bir o kadar acı olanı da, bu eylemi yapacağını söylemiş olması ve söylenenin bu itirafı dikkate almaması. gerçi nasıl alabilirsin ki? öyle bir şey ki bu, olduğunda farkına varılabiliyor ancak. elbette iş işten geçmiş oluyor. yani ne hayattayken bir şey yapılabiliyor ne de artık aramızda olmadığında. kahreden bir paradoks elde kalan sadece.
tamam, final anlatıldı ama olsun, siz yine de en azından filmini yapın be burak aksak ve onur ünlü. gösterime girişinden bir gece önce, sinema kapısı önünde yatmazsak da, tekrar bir gay yürüyüşü yapılacaksa, gay olarak katılalım o yürüyüşe! yalnız tek şartım var. kendim için değil, ismail abi için; o gemi gelecek. ulan yazarken bile hüzünlendim, yemin ediyorum.
üç haftaya girileceği söylenen şam'daki emevi camiinde namaz kılınamayınca, emevi camii 'millet' camii olarak saraya getirilmiş belli ki! şu mübarek ramazan ve cuma gününde beni de güldürdünüz ya, siz de bol bol gülesiniz! güldükçe de, muaviye'yi hatırlayın. hani hz. ömer ve ebuzer el gıffari ile konuşmaları vardı muaviye'nin; ne üzerineymiş bakıverin bir zahmet ak'lar ve o zihniyettekiler. anladınız siz onu!
'hilmi'karakteri kadar orijinal bir karakter varsa o da 'şerif abi'dir. biraz da, tarihçi kadir mısıroğlu nu andırıyor sanki, görüntü ve kısmen tavır olarak.
şu anda ülkemiz televizyonlarındaki tartışmasız en kaliteli ve en komik dizidir. sahne geçişleri bile yeterli bunu söylemek için, o derece. ayrıca şinasi yurtsever in 'hilmi' karakteri bir harika dostum.
yeterli düzeyde reytingi tutturamadığı gerekçesiyle, bu cumartesi gecesi final bölümüyle veda edecek dizidir. üzüldüm, yazık oldu. önce 'bir yastıkta', şimdi de 'boynu bükükler'. umarım senarist cüneyt inay bu piyasaya küsmez. yine umarım ki, senarist burak aksak da piyasaya küsmemiş olsun. 'kardeş payı' ile teselli bulacağız artık. star bu diziyi harcamayacaktır. 'işler güçler' bunun bir ispatı oldu zira. yine de belli olmuyor tabii. umarım boynumuz hepten bükülmez.
bir komedi dizisinde senarist mizahçı cüneyt inay ise eğer, gerisi teferruattır benim için. şimdiye kadar güldürdükleriyle, bundan sonra da güldüreceğine dair imzayı atmıştır beyinlere.
küçüklüğümüzün zaman ölçüsü birimiydi tabii. ciddi bir kriterdi. aşılması halinde, asık yüz ifadesinden dayağa kadar uzanan bir yelpazede, etkisini gösterirdi. yaşı büyük müslümanlar için namaza çağrı iken, bizim için eve çağrıydı. çok amaçlı kullanılması hoş bir durum değildi velhasıl.
ellen de generes gibi, ilk denk geldiğimden bugüne, ne yapmaya çalıştığını halen anlayamadığım maskülen kadını yıllardır yayınlayan cnbc e ve e2; conan o brien nerede? yapımcı firmayla mı anlaşılamamış, ne olmuş, ne iş? conan o brien ve sempatik yancısı andy richter reyizi özledik. eyy cnbc e, eyy e2; illa beddua mı edelim yani?!
allah kendisine körü körüne inanılmasını istememiştir. iman olgusu, sorgulamadan inanmayı reddeder. araştırarak, gözlemleyerek, sorgulayarak inanma, islam da istenen inanma ve iman etme şeklidir. bunu böyle uygulamayanlar üzerinden oluşturulan tez, eksik ve yanlış bir tezdir. yanlış uygulayanları temel alarak kendi inancına şekil verme ve islam öğretisini eleştirme ise, ya kötü niyet içerir ya da araştırma tembelliği. bir zahmet sağlam araştıralım.
o değil de, şu 'burak aksak' dedikleri herif, ne yaman senaristmiş. bildiğin, zalım çıktı. 'leyla ile mecnun'un finalini anlattı ya la! ama ne finalmiş o öyle. yayınlansaymış, her bir parçamız ayrı bir yere dağılacakmış da uzunca bir vakit kendimize gelemeyecekmişiz.
o değil de, ihsan eliaçık hoca, aylar öncesinden şöyle bir cümle kullanmış: "bunlar rant için cami bile yıkarlar". yahu ihsan hoca, bu sendeki nasıl bir öngörüdür? bravo.