online oynanan,suanki dünya devletlerininde bulunduğu, işte çalıştığınız, bir partiye uye olduğunuz,kariyer basamakları olarak medya patronu, isyan kahramanı yada ülke baskanı olana dek sürebilen benimde henuz 5 gün önce uye olduğum oyun
aşağıda ise benim meclis üyesi seçilmek için kullanacagım manifestomu gorebilirisiniz.
seçimi ve sandığı değerlendiren ottoman50 nin yazısının başlığı.
türkiye'nin tarihî kırılmalar yaşadığı bir dönemde sandık yeniden önümüze geliyor.
büyük kararlar arifesinde olan bir ülkede "boğaz köprüsü'nün rengini belirlemek" için bile ortaya sandık konsa o referandumun sonuçlarından sadece boğaz köprüsü'nün yeni rengi çıkmaz.
siyasete gündem dayatılmaz. siyasallaşmanın ana fay hattı nereden geçiyorsa, ne konuşulunca insanlar kafasını çevirip bakıyorsa siyasetin gündemi de odur.
yani yerel seçimlerde gift silah can konuşulmuyor, büyük siyaset konuşuluyor diye yakınmak boşuna.
kendi aramızda iyi birlik durumunu konuşmadan sıra kişisel kariyer basamaklarına gelmez. "daha fazla uye katmalıyız?" konusunda bir karar vermeden suanki üyelerin daha da kuvvetlendirilmesi elzemdir
e rebuplic de türkiye için önemli bir kavşaktan geçerken kişisel kariyer yada particilik faaliyetlerini bir yere bırakmalıyız derim
bu kadar fazla parti ve fraksiyonu olmasına karşı henuz tam birlik sağlanmış değildir.
kuraldır; büyük siyaset küçük siyaseti yutar.
yani bu meclis seçimlerde de sandıktan sadece hevesli damatlara benzeyen bölge meclis uyeleri, tam olarak ne iş yapacağını bilemeyen tedirgin ve kıvançlı kişiler çıkmamalı çıkmayacak.
içinden geçtiğimiz tarihî yarılmayla ilgili birtakım kararlar çıkacak.
siz ne kadar "ben tanıdıgım adama oy veririm kankama veririm derseniz deyin, oyunuz bu kamplaşmadaki bir sıranın arkasına yazılacak.
siz ne kadar da "bu adamın leveli düşük ne anlar " derseniz deyin. verdiğiniz oylar seçim akşamı bu konularda verdiğiniz kararlar gibi yorumlanacak.
o akşam sandıklar açılmaya başladığında ekranlarda yüzlerce yorumcu da yerini alacak. siz bir oy vereceksiniz. onlar yirmi laf edecek.
o gece bu sonuçlardan hoşlanmayan yorumcular sizin yine oyunuzu boşa verdiğinizi iddia edecekler, hazır olun. siz oy kullanmak için kuyrukta bekleyeceksiniz ama onlara göre seçimin sonucunu sıcak yatağından çıkıp pc ye gitmeyenler belirlemiş olacak.
bunun için akdeniz bölgesinde yaşayan ottoman50 olarak meclisimizde sizlerin sesi olmaya and içiyorum.
2004 itibari ile tarih bölümünden mezun olduğum. Aynı dönem ve bölümden mezun kişilerin burda varlığını hissetiğim, büyüklerin şeref salonu, yaramazların hergele meydanı olarak tanımladığı yerin merkezi olduğu edebiyat fakültesini de barındıran, ^^hangi okul ?^^dendiğinde verdiğiniz cevap karşısında karizmasını hissetiğiniz eski darülfünun.
Memleketimden insan manzaraları da diyebileceğimiz olayların da bazen yaşandığı bir uygulamadır.Yazar tarafından şahit olunmuş bir anekdotu uludağ sözlüğe düşersek:
(KiŞiLER: Bir otobus dolusu insan , orta sıralara tekabul eden koltuğunda oturan bu satIrların yazarı, siyahın tüm tonlarını gerek giysilerinde gerekse makyajında kulanmış aykırı kız, Kayseri'den tanıdığına pastırma götüren bıyıklı, öks ya da összede anne, melahatların en meraklısı eşarplı teyze, bir kaç narkotik köpeği, narkotik polisi amca)
1.PERDE
N.P.AMCA: -hanımlar beyler !! Kimlik kontrolu. Lütfen kimlikleri çıkaralım..
(narkotik köpekleri o sırada koridorda dolaşmaktadır. N.P.AMCA sıra aykırı kıza gelince duraksar.
N.P.amca - Kimliğiniz yok mu?
aykırı kız - calıştıgım derginin içinde unutmuşum ( arka sıradan ''evet bazen bize de oluyor.N'apsın kızcagız' sesleri)
2.PERDE.
(Bu kez de bagaj kontrolunde narkotip köpekler ilginçtir mevzu bahis aykırı kız ın bavulunda takılırlar. O zamana kadar kızdan yana tavır koyan ahali, birden nasıl da cephe alırlar.E sonucta bu kadar tesaduf normal sayılmamaktadır. Aykırı kızımız aşagı iner.
Öks ya da Összede anne: -Ajan mı acaba? Kesin ajandır.Baksanıza hem kimliği yok hem de köpeklere bir şeyler buldu cantasında.
Melahatların en meraklısı eşarplı teyze - Yok yok değilmiş.Ben sordum (Ahalinin kafasındaki kime sorduğu ve cevabını nasıl bu kadar rahat aldığı soruları havada kalır)
( Bu arada etraftaki gergin havayı dagıtmak isteyen bıyıklı söze girer)
Bilumum sınav görevlerinde koridorda iken yaptığımız eylemdir. içerde yavrucaklar ter dökerken elini üstüne oturduğun şeyin üstüne atıp gamsızca volta atmaktır. sınav süresi uzadıkça tekrarlandığında can sıkıcı bir hal alır. Sınav bitişinde meslektaslarına görevinin ne kadar kolay olduğunu kanıtlamak için söylenen ama karşılığında alaycı ve kıskanç bir tebessüm aldığımız fiildir.
Hor gördüğü yere gidince ortalıkta gülücükler saçan, gece yatarken binbir korku ile uyumaya çalışan , batı ya gelince de envai çeşit küfürü savuran, biçare insan tipidir. Böyleleri hala mevcut olup, aynı gezegende yaşamaktan ayrıca hicap duyulur.
Çoğu erkeğin istediği bir durumdur. Zira çekingen olmayan sevgili, bu durumunun özgüvenden ileri geldiğini düşünmek yerine sizden önce kaç kişi ile çıktığını bile düşündüğünüz kişidir.Bazı hemcinslerimin iki yüzlülüğüdür aslında. Bazı durumlarda çekingenliğini hayra yorarken, bazı girişeceği eylemlerde ise çekingen olmasını dert edinen erkeğin travmasıdır.
Genelde reelde pek rastlanmayan farklı sitelerde karsılasılması daha mümkün olan, sonunda ''neden anlattım ki'' dedirten bir durumdur.Benden kötüsü yok dediğin, ama karşıdaki hiç tanımadığın kişinin derdini de dinleyince ''yok devenin gramponu''içsesi ile karşıladığın bazen de de ajite kokan insanoğlu eylemidir.
ilkokul 2.sınıftayken, 3.sınıf matematik sorusunu aynı sınıfın ve müdürün gözü önünde çözüp, 'Efferim len yarın gel bu sınıftan başla'' dendiği, ertesi gününde ise oturulan 3.sınıf masasında alaycı bir tokatla ve 'Şakaydı olim '' sözü ile o yaşta insanlara güvenini baştan yitiren bir çocugun içine düştüğü hazin durumdur.
Bu sözlükte en güncel girdiyi benim yazdığım kişi. Elim bi trafik kazasında hayatını kaybeden, bazen resmini Şu günlerde avatar olarak koyup kaldırmamın istendiği, güzel gözlü ve ne yazık ki rahmetli genç adam.
Uludağ sözlükle tanışmama sağlayan yazar.o kadar tribimi çekmiş, yine de vazgeçmemiş, beni de ailenin bir ferdi yapmak için gösterdiği gayreti, babamın okumam için göstermediği, teşekkurumun az geleceği 4/gen oluşumumuzun akıl'ı olan yazar..girdileri,pınardan çıkan su misali serin ve kana kana içilesi yüce kişi.
Yahudilerin dualarinda, 'Gelecek sene Kudüs'te ve Kutsal Sehir Kudüs'ü insa et. Hizla ve bizim günümüzde' gibi dileklere sikça rastlanan, Her Yahudinin, dinî hayatinin her gününde defaatle Kudüs'le ve Kudüs'ün yikilmasiyla alakali birkaç ifade ile karsilastıgı şehirdir
Bugünün işini yarına bırakma demiş atalarımız. eğer bir insanda gerçekten değişme isteği varsa, "yarın değişirim" değil, şu saniyeden itibaren değişmeye başladım düsturuyla hareket eder.
Özellikle; güzel olduklarının farkında olan, ama bu farkındalığı narsizm boyuta getiren bayanlara söylenebilecek; daha doğrusu Şamar gibi vurulabilecek söz.