Kamburdan hallice bir halde kara kara düşündüğüm durum. canım sıkıldı, nickaltıma bakıyorum "acaba eski arkadaşlar nerde lan iki lafın belini kıralım" diye. bir baktım; teki 2 yıl, teki 3 yıl. bazısı 9 ay bazısı 1.5 yıl. en yakını 29 gün önce yazı yazmış sanırım. çok ilginç. ve hepsinin de karması yaklaşık 300 üstü falan.
bunu dememin sebebi aşağılamak değil; trol olmayan insanlar bunlar. yani, iki bilgi bir t*aşak yazan insanlar. güzel insanlar.
şimdilerde her şey değişiyor, çağa ayak uyduruyoruz vesselam. kafamda deli sorularla sizlere sığınıyorum sayın yazarlar,
nerde bu insanlar?
peşin edit: "anancı"lar gelmesin. **
lolkafa.com internet adresine sahip bir grup. adından da anlaşılacağı üzere, lol oyunu üzerine içeriklere türkçe dili üzerinden kolay ve keyifli erişim sağlıyor bu arkadaşlar. ben dota oyuncusuyum. entry'lerime ufak bir göz atarsanız yıllardır oynadığımı görürsünüz. ama ben ilk kez ön yargımı yıkıp lol içerikli bir sitede uzun uzun, keyif ala ala dolaştım. güzel kolay bir arayüzü, zevkli videoları var. yetkili kişilerle mail yoluyla iletişime geçtikten sonra da sayın burak aydoğan '' Riot Türkiye'nin resmi prodüksiyon şirketi olarak çalışıyoruz ve onların Ocak ayından bu yana yayınladığı özel videoların tamamını biz yapıyoruz.'' dedi.
not: son yayınladıkları ''lol'ün dota2'den daha iyi oyun olduğunu kanıtlayan 9 gerçek'' başlığını forumdaki "hevesli" arkadaşlarımızın açtığını düşünüyorum, zira böyle bir site öyle ufak hesaplar peşinde koşmaz.
özet: lol ile ilgileniyorsanız keyif alacağınız site.
Dr. Fahri vatansever'e ait, bilgisayar mühendisliği fakültesinde çokça görürüz kendilerini. Ders kitabı niteliği taşır.
açık ve anlaşılır bir dil ile, bence gayet başarılı bir yapıt.
An itibari ile artık el atmak gerektiğini düşündüğüm takımdır. Hali hazırda olmayan, olması için kökleri atılan takımdır da.
Malum, ücretsiz oyun ne gibi kötülükleri beraberinde getirir sorusunun yanıtını HoN'da gördük. *
bu olumsuz yönlerin başını ''leaver , russian tayfa , supportla carryleme , diyalog eksikliği vb. '' gibi maddelerle şimdilik sınırlandırabiliriz.
Bu engelleri yıkmaya, yeni bir sayfa açmaya; umuda ortak olmaya, haydi kazlıçeş.. haydi dota2'ye!
Öncelikle bu hafta sadece takımı oluşturma ve gerekli irtibatı kurmaya yönelik geçirmeyi planlıyorum. malum üniversitelerin de vize haftası olduğu için de cuk diye oturur.
Kriter olarak ne haddime söz fakat sadece sizlerin de ortak paydada buluştuğu bir kaç madde sıralamak istiyorum.
-En azından 2-3 yıllık bir dota deneyimi yahut HoN deneyimi. Üzgünüm, LoL'den başka bu 2 oyunu oynamayan tayfa için mümkün değil (dipnot1)
-18 yaş üzeri (dipnot2)
-mümkünse üniversite çağında olan (dipnot3)
-kesinlikle gerekli ekipman : internet hızı, klavye-mause kombinasyonu, mikrafon!, skype, isteğe bağlı mavi don (dipnot4)
-oyun bilgisini taşıyan arkadaşlar, analizci ve özgün düşünen arkadaşlar (dipnot5)
eğer kim bu adam? derseniz de,
2010'dan beri HoN ve yaklaşık olarak 2008-2009'dan beri dota1 aktif oyuncusuyum.
HoN'da 1875 mmr ile ( melanous' * ) devam etmekteyim
Dota2'de ise betadan beri aktifim. ilk key bulma serüveninden sonra yaklaşık 2-3 hesap değiştirdim fakat şu an bir hesabı oturttum ama düzenli takım olmadığı için sadece arkadaşlarla kullanıyorum. Eğer bu takım oturursa o hesabı buraya nakletmeyi planlıyorum. ( Neva Eva * )
Eğer bu yukarıdaki özelliklerini taşıdığını düşünüyorsan eyyy ordaki! sayın yazar!
başlığı canlı tut, mesaj kutumu renklendir, talimatları bekle.
Saygılar.
---Dipnotlar---
1) lol oynayan arkadaşları ezmek gibi bir düşünce değil. oyun modunun tamamen farklı olmasından kaynaklı bir fark var arada.
2) bilimsel olarak da insanın el-kol kordinasyonu yaklaşık olarak 18-20'li yaşlarda oturur. yani siz isterseniz 5 yaşınızdan beri oynayın bu oyunu sizin 14-15 yaşınızdan sonraki tecrübeniz size bir şeyler katar.
3)sadece muhabbet için, başka sebebi yoktur.
4)olmazsa olmaz güzel bir klavye mause seti (kullanıcı için rahat olması) ve internet hızı gibi kişisel faktörlerin yanı sıra takımı da etkileyen iletişim aracı (farzı misal olarak skype dedim) bir takımın ana unsurudur.
5)"abi ben dazzle'la carry'liyorum ya sen bilmiyorsun" demesin kafi. Ve ''lan beni niye tek bırakıyorsun öldüm senin yüzünden" demesin, ben 4 kişinin içine seni kurtarmak için giremem. senden de bunu beklemem.
kıçı kıytırık 4 mb. hızla kotasız internet (kotasız dediğim belli bir miktardan sonra hızınızı tabir-i caizse eşşek arabasına çeviren bir ''kotasız'') ile 40'küsür para almalarıdır bu vurgun.
elin japonu gidiyor 123214125213412 3mb hıza 10 dolar veriyor kesilme, şu bu derdi yok biz burda ttnet'i arayıp ''hattımız kesildi''ler ile uğraşalım.
''bir tutam yalnızlık kopardım bugün hüznün kesesinden.
içimdeki aşığı ısıttım o'nla.
ve ne zaman radyoda bizim şarkımız çalsa,
ben gene ağladım
senin ardından kalanlarla..
hüznün yakama yapıştığı şu saatlerde,
yokluğunun verdiği acı ile hayatı ucundan bucağından tutmaya çalışıyorum.
nefes alırken göğüs kafesi kalbe baskı yapıyor.
ellerim titriyor bu satırları girerken.
bu sözleri düşünürken,
beynim gözlerime ''devam et'' emrini veriyor,
ellerim ıslanıyor;
yazamıyorum sevgilim..''