Türkiye'de ender görülen baba türüdür. Hep de imrendiğim babadır. Tüm boş vakitlerini çocuklarına ayıran, sosyalliği de seven babadır. Kışın kartopu da oynar, yazın deniz de götürür. Hayatındaki önceliklerini bilen insandır. ülkedeki bütün Kahveler başta olmak üzere; iddia bayileri, meyhaneler vb siktiri boktan yerlerde seminer verip çocuklara vakit ayırmanın öneminden filan bahsetmesi gereken babadır.
Bakarız demekten öteye gidemeyen babaların da ta amına koyum. Oh be.
Vücudumuzdaki Saçlarımızın ve kılların çok önemli görevleri vardır.
Saçlarımız başımızı yazın güneşten, kışın soğuktan korurlar.
Kaşlarımız terimizin, kirpiklerimiz küçük parçaların gözümüze girmelerine engel olurlar.
Burun ve kulaklarımızdaki kıllar tozların girmesini önler.
Vücudumuzdaki diğer kıllar ise derimizi serin tutar, ısı kaybım önler. Bizler sadece saçımızın, sakalımızın, koltukaltlarında ve genital bölgelerimizdeki kılların uzadığını, kollarımız, bacaklarımız ve diğer yerlerdeki kıllarımızın uzamadığını düşünürüz.
Gerçekte saçımız da uzamasını bir süre sonra durdurur ama bunun için bayağı uzun bir süre geçer.
Vücudumuzdaki kılların her biri topraktaki çim gibi, derimizin altındaki kendi torbasında yetişir ve büyür.
Bu torbalardaki yeni saç hücreleri kılların köklerini oluşturur. Yeni hücreler oluştukça, eskilerini torbalardan dışarı iterler ve bu hücreler dışarı itildikçe canlı olma özelliklerini kaybederler, yani ölürler ve de kıllarımızın ve saçlarımızın bizim görebildiğimiz kısmını
oluştururlar.
Vücudumuzun hangi kısmında olduklarına bağlı olarak, kıl torbasında belirli bir sürede yeni kıl hücreleri üretilir.
Bu süreye 'büyüme süreci' denir.
Sonra büyüme bir süre için durur. Buna da 'durma süreci' denir.
Bu sürecin de sonunda kılların yine büyüdüğü 'büyüme süreci' gelir ve bu böyle devam eder, gider.
Durma sürecinde kıl kopar ve alttan gelen bir yenisi yerini alır.
Yani bir kılın veya saç telinin ulaşabileceği en uzun boyutu bu büyüme sürecinin uzunluğu belirler.
Kollarımızdaki kılları oluşturan hücrelerin büyüme süreci birkaç ay olarak programlanmıştır.
Bu nedenle kıllar kısa bir süre içinde uzar, bir santimetre civarında bir uzunluğa geldiklerinde artık uzamazlar, belirli bir sürenin sonunda da alttan yenileri gelir.
Diğer taraftan saçlarımızın büyüme süreci iki seneden altı seneye kadar değişir.
Eğer kesmezseniz bir metre hatta daha da fazla bir uzunluğa ulaşabilir.
Saçlarımız üç aylık bir uzamanın ardından bir durma evresi geçirir ve bu sırada alttan gelen yeni saçlar eskilerini atar, yani dökülmelerine sebep olur.
Bunu banyo yaptıktan sonra lavaboya dökülen saçlarınızdan anlayabilirsiniz. Bu yolla bir insan her gün 70-100 arasında saç teli döker.
Saç ve kıllarımızın her birinin büyüme ve durma süreçlerine başlama zamanları farklı olduğu için, hepsi birden aynı anda dökülmediklerinden devamlı olarak başımızda saç, vücudumuzda kıl olur.
Hayvanlarda bu süreçler aynı zamanda başlayıp bittiğinden onlar yılın belirli zamanlarında tüylerini dökerler.
ANKARA - TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, 07 Haziran 2015'deki genel seçimler yaklaşırken milletvekili aday adaylarının yapacakları harcamaların ekonomiyi canlandıracağını ifade etti. Palandöken, 'Tanıtım masrafları, yemek, ulaşım, otel derken yapılan hesaplamalara göre bir aday en az 45 bin lira harcayacak' dedi.
EKONOMiYE CANLILIK GETiRECEKTiR
Palandöken, konuya ilişkin yazılı açıklamasında, 7 Haziran'da yapılacak seçimler için adayların takım elbiseden balona, afişten reklama, ulaşımdan promosyona, lokantadan kahvehaneye, berberinden oteline kadar kendilerini tanıtmak ve milletvekili seçilmek için harcama yapacaklarını belirtti. Bu harcamaların ekonomiyi canlandıracağını anlatan Palandöken, 'Birçok sektörün fazla mesai yapmasına neden olacak seçimler, esnafa birkaç aylığına rahat nefes aldıracak' diye konuştu.
HAZiNEDEN PARTiLERE 500 MiLYON SEÇiM YARDIMI
Genel bütçe gelirlerinden oy oranına göre siyasi partilere devlet yardımı ve seçim için toplamda 500 milyon liradan fazla hazineden para aktarılacağını ifade eden Palandöken, şunları kaydetti: 'Devlet yardımına hak kazanan partilere 2015 genel seçim yılı olması nedeniyle toplamda 531,1 milyon lira tutarında Hazine yardımı yapıldı. Partilerin seçim için yapacakları harcamalarda ekonomiye girerek canlılık sağlayacaktır.'
ADAY BAŞI 45 BiN LiRA
Yapılan hesaplamalara göre bir aday adayının ortalama 45 bin lira harcama yapacağını anlatan Bendevi Palandöken, 'Yaklaşık 30 bin aday adayının yapacağı seçim harcamasının 1 milyar 350 milyon lirayı aşması tahmin ediliyor. Bu da aday adaylık yoklamaları öncesi tanıtım afişi ve broşürü basan matbaasından, reklamcısına, lokantacıdan, kahvehaneciye, nakliyeciden petrolcüye, otelciden otobüsçüye kadar her kesim kazançlı çıkacak. Yani ekonomiye biranda 2 milyardan fazla sıcak paranın girmesiyle ekonomi canlanacak esnafın yüzü gülecek ve durgunluk yerini canlılığa bırakacak. Anlayacağınız siyasi harcamalar ekonominin her alanını canlandıracak' şeklinde konuştu.
Hangi parti ne kadar ödenek alacak;
Ak Parti 297 milyon TL,
cumhuriyet halk partisi 155 milyon TL,
Milliyetçi Hareket Partisi 78 milyon TL.
Onlar, ödenek ya da seçim yardımı dese de bana göre masraftır. Banane parti bayrağından, logolu balonundan. Milletvekili adayları harcasın ama nasıl olsa götürecekler parayı.
Yolda, bi ortamda veya herhangi bir yerde erkeklerin yüzüne bakmama durumudur. Telefona ya da yere bakıyorsunuz hatta vitrine. indirim yazan camlara baktığınız kadar bizlere baksanız bu kadar yalnız olmazsınız.
Biz erkekler hayatımızın aşkını nasıl bulacağız lan? Bi yüzümüze bakın amk.
Edit: sikecek gibi bakana bakmayın tabi ama diğerlerine de bakmıyorsunuz. Hakkımızı yemeyin.
Ayrılalı yıllar olmuştur. hatta ona karşı ne özlem ne de nefret duygusu kalmıştır. Bi yerde emre aydın ın 'tam 4 yıl olmuş dün' şarkısı çalar, akla gelir. hesaplarsın 3 yıl olmuştur, 'bu şarkı beni anlatmıyor amına koyim' dersin ama yine de sinsice girer. iyi kötü her şeyi Hatırlarsın. O an yanında olmadığı için üzülürsün. Kendi kendine Tribe girersin. Sonra hayatında yarım kalan her şey aklına gelir. Vay amk dersin ve yine sonra bi bakmışsın şarkı bitmiş. 4 dakikalık mazi turu son bulur.
Türk kızının bir türlü kabul etmek istemediği gerçektir.
Uyurken kalkar,
uyanınca kalkar,
Çiş gelir kalkar,
Denizde kalkar,
Durduk yere kalkar,
ağızüstü yatarsın kalkar, (bıraksan yatağı sikecek)
sinemaya gitmişsindir, sevdiceğin de yanındadır, sevişme sahnesi olur 'dur lan ben de bakayım' diye yine kalkar.
bir çok kez denedim. Aşık olduğum kızın yanında bile istemsiz kalktı bu piç. Ki 4 yıl çıktık. Ilk 2 yıl bırak öpmeyi, elinden bile tutturmadı. Ilk elimi tuttuğunda, her yanım yandı, terledim, kalbim yerinden çıkacak gibiydi ama o piç de kalkmıştı. Sevmiyor muydum? Hayır. Bana baktığında, karnımda oluşan o hissin başka karşılığı yoktu.
Allah bize o zarı niye koymadı? 'Bu ne işe yarıyor lan' diye kendimiz siker atardık. Bu yüzden biz erkeklere kızmayın. bu canavarı kontrol altında tutmak imkansız.
Okuduğu kitaplarla mutlu olmaya çalışan ama aslında mutsuzluğun dibinde yüzen kadındır. Sorsan, kendince bir sebebi vardır. gerçekten sebep mi yoksa arkasına sığındığı bahane mi asla bilinmez.
Biliyorum; okumak, daha çok okumak, hayatı sorgulamak, kariyer vs bunlar da önemli ama o treni kaçırmayacaktın be gülüm. Doğanın kanununa direnmeyecektin.
Bir de "benim karım yapmaz, benim kocam iyi siker" demeleri yok mu?
Başlattığım ve desteklediğim kampanyadır.
Git çocuğunun altına temiz bez gir, ne bokuma burada entry giriyorsun? Karısına gül almaz, burada duygusalı oynar. Kocasına vermez, seks pozisyonu tanımı yapar. Medeni hallerini siktiklerim.
Neden bu kadar -karma, +karma meraklısı ya da ulupuan meraklısı olduğu anlaşılmayan yazarlardır. Seri artı oy verenlerin götünü filan yalayıp dururlar. 1 karma puanı 1 tl olsa tamam diyeceğim o da yok.
-karma için de değerlere saldırıp küfür filan ederler.
Neyin kafasını yaşadığı belli olmayan göttür. Yazdıklarınızı okumaz bile. Mouse ile bir tık yaparak çok yararlı bir şey yaptığını sanan ve ''tişikkirlir'' mesajı bekleyen mal ötesi insandır.
Bunun gibiler eve kitap yığar ama asla okumaz. Onun için ''aa bu ne kadar kitap'' denilmesi yeterlidir.
gezdiğim radyoların çoğunda Kayahan çalıyordu. Ulan adam ölünce kıymete geçti. Kulak tırmalayan; sinan Akçıl, Ayşe hatun Ünal ve hande Yener çalmaktan böyle değerli seslere sıra gelmiyordu di mi?
