlük, iyki varsın *
O diyil de sağolun lan.
Şimdi türbanlı bi kadın atanamayan öğretmenler eylemine katılmış, iktidar karşıtı sloganlar atıyor. Bundan doğal ne var acaba? Bizim odunkafa da güya laf sokucak eleştiricek, yok türbanlının ne işi var orda, akepenin götünü yalasın cart curt. ulan dangoz, her kapalı akepeliyse her açık da cehepeli öyle mi? Bi defolup gidin bre düz mantıklar!
Şarkıyı bütün olarak görme, bir problemdir efendim. Hele de dilciyseniz yarra yediniz afedersiniz de. Şöyle ki, bu disordera(bozukluk) sahip olan zavallı insanlar, hiçbir zaman şarkıları tamamıyle ezberleyemez, fonda müzik olmadan söyleyemez. Örnek vericek olursam, sene 2006, her 12li yaşlı kız gibi avril lavigne'ni idol olarak gördüğüm yıllar. Arabada, okulda, yatarken, kalkarken kısacası hayatımın her lanet olası anında dinlediğim zamanlar. Şu an sövüyosunuz, abi ben avril dinleyen adamın entrysini niye okiim niye artıliim. Abi az sakin ol geç otur dinle, en azından sagopa falan dinlemedim he. doğru yolu da buldum sonunda. Ne diyodum heh hayatımın her anında dinlememe rağmen şarkıları hep why you have to go and make things so complicated'ken vayyuhevgomeyktikkomplikeyyey olmakla kaldı. hiç bir zaman vayyuhevtugoendmeyktingssokomplikeytıied tarzında olmadı. Dilci olmama rağmen yeni geride bıraktığım lise yıllarımda bile bu sorun devam etti. Turn the page dinliyorum. Smoke the days last cigarette'ı yıllar yılı sımok dı leyzi sigırıt diye söyledim. Sonuç olarak yaşınız başınızı almış, konsere gitme yaşınız gelmiş ve siz hala bu bozukluğa sahipseniz oturun listening çalışın beyler, size tavsiyem. Anca geçiyür. Geçmeyince de insan taşşaa alınmıyor be. Ağbi düşünsenize sonuçta kim abiyugu diyen biriyle James Brown muhabbeti yapar ki.
Dikkat ettim. Örnek bir şehir verilecekse bu şehir Sinop oluyör, arkadaş diyorum ne var bu sinopta bunlar hep sinop diyür teki de değil hemen hemen hepsi. Ersin Karabuluti, umut sarıkaya, alpay erdem, vedat özdemiroğlu vs vs.ama sinoplu olmasam da uykusuz gibi süpersonik bi mizah dergisinde yaşadğım şehrin adının geçmesi aptal saptal bir mutluluk, kıvanç da vermiyor değil hani.
'Bugün bana ne giysem yakışıyo' 'Bugün giysem yakışır' gibi yarışmalarda hiçbişey bilmeyenin de tasarımcının da acaaayip derecede fazla kullandığı, şahsımın son derece kıl olduğu cümledir efendim. "Bean bunu bunla kombinleaadım ya ben beğeniyorum şahsen ama hakan akkaya ne der bilmiyaraam bu arada eteem 250 tele, kolyem bi milyaar ". ağzını makasla kesicen onun. Bak bi dağa diyo mu.
Ekşi:Ukala, yabancı sözcük kullanımının dibine vurulan fakat öğrencinin gogılı baba sözlük.
inci:Tam anlamıyla seviyesiz.
Kırmızıelma: feminis, teoride iyi fakat pratikte küfür ederek kendini kanıtlamaya çalışan kızlarla dolu.
itüsözlük: Kendi içinde hoş, uludağımsı.
Memurlarsözlük: yorum yok.
Uludağ: Can gibi..
P.S:Evet hafif sözlük ırkçısı gibi oldum fakat bunlar sadece izlenimler.
Muhtemelen ergenlik şeysi safhalarında gerçekleşen bu işlem, daha sonra farkedildiğinde ne ergenmişim lan ben?! diye başlayan iç hesaplaşmalara yol açabilir. Genellikle sevdiği sporcuların, sanatçıların, arada da kendi ergen fotoğraflarının bulunduğu bu albümün adının oRtaya karıshıq xDé" olması da yüksek olabiliteye sahip durumlardandır.
Evdeki bilimum aburcuburları alıp pc başında 3-4 saat geçirdikten sonra vicdanını formaliteden rahatlatmak için 1 saat anca çalışacak, YGS günü gelip çattığında salya sümüg ulan.. diye ağlayacak, kendi gibi olan yoldaşlarını gördükçe rahatlayacak olan öğrenci modelidir. HEY SEN, BiLiYORUM ORDASIN! GEL VE DAHA GÜZEL BiR DÜNYA iÇiN YÖOSPBGÖT'ye* KATIL!
(bkz: Rakip azaltma politikaları)
Edit: yok lan yegese geldi geçti, bi skim de olmadı. Gelecek nesiller, oturun lan saatlerce.
Her annenin söylediği klişe sözlerdir.
1-Sana sütümü helal etmiyorum zehir zıkkım olsun emzirdiklerim!! *
Yıllar sonra gelen edit: Neden annelerin söylediği en güzel sözler diyip, anamın en zehir zemberek lafını yazmışım, milleti galyana getirmişim fikrim yok. Bir muzun içinde gelmiş sanki hepsi.
Edit2: Annemin en güzel sözü, kızım demesidir. Çokgüzel der allahsız..
Bu ismi koyan kişini çevresinde çocuk isimlerinin sonuna aşk,su,naz,can,han yapım eklerinden herhangi birini getirmeyenleri dövüyolarmış hissi veren isim.
(bkz: Açacak başlık bulamayıp kuzeninin ismine başlık açmak)*