özellikle nur yüzlü bir adama soruluyorsa o nur yüzlü adamı şeytanın yoluna çekmek gibi tövbe yarabbim fena amaçlardır.
o değil de hbbai'ın istiklal caddesinin adını daha az önce öğrenmesine rağmen adres soran kadına adres tarif edebiliyor olması takdire şayan.
evlenmeyi düşünmeyen, çocuk sahibi olmayı da istemeyen kadındır.
sana mı soracak ne yapması gerektiğini lale! ya da sen mutlu ol diye belediyeden nikah için tarih mi alacak? sen kendine bakire kız aramaya devam et. ama şunu da bil ki evlilik herkesin içine girmek için can atığı kutsal bir müessese değildir. o zaman da kimseyle sevişmeden ölsün arzu edersen.
yaş almaktan mıdır, kendisinde gözlemlenen bazı değişimler sebebiyle midir bilmem, eskisi kadar fanatiği değilim. ancak bir şekilde istediğim zaman onu izleyebileceğimi bilmek bana mutluluk veriyor. medya'nın kralı daha çok sardı beni, mesai sebebiyle muhabbetin kralı'na henüz yetişemedim. haftanın 3 gecesi saatlerce süren canlı performans yapmak -ki dün geceki gibi kazalar da olabiliyor- başlıbaşına takdire şayan. bazen performans düşüşleri yaşanıyor evet, gene de ben geçen sezona göre daha memnunum kendisinden. yalnız bazen fazlaca konuştuğunu ve konukların söz hakkından çaldığı hissine kapılıyorum son zamanlarda. özellikle de yetkin olduğu tiyatro ve sinema gibi konularda...
dün gece içinse salkım hanım'a bu fırsatı verdiği için üzüldüm. hanımefendi lansmanını yaptı ve gitti. programı piç edip bıraktı resmen. yayın ekibinin ve okan'ın gece sonundaki hayal kırıklığını hisseder gibiyim. keşke yeşim salkım'ın bundan nemalanmasına kıvrak zekasıyla engel olabilseydi.
bu tip insan "orospuya acımayan insan tipi"ne dahil olanların, orospularla ilgili ne gibi bir travma yaşadığını merak eder. işin kolayına kaçtıkları doğru olabilir, ama zannetmem ki zevk alarak yapılsın. hadi diyelim ki öyle, %80 i zevk alıyor. ben bu işe zorlanan o %20 için bile acırım kendilerine.
son zamanlarda ihmal ettiğim uludağsözlük'ün en okunası değerlerinden biri."uludağ'da yazar yok bıdı bıdı" diyenin gözüne entrylerini soku sokuvermek istediğimdir. itiraf etmeliyim ki ekşi'de bana bu tadı veren bir yazara henüz denk gelmedim. uzun girileri okumaya maalesef üşenen bir birey olarak dahi "hüp" diye içime çektiğim entrylere sahip yazar.
elleri dert görmeyesice.
raitinglerinin düştüğü sözlüklerden gayet net anlaşılabilen dizi. özellikle tahsin sütçüoğlu'nun zorunlu ayrılığından sonra. misal bugünki bölümünden sonra hiç entry girilmemiş.(şu ana kadar)
eski bayramlar gibidir artık... eskisi daha güzel olan, o haliyle özlenen dizidir.
korunmaya, kollanmaya ve şefkate olabildiğine aç olmak aynı zamanda bunu herkesten gizlemeye çalışmaktır. eğer yaşayan bir ölü ise baba daha kötüdür. ölüme en azından "kader" der acınızı yaşarsınız. ama hiç bir suçu olmayan çocuklarına, herşeyi geçtim, sevgisini vermemiş bir adamsa baba; erkeklere bakış açısı tamamen değişebilir. tutunacak bir dalı olmadığını hissetmektir hayatta. "aman, hiç de etkilenmedim, daha çabuk olgunlaştım fena mı" derken depresif ve melankolik olmaktır içeride bir yerde.
içerenköyde 10. katta bulunan ofisimizin camından bakarken kendi kendime "acaba mı" demişliğim vardır.bu başlığı görene dek unutmuştum. üstü karla kaplı gibi idi belli belirsiz. ama onca mesafeden bulut mu kar mı olduğu bile çok zor anlaşılıyor. yalnız wowturkey'de yapılan tartışma ve o forumdaki fotoğraflar olabilirliğini gösteriyor. ben inanmak istiyorum şahsen. kuş gibi hapis kaldığım ofisimden ayda bir iki kez uludağı görmüşüm çok mu? bundan sonra her gün bakacağım görmek niyeti ile.
edit: an itibariyle eteğinde kar olan yükseltiler ayna gibi görünmekte. ha uludağ mıdır bilemem. bi bakıverin gari.
az önce farkettiğim; herhengi bir yere (pc ye, tv ye hatta direk karşıya) bakarken dahi burnun belli belirsiz görüş açısının içinde olması ve kusursuz görüşü engellemesi durumu. nasıl oldu farkettim bilmiyorum lakin bunca yıllık hayatımda dikkatimi çekmeyen bu durum şu an beni feci rahatsız etti, artık hayata başka bir pencereden bakıyorum. burnumu görmek istemiyorum, ileri doğru baktığımda açık bir görüş sağlamak istiyorum en azından. meğer bugüne değin baktığım her yerde o da varmış. özellikle isviçreli bilimadamlarını bu konuda çalışmaya davet ediyorum. bu entriyi de henüz bu gerçeği idrak etmemiş sözlük yazar ve okurlarının bilinçlendirilmesi adına yazdım. niye sadece ben huzursuz olayım di mi sözlük?
"öğk böğk" diye tepki veren ve esasen yanında bir kadınla uyanma ihtimallerinin düşük olduğunu sandığım erkeklerin, böyle bir şeyle karşılaşmaları halinde "abi ben var ya yıldız tilbeyle..." diye sağa sola caka satacakları olaydır.
porno yıldızı veya show girl olmayan, nevi şahsına münhasır bir sanatçı ve de anne olan bir kadının durduk yere bu denli aşağılanması da erkekliğin sadece heteroseksüellikle ilişkili olmadığını göstermesi açısından faydalı bir örnektir kanımca.
günün anlam ve önemine uygun bir şarkı olması (bkz: yılbaşı) hasebiyle youtube'de dinledim bugün kendisini.
çok gençken anlamak zor. ama orta yaşa doğru ilerlerken değişimi hissedebiliyor, yaşlılığı da az çok tahmin edebiliyor insan.
zamanın hızla geçip gittiğini tokat gibi yüze vuran melankolik şarkı.
eksi sözlük semalarında uçarken görülmüş yazar. bu durumda cennet uludağ sözlük olsa gerek.
ne de olsa son alımlardan sonra eksi' nin cehennemden farkı yok!
elektronik sayaçla mekanik sayacın farkını bilen biridir kendisi.
Atlanan şudur. Kılıçdaroğlu der ki; ankara'da doğalgaz tahsilat oranı %90 iken neden pahalı ön ödemeli sayacı almak zorundayız? halktan parayı tahsil edebilecekken neden bu pahalı sayacı halka dayattınız?
seçme hakkımız neden yok demekte. eğer halk diğer sayacı alsa idi - ucuz olanı - 145 euro karlı olacaktı.
yani anlamayanlar için tekrar ediyorum "adam elektronikle mekanik sayacın fiyatını yanlışlıkla kıyaslamamıştır"ve bunu bir kaç defa belirttiği halde anlaşılamamıştır.
ve zaten melih gökçek bir yerde demiştri ki biz o 150 euro farkla yatırım yaptık.
almadığı bir parayla yatırım yapamayacağına göre kendisi de kabul etmiştir.
sevgilisi, sözlüsü, nişanlısı olmayan kadınlar hakkında rahatça ileri geri konuşulabileceğini anlamamıza vesile olmuş bir hanımefendi!
"ben zaten kimseye hakettiği puanı vermedim ki" diyebilecek kadar da cesur. Aferin iyi düşünmüşsün diyor ve kendisine burdan bir şarkı gönderiyorum.
(bkz: oh olsun)
lezbiyenleri pek merak eden erkekler için bulunmaz nimet. ama kanaatimce kız arkadaşlarını kullanarak siteye kaydolanlar sayesinde kadınların kadınlarla tanışmasından çok erkeklerin erkeklerle tanışmasına vesile olacaktır.
çoğu erkeğin eğlenilecek kadın kontenjanı dahilinde karşısına çıkması için dua ettiği,çıkarsa hevesini alıncaya kadar g.t ata ata birlikte olacağı ancak asla evlenmeyeceği, karşısına böyle biri çıkmayan erkeklerin ise yorum yaparken içinde birikmiş öfke ve bilimum ejakülat yüzünden olanca kinini kusmakta beis görmediği kadındır..