bunca zamandan sonra nasıl hareket edeceğini şaşırıyor -arada- yazar. kucakla beni sözlüğüdür. ayağında kundura eski yar şöyle dursun sözlüğüdür. eski yara sözlüğüdür. mordur, iyidir. öylesine bir anda sıcak hisler beslenendir.
sözlük uluduur, sözlük uludur! (sozluk senden sıkıldım) sözlük bizi diskoya götür; götür de -sigara- içemeyelim. ramazan da yaklaştı dem midir bu? sözlük fena halde 'sozluk' diyesim var, gidesim'den bahis açmamaktayım. sözlük ben artık çevrimdışı bir kuşum; ama boş olan sensin.
boş ol, boş ol, boş ol!
bekara karı boşamak kolaysa karıya boşamak niye bu kadar zor(?)
sözlük ayrılmalıyız artık, severek ya da sevmeyerek, arada bir uğrarım eşyalarıma dokanma!
sözlük birlikte yaşayalım evlilik kurumuna inanamaz oldum (çocukluğuma inmen gerekecek: uzanayım mı?)
sözlük... neyse (bak nasıl gıcık oldum bir kelimeyle, kelimelerin gücü adına)
2008 yapımı erick zonca filmi. tilda swinton yine çok güzel bir çirkin burda; karizma başka bir şey!
daha önce çok kullanılmış sözlerdendir ama julia'ya 'it is not your business' d'eyi ' sana kimin aşık olduğu seni zerre ilgilendirmez' ayarındaki adamımız iyiydi, hoştu.
yol'la ilgili neler neler yazılır ama bir de yol yorgunluğu var ki; yavaş yaşamamız boşuna değil, nefes hesabı, yol gaza basar bazen sonuçsa kasların gazabı.
uçamıyacağııız, değişemeyeceğiiiiz, değiştiremeyeceğiiiz, derdimizi anlamayana yine alatamayacağıııızzzz, arayınca bulamayacağııız, bulunca dalamayacağızzz, zamanı geri alamayacağızzz; dursun isteyince tutamayacağıııız, çocuk olamayacağııız, büyüyüp eşşekliğe de terfi edemeyeceğiizzzz, gitmek isteyip gidemeyeceğiiiiz, gidince... *
marpuç yurdum işletmecilerine pek cazip gelenlerdendir; ama haksız sayılmazlar ne de sevimli bir çağrışım yapmakta, o kadar ki: 'marpuç olmazsa gitmem' demek çok normal.
'beyle buzdolabının kapağını açacan bakacan...' durumları hava cıva: bünye iflaslarda efendim iflaslarda! o aşamada çocuk milleti eblek bir ifadeyle geçip karşınıza bu cümleyi kurar sakin sakin; ama ne! fırtına öncesi sessizlik, sizden anında çözüm bekler bu canavarlar: hayır 'çişim geldi' dese daha kolay ama işte değil: am'maaa büyüyünce çok daha fena kitap oku derlerse elini kana bulamak caiz söylemesi; kimden birinden... dünya boş
ölümle ilgili bir yanılgısı olduğu kanaatindeyim. vicdan rahatlatma'yla alakası olamayacak kadar doğal, insani bir durumdur yanıldığı. ölenden bağımsız geride kalanlar kendi adetlerince yapar yapacağını; (ortada aziz nesin gibi "cenazeme gelmeyin!" tarzı bir vasiyet yoksa) hem bu konuda çok düşünmüş bir taşa çarptı yazarımız.
ayrıca göçüp gitmiş birinin başlığı altına değil başka bir yere yazsaymış yazacağını; cenaze evi gibi görüyorsa bu yaptığı yapılmaz demek isterim. #5558131
ha, bundan gayrı; tanımam, bilemem; tüm cemaat gibi kendisine de rastgele...
gölgesizler aslında başrolde gölgelerin oynadığı bir dünya. hayal gibi, ne var ne yok gibi; resimler (yüzler) sesler birbirine karışıyor. adamlar yapmış
intihar eden, erken giden hep zamanı durdurur. bir resim olarak kalır, göçe karışır gider. ama bir ipucu var bu noktada: yok etmek en kötüsünü bile zarar ziyan, dengeye aykırı; bırak yaşasın ne yapacaksa yapsın yoksa sen olursun sorumlu: eksik kalandan ondan geriye. *
barış ve barış gibiler ölüm ve yüzlerinin oluşturduğu tezat resimle; aslında hepimizin kendi ölüm resmini sokuyor gözümüze. ne ise artık o resimde ölüm bizim için. ondan bu kadar iç burkuyor. *
audrey hepburn'ü makyaj yaparken (adeta çalan bi miziğe eşlik eder gibi, öylesine yürüyüp geçer gibi) izlemek için bile bakılmalı bu filme. kadın rol yapmamış, holly golightly olmuş (ya da tam tersi bilmiyorum.)
ve george peppard'ın oynadığı paul varjak karakterinin (namıdeğer fred baby) kendi yazdığı kitap için söyledikleri (kitabın eleştirisi imiş) süper.
mekanlar, diyaloglar, müzik... filmi izleyince, sadece yağmur değil film de; a k ı y o r.
ayrıca filmde pencere, kedi, elbise derken pek çok şey karaktere dönüşüyor(!)
izlerken andy garcia'a mı yoksa modigliani'e mi aşık oldunuz karışabilir. evet resim dehadır. ve evet deha manyaklıktır, sapkınlıktır; muhteşemdir. (erkeği, kadını... var bu ressamlarda bi maraz)
'ruhunu tanıdığımda gözlerini de çizeceğim' kısmı bitirici.
yaşlı, kaçık ressamın ses tonu ve görüntüsü çok iyi uyuşmuş (dublaj) ve adamın filmde modigliani'li bi sahneyi anlatışı, akabinda: 'o görüntüyü çaldım, zihnimde bi yerde sakladım; kendimi iyi hissetmek istediğimde çıkarıp kullanıyorum.' demesi öğüt niteliğinde.