Şimdi uzun diye okunmaz yazık olur, sadece sonundan:
"Bu kokmuşlar mezarlığı imamlar sofrası bu
omuzlardan omuzlara bu korku tapınakları
akşamla kargalarla nargilelerle
leblebici bakkalbaşı minder minder üçotuzüç
birşey var anlamadığım bu yezit yalanlarda
yarınsa yarın benim beyoğlubeyler
barışsa barış benim beyoğlubeyler
ya siz kimsiniz
kimsiniz ey şimdi müzelerde yerleri belli
eski beyler yeni beyler bey eskileri"
H.H.Kormazgil
Hababam Sınıfı'yla güldüren-ağlatan, toplumculuğunu asla yitirmedeen bizlere gerçekten bizden olduğunu hissettiren ustamızı ölüm yıldönümünde saygıyla anıyorum.Mekânın cennet olsun ılgaz'ın sert rüzgârı...
"Kimini vurguncu yaptı 39 harbi
Kimini karaborsacı
Laf olur diye dost çayı içmeyenler
Mahkemelik oldu rüşvet yüzünden
Gaz fişi, ekmek karnesi derken
Kimler karışmadı ki piyasaya
Kimini sefil etti 39 harbi,
Kimini şair etti
Beni de gazete tiryakisi."
gözlerimi sildim önce,sonra kitaplarımın ve umutlarımın tozunu...Ve bir derin ana uykusundan uyanır gibi sarsılarak uyandım;saatler koşmuş,yerinde değil hiçbir şey...Vurgun çekilmiş köşesine;istanbul'uma rica ettim yüküme katlanması için...Zaman daha 'can' yağmurlara gebe iken,hayata asılma vaktidir.Yenilmezinden.
Ankara'nın kaldırımlarında,taşları gibi paramparça sökülürken umutlar,belki gerçekten yıkılmamış yenilmemiş olmak içindir belki de kendine konduramamaktır istanbul'un sokaklarında inadına tutunmak.Tutunmak ne kelime at gibi koşturmak! Yanlışsın dedi, dedim. Bildiğim bir doğru da var bak: Dengim Tezat.
"Bizde batıcılıkla anlaşılan şey Türk evrimini çağdaş uygarlığa uygun yönde geliştirmektir.Halbuki Avrupa'da ve Amerika'da batılılaşma ve batıcılık batı diplomasisine boyun eğme anlamına gelir.Bu yüzden onlara göre Kemalist devir Batı aleyhtarlığı, Menderes devri ise batıcılık devridir!Batı diplomasisinden bağımsız olan bir batıcılık,Batı dilinde, Batı düşmanı kötü bir ulusçuluk demektir."
Not: Attilâ ilhan'ın Hangi Batı isimli kitabında rastladığım sözüdür Niyazi Berkes'in, manidardır.
Küresel kraliyet sisteminin kuyruğunda bir kıl gibi sallanan,değerlerini-vazgeçilmezlerini üç kuruşa satmış,IMF' ye yaltaklanmakta rakip tanımayan,Atatürk'ün iç-dış politika anlayışından iki gram nasiplenilmemiş bir ülkede yapmayın ya.Bu ne perhiz ne lahana turşusu???
"Satarsın gözlerinin dikkatini, ellerinin nurunu,
Bir lokma bile tatmadan yoğurursun bütün nimetlerin hamurunu.
Büyük hürriyetinle çalışırsın el kapısında, ananı ağlatanı karun etmek hürriyetiyle hürsün!"
ilk kez iç Anadolu'ya gidenlerin domates gibi olacağının garantisini veren durumdur.Cilde 5 ton renk attırır,kararmanın böylesi der, kendini tanıyamazsın ve en az 1 yıl boyunca da düzelmeyecektir.Olsun.
Özellikle kahverengi tonlarında ya da ne renkse farketmez UGS giyen kızlara "Baksana, ayakların ayı patisine benziyor!" dememek için kendini zor tuttuğun durumdur.Desen de farketmez, yurdum kızları ayı ayaklarından, dar kotlarından ve dipleri çıkmış sarı boyalı saçlarından mutlu mesutturlar.Olmasındırlar, orijinalliği öğretsin biri bunlara ya da ayıcık figüründen çıkmayı.
işten-kurstan dolayı Avrasya maratonuna katılamayan, sallanan köprüdeki et-kemik yığınına karışamayan ve üzüntüden kahrolan erkek tiplemesine söylenecek sözdür. "Önemli değil,bi şey olmaz, seneye katılırsın." denilen durumdur. Katıl, koş, boyun uzasındır.
Yanlarından geçerken duyduğunuz " Hadi gel, kütüphaneye gidelim oturalım, geyik çevirelim" sözlerinin sahibi kız örnekleridir.Odasında çalışamayan, aslında öyle bir niyeti de olmayan ve kütüphanenin yüzde yetmişinin kız tavlamya gelen erkeklerle dolu olduğunu bilen kız örnekleridir.Devlet yurtlarında barınırlar, öyle mal mal yaşayıp giderler.
Gök mavisi en güzel renklerdendir tabi ki de.
Gömleklerini mavi aldırır insana bu mavi sevgisi.
Bir de Vınn'ın ışığı yeşil değil mavi yanıyorsa çekiyor demektir ki bu durum mavi sevgisini milyonlara katlar:))
Söyleyeni yazanı uyarsan da genelde bir sonuç alınmayan, insanı fitil eden, güzel Türkçemizin kalıplaşmış hatalarından yurdum insanının en başarılı olduğu zamirlerden:Herkez (!)
Önceden "hayatı neden bu kadar ciddiye alıyorsun?" diye soranlara "Şakası yok çünkü!" diyordum..."Ciddiye aldığım kadar da almıyorum ama bu görülmüyor" derken de "Nasıl yani?" sorusu gelir ve cevabı:"Çocukluğumu yüzüne vurarak cezalandırıyorum onu"...
Ve sanırım şimdi de "Derdin ne senin be güzelim?" diye soranlara "Çocukluğum tokat yedi!" desem hiç de yalan olmayacak.
Gecenin hayır hayır sabahın 3'ünde gelip 1 bardak sıcacık kahve yapıp veren sonra da "Allah zihin açıklığı versin canımmm" diyerek yanından ayrılan, sayıları oldukça az anlayışı yüksek güvenlik elemanlarıdır, candır onlar.Sorununu oturur anlatırsın, derdini sorar kimisi, kimisi de bakmaz öldün mü kaldın mı.Herşeye rağmen yukarıda belirttiğim pozitif özelliğe sahip olanları dua edilesi, yıllar geçse bile unutulmayası cinstendir, var olsunlar *
Seni düşünmek güzel şey
Ümitli şey
dünyanın en güzel sesinden en güzel şarkıyı dinlemek gibi bir şey.
Fakat artık ümit yetmiyor bana,
Ben artık şarkı dinlemek değil
Şarkı söylemek istiyorum...
italyanca 1' i ve 2'yi almadan üstten 3'ü alan; programa yanlış bakıp 1'den çıkıp 3'e gireceğini zanneden arızalı insan profili.Olay tam tersidir: 3'ten çıkılıp 1'e girilmesi gerekmektedir.Hoca yabancıdır tek kelime ingilizce-Türkçe konuşmak istemez, mal mal bakarsın, üst sınıftan biri çevirir hadi idare edecek kadar peki ya kendi sınıfın??Hepsi öküzün trene baktığı gibi bakar/güler, sen her zamanki gibi dikkat kaybını önlemek amacıynan en öne oturur hocaya bakar mest olursun konuşmasına:)) Bu gözükaralık fazla, bu risk fazla, Allah cızırtımı vermesin!!!
Kalmak da var geçmek de.Sonunu düşünen kahraman olamaz demiş düşünür ama:Ppp Ben italyanoo konuşçiim taam mı?? Böööö,
tırstım biraz yaa..
Sevmiştim ama...
Amansız lojman griliğine boğulmak var inin cinin bile top oynamadığı koridorlarda.Ve bu hayat böyle sürüp gidecek ne acı... iyi ki dostlar varlar! Herşeye rağmen...
insanları seni her nedendir sevimli bulup 3-5 yaş fazla atması...
Bir de tekrar düzeltmek için midir ne şöööle bi yüzüne bakıp "Aslında çocuk yüzlüsün tabi olabilir normall aslında yüzünden belli küçük olduğun" dedikleri durumdur.Artık pişmişlikten sinir olmamayı beraberinde getirir, gerek de yoktur zaten, neyse ne.
Bkn:( Soğuk savaş çocuğuyum ben)
Ailesinden yana dert yanarken kankan, durduk yerde bişiler dersin anlamsız, hak verilir-verilmez bişiler dersin.
Duraksar ve pat diye "Ben senin gibi başıma buyruk yaşamıyorum" der.O an için cız eder çaktırmazsın,çahdırmamaya çalışırsın.O bilmez bunu hiç bildirmezsin...Her haltı söylersin bağırsağındaki solucana kadar ama bunu demezsin.Ah be ortak bi bilsen bu başa buyrukluk da beladır başa, yalnızlıktır.. Hoş biliyosun zaten, neyse bi gün cesaret gelir derim, unutmam ya ben hayatta!!
"Sensiz kalma fikrine kendimi alıştırmalıyım" derken en yakın dostun, senin de bir süre sonra "Türkiyesiz kalma fikrine kendimi alıştırmalıyım" ı düşünüp diyerek onu daha da üzmenin,balkonda kahvesini yalnız içeceğini ona tekrar hatırlatmanın beraberinde getirdiği duygu durumudur/cümledir.Hatta konu açılmışken oturma izni almaktan bahsedersin,Hollanda'ya yerleşmekten bahsedersin ya da bir süre yurt dışında çalışmaktan bahsedersin; hayal kurarsın o dahil olamaz üzülür... "Hayırlısı ortağım" deyip geçer ama deşip geçer...
Bi kez daha dibe vurursun kavanoz dipli dünyada...
Tam yanından geçerken yere tükürdükleri ve ana avrat düz gittikleri anlardır.Küfretmek kimseye yakışamaz, iğrençlik ölçütü yoktur, rahatlatmıyor da kimse şişirmesin.
Bkn: Küfür duyarken gözlerini sıkıp kapatan insan profili.
"Neden kulağını tıkamıyorsun" sorusu geçersizdir.
"Kırık Kalpler Durağı" nda inecek var dediğin zaman olay bitmiştir, içini cızırdatır; Candan'ın bile nefesi kesilir,'hııı' diye bitirir-bitiremez hatta.Sen de kaybolar gidersin sözleri düşünürken:
Gönül kırgınlıkları, hayat yorgunlukları, şehir yalnızlıkları çeken bütün kalpler.
...
Kırık kalpler durağında inecek var, eteğindeki taşları dökecek var,
Doldurun kadehleri içelim beraber yılların yorgunluğu geçene kadar..
(Geçmez)
Ooooooooofffffffffffff offf