seven insan kıskanır ama abartırsa nefrete dönüşür
karşı tarafı sürekli darlayan, sorgulayan veyahut hayatına müdahale ederse işin rengi o zaman değişir.
her insan özgürdür ilişki içinde sadakat, sevgi ve güven var ise kıskanç olmaya gerek yoktur.
"şimdi ki aklım olsaydı hayatta yapmazdım" dediğimiz ama yapılan bütün hataların - yanlışların tek teselli edici kısmı tecrübe olması çok garip.
bilmem, belki de bu yaşanan şeyler bizleri daha da olgunlaştırıyordur ve gelecek planlarımızı daha düzenli duruma getirmeye yardımcı oluyordur?
yeterli uyarılar yapılması ve hatta yasaklar ilan edilmesine rağmen bazı vatandaşların illegal bir şekilde vurdum duymaz olup hem kendi sağlığını hem de başkalarının sağlığını önemsemeyip laylaylom yaptıklarını gördükçe sinir olunası bir vaka
iftardan sonra balkona çıkıp kahve + çay yapılması veyahut dışardan oksijen depolama sonucu uyku gereğini minimuma düşürmesini sağlayan çözümlerden birisidir.
toplamda 7 tane bisikletimi çaldırmıştım.
bisikletlerimi araba gibi görüp hassas davranırdım süslemeler yapardım
1.) 18 vitesli kırmızı siyah bisikletimi o zamanların ipsiz sapsızları çalmıştı
2.) 21 vitesli mavi siyah bisikletimle kırtasiyeye gitmiştim alışverişimi yaptıktan sonra dışarıya çıktığımda o güzel bisikletler yaban eller tarafından uzaklara gitmişti
3.) mahallede çocuklarla iddiaya girer yarış yapardık ve ben kazanırdım ertesi gece de bisikletimi bahçeden alıp kaçırmışlardı
geriye kalan 4 çalınan bisiklet hatırası da bunlara benzer.
"acıya dayandığımız kadar varız" sözü aklıma geldi ve ben de düşüncelerimi belirtmek isterim.
corona virüsü gibi fazlasıyla hastalıklar veya virüsler yaşandı corona benim gözümde daha tehlikeli bir değeri taşımıyor çünkü gerekli bilince sahibim ve önlemleri alıyorum (tabii abartmadan)
önlem alınması gereken şeyleri takip ettiğim zaman bir insanın günlük hayatında yapması gereken hususları barındırıyor, yani bunlar kolay şeyler
ama en kötüsü de bu tarz önlemleri adeta küçük bir bebeğe anlatıp onları yönlendirmek gibi olması.
farklı düşünceler oluşmaya başlamıştır ki bir erkek mesaj göndermeyi anında kestiyse yaklaşık 2-3 gün içinde de son konuşmayı yapar ve tüm bağlantı kopar
erkekler kapalı kutu gibidir en azından çoğu öyle, erkeğin ne yaşadığını ne kurguladığını vesaire anlamak zordur bu yüzden erkeğe arkadaş gibi yaklaşmak lazım
en azından ben böyle düşünüyorum.
normalde ilginç değil sadece toplum algıları farklı olduğu için bu duruma şaşırıyoruz,
örneğin şuan ki algıda oluşan kürt birisinin ilham aldığı siyasetçiler şu şekilde oluşur;
1.) Selahattin Demirtaş
2.) Mesud Barzani
vesaire
çünkü toplumun kutuplaşması sebebiyle herhangi sağcı ya da solcu farklı siyasetçilerden örnek alamaz algısı oluşuyor
edit: yanlış anlaşılmasını istemem, toplum algısında sağcı birisinin solcu siyasetçiden ilham alınmasını toplum tepki gösterir, bu yüzden bu tarz durumlara şaşırırız
maaş günü atm'den çekilen para sonrasında milyarder hissinin nirvanasına ulaşıp ödeme merkezine gelip faturayı ödeyeceğin an iflas bayrağını çekmiş gibi hissedersin.
"bu kadar para nereye gitti ya?"
daha sonrasında da tasarruflu olmak için kendine söz verirsin ama çoğunlukla yapamazsın.
içine kapanık, duygularını gizleyen ve olumlu - olumsuz yaşadığı her şeyi içinde biriktiren kişi diyebilirim
insan argo kelime bile kullanmıyorsa farklı yöntemleri vardır (kendine zarar vermek ya da herhangi bir nesneye zarar vermek)
ama önemli olan küfür eden kişinin hangi sıklıkla küfür etmesidir
soğuk davranması veyahut karşı cinse önceden verilen değerin azalması
erkeklerin duygusallığı kadınlara göre bir nebze düşük durumdadır bu yüzden her halükarda belirtiler gözlemlenebilir.