esas başlık: sözlüğün son sürat hararetli tartışmlara şahit olurken birden durgunlaşması
yazarlar arası tatlı veya sert atışmalar devam ederken birden bu tartışmaların bıçak gibi kesilmesinden sonra yazarlarda sudan çıkmış balık sendromu yaratmasına sebebiyet veren durumdur.
nick altı başlığını ağlama duvarı sanan yazarların, salyalı sümüklü çemkirmelerine tatmin edici cevapları vermesiyle nitelendirilen, dordun dordunu zaten * tutturmuş üçün birini tutsa nolur tutmasa nolur yazarıdır.
bazı yazarları sevindirmek adına yapmayacağı şey yoktur. ***
isim vermeyip kişilerin alınmasını bekleyen yazarlardır. bir nev-i postacı bir nev-i balıkçı yazarlardır. ortaya zarfı balık yemi puluyla atarlar ki evlere şenlik.
boluda unlu mamüllerin satıldığı, üniversite öğrencilerinin minneti, ürünlerindeki lezzeti ile kendini sevdirmiş şirin müessese. 24 saat açık olup paket servisi yoktur. *
daha ilkokul 5. sınıftayım. resim dersindeyiz. herkes isim ve soyisimlerinin baş harflerini yanyana afilli şekilde çizecektir ki daha yılın ilk dersidir. ayrıca bir de besinci sınıfta ilk defa birden fazla hoca ders vermektedir.
resim hocası ile aramızda gecen diyalog aynen soyledir.
- oğlum sen niye çizmiosun resim?
+ örrttmenim ben doğa resmi çizsem olur mu?
- hayır! dediğimi çizeceksin!
+ peki örrttmenim.
neyse resmi cizdim hocaya goturdum:
- oğlum bu ne?
+ merhaba örrtmenim ben abuziddin mahmut.
olay hemen her üniveristede anlatılır ama bilmeyenler vardır belki,
h: hoca
a: ayarmator öğrenci
mekan eğitim fakultesi
hoca sınıfa girer nedir, ne değildir direk başlar soylenmeye
h : ulan siz de universite mi okuyorsunuz bea!?
a : hayırdır hocam?
h : ulan şu fakültenin bahçesine eşşeği bağlasam 4 senede öğretmen olur çıkar!
ve ayarmatorumuzden taşaklara ziyan * cevap;
a : iki sene daha bağlasak sizin gibi hoca olurdu dimi hocam?