şimdi şafak sezer donup kalıyor, sonra ziyaretçiler geliyor (bkz: visitors) diyor ki;
+ aa 3 silahşörler
- ama bunlar 3 kişi değil miydi niye adam var burda?
s ıvır zıvır... araya kaynadım filan...
reklam bitiyor.
mantık hatası: üç silahşörler zaten 4 kişiydi, selim in varlığı şaşılacak bir durum arz etmiyor. 4. kişi joker niyetine kullanıldığı için hikayede d'artagnan yada selim olması çok farketmiyor zaten*
+ bir hastayı hastaneye yatırıyoruz, öldü ölecek. ameliyatı oluyor, muayenesi yapılıyor ama sonuçta iyileşmeyerek ölüyor. peki doktor bunun parasını alıyor mu? tabi ki evet!
- bozulmuş bir televizyonu tamire götürüyoruz, adam 3 gün uğraşıyor, emek malzeme harcıyor, yapamıyor, yapılamıyor sonuçta tamirci para alıyor mu? tabi ki hayır!
peki şimdi doktorun harcadığı da emek ve malzeme parası ise her iki emekçinin de para alması ya da almaması gerekmez mi? eşitlik bakımından hem de birinin kaybı diğerine göre paha biçilmezken birde üste para alıyor olması nasıl bir mantıksızlıktır sayın birand?
gelmiş geçmiş en iyi eklenti de diyebiliriz. istediğiniz her sitede, dolaşan ziyaretçiler ile istediğiniz gibi mesajlaşabilirsiniz. sadece eklentiyi chrome tarayıcınıza kurup sörf yapmaya başlayın, kullanıcısı arttıkça artık her sitede istenilene ulaşmak minimum sürede gerçekleşecek. harika!!!
bırakın bu felsefik ayakları bakire ruh filan görende bedenleriniz değilde ruhlarınız sevişiyor zanneder. ben bekaretten çok şeref,haysiyet yada onurlu olmak saygını kaybetmemek gibi kavramlara önem veririm bekaretini kaybedersin belki ama karaktersiz bir orospu olmanda gerekmiyor derim yeri gelince.
aklı; onlarca, yüzlerce izm ve bunları savunan ist ler ile karışan; kimi, neyi, kime ve neye göre savunacağına yada taraf olacağına karar veremeyen insanın düşüncelerde kayboluş çığlığı.
herkesin savunduğu, herkesin reddettiği görüşlerden aklım döndü. yok mu şöyle herkesin benimseyip "ulen falanfilanizm olsa da ülkem de dünyada rahat etse görüşü, yoksa hiç olmadı mı öyle bir görüş... hayır varda bunlardan biriyse de ben mi çözemedim olayı...*
gizemli bir adam taşıdığı çantayı, bir başkasına teslim etmek üzere iken 2 sivil polis baskın yapar, çantayı devralacak adam yaralanır ve gizemli adam çantayla birlikte kaçmaya başlar. polisin biri yaralının başında kalır diğer polis hızla gizemli adamın peşinden koşmaya başlar. bir süre kovalamaca yaşanır, gizemli adam çok kıvrak ve yetenekli biridir, her engelden hızla ve kolayca geçer. son kaldırımı da geçince dönüp polise bakar, gülümser ve az ilerideki apartmana girer. soluk soluğa kalan polis kapı kapanmadan yetişmek ister ancak kapı kapanır. kapıyı tekmeler, omuzlar fakat açamaz ve tüm zillere basar birkaç saniye sonra otomat çalışır ve kapı açılır.
polis içeri girer, çok düzenli ve bembeyaz bir koridorla karşılaşır. kovaladığı adamı yakalamaya odaklanan polis ortamdaki ilginçliği fazla önemsemez yalnız alt kata merdiven olmadığını görür ve hızla koridoru geçip merdivenlerden çıkmaya başlar. i̇lk adımını attığında giriş kapısının kapandığını duyar. aceleyle birkaç kat yukarı çıkar. boşluktan yukarı bakar, pek kimseyi göremez, asansör olup olmadığını kontrol eder ancak görünürde bir asansör kapısı da yoktur. merdivenlerden bir çıkar, iki çıkar, üç çıkar. her kat birbirinin aynısı gibi görünmektedir en ufak ayrıntılar bile aynıdır. daire kapıları, yerlerdeki döşemeler, duvarlardaki boya hataları... bembeyaz düzen içinde ortam öyle sessiz ve de ürperticidir ki duraksar ve ortamın garipliğini düşünür, adamın apartmana girmeden evvel gülümsemesi aklına gelir, polis birden avazı çıktığı kadar bağırır, kaybettiğini düşünmektedir. tekrar aşağı inip dışarı çıkmayı düşünür ancak 3 ya da 4 kat çıkmış olmasına rağmen en az 8-9 kat aşağı iner yine de çıkış katını bulamaz. yavaştan kızmaya ve korkmaya başlayan polis kovaladığı adamı bırakıp dairelerden birinin kapısına yönelir burada neler döndüğünü anlayabilme çabasına girer. kapılara vurur fakat yine hiçbir sonuç alamaz. koridorun başındaki pencerelere yönelip dışarıya bakar, apartmanın bahçe alanı görülmektedir. etrafta kimse yoktur, anormal görünen bir şeyler yok diye düşünmeye başlarken birden girişten en az 5 kat aşağıda olması gerektiği aklına gelir ve baktığı yerin yerden yaklaşık 2-3.kat yukarda olması ile işler tamamen çığırından çıkmaya başlar. elinde tabancası ile kafasını tutar ve olanları düşünmeye başlar gözlerini kapatır, açar ve olanların düzelmesini umar ama her şey olduğu gibi bembeyaz durmaktadır halen.
merdiven boşluğundan bir aşağı bir yukarı bakar sanki sonsuz gibi görünen uzaklıklar görür. çıldırdığını düşünmeye başlar. neler döndüğünü anlamaya çalışarak küfürler eşliğinde çıkış yolu arar bir kat daha yukarı çıkar. pencereleri açmaya çalışır ama elbette ki onlarda kilitlidir. sonunda tabancasını doğrultur ve koridor penceresine ateş eder. kırılan camları temizleyip oradan çıkmayı düşünmektedir ancak dışarı bakınca korkudan nerdeyse ağlayacak duruma gelmiştir, dışarısı en az 20. kat gibi görünmekte ve aşağıda bomboş bir şehir, terkedilmiş gibi durmaktadır. korkuyla geri çekilen polis yere düşer, sola döner ve doğrulup ayağa kalkar, tekrar cama yöneldiğinde ise daha fena bir manzara ile karşılaşır. biraz önce ateş ederek kırdığı camlar tamamen normal ve hiç zarar görmemiş şekilde karşısında durmaktadır. nasıl bir hengâmenin ortasına düştüğünü anlayamayan polis artık tümden bir karmaşaya bürünür, daire kapılarına ateş edip en azından oralarda ne olduğu ya da çıkış bulup bulamayacağına bakmak ister. ateş edip kilidi parçalar kapıyı tekmeler ve açar, manzara yine korkunçtur, içerisi yaklaşık 1 metre kare boşluk ve sonrasında yine bembeyaz duvarlar vardır. polis tam bir çıldırışa girmek üzeredir, arkasını dönüp yere çöker küfür, bağırış ve sorgulara bürünür...
minicik bir rüzgâr uğultusu duyduğunu sanır, kafasını kaldırıp çevresine baktığında ise az önce ateş edip parçaladığı kapının sapasağlam durduğunu görür ve gördüklerini reddederek gerilemeye başlar. kendini kaybeden polis merdiven boşluğuna geldiğini fark edemez ve düşmeye başlar. sonsuz gibi görünen boşluktan düşer, düşer ve birden kendini az önce hiç ateş edilmemiş gibi görünen kapının karşısında bulur. düşerken değişen kararan bir değişim olmaz tam anlamıyla boşluktan koridora iner. sanki zaman burada donmuş ve ne olursa olsun aynı ana aynı mekâna dönülmektedir. bitmez bir döngü yaşanmaktadır sanki...
gözünü karartan polis koridor penceresine ateş eder ve koşmaya başlar, sonunda kırık camlar arasından atlayıp dışarıya uçar. bir süre havada süzülen polis tam yere çarpacağı an gözlerini kapatır ve ölümü bekler, ancak yere çarpmayınca gözlerini açar ve yine ayakta, apartman boşluğundadır. yaşadıklarına normal bir insan olarak dayanamayan polis sonunda silahını kafasına dayar ve olanların dehşetini hissederek tetiği çeker. sol duvar kana bulanır, polisin bedeni yere düşer. kaçınılmaz son gerçekleşir...
olası gelecek konseptini içeren kışkırtıcı entryler bütünü için söylenen söz öbeği.
'telefon kulübelerini düşünün. iletişimi, dünyanın istediğin yerinden istediğin anda istediğin kişiye veya stratejik noktaya saniyeler içinde bağlanmayı düşünün. şimdi bu düşüncelerinizi ışınlanma ile birleştirin ve geleceği heyecanla beklemeye başlayın. ışınlanma kabinleri! waaooww'
kızla yeni tanışmışsın, sen ona o sana, sorular cevaplar derken...
k - nelerden hoşlanırsın?
e - tabiki patlıcan musakka
k - kimi dinlersin?
e - elbette ray charles
k - sana piçin teki diyorlar doğrumu?
falan filan derken böyle bir an gelirse tıkanır kalırsın. ve işte o anda bu cümle imdadına gayet havalı bir biçimde yetişir konuya hem karizma hemde esrarengiz bir tat katar. hemde üstüne atılan çamuru boku tertemiz yapar.
bir şeylere kızdığımızda, çöküş filminin en bilinen sahnesi ile hitleri parodi videosunda kullanarak, altına gerekli altyazıyı döşeyerek eğleniyorduk. ancak youtube sitede bulunan tüm hitler parodilerini kaldırdı ve yasakladı. nedeni ise filmin yapımcısı constantin film ag isteği üzerine olduğu bildirildi. youtube nin aslında bir sansürden çok telif ödeme durumunda kaçışı aslında bu olay.
bu durumun hiç hoş karşılanmadığı ve yine youtube de görüntüler olmadan sadece ses ve altyazı ile bu yasağa hitler parodisi yapıldığınıda söylemek gerek. http://shiftdelete.net/youtube-hitleri-kovdu-20019.html sdn haberi http://www.chip.com.tr/konu/youtube-sonunda-onu-da-yasakladilar_19623.html chip haberi http://www.chip.com.tr/video/hitler-yasaga-kizgin_1441.html hitlerin yasağa kızdığı video
aslına bakarsanız olay hala devam etmekte her an yeni bir hitler parodisi eklenmekte, hitler parodilerinden kurtulmak kolay olmayacaktır*
yanlışları doğru sanan insanlarla tanışmaktır.
şöyledir ki bunlar;
- forumlarda yanlışları savunan armut insan tipi
- allah yoktur deyip odundan meydana geldik diyen ot insan tipi
- bencil olmayı adet haline gapçuk insan tipi
- eşcinselliği savunan sapkın, sapık, pislik insan tipi
- ülkeyi, şehiri, mahalleyi daha iyi yapmak adına sömüren gubidik tipi ***
kanal silme yada kanal taşıma özelliği d-smartta yoktur ve bu durum sinir krizi geçirtebilir. zira flash tv, samanyolu tv ve kanal 7 yi d-smart kanal listesinden silmek ve bir daha zap yaparken dâhi görmek istemiyorum. ancak olmuyor ve ben bunalıma giriyorum, beyin kıvrımlarım zarar görüyor bu kanal bozuntularından... *...
(bkz: din sömürüsü yapan haysiyetsizler)