üç maymunu oynamayın... kesk ankaraya yürüyor!
Ankara caddeleri ve sokakları polis kuşatması altında ! Haklılar tabii, karşıdan öğretmenler değil düşman geliyor ya !
zavallı erkeklerin kendilerinde olmayan güveni bir kadında gördüklerinde kuyruğunu kıstırıp kaçma bahanelerindendir. bugüne kadar kişiliksiz olduğunu düşünerek mi yanında durduğu sorunsalını da kendiliğinden doğurur ve en tez şekilde bu insancıktan uzaklaşmak doğru olanı yapmaktır.
anlamsız edalar bi tripler bi ben bilirimciliklerle kendilerini abartmayı başarabilmiş insanların zamanla gözünün önünde koskocaman bir boka dönüştüklerini fark etmek zaman zaman şaşırtıcı, üzücü ve zaman zaman da eğer aynı ortamda bulunmaya mecbursan korkutucu bir olaydır. işte tamda böyle durumlarda bazılarının başının üstünde taşıdığı bir sifon olduğunu hayal ediyorum ve onca zamandır çekilmemiş sifonu çekerken arkalarından el sallamak son derece haz verici olabilirdi diye düşünüyorum.
her seferinde doktorla ayrı muhabbetlere girip sonunda kendini acayip bir teşhisle kapı önünde bulan bünyedir. illettir. insanın tüm keyfini bi anda kaçırıp daha sonra amaaaan canım ne olacak geçen ay da başka bir şey vardı diye sallamazlıktan gelinesi durumdur. herhangi bir hastalık belirtisine kaşarlanmış olan bu bünyeyi ancak toprak paklar.
an itibariyle ofise gelen bir salağın mide bulandırıcı kokusundan esinlenerek diyorum ki; bu kadar parfüm sadece ozon tabakasını değil seni bile deler. parfüm dediğin olduğun yerdeki herkesi kendine baktırmak için değil yakın mesafene girebilen insanlara karşı saygı unsuru olarak kullanılır. bugüne kadar bu konuda uyarı almamış ve karşımda durduğu yaşa gelmiş bir embesil için bunları söylemek artık çok geçtir. koku duyusu insanlar arasında biyolojik olarak bi iletişim şeklidir. bunu nükleer bi silahmış gibi kullanmaya çalışmak geri zekalılıktan başka bir şey olamaz. yıkıl karşımdan!!!
sinir bozucu bi durumdur. göz önünde durdukça daha da sinir bozar. en iyisi atılmasıdır. önceden plan yapmanın her türlü zarar getirebileceğinin ispatıdır.
herkesin birbirine suçlar gözlerle baktığı, unutulması zor trajedi. hele ki söz konusu bir gökdelenin asansörü ise asansör faciası olarak manşetlerde yazılmalıdır. işlemi başarıyla tamamladıktan sonra hiçbir şey yokmuş gibi etrafa bakmayı gerektirecek durum.
Kendi karanlığından korkma. hepsi sensin. dışarıda tehlike yok. hiç kimse zarar veremez sana. içindeki karanlığa dönüp de bakabilirsen, aydınlanacaksın. hadi bu kez dön ve bak ona. yüzleş. o zaman ne yalnızlıktan, ne ölümden, ne de düşlerinden korkacaksın. özünü anlayacaksın. işte o zaman kendi gerçeğini dünyaya haykıracaksın. kendi küçük hikayeni, tüm tevazusu ve güzelliğiyle yaşayacaksın.
En özgün olanın tam da senin hikayen olduğunu bileceksin. işte o zaman kendini ve tüm seçimlerini çok seveceksin. korkma karanlığından. hadi dön ve bak ona. yalnızlığından kaçmak için başkalarına sığınma. kendini, bilmez işlere ve etkinliklere boğma ve aynaya bak hadi. konuş kendinle. senin ötende ve dışında değil yaşam dediğin. tam da içinde...
içindeki tutkuları izle, izle ki hangi rüzgarlarla yol alacağını bilesin. onlar, sınırları aşma maceranda iç haritan; belki en çozümsüz hissettiğin karar anları da. kalbin onun için var, bunu hatırla ve bil ki tutkuların, seni sen yapan yolda önünü görmeyi sağlayan ışıkların...