kalp rahatsızlıklarına sebep oluyormuş. ki ben 21 yaşında gencecik bi insan bunu yaklaşık 4 yıldır falan yapıyorum. kalbimin atışları değişti kardiyologa gittim kahveyi bırakmamı söyledi. ben de kafein sakızı aldım. ibretlik hikaye. süpanallah.
muğla üniversitesi fizyoterapi ve rehabilitasyon bölümü öğrencileri'nin hazırladığı videodur. video ikinci sınıf öğrenciler tarafından birinci sınıflara hoşgeldin partisinde yayınlansın diye çekildi. fakat 2 günde 155.000 youtube izleyicisine ulaştılar.
müzik piyasasına damga vurmuş, büyük üstad bob dylan denildiğinde zihinlerde canlanan genelde müzikal şeylerdir. mesela çok güzel söylediği One More Cup Of Coffee .
uluslar arası adı "world cp day"dir. 2012'den itibaren her eylül ayının ilk salı gününe denk gelir. cerebral palsy bir tür hastalaıktır. doğum öncesi veya sırasında beyin'de görülen hasar sonucu ortaya çıkar. bu tür hastalar'a bizden farklı olmadıklarını hissettirmek ve bu güzel dünya'yı onlara yaşanabilir kılmak hepimizin görevi. lütfen onları sokakta görünce elinizle kolunuzla işaret edip incitmeyin.
bir tanıdığınız vasıtasıyla veya görüdüğünüz, duyduğunuz bir iş ilanına başvurup çalışma konusunu halledersiniz. ilk günlerde aklınzdaki "hem paramı biriktiririm, hem de evde boş boş oturmamış olurum" düşüncesidir. ilk günler sabahları erken kalkmak düzenli bi hayatım var oh ne güzel dedirtir. fakat bir iki saat geç yatılan günlerin sabahlarında hafif sövemeler başlar. uykusuz kalınan, yorulduğunuz hatta azar yediğiniz günler gelince ben aslında ucunda para olmasa, bu hallere hayatta düşmem der devam edersiniz. daha sonra aldığınız parayı düşlediğiniz gibi biriktiremeyip hoba şuna, hoba buna tarzıyla harcarsınız ve bi bakarsınız hiç para birikmemiş. sorarsınız nereye harcadım ben bu parayı? ama bu sorunun ne yazık ki cevabı yoktur. bir de çalışmanın en kötü yanı sizin geçmişten gelen güzel kıyafetleriniz vardır. fakat işyerinde neden giyip eskitim diyerek daha az kaliteli biraz da eski kıyafetlerinizi kullanırsınız. saçlarınızı aman aman en güzel haline getirmezsiniz. ama o da ne? çalıştığınız yere bir müşteri veya patron tarzı kişiler gelir bir bakarsınız saçlar yapılmış, kaliteli kıyafetler giyilmiş. dersiniz ki ne var bende de var alala. ama olsun o orda havasını atıp biraz gururunuz ezmiştir. daha sonra sanal alemde arkadaşlarınız bodrum, antalya sularındaki fotoğraflarını görürsünüz daha da moraliniz bozulur. ve gün sayarak tatilin bitmesini beklersiniz. o gün gelir. tatil biter, belki para biriktiremezsiniz ama büyük bir hayat tecrübesini cebe katmış olursunuz.
öğrenci için tatil üç aşamalıdır.
ilk aşama kaç aydır sabırsızlıkla beklenen yaz ayı gelmiştir. kafadaki düşünce "oh be sonunda tatil, rahatız"dır. bol bol dizi, film izlenecek, kitaplar okunacak, denizlere girilecek, havuzlara gidilecek, arkadaşlarla buluşulacak, alışverişler yapılacak'tır.
ikinci aşamada ise kurulan hayallerden birkaçı ancak bir iki gün gerçekleştirilebilir. daha sonra anne-baba baskısı ve zaman kısıtlamasıyla kurulan bu hayaller bi güzel yıkılır. anne-baba hayata sürekli müdahele eder ve "yat artık bu saatte ne interneti" veya "bu saate kadar dışarda naptın sen" hadi bu da olmadı "daha yeni pantolon almadın mı ben 6 yıldır aynısını giyiyorum" gibisinden tepkiler alınır. ve akıllara okul olsaydı daha az sıkılırdım en azından geyik dönerdi, karışanım edenim olmazdı düşüncesi gelir.
üçüncü aşama ise okula gitmeye bir-iki hafta kalır ve valizler hazırlanır. istenilenlerin yapılamaması ve başka bi tatile ertelenmesi sebebiyle üzüntü vardır. ve akıllardaki düşünce ohaaa beee ne çabuk bitti'dir.
bu bilindik popüler sözlükler dışındaki sözlüklerin çoğunu kurmuş abdullah önden adlı arkadaşın kurduğu değişik bir site. bu arkadaşın ekşi sözlükteki adı hostararara gibi bişeydi. bu arkadaş sözlük kurar o sözlükte millet adminin ilgisizliğinden yakınır. sonra bi çakarsın tüm sözlükleri bu herif kurmuş. yalnız ekşi, uludağ, itü kalitesinde sözlük kuramayacağını anlayınca işte yorumbook'a başvurmuş. bir bakın http://www.yorumbook.com/
muhafazakar bir ailenin oğluyla, sol görüşlü bir ailenin kızının ilişkisinin örnek verilebileceği ilişkidir. ciddi düşünülüyorsa ve aileler farklı görüşlere saygılı değilse ciddi sorunlar yaşanır. veya da ciddi sorunlar yaşanılacağı düşünülüp sevdiğin halde ayrılırsın. en acısı da bu işte. insana çok koyuyor. kendi elinde olmayan sebeplerden çok sevdiğin, hayaller kurduğun insandan vazgeçiyorsun. başka ülkelerde millet ne gibi aşk sorunlarıyla uğraşır, biz neyle uğraşıyoruz.
sevgilisi olan erkeklerin çok ihtiyaç duyduğudur. mesela herşey gayet iyi giderken kızlar neden durulur, kızların muayyen günde oldukları nasıl anlaşılır gibi soruların cevapları belki bu şekilde öğrenilir.
türkiye'nin en değerli en kaliteli gruplarından biri olan mfö'nün fanlarının yakındığı bir durumdur. saçma sapan serdar ortaç'ın 590,000 hayranı varken mfö'nün üç-dört tane hayran sayısı 30,000'i geçmeyen fan pagelerinin olması gerçekten pek adaletli değildir.
the big bang theory'nin 1.sezon 6.bölümünde dikkatimi çeken kıyaslama. ikisi birbirine gayet benziyor. hem yeşiller hem tayt gibi bir şey giyiyorlar. robin'de ok ve yay varken peter pan uçuyor.