en son entry ımı 5 ay önce yazmışım.vay be...
son 5 ayda hayatımda neler neler değişti sözlük.öncelikle işe başladım,şehir değiştirdim,bir sevgili daha eskittim,biraz daha yaşlandım,biraz daha azaldım sanki.
insan hayatı büyük bir hızla değişiyor.akıntıda sürüklendim gittim.istediğim şehirde,istemediğim şeyleri yaşadım.aynı hataları yine yaptım sözlük.
mesela sondan bir önceki yazdığım iletimde yazdığım o sigarayı bıraktım.
artık kimsenin şerefine yakmıyorum sözlük.
büyüdüm yeter.omuzlarıma ağır yükler bindi.biraz durulmalı benim için bazı şeyler.
okyanusun ortasındaki girdap gibiyim,sanki ben hariç herşey durgun ve huzurlu.bir ben huzursuz.
yarın yeni bir gün.yarın ,aynı gün.yarın,bir gün.
hoşbulduk sözlük.
kapının önünde bir başkasının ayakkabıları var şimdi...
odanda bir başkasının kokusu ve dağılmış eşyaları...
kim olduğu farketmez.başkası işte.
o küçücük odada,sadece ikimize kurduğumuz dünyada bir başkası başrolü oynuyor artık.
sen onunla.ben yalnız.
benim beynimde koskoca bir muamma.
öyle ki ; bana dönsen bile beni mutlu etmeyecek.
garip.
bu saatlerde hep uyurdum ben.uykumu bile çaldın.
ama olsun olsun.
ben bunları hep anı olsun diye yaşadım.
öyle...öyle değil mi ?
insanın aklına herhangi bir zamanda, herhangi bir yerde gelebilecek düşünce.
belki de gülüşlerimizi durduran, uzaklara daldıran, iç çektiren bir gerçek bu. bazılarımız şu an sıcak yataklarında.
bazıları belki ağlıyor, uyuyor, sevişiyor, yemek yiyor, sigara içiyor, film izliyor, müzik dinliyor...mutlaka birşeyler yapılıyor şu anda.
bazıları doğuyor ve bazıları da ölüyor. ama bir gerçek var ki, belki de mutlu olanlardan çok mutsuz olanlar var. bazıları şu an acı çekiyor.
ve son olarak bob marley'den...
"güneş parlıyor, hava güzel, ayakların dans etmek istiyor; ama yine de aklının bir kenarında dursun: birileri şu an acı çekiyor".
duymamak eylemi.bazen de duymak istememek.içten içe öğrenmek isterken herşeyi,kaçmak...ne olur söyleme demek.birşey duydum canım acıdı.acısı geçer mi?hoş...önemli değil artık.
yoo yoo önemli...
hadi yalanlar söyle bana.ben inanayım.gülsün gözlerim ben inanayım.hadi hangi renk olursa olsun farketmez.
sevineceğim birşey söyle.
sessizlik.
zaman mı durdu?
durmamış ki...atıyor kalbim bak yokladım.
sevmediğim cümleler söyleme,küçükken olduğu gibi oyunmuş gibi!
ben kulaklarımı kapatayım.
az önce,bundan belki de yarım saat önce.yılların büyütemediği ben,az önce büyüdüm.acı oldu,kötü oldu,gözyaşı doldu zaman.onun gözlerinde pişmanlık aradı,bulmaya çalıştı.farkedemedi bile bulduğunu.az önce büyüdüm.
dünya acımasızmış,bi anlıkmış yaşananlar,ama izleri?
içim almazken,kalbim alıyor seni içeri.söküp atmalı mı o kalbi?bilemedim...
inan ki bilemedim,herşey yetersiz kaldı.ben de kalamadım artık.
sen git ama,gidişin çözüm değil bunu bil.
küçükken korktuğumdan hep söylemişimdir anneme,biraz utanarak,mahcup...şimdi kocaman oldum,utanmadan,mahcup olmadan söylüyorum; anne gel yanımda yat.anne o kadar yalnız hissediyorum ki,belki de seni çok özlediğimden,seni bugün daha çok arar oldum.sen koruyordun ya beni,gerçi hala koruyorsun ama eskisi kadar olamıyor işte.dış etkenler girdi araya.anne sevdim ben birini ,çok sevmişim sonradan anladım.küçük odamda kurduğum kadar masumdu hayallerim inan bana.yazdığım günlükler,aynı o zamanlar ki gibi.birşeyler yanlış gitti,ellerimden akıp gitti.pencere açıldı fırtınadan ve odama rüzgar doldu anne.engel olamadım...yalnızım,pencere de açık kaldı anne.kalkıp kapatmaya mecalim yok.sen gel...sen gel de ilk önce şu pencereyi ört,sonra da yanımda yat,sarıl bana.ben o zamanlardaki gibi senin süt kokunu alarak uykuya dalayım.ne çok üzüldüm ben anne,hepsini sana anlatayım...
aslında 'gitmek istemiyorum' demektir.az önce yaşadığım bir olay sonunda düşüdüm.bu soru bu kadar vurucu olamazdı...aslında hayır gitme demeliydin yada benim duymak istedğim buydu.evet yüzsüzlüktü belki ama...duymak istedim işte.gittim.gidiliyormuş meğerse.
yokluğunun bilmem kaçıncı günü...inan ki saymak istemiyorum,az önce geldim eve,anahtarlarımı ararken gözüm takıldı...ben,ayakkabılarını kapımın önünde görmek istiyorum...güvenli bir yuva,huzurlu bir hayat işaretiydi sanki bu.şimdi kimbilir nerede,hangi kapının önünde o ayakkabılar.özledim seni,bu kadar.