hastane henüz yapım aşamasını bitirmiş, eleman alımlarına devam atmektedir. berbat bir insan kaynakları ağı vardır, yeni kurulmaya başlandığı için kabul edilebilir bir durum. kabul edilemeyen durum ise burda çalışan elemanlardan birinin yaklaşık 11 yaşlanrında bir çocugu önüne katıp moloz yığınları taşıtmasıdır. böyle büyük bir kurumda, hemde gözler önünde çocuk işçi çalıştırılması nasıl bir durumdur, kimse buna bir şey dememiş midir hala şaşırmaktayım.*
bir kişide çıkıpta dememiş ki arkadaş "o ne iğrenç bir yorum olmuş, sen naptın Burak" falan hiç yok. ulan en sevdiğim şeyin içine etmişsin, bak şarkı diye kategorilendirmiyorum bile. gider ayak naptın sen olm. rezalet lan o nasıl iğrenç bi cover kim lan o şarkının sorumlusu, ulan Burak hep senden ötürü. tamam gerçek leylanın "sana geldim, terliklerimle" repliği güzel atıftıda, bu ne..
masalar,bitkiler,boş bi sokak,hafif kahve kokusu.harika bi sokak ama onu harika yapan o köşedeki bizdik.hani tabloda asıl nesnenin etrafında olur ya herşey,sanki dünya orda bizim etrafımızda dönüyodu.loş ışıklar ,renkli renkli.neyse öyle işte..
yıllarca "ah sahrud her yerimiz nasılda sasırıp kalmaya istekli" sözünü "nasılda sasırıp kalırdı bu istekle" sandım. ulan yıllardır 10 binden fazla kere dinledim, ağladım sızladım ahladım ohladım hiç mi farkedilmez, eski herifede böle yazıp bu sözle duygulandırmıstım ortalıgı halbuki. sarkı sözümüz bile gercek degilmiş.
yanlız benim zannım olan cümle daha güzelmiş *
bul bi pencere,sıkıştır sineği köşeye
tut kanadını bacagını teker teker kopar,her koparıştan sonra bırak yere gözlemle,hissettir acıyı ama hissetme,sonra al eline kürdanı ver agzından.
(bkz: aman sabahlar olmasın)
sohbet muhabbet gırla, ikramlar falan eşsiz hele bir çayı var namussuzun iç iç doyamazsın, işte sabah 5 falan olunca uyuma vakti tabi, birde güzel yatak hazırla ki sorma, kuş tüyü yastıklar falan. işte arafta kalmak böyle konforlu bişeydir
küçük bir kızın ilk korkusu .istanbul'un maviliğinden alınma korkusuyla büyütmek o kızı, her dönüş lafını gözlerinde korkuyla dinletmek. büyümüş bir kızın kalbini yutmak, sevincini almak demek ankara.
hep alıp geri vermemek demek ankara.
yazarların ağızlarına sıcma farklarıdır. bundan önceki 19 yorum göz önünde bulundurulup istatistiki bir saptamadan sonra cok rahatlıkla görülüyorki üniversiteli kızın yediği boklar liseliye göre bayağ büyük ve miktar olarak fazladır. ne koymus bu üniversiteli kızlar size, heralde soktukları o kadar acı girmiş ki yedikleri bokta o oranda büyük. üniveristeli kız acı koyarmış. **
paranoyak oldum sözlük,lanet bir eski sevigili yüzünden oldum. ne eski sevigiliymişsin be arkadaş eskiyemedin gitti. ulan her ekleyeni senin yüzünden evet idiot senin yüzünden yine acaba sen misin diye dört bi koldan araştırıyorum soruşturuyorum. eskiden yoksayardım biterdi, amk şimdi acaba mı diye kafayı yiyorum. çık git hayatımdan lan. bak sözlüktede bi arkadaşın varmış *lanet olsun onu bile buldum zorla internet kurdu yaptın beni be. bak kafamı kızdırma yine değiştiricem herbişeyini o olucak ha.
sevgiliden ayrıldıktan sonra film falan izlememek lazımdır hatta ve hatta zaruridir.çünkü birgün ;
sevgiliden ayrınılmıs, bir günlük yastan sonra normal hayata devam. bu günler birbirini izlerken evde yanlız kaldıgın bir an aklına gelirki sen hala amelie i izlememişsindir oturup izlersin. son dakikalara kadar herşey yolundadır. sonra esas oğlan eve girer sonra hani bilirsiniz o kas-dudak kenarı-boyun üçlemesi yaşanır. işte orda hayat durur,siktiri basarsın gözünden akan yaşlara. o üçleme senindi lan gece rüyalarına girerdi bi tek o üçlemeyi özlerdin. meğer sizin bile değilmiş. yıllar sonra aklıma geldigine mi ağladım, güzel dedigim anının aslında çakma olduguna mı ağladım bilemedim. film izlememek lazımmıs o gün onu öğrendim.
genelde saçları düz ve yağlı olur. kendilerini harbi kız zannederler,eger zannetmiyorlarsa kesin seksi sanrılarından kafayı yemiş durumdadırlar. ya siyah postalları vardır o yoksa kesinlikle yeşil bi elbiseleri vardır.*
tabiki sebeb vardır angut. söyle açıklayayım, bizim dar görüşlü kıt beyinli bir o kadar da cici eski sevgililerimiz kendilerini o kadar mükemmel sanıyorlar ki terkedilmelerine bir anlam veremiyorlar. nasıl olur ya benim gibi bi adamı nasıl terkeder nidalarıyla böhürmek suretiyle beyin s.kiyorlar. neyse kuzum sebebsiz değildir o vardır bi hayvanlık sende
denizin ortasında makarnasına sarılmış kitap okuyan o teyzeden garip değildir. çok rahat olduğunu söylemişti egenin mavi sularında bu aktivitenin. belki bu kızımızda böyle bir rahatlığın zevkindedir ve içinden orgazm çığlıkları atıyordur. bir sormak lazım,dışlamayalım sevelim,okşayalım,öpelim onu içimize alalım. *
'şikayet eden şikayet edilenden daha düşüktür tamam mı'
ilkokul 1'e giden bir erkek çocuk söylemişti bunu kendini sanırım şikayet eden bir kız çocuguna, ulan babam yoğun bakımdaydı yine de güldürmüştü.