keanu
75 (misyonunun farkında)
yedinci nesil yazar 1 takipçi 2.70 ulupuan
entryleri
oylamalar
medya
takip

    sıra beklerken yeni kasa açılması

    1.
  1. sıradaki kişilerin bir kısmının ora geçmesi sizin geçmekle geçmemek arasında kalmanız, o esnada sizin arkanızdakilerin o kasaya geçmesi ve sizden önce alışveriş yapması.
    1 ...
  2. 30cm com

    1.
  3. isim biraz şey olmuş, ayrıca sitede hiç bişey yok.
    0 ...
  4. en kötü karneye hediye

    1.
  5. havaların soğumasıyla başlayan muhabbeti ilerletme

    1.
  6. ilk aşama budur, ikinci aşamaya geçtinmi gerisi kolay.
    0 ...
  7. hamile olup gösteriler kaçırmamak

    1.
  8. hamile bir şekilde gösterilerde ilk sırada durmak, polisin uyarılarına uymamak, polise gel bana vur der gibi sataşmak ne kadar doğru.

    http://videonuz.ensonhabe...en-eylemcinin-goruntuleri
    0 ...
  9. türkiye nin yüzde 40 ı maldır

    1.
  10. aziz nesinin sözünden bu zamana yüzde 60 olan oran son referanduma göre, yüzde 40 olmuştur.ayrıca bu yüzde kırk sadece kendisinin akıllı olduğu iddiasına devam etmektedir.
    4 ...
  11. lan yürügit denmesi gerekn durumlar

    1.
  12. sizi çok kızdıran birine denen son cümleler bundan sonra yumruklar konuşabilir.
    0 ...
  13. sabah kokusu ve rakı kokusu

    1.
  14. sabahın erken saatlerinde meyhanenin önünden geçerken alınan kokudur, garip bir çekiciliği olur.bu arada ben içki içmem.
    2 ...
  15. kanal d nin yakında erotik dizi yapacağı gerçeği

    1.
  16. kanal d millet izler diye yakında erotik diziler çıkarırsa hiç şaşırmayın. iyiki rtük var. kanal d yöneticilerinde ne ahlak nede etik anlayışı diye bişey yok.
    1 ...
  17. bir fikirle paranın girişimciler

    ?.
  18. bill gates,zükelberg,steve jobs gibi sadece bir fikirle program yazıp dünyanın en zengini olan insanlara imreniyorum. bana böyle bir fikir lazım.
    0 ...
  19. kpss eğitim bilimleri sınavı

    1.
  20. başbakan atv programında kpss eğitim bilimleri sınavının tekrar yapılması hakkında teklif geldiğini söyledi,ama kendisi bu konuya pek sıcak bakmıyor
    http://kpss-egitimi.blogs...mleri-sinavi-yeniden.html
    0 ...
  21. miskinliğe övgü

    1.
  22. miskinliğe övgü
    12 temmuz 2010 pazartesi, 06:57:55
    kemirir ruhumuzu hırslarımız, kariyer, şöhret veya para pul telaşımız. bir fare gibi sessiz, derinden ve sinsice. ufak ufak ısırıklarla kemirir içimizi rekabet duygusu. i̇ktidar iptilası yer bitirir insanı. bir koltuğa sevdalanmak tüketir adamı. tuzaklarla doludur bu hayat. nefsimizin tuzaklarıyla. düşer düşer çıkarız. dizlerimiz yara bere içinde. şair bile olsan bu böyle.

    yağmur durmaksızın yağıyor, bende bir bezginlik. halbuki ne çok severim böyle havaları. güneşli günlerden, baharın çığırtkan enerjisinden daha fazla severim. ama işte ruhen koyversem de kendimi, biliyorum ki ben hiçbir zaman "bezgin" olamadım. severim miskinleri. miskinliğin felsefesini. ama bir başka meziyet, başka maharet onlarınki.
    tanırsınız onları. daha ilk bakışta kendilerini belli ederler. zaten saklanmak gibi bir gayeleri yoktur ki. evde bir koltukta dalgın dalgın roman okurken, yağmurlu bir sabah saatlerce camdan dışarı bakarken, derin tefekkür halinde bulabilirsiniz mesela. ya da deniz kenarında salaş bir çay bahçesinde çaylarını yudumlarken, tostlarını yerken, gazeteleri kayıtsız bir ilgiyle karıştırırken görebilirsiniz. akar giderler hayatın içinden, telaşsız, öylesine. çünkü ne bir unvana yetişmektir gayeleri, ne de bir an evvel işe gitmek, kâr etmek, para kazanmak. "i̇lla da yükseleyim, billa da şunu yapayım, bunu kotarayım, şunda bir numara olayım" derdinde olmamışlardır hiçbir zaman. "toplum" ya da "sistem" kelimelerini sık kullanırlar, kendilerini ayırarak. kimileri "bohem" der onlara, "şehir bezginleri" demek daha doğru belki
    de.
    bohem kültürün çıkış yeri fransa. modernleşmenin en derin felsefi ve sanatsal eleştirileri aldığı yer de orası. charles baudelaire bir zamanlar demişti: "bütün meslekler insan ruhunu kemirir durur. bir tanesi hariç: şairlik."
    kemirir ruhumuzu hırslarımız, kariyer, şöhret veya para pul telaşımız. bir fare gibi sessiz, derinden ve sinsice. ufak ufak ısırıklarla kemirir içimizi rekabet duygusu. i̇ktidar iptilası yer bitirir insanı. bir koltuğa sevdalanmak tüketir adamı. tuzaklarla doludur bu hayat. nefsimizin tuzaklarıyla. düşer düşer çıkarız. dizlerimiz yara bere içinde. şair bile olsan bu böyle. önemli olan nefsin çukurlarına düşmemek değil, düşünce çıkabilmeyi becermektir.
    baudelaire ve onun gibi bohemler, alışıldık burjuva hayat tarzına alternatif mahiyetinde hiçbir şey yapmamayı, kendi kendinle asla yarışmamayı, para-kâr-hırs-kavga dörtlemesine kapılmamayı öğütlemekle kalmadılar sadece. mesela gustave flaubert'e göre, "burjuvazinin hallerinden haz etmemek aklın başladığı noktadır."
    bu bakışa göre, ilhamla beslenen, kelimelerle sevişen şairler hariç, hemen hepimiz her an ve bilhassa uzun vadede ruhlarımızı yitirmekteyiz. ya da naifliğimizi.
    zamanla fransa'dan çıktı, dalga dalga yayıldı bohem kültür. 1968 hareketinin tarihsel öncülerinden biri oldu. parıltılı şehirlerden, alışveriş
    merkezlerinden ve burjuvazinin hallerinden uzaklaşmak, jack kerouac tarzı yollara düşmek, azıcık para azıcık tasa ile yaşamak, hayatı daimi bir yolculuk gibi okumak, daha eşitlikçi ve "tabiata uygun" bir hayat sürmek isteyen nice genç insan vardı. benzer topluluklara 19. yüzyıl ortalarında bile rastlayabiliriz. velhasıl içinde yaşadığın sistemi elinin tersiye itip kafa dengi insanlarla beraber bir çiftlikte ipek böceği yetiştirerek, keçi sağarak ya da bir sahil kasabasında balık tutarak yaşama ütopyası sanıldığından çok daha eski. medeniyetten uzaklaşmak, burjuvazinin parçası olmamak, sisteme ayak uydurmamak, "saf" ve "dışarılıklı" kalmak, toplum ile kendin arasına mesafe koymak özlemi öylesine köklü.
    bugünlerde tüm bohem-bezgin arkadaşlarımda had safhada bir enerji ve moral kaybı gözlemliyorum. bahsettiğim insanlar nicedir devam eden "dinci-laik", "biz-onlar", "kürt-türk", "filancalar-falancalar" kavgalarına anlam veremiyor, sakin ve huzurlu bir hayat arzu ediyor ve katiyen taraf olmak istemiyorlar. kendilerini yekpare bir kolektivitenin parçası olarak değil, başlı başına birey olarak görmeyi yeğleyen, çok okuyan, çok film seyreden, çok dertlenen, barışçıl, doğasever, daima az biraz melankolik, ama bu aralar her zamankinden de kötümser olan insanlar. i̇çlerinde kürtler de var türkler de. gençler de var yaşlılar da.
    bir toplumda ideolojik tartışmaların hızlandığı zamanlarda hiçbir tartışmaya girmeden köşesine çekilen ya da alıp başını gitmek isteyen çok insan oluyor. sesleri duyulmasa da var onlar. uzaktan bakıyorlar genel ortama: bir tartışmadır gidiyor gırla. çetin, kutuplaşmacı, kırıcı sözler telaffuz ediliyor ortada, siyaset ve medya meydanlarında. her kırılan daha çok kırıyor karşıdakini. hırpalıyoruz kendimizi, birbirimizi milletçe, memleketçe. birbirimizden "öteki"ler yaratıyoruz. anlamadan dışlıyor, görmeden kapatıyor, tanımadan etmeden sevmediğimize kanaat getiriyoruz. habire farklılıklarımıza yoğunlaşıyoruz, zerre kadar ortak noktamız yokmuş gibi davranarak. birbirimizi "bizden olanlar" ve "bizden olmayanlar" diye ikiye ayırıyoruz. arada kalanlara ya da herhangi bir kutba ait olmayı reddedenlere şüpheyle yaklaşıyoruz. arafta kalanları anlayamıyor, öteliyoruz. şehir bezginleri, felsefi miskinler ise hep varoluşsal bir arafta yaşıyorlar. kimseye kin tutmadan. kamu âlemi bir görerer

    elif şafak
    0 ...
  23. her geçen gün

    1.
  24. bir çınar gibiyim... her geçen gün, yeni bir nedenle yeşeriyorum... bir küçük tebessümle filizleniyorum...
    0 ...
  25. tanrıyla dalga geçen ekşisözlük yazarları

    ?.
  26. başlıklarının altına "ohaaa" diye entri girmek isteğim ama yazarı olmadığım için giremediğim ekşisözlükte bulunan tanrıyla * dalga geçen yazılar.
    0 ...
  27. haydi savaşalım

    1.
  28. israile kızıp gaza gelme durumunda söylenecek söz, başbakanın söylemesi durumunda ne olacağı belli olmayan durum.
    0 ...
  29. mutsuz olmanın yakışmadığı insanlar

    ?.
  30. bazı kişiler vardır hep gülümserler ,sanırsınız bunlar hiç üzülmez ,ağlamaz. onu mutsuz görmek istemezsiniz çünkü ona hiç yakışmamaktadır. hafızanızda hep o gülümseyen görüntüsü kalsın istersiniz.örnek annem ve bir arkadaş(bizi izliyosa ona selam söylüyoruz).
    2 ...
  31. nokta koyduktan sonra cümle kurmamak

    1.
  32. noktayı koyduysan ardınan bir daha cümle kurmamak. giderim deyip gitmek. vazgeçtim deyince bidaha üstüne düşmemek.
    0 ...
  33. gıcık bir sözlük yazarı olsaydım bugün ne yazardım

    1.
  34. ne yazsam ne yazsam
    1-Dine sataşıp hararetli bir tartışma ortamı yaratabilirim.Evrimi masaya yatırıp, bizim atalarımız maymundu,bayramda hayvanat bahçesine gidip ellerini öpelim.*
    2-Hükümete sataşabilirm, Başbakanın konuşmalarından bir kelimeyi alıp heryere çekebilirim.*
    3-Hocaefendiye sataşabilirim.*
    4-sözlük yönetimine çatıp *, ip ve adres bilgilerimin ilgili kurumlara verilmesine neden olabilirim.*
    iyimiş ha, gıcık sözlük yazarı olsaydım baya bi aksiyon olacakmış sanki.
    4 ...
  35. aynı odada çalışan uludağ sözlük yazarları

    1.
  36. kim daha önce yazar olucak diye rekabet yapılır. sonra kim daha önce başlık açıcak diye ,bu böyle devam eder. (bkz: ..)
    0 ...
  37. türkü seven insandan zarar gelmez

    1.
  38. türkü seven insan anadolu insanıdır, saftır, temizdir, iyi niyetlidir.

    Bu yazıyı Songül Karlı'dan şu türküyü dinlerken yazıyorum.
    dağlarda kar olsaydım
    şu dağlarda kar olsaydım...
    bir asi rüzgar olsaydım...
    arar bulur muydun beni,
    sahipsiz mezar olsaydım?

    şu yangında har olsaydım...
    ağlayıp bizar olsaydım...
    belki yaslanırdın bana,
    mahpusta duvar olsaydım...

    şu bozkırda han olsaydım,
    yıkık perişan olsaydım...
    yine sever miydin beni,
    simsiyah duman olsaydım?

    şu yarada kan olsaydım,
    dökülüp ziyan olsaydım...
    bu dünyada yerim yokmuş,
    keşke bir yalan olsaydım!.
    1 ...
  39. © 2025 uludağ sözlük