iKRAM YOLLAYAN iŞLETMELERE YÜKSEK PUAN VEREN ViZYONSUZ KÖPEKLER YÜZÜNDEN DOGRU DÜZGÜN YEMEK YiYEMiYOZ.. RESTORAN PUANI 9,3 YEMEK GELiYOR ÇÖP AMA Bi KAMYON iKRAM.. 2 KURABiYEYE SATMAYIN LAN KENDiNiZi..
ÖGLEN VAKTi UYANDIK..
3 BiLDiRiMi OKUDUK (iYi BAYRAMLAR WZ GRUPLARI)
ANNE BABAYI ARADIK (GERGiN GEÇEN 00:30 SN)
KAHVALTIMIZI YAPTIK (2 YUMURTA)
TUTTUGUMUZ TAKIMIN INSTA BAYRAM POSTUNU LIKELADIK.. VARSA DAHA KALiTELi BAYRAM YAŞAYAN BUYURSUN TÖVBE iSTEYELiM..
O KADAR ZAMANDIR OYNAMADIM Ki ELiNDE POŞETLE HALISAHAYA GELiP “AYAĞINIZA SAGLIK BEYLER Bi YANLIŞIMIZ OLDUYSA KUSURA BAKMAYIN” DiYEN ADAMI BiLE ÖZLEYECEKSiN DESELER YEMiN EDERiM KAHKAHA ATARDIM..
BU HAVADA HALI SAHA MAÇINI YAPMIŞSIN.. 2 GOL 3 ASiST.. “AYAĞINIZA SAĞLIK BEYLER“ LAFINI DUYMUŞSUN.. DUŞUNU ALIP HAFiF BACAK AĞRILARI iÇiNDE UYUYAKALIYOSUN.. BiZi KORANA DEGiL ŞU ÖZLEM BiTiRDi..
ERKEKLER OLARAK ARTIK EN UFAK ZORLUKLARDA (EVDE ÇAY BiTMESi, HALISAHA MAÇINDA GOL ATAMAMAK, 30 LiRALIK BERBERDE KÖTÜ SAÇ KESiMi VS GiBi) AĞLAMA OLAYLARINA GEÇiŞ YAPIYORUZ.. KAMUOYUNUN BiLGiSiNE.
Köy okuluna biz yardım edicez, okullara kitapları biz göndericez, sokak hayvanlarına biz mama alıcaz, hastalar için biz destek olucaz... Ulan biz bu kadar vergiyi niye veriyoruz o zaman
Ogrencilerle imtihanım sürüyor. "Ben çocukluğumdan beri de'yi hep birleşik yazıyorum, bu saatten sonra değiştiremem" diyor. Alışkanlık meselesi zannediyor çocuk bunu.
Dünden beri bir kez daha anladım, insanların yoksulluktan anladığı 20. yüzyıl kır yoksulluğu. Giymeye ayakkabın olmayacak, sadece ekmek yiyeceksin. Kıyafetlerin yırtık olacak. Telefonun falan zaten olmayacak. Bir grup salak bunun dışında bir yoksulluk kabul etmiyor.
Uzun süre Netflix dizileri izledikten sonra Kurtlar Vadisi’ne başladım. Şunu çok net bir şekilde söyleyebilirim ki bu dizide en az 4 tane "GiZLi GAY" var..
Dünya birkaç yıl öncesine göre bile daha kötü. iyi dönemler yaşadık. Gorbaçov Brejnev'den iyiydi. Brezilya, Arjantin, Yunanistan'da generaller kaybetti, faşizm geriledi, insan hakları ilerledi. Sonra ne oldu? Şimdi 23 yıllık Erdoğan iktidarı, laik ve liberal demokrasi olan Atatürk Türkiye'sinden daha az sempatik. Putin, Gorbaçov kadar iyi değil. Çin'de iktidarda olan Şi Cinping, Deng Şiaoping'den; Brexit, Avrupalı ingiltere'den daha kötü. Trump, Obama ya da Clinton'dan daha kötü. Son 10-15 yıldır malesef tarihin rüzgarı ters esiyor.
Athena, Ş.Gökbakar ve nicesi… imamoğlu, kendisine çizilen sınırları her genişletmek istediğinde basit ulusalcı popülizm ile imamoğlu’na saldırdılar, “en muhalif biziz” dediler, şimdi muhalefetin tasfiye edilmeye çalışıldığı gün susuyorlar
ülkeyi, bürokrasideki dönüşümü ve Türk Devletinin yeni doktrinini okumayı beceremeyenler Tayyip Erdoğan'ı devirme histerisiyle sandıktan sandığa sürülüyor ve sürekli yaygara yapıyor.
Kafaları çalışmıyor. Bir insanın, bir topluluğun bu hayatta düşebileceği daha ne kadar rezil bir seviye olabilir ki?
Defalarca yazdık ve bir türlü anlatamadık bildiği yanıldığına yetmeyen seküler çomarlara. Anlatamamayı geçtim, yemediğimiz yafta/hakaret kalmadı. Sandık görünce, Erdoğan'ı görünce hepsinin beyni bulanıyor. Hakikaten bir milli güvenlik sorunu olarak ele alınmalılar artık.
Bakın, gerçek şu ki artık eski anlamıyla AKP diye bir olgu da kalmadı
Geçenlerde "Devlet, devire devire en çok istediği kadroları başa getirip orada tuttu ve iliştirdiği teknokratlarıyla da en nihayetinde hükümeti ilhak etti. Yani "Türkiye'de gerçekten bir hükümet var mı?" diye sormak daha doğru" demiştim. Bu kadar basit işte
Yok ulan yok! AKP diye bir parti yok işte! Vekilleri de kafa sayısından başka bir şey değil. Ortada parti de kalmadı. AKP'li olmayan teknokratlar tarafından yönetilen, güvenlik bürokrasisine biat etmiş bir iktidar
Eğitim hayatınıza bakın kaçımız üniversiteside hocaların egolarının altında ezilmedik?
Çarşıda,pazarda,kamuda,özelde zorbalar hep kazanmadı mı?
Haksızlığa, adaletsizliğe karşı durup başına daha büyük iş açmayan kaç arkadaş var?
Yok abi yok gün geçtikçe dibe batıyoruz
35 kişinin toplam serveti, 42. 5 milyon insanın sahip olduğunun 3 katı zenginliğe tekabül ediyor. türkiye'nin düzeni tam olarak bu.hep bunu anlatmak, hep bunun üzerine gitmek lazım. en önemli meselemiz, en önemli hakikatimiz bu çünkü.
Size Atatürk %100 oy ile seçildi deniyor fakat bu doğru değil.
Vekillerin yarısından fazlası mecliste yokken Atatürk seçim yaptırır ve bu seçimde açık oy vermek zorunludur ayrıca gizli sayım yapılır. Oyların sayımını bile göremezsiniz.
Halk oylamasında da aynı şekilde açık oy gizli sayım vardır. Oyunuzu açıkça kullanırsanız ama sizden gizli sayarlar.
29 Ekim Cumhuriyet ilanı değildir Atatürkün kendini başkan ilen etme günüdür.
Ve Atatürk sandığınızın aksine ülkeye ne cumhuriyet ne de seçme ve seçilme hakkı getirmiştir. Size öğretilen tarihin hepsi yalan
Hala gezmek isteyen varsa euro kullanmayan ülkeler: Arnavutluk, Azerbaycan, Bosna Hersek, Çek Cumhuriyeti, Gürcistan, Makedonya, Macaristan, Polonya, Romanya, Sırbistan, Ukrayna. Bu ülkelerin bir kısmına vize de yok, kendi paralarını da kullanıyorlar ve hala uygunlar.
dün iftardaan sonra çıkalım çay içelim dedik arkadaşla Yan masada da 2 amca çay içiyordu çay 50 lira hesap geldi hesabı öderlerken"çay niye bu gadar pahalı çayın içinde et mi var ?" Dedi amk bundan sonra pahalı gelen her şeye içinde et mi var diycem süper amksksksm
asıl mesele özgürlük güzellik değil herkese malum bir hikaye vardır
kargayla papağan beraber yaratılmış... 5 dakika sonra papağan demiş ki bu ne çirkinlik ben kendimi hiç beğenmedim... sonra allah demiş tamam seni baştan yaratıyorum... papağanı güzelleştirmiş... şimdi bütün papağanlar kafeslerde tutsak, kargalar ise özgürce uçuyor...
Ben kimseye olağandışı bir anlam ya da güzellik atfetmemeyi öğrendim. insanın özünde aynı olduğunu, herkesin yalan söyleyebileceğini ve mutlak iyi ya da kötünün olmadığını...
Ağlamak, bağırmak rol yapmaktır, oyunculuksa gösterme değil, gizleme sanatıdır. “insanı sessizleştiren acı, bağırmaya zorlayandan büyüktür” diyen Füruğ gibi. Sevdiklerim:
Aftersun-Paul Mescal
Kış Uykusu-Melisa Sözen
Duvara Karşı-Birol Ünel
Scenes from a Marriage-Jessica Chastain
Herkes birini bekliyor ama birbirini bekleyen yok artık. Hızla tüketip sıradakine geçiyoruz. Yakışıklı ya da güzel bulmadığımız birini tanımaya bile değer görmüyoruz. “Seçenek çok!” yanılgısıyla, benzer kişilerle aynı döngüde savruluyoruz.onun için daha yüksek sesle