etnik müziğin insanın en saf yerine dokunduğu aşikar. Karagüneş istanbulun en modern yerinde en ilkel müzik anlayışı ile insanlığa dair birşeyler anlatıyor.
alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste. Özellikle islam felsefesinde her suçun ve günahın telafisi vardır ama mazlum , gariban ahı almanın telafisi yoktur. Bu yüz yıldır kahve , ev , cami her yerde öğüt olarak söylenir. Anne söyler , hoca söyler , dede söyler. Bu durum artık damara , genine işlemiştir hepimizin. Fakat şuda var ki mazlumların en büyük temsilcisi sol hareket sosyalist ideolaji ülkemizde 0,5 oy dahi alamaz. Bu da ilginç bir anektot.
onca acıdan sonra kendini bir adada resme adamış olması hiçte şaşırtıcı değil. Dünyada ki tüm darbeci komutanlar daha sonra ya sanat ya da insanlığı kurtaracak buluşlarla uğraşmıştır. Garip bir ruh hastalığı.
oysa tarih bize tam tersini gösteriyor. çanakkale , kurtuluş savaşı ve tüm savaşlarımızda cephede hep subaylarımız şehit olmuştur. Bugün ise ast subay ve erler savaşın merkezine çekilmiştir.
Yana yana döne döne ,
Hey hat! tırmandım yedi kat derine ,
Daldım yükseğe.
Geçer diyorlar yeter ki delirme
E ama nafile
Neyse döndüm eve.
Üstat rast gele sana ve bana ,
Ordakilere, sevenlere, kırgınlara
Vazgeçenlere.
Yana yana döne döne
Geçer diyorlar yeter ki delirme ...
Delirme.
Siz hep iyisiniz çokta güzelsiniz bayım siz ,
Bayan siz diyerek dönüp işine baktı ,
Alkışları toplayıp sustu bizimkisi.
Biranda, şu anda, yanımda
Yana yana...
unutulmaz türk filmi kareleri ve hepimiz istisnasız gariban öğretmenden yanayızdır. Daha sonra her zamanki gibi gariban öğretmen zengin öğrenciye insanlık dersi verir ve kanka olurlar.