böylelerini takip edenlerde suç. böyle mallara prim verirseniz olacağı bu. bir de nasıl zorluyor o ayakları o pozu verebilmek için. çirkin göründen başka hiçbir boku olmayan "saati 200 tl cınım" minvalindeki eskortun biri işte.
şu sokak iti seviciliği bi bitmedi gitti amk. evinde besle karışan yok da sokaktakini sahiplenip hatta kısırlaştırılmasını talep etmek yerine üremesini güle oynaya karşılayıp sabah akşam bulunduğu yerlere mama götürmek nedir? evet aynen bunu yapan ruh hastaları tanıyorum. bu kişilere odaklanırsanız siz de fark edersiniz. kesinlikle normal değiller. insana dair hiçbir duygu beslemezler. köpüşleri için mama alıyor ve onun gibi düşünüyorsanız size yakın davranır ama tabi köpüşlerini beslediğiniz sürece. sapkın derecede itseverlikleri mide bulandırıyor.
sokak köpekleri ve tasmasız gezdirilen ev itleri toplatılmalı. sikecem artık yapacağınız işi lan. kinofobimiz var amk, bu itler havladığı anda kendimizi kaybediyoruz yola fırlıyoruz.
arkadaşlar umutla bakın geleceğe. eğer türkiye cumhuriyeti 20 yıl daha dayanabilirse, 20 yıl sonra bu ülke daha aydın insanların yaşadığı bir yer olacak. çünkü z kuşağı gümbür gümbür geliyor. o yerden yere vurduğumuz, gamer veletler dediğimiz bu çocuklar ülkemin cahil kesmi gibi düşünmüyor ve düşünemez. küreselleşen dünyaya öyle ayak uydurmuşlar ki din kavramı onlar için vatan millet meselesi değil, kişisel bir şey. şimdiki zihniyetler gelecekte bu ülkede barınamaz, 20 yıl sonra bu ülkede şeriatçı radikal bir kesim olamaz.
az gençlere destek verin, gömmeyin onları. bakın sokak röportajlarına çocuklar nasıl bangır bangır konuşup akpli morukları susturuyor nasıl haklı biçimde muhalefet yapıyor. bu gençler sandıkta oyunu bozacak demedi demeyin.
z kuşağının 2005 sonrası doğanları bu ülkeyi bambaşka bir yer yapacak. yeter ki biraz daha liyakate değer verilsin ve biraz daha batıya yüz çevirelim. eğer z kuşağı da bu ülkeyi kurtarmazsa dükkanı kapatıp gidin zaten.
şaka gibisiniz lan gerçekten. hani kendinizi tarih bilen ve araştıran insanlar olarak da sunuyorsunuz ya, yarılıyorum cidden.
dünya küreselleşmişken ve her şey her yerde aynı anda biliniyor ve yaşanıyorken, bu değişen dünyada vatanseverlik 18-20. yüzyıl arasında yaşanmış modası geçmiş bir şeydir artık.
devir her zaman değişir. şartlar gerekti rock müzik devleşti, şartlar gerekti rap müzik tahta oturdu, gün geldi arabesk diye bir şey çıktı o devrin insanına hitap eden cinsten. ve bugün geldi nitelikli müziğin devri kapandı.
hülasa eskide yaşamayın, dünyada her şeyin bir devri vardır, vatanseverliğin bile. ki biz vatanseverliğe karşı da değiliz, iyi bir şeydir. ancak asker olmayı isteyen insanlar gitsin yapsın. zorunlu bir şekilde devlet askerlik adı altında 6 ayımı çalarak özgürlüğümü elimden almasın.
artık sahada savaş devri bitmiş ve savaşın sadece ekonomide ve siyasette yapıldığı 21. yüzyılda zorunluk askerlik ile olası bir savaş durumuna hazırlama saçmalığı var. insan haklarına da özgürlüğe de aykırı bir zorunluluktur bu. askere gitmeden önce ne işe girebiliyor gençler ne de evlenebiliyor. önlerinde kocaman bir engel olarak duruyor. 40-50 yıllık hayatımızın en önemli birkaç yılında bu askerlik tantanasıyla uğraşıyoruz. hiç demeyin öyle 6 aya düştü falan şimdi. gideceğim deseniz 3-4 ay süre veriyorlar. en sonunda gidiyorsun ve 6 ay da öyle yiyorlar senden. ulan bu 6 ayda insanın kişiliği değişir!
ingiltere 1958de zorunlu askerliği kaldırdı, bütün dünya profesyonel askerliğe geçiş yaptı ama biz halen vatan millet sakarya kafasındayız. he anam vatani görev he yav he he. ilk 1 ay eğitimden sonra 5 ay patates çuvalı gibi yatıp vakit öldürüyorsun. duyan da sanacak ki cephede savaşıyorlar 6 ay boyunca.
bazı kahpeler için(evet sen, kendini biliyorsun) 1 aydır.
bende belki aylar belki de seneler sürebiliyor. bir erkek asla kısa bir sürede aynı dozda aynı seviyede birine değer verip sevmez. öyle sandıklarınız da ya dostça bir ilişki kurmuştur ya da aniden oluşan gönül yalnızlığını birkaç kadınla doldurmaya çalışıyordur.
ama kadınlar öyle mi.. daha bir ay geçmeden "ayhh ben aşık oldum yeaaa" moduna geçerler.
böyle bir kahpeyi birinci elden tecrübe ettim. birinden gidip bir başka kişiye aşık olan ve ondan yüz bulamayınca benimle aylarca aşk yaşayan ve beni terk edip 1 ay sonra bir başkasıyla yeni bir ilişkiye başlayan. ve benim bu olanları ayrıldıktan 3 ay sonra öğrenmem..
kadınların sevgisine güvenmeyin. çünkü kadınlar erkekler gibi derinden sevmez, sadece seçim yaparlar. doğada bile bu böyledir. en güçlüsü, en doğurtan olanı seçer dişi. kadın da daha iyisini(ona göre en iyisi) bulunca gider. bugün sizi severken 3 gün sonra birine şiirler yazabilir. defalarca tecrübe ettim bunu. kimse aksini iddia etmesin yemin ediyorum gömerim.
arkadaşlar aslında böyle bir realite var. seksüel sapıklık falan değil bak, cidden böyle belirgin bir öncesi ve sonrası durumu var.
o da şöyle oluyor.. öncesinde kızımız sıradan geleneksel anadolu kızı modunda yaşıyor. bırakın cinsel münasebeti konusunun açılmasına bile tü kaka çiş modunda yaklaşıyor. ilk cinsel deneyim ve tabuları yıkma çabasına giriştikten sonra eğer sonradan olma bir şey ise bu, sanki içten gelen bir değişim yaşamışçasına bu yaşadığı şeyleri ve düşüncelerini insanların gözüne sokuyor. yıllarca böyle bir şeyi kendince kutsal görmüş bir kadın 25inden sonra falan bir şey yaşarsa uzun bir süre bu işin görgüsüzlüğünü yaşıyor. bu görgüsüzlük süresince de marjinal olmak adına yapmadığı saçmalık kalmıyor.
insanların ne yaşadığı bizi ilgilendirmez. kastettiğimiz şey böyle şeyleri gözünde büyüten insanların bu arzuları gerçekleştirdiğinde saçmalamasıdır. yoksa anlamsızca bir şeyleri büyütmek yerine gerek duyduğunda yaşayan veya yok sayan insanlar 7sinde ne ise 70inde de o olur. sonradan görme gibi "ben ne tarraklar gördüm" havasında ortalarda dolaşmaz.
hülasa cinsel deneyimleriniz kişiliğinizi ilgilendirmez, şahsiyet olarak değişmeyin. cinsel deneyimleriniz kişiliğinizi belirlemesin.
skip atılması gereken kadınlardır. inanın bana dostlar bu kadınlara aşık olmak ve güvenmek hayatınızda yapacağınız en büyük hatadır. skip atmaktan fazlasını hak etmezler.
ek olarak, burcu ne olursa olsun yükseleni akrep olan kadınlar da buna dahildir. inanmayan denesin görsün ebesinin amınıahahahaha.
arkadaşlar aslında kendisi 35 yaşında güzel bir kadın. alın size çıtır bir ifşa. zamanında tadına baktık da biliyoruz. kendisi sözlük abazanlarından korunmak için böyle erkek ayakları yapıyor.
bir erkeğin bu hayatta en çok seveni ve gerçek aşkı kızıdır. bu kahpe dünyada tek ve en samimi duygu bir kızın babasına beslediği sevgidir. bırakın karımı öldürmeyi, kolumu bacağımı keserdim de kızıma zarar vermezdim. her ne yapmış olursa olsun, kızıma zarar vermektense ölürüm daha iyi.
karın terk ettiyse ve olur ya işte insan bazen bazı şeyleri kendine yediremez; git karını gebert o halde. ama kızına neden zarar verirsin ki lan at kafası? siktir git senin gibi ihtiyar ve bu ihtiyarlığına bakmadan bir başka adama kaçan salak karını öldür.
kendilerini avukat, hatta bir saul goodman sanan arkadaşlardır. avukatım ben yeaaa' dediklerinde sanırsınız ki ciddi anlamda bir işe yarıyorlar. ama gel gör ki kendileri yeni mezun ağzıyla konuşan, ezbere yasa okuyan, piyasada işler gerçek haliyle nasıl yürür bilmeyen tiplerdir. bu tip avukatlara denk gelmek istemiyorsanız tanıdık ve yaşanmışlığı(adli mevzular) olan insanların referans gösterdiği avukatlardan danışmanlık hizmeti alın. aksi halde çok yanlış yönlendirilir çok yanlış hukuki yöntemlerle iş yürütürsünüz.
kızın kim olduğuna göre tiksindirecek ya da tiksindirmeyecek kız. eğer değer verdiğim ve sevdiğim bir kadın ise birleşmeden sonra dahi tiksinmediğimi bilirim. obsesif olmama rağmen tiksinmediğim kişi ciddi anlamda önemlidir benim için.
artık çok abartı biçimde uçmuş fiyatlardır. 5-6 aydır 2005-2006 model ford fiesta veya peugeot 206 alalım diyoruz. 5 ay önce 40-50 bin arasındaydı piyasa. geçen yıl yaşanan ama kimsenin dile getirmediği devalüasyondan sonra bir şekilde bu fiyatları kabullenmiştik. geçenlerde bir bakalım dedik 60 binden aşağı 206 yok. ulan yavşaklar bu araba 2020 ağustosundan önce 25-30 bin arasındaydı. arabaya güncelleme mi geliyor da ışık hızıyla fiyatı yükseliyor?
insana cidden çok koyuyor 2005 model bir arabanın 60-70 bin civarında olması. akıl işi değil.
sıradan bir alman vatandaşı aynı arabayı 2 bin euroya alıyor lan. 2 aylık birikimle! türk lirasına vursan yine her türlü ucuz kalıyor amk arabası. biz cidden yaşamıyoruz ya bu ülkede. sefaletin dibi resmen.
bir de kendine zengin diyen, 300-400 bin liraya araba alan sefiller var bu memlekette. be amk salağı, senin paran pul değerinde, aldığın arabanın fiyatı avrupada 20 bin euro lan.
bir de bu erkekler kıllarını makineyle saç tıraş eder gibi keserler ve o zaman daha iğrenç bir görüntü çıkar ortaya. tamam doğuştan bir anormallik mevcut abi kabul ama neden ağda yapmak varken makineyle veya tıraş bıçağıyla kesersin ki? vücudun her yerinde iğrenç duruyor kısa kısa sert kıllar. kadın ya da erkek fark etmiyor, sadece iğrenç.
vücudumda beğendiğim şeylerden biri de kıl yumağı olmayışım. canım kendim.
(#43113483) nolu entrysini okurken profiline tıkladığımda silik olduğunu fark ettim. ne zaman gitmiş lan bu yazar? diye son entrysine bakınca sadece 2 saat önce sildirip gittiğini fark ettim. aga bee. lan açık oylayacaktım, o da bunu görecekti be. vay anasını lan sözlük.
güle güle git. yine öyle grip olursan da bol bol nane limon iç.
dün 2 ayrı insanın yaptığıydı. erkek olana buyur dedim alkolik muhabbeti çıktı ortaya. kadın olanına da "ne var?" dedim, hiç dedi. lan yürüyeceğim sonra kezoluğu tutacak kim bilir, hee tamam deyip geçtim.
günümü gün edeyim, onunla sevişeyim şu da yarına kalsın kafasındaki erkekleri baz alarak ortaya atılmış genellemedir efenim.
mesele gerçekten değer vermek ise eğer her iki cinste ilişki sürecince aynı özveriye sahip olabilir ama bittiği andan itibaren bir kadını tanıyamazsınız. çünkü kadın bir erkekle yolunu ayırdığı andan itibaren o erkeğe karşı hiçbir acıma, kadir kıymet bilmek, erkeğin üzülmesine ve kendisini ısrarla geri istemesine karşı duyarlılık gibi duyguları olmaz. erkek ise tam tersine ilişki bittikten sonra aylar geçse de özlem duyar, sevdiği kişi "hayati önem taşıyan" cinsten bir çağrıyla yanına çağırsa duyarsız kalmaz.
garip, çok garip.. kadın severken, ilişkinin başında ve ilerleyen zamanlarında ya da erkeğin terk etmesi durumunda söver sayar, sülük gibi yapışır ve erkek buna kadın gibi duyarsız kalmaz.
kadınlar kendileri acı çekerken holokostu yaşıyormuşcasına hissettirirken bir erkeğin acısı ise asla önemsenmez. bu açıdan kadınlar biraz çocuktur aslında.
bütün bunları mantıklı bir açıklaması şimdilik şöyledir; kadın seçen ve çok fazla rağbet gören bir varlık olduğundan yaşadığı duygusal boşluğu, sevilme(gerçek anlamda) ihtiyacını kolayca karşılayabilir. ama bir erkek bunu çok kolay aşamaz. duygu barındırmayan sadece tensel olan deneyimler ise sadece anlık bir ihtiyacı giderir, günün sonunda erkek yine yalnız hisseder, sevgisizdir, hep yine o kadına özlem duyar. çünkü gerçekten sevilmek her zaman kolay değildir bir erkek için; kadınlar çoktan kendisi için pervane olan ve aralarında kendisini gerçekten de seven erkekler arasından birini tercih etmiştir bile.
adamın misyonunun finaline şahit olmuş gibi sorular soruyorsunuz. ismet inönü ile yaptığı saldırmazlık paktı ilk başta ruslar ile yaptığının aynısıydı ve rusya gibi türkiye'ye de saldıracaktı.
doğudaki büyük ayı en büyük engeldi ve ilk olarak onun kontrol altına alınması gerekiyordu. büyük rus komutanı kış engel olmasaydı ve yakıt ve silah ikmalinde sorunlar yaşanmasaydı ve rusya düşseydi en sonunda türkiye hedef haline gelecekti.
türkiye'yi işgal etmek için kafan kadar bir rapor hazırlamış adamlar. ne demek saldırmayacaktı? adolf hitler lan bu, almanlardan başkasını insandan saymayan bir adamdan bahsediyoruz.
kürtlerle türkler farklı dil ve edebiyatına, hitabet biçimine sahipler ve anlaşamamalarının, birbirlerini sevmemelerinin asıl kaynağı da bu. zira bir kürt ile türk konuşurken, kürt insan kişisi kültürü(!) gereği bağırarak ve sert bir dille konuştuğu için türk vatandaşa çemkiriyormuş gibi gelebilir. ve kürt de türk'ü aynı şekilde anlayamaz, içinden çıkılamaz boktan bir konuşmadan başka bir şey olmaz ortada. kürtlerin türkleri anlayamamasının sebebi de hep kendileri arasında üremeleri ve kültür olarak dış dünyaya çok kapalı olmaları.
bugün gündem olan, didem arslan yılmaz'ın programına katılan ayfer taşcı denen kadına dikkat kesilin..
bu tip doğulu birkaç kadınla maalesef çok yakından tanışma durumum oldu zamanında. hatta biri de veletlik zamanlarımda birkaç seferliğine görüştüğüm fakbadimdi. ve arkadaşlar üzgünüm ama bu insanlara karşı en güzel türkçeyi en güzel hitabeti kullansanız da anlaşmanız ve anlaşılmanız imkansız. sıradan bir şekilde konuşsanız bile kötü bir şey demişsiniz gibi aniden celallenebilirler.