sosyolojik bir çalışma için olmasa da kayseri'de bulunmuşken bir de şu videonon sırrı neymiş? kayseri'de gerçekten düğünlerde parande mi atıyor insanlar? veya bu adamalara biri normalin üstünde bir değerde alkol veya uyuşturucu bir madde mi verdi? gibisinden sorular beynimde uçuşuyorken. kaya tekel bayii'ne uğrayayım ali abi'min gül suratına mazhar olayım düşüncesiyle içeri girdim. içerde tanımadığım iki adam vardı. ellerinde bira filan. selam verip elimi uzattım son derece sıcak kanlı insanlar oldukları belliydi. neyse biraz sohbet ettikten sonra ali abi ya senin şu bana gösterdiğin videodaki oyunu izletsene abime belki biiyordur adını dedi. izlettim neyse zaten video başlar başlamaz bizim abi söylenemye ağız dolusu küfürler etmeye başladı. en gün yüzüne çıkmamış küfürlerden bir demeç verdi resmen. abi bunların oynadığı ne dedim. biraz duraksadı. çok hızlıca düşünmeye başladı. ''topal oyunu'' dedi. yanındaki uyardı ''yok bu ırkını s.ktiklerim topal oyunu oynamıyorlar'' diye. sonra biraz daha düşünüp telefonun çıkardı birini aradı. ''lan oluyo ya hani düğünlerde çakallar oynuyordu bir oyun dıntın tırınınım dıntın tırınınm diye''. sonra ''eyvallah'' diyip kapadı. çilli bommuş bu oyunun adı.
bunu öğrenmek bana çok şey katmadı ama asıl işin önemli olan tarafı, oyunu oynayanların insanları kendinden bezdiren her mahhallede en az 3-5 tane olan ''çakal takımı'' tarafından oynanıyor oluşu. bir nevi alt kültür. bir nevi underground felsefenin doğuşu. bir nevi bir varoluş olması...
iktidara geldiği ilk dönemde sayısı bir elin parmağından az (4) olan ülkedeki dolar milyarderlerinin sayısı 4 yılda 5 elin parmağından 1 eksik (24) olmuş bir partiden bahsedilirken söylendiğinde vücuttaki mutluluk hormonu salgısını nedense arttırdığı tarafımca keşfedilmiştir. kendi kendime söylüyorum akp fakiri siker diye... sonuçta bir taraf zevk alıyor.
kitaptır en nihayetinde. okudum. oldukça da beğendim açıkçası. bunun yanısıra insanların bu kitaba ilgisi oldukça fazladır. en çok satılanlar listesinde çıkışını hızla sürdürmekte olan bir kitaptır. yayın haklarını kim satın aldıysa parayı vurmuştur.
bir beşiktaş taraftarı olarak ''mabed'' olarak adlandırabileceğim stadtır. bunun yanısıra yıkılıp yerine yenisinin yapılacağı ve beşiktaşın lig maçlarının kasımpaşa stadı'nda oynananacak olması beni derin bir düşünce selinin içine itmektedir. nitekim korkum, inönü'deki havanın başka stadlarda yaratılamayacak olmasından kaynaklanmamktadır. şöyle ki takımıyla özdeşleşmiş bir staddan bahsetmekteyiz.
bana yaklaşmadır. senden gelen bir adım. belki senin için küçük, benim için büyük bir adım olasıdır. olmayasıca kuşun ıslanmış bir kaplumbağaya öykünmesi de olabilir.
henüz kanıtlanmamış bir teori olmasının yanısıra arkasında durulası bir önermedir. daha önceleri hamam böceğinin bitki olduğuna dair söylentiler bilim camiasını derinden sarsmıştı. şimdilerdeyse herkes kendi işinde gücünde. ne olacak bu memleketin hali.
yavaş yavaş yaklaşan intiharların sonuncusuna doğru adım adım yürümektir veya sona doğru yuvarlanmaca başlamadan önce yaşanılandır. o da olmadı hamam böceği insandır.
zaman makinasını bulmuş ve kullanmış kişidir. ancak gittiği geçmişte makinanın direksiyonu kırılmıştır. geçmişte zaman makinası olmadığından orda kalmış insandır.
acı bir durumdur ki başa geldiğinde çekilmesi ve hatta sündürülmesi gerekir. internet hayatnın kanayan yarasıdır. ama yara merhemi çözüm getirir mi? bilemem.