--spoiler-- lost dizisinde esrarengiz fransız kadının kızı. kanımca dizideki en güzel hatundur.
edit: ayrıca kendisi fransız kadınla benjaminin çocuğuymuş. kız çok fena bi şey ama yaa.
--spoiler--
özel gün derken babalar günü, anneler günü, sevgililer günü vs.yi kastediyorum bebeğim.
kapitalizmin insan duygularını sömürdüğünün açık birer kanıtı olduklarını biliyoruz bunların. hani sevgilin vardır tamam reklamların baskısıyla sana hediye aldırır. ama peki ya annen yoksa? o reklamı izleyen annesi ölmüş bir kişi nasıl hisseder? düşün deli gibi reklamlar dönüyor yok annenize mutfak robotu alın arçelikten, yok annenize mondiden yatak odası takımı alın yok annenizi tatile madagaskara gönderdin falan filan. peki annesi olmayan o reklamları izlerken nasıl hisseder bunu düşündü mü o reklamcı arkadaşlar. hayır tabii ki de. bu yüzden, reklamcılık dünyanın en pis işlerinden biridir demek kesinlikle yanlış değildir.
birgün ben yapıcam bunu. ama 'gördünüz mü lan yaa noldu he? tost işte, o tost benim' cümlesini eklicem. herkesin uzaktan şaşkınlıkla bana baktığı zamanlarda.
bizim kültürümüzün bi parçası olan şey asker uğurlama törenleri. bence insanları rahatsız etmeyen türleri gayet sempatik ve askere gidecek olana moral ve enerji veren bir şey. bi de giderken sırtlarına sardıkları bayraklar, tabutlarına sarılı olarak geri gelmese.
son zamanlarda kimi çevreler tarafından yapılan büyük bir yanlışlıktır. bu mücadele eylemine savaş diyen öküzler; savaş ve barışın kelimesel, politik anlamından bihaberdir. bilindiği üzere politikada savaş ve barış iki egemen devlet arasında olur.
fakat şu anki durumda, tsk'nın karşısında bulunanların herhangi bir devlet statüsünde olmamaları veya bir kesimi temsil etme görevini icra etmemeleri bu terörle mücadelenin savaş kapsamında değerlendirilmesini olanaksız kılar.
kaldı ki, zaten, bu mücadeleye savaş tabirini kullanan insanların kimlikleri ve hangi doğrultuya hizmet ettikleri açık. bunu diyenler teröristlere gerilla veya kurtuluş savaşçısı da derler. şehit olan türk askerlerine de şehit kelimesini kullanamazlar.
bugün, ismini vermek istemediğim bir gazetede de böyle bir tabir vardı. tvde gösterilecek filmden bahsederken güneydeki mücadeleye savaş deme cüretini gösterebilmişler. hı, o gazete zaten yeni bir gazete olduğu için bazı kelimesel hatalar da yapmakta. belki de, yukarıda da dediğim gibi savaş ve barış kavramları hakkında bilgi özürlüdürler. anlayamadım, ama eğer bu ülkeye yıllardır savaşıyor muamelesi yapılmak isteniyorsa bu tehlikelidir. hem politikal olarak hem de sosyal olarak.
evet doğru tahmin ettin sözlükçü; minareyi çalan kılıfını hazırlar demek istiyorum. ayrılmak isteyen tarafın kendini haklı gösterme çabası. örnekle açıklama. zaten bu cümle onun bir aşkı herkesin yerine koymasından ötürüdür. bize ne herkes ayrılıyorsa dimi? herkesin aşkı kendinedir. herkesin aşkının yerine koyulan aşk, aşk değildir zaten. zaten haketmiyordur, haketmemiştir herkes ayrılıyor bık bık diyen.
-herkes ayrılıyor mahmutcum ilk ayrılan biz değiliz
+şimdi seni öldürüp ölen ilk insan sen değilsin desem?
-ama mahmutcum ayrılık insanlar için değil mi
+hmm serdar he. bak bu sefer inandım.
çok güzel sözleri var bu şarkının. bi şarkı da zaten sözler ve melodi güzel olunca olay biter. ama ayrılık insanlar için olm siktiret derken adamın böyle güzel şarkıyla ağzına sıçmak da ne oluyor? aferin serdarcım paradoks yapmışsın.
Yar deli yüreğin yorgun da,
Bir benim aşkım genç kalacak?
Kim seni kaldırıp uykunda,
Yar diye koynuna kim saracak?
kendi halindeki insan. insancıl duygulara sahip, hırslardan, çekişmelerden uzak, günlük ve anlık kazanımları önemsemeen hayatını doğrularına göre yaşayan insandır. iki insan cinsinde bu özellikler mevcut olmalı ki sade insan olsun. etliye sütlüye karışmayan kendi yağında kavrulan insandır. kadın cinsi için ayrı bi parantez açmak gerekirse komplekssiz, insanların doğrularına göre hareket etmeyen, makyaj yapmayan yapsa da hafif olan kadın sade bi kadındır. erkek de ise çok belirgin ve rahatsız edici olmayan sakal-bıyık ve son derece sade elbiseler yani soğuk renkler dediğimiz siyah ve beyaz ağırlıklı elbiseler giyinmesi, onu demin saydığım iç özelliklerle sade insan yapar.
bu sabah beni uykumdan eden bankacılık. çok sinir bir şey lan. düşün uyuyosun kadının teki bıdı bıdı edip nefes almadan saniyede 150 kelime sayıyor. ulan uyuyorum ben sen neden bahsediyosun kadın? sor bi napıyorum, nasılım, bi derdim var mı, müsait miyim değil miyim. yokk. söylediklerinin 10'da birini zor anladım. bi de bankalarla hiç alakam yok fakat telefonumu nerden buluyorlar onu da anlamıyorum.
şöyleye yakındı;
-merabalar vıdı vıdı kaşgarlı bey. hederanti bankasından arıyorum hedelik hakkında bilgi verecektim müsait misiniz? *-
+ya öööem ben uyuyodum aslında pek bi zamansız oldu?
-peki kasgarlı bey sizi daha sonra tekrar arıcam uygun mudur efendim
+ya ben aslında hep uyucam hep uyumayı düşünüyorum yani bugün. hem ben hedelik olayına sıcak bakmı...
-peki efem iyi günner.
-çaattırt-
ve kapadı kadın. tamam saygı duyuyorum para kazanıyosun eyvallah da ben de uyuyorum lan. kötü bi gece geçirdim belki bebeğim neden sabahın köründe rahatsız ediyosun beni? ara öğlen konuşalım dertleşelim dimi?
korkaklık falan değil esasında. sadece durumu daha da kötüleştirecek olan 'korku olabilecekler'e hiç bulaşmamayı seçmek. mesela konumuzla ya da yaşadığım örnekle alakası yok ama diyelim bi insanla aynı ortamda bulunmak istemiyorsanız onun olduğu ortama girmezsiniz çünkü o ortam üzer sizi. evet böle bir şeye benziyor. gece vakti anlatamadım şimdi.
köyüne cami yaptıran mehmet özdilek ve köyüne henüz bir şey yaptırmamış olan yalın efendi bunlar arasındadır. ayrıca ünlü olunca kaşgarlı tost da bu gruba dahil olcak.
formülü yok bunun fakat insan yaratıcı anında gerçekten yapabiliyor bunu. sadece doğru zamanda doğru duyguda olmak gerekiyor. şu sıralar içine serdar ortaç kaçan bi insan olarak bunları söyleyebilirim. ve bu konuda daha fazla bir şey söylemeyeceğim.
edit: (bkz: sarki)
bir kız için ideal erkektir. en azından gözlemlediğim şey bu. o ne muhteşem dörtleme öyle. benim bile operasyon geçirip veresim geldi. aman allahım bir de küpe takıyormuş! neydi lan niptuck'taki sarışın adamın numarası?
edit: uf! sözlükte ne çok ateist solcu rockçı ve küpe takan erkek varmış. sözlük kızları ne kadar şanslı allahım. sie ivneler sizi!
şu ölümlü dünyadaki en gergin süreçlerden biri. ekmek içine peynircağzın yanına koyulmuş zeytin efendiler ağızda çiğnenirken onların çekirdekleri o karmaşada kaybolabiliyor. bu esnada onu yiyen şahıs diliyle olaya müdehale ederken ''acaba çekirdeği yutacak mıyım, acaba nerde, yok orda da değil allahım nerde lan bu'' diyerek zeytin çekirdeğini aramaya koyuluyor. samanlıkta iğne arıyormuş gibi hissedebiliyor insan. o çekirdeği bulduğum andaki sevincimi aya ya da marsa çıkma sevincine değişmem sözlük. çünkü o siyah küçük ivneyi soluk boruma kaçırmamış ya da mideme sindirelememek adına göndermemiş oluyorum. sırf bu korkudan ötürü başlarken, ekmeğe kaç tane zeytin koymuştum, yemek sonunda önümde kaç adet zeytin çekirdeği var bunun mukayesesini yapıyoruz çekirdeklerle. aramızda bi bağ bile oluştu. onlarla da üzüm yaptık. üzüm bağı.
çok tuhaf bir introya sahip serdar ortaç şarkısı. ilk 30 saniyesi tuhaf ve güzel.
sözler;
Dur, durduğun yerde gitme,
Ben daha da pişmanım
Bak, benim o yaşam ilacım sende,
Bugün kölen, yarın hükümdarım.
Suçluyum, hatalıyım, bin kez hatırlatma.
Kaç zaman geçirdik aşkta, kaldırıp atma.
Gençliğe, çocukluğa ver tüm günahlarımı,
Sen neler neler affettin, bağışla saflığımı.
Harcıyorum geri kalan yıllarımı,
Hiçbir ceza bedel değil, günahlarıma,
Keşke düşünmeden seni kırmasaydım,
pişmanım her gün yaptığım, hatalarıma.
birçok kez sözlükte bahsi geçmesine karşın kendini daha rahat hissedebileceği başlıkta yani burda kulaklarının hiç çınlatılmaması ilginç. neyse.
ben hiç görmedim bundan, açıkça itiraf edeyim yalan yok da neden ulan neden?? neden otobüste uyuyosun kızım? evin yok mu senin be? sırf otobüste uyuyan güzel kız imajı elde etmek için mi hepsi? neyin peşindesin? bak çocukları telef etmişsin yok uyuyor da bakmaağa doyamıyoruz diye (ara:otobüste uyuyan güzel). ne egocusun öyle sen? senin egonu yer süper egonla açlığımı yatıştırırım. artiz şey seni. sinirlerim tepeme çıktı lan. neyse sözlük, kimse ilgilenmezse bunla o da uyumaz artık otobüs köşelerinde. ya olay değil salak uyuorum diye son durağa gelir ordan da soluğu hastanelerde alır allah korusun. otobüsler insan taşıyor da sen insan mısın? * git ne biliyim dolmuşta uyuyan güzel kız ol ya da ne biliyim bunun metrobüsü var, vapuru var, fünikileri var, taksisi var... da yok taksi pek olmadı eheh onda pek şansın olmayabilir. neyse.
enterasan bi arkadaşımız bu. eğer birgün görürsem kalk bebeğim ordan yatağına git hadi üşüdün orda diyeceğim bir anne edasıyla.
edit: lan! ''ara'' diye bişey koyduk dimi entrynin içine. çalıntı diyeceğine diğer sözlük arkadaşlarına laf et ibibik! ağaçkakan! çitlembik!
düğüne sadece bi değişiklik olsun, kafamız dağılsın diye gelen ve muhtemelen erkek tarafından olan tiplerdir. böyle geçerler zula bi köşeye, sesin az geldiği bi yere, bi yandan içerler bi yandan da sohbet ederler. hep sempatik gelmişlerdir bana.
hangi amaca hizmet ettiği belli olmayan kişi, kurum. cevabı 'bilmem, seni seven birisine güzel gelebilirsin'dir. ben bunu verdim, öyle güzelsin evet harikasın yavrum süpersin bebeğim demekle bi yerlerini daha fazla kaldırmaya gerek yok. öpüyorum sizi sence ben güzel miyim diye soran güzel kızlar. hadi.
müzik şirketi universal'ın türkiye şubesinin kapanması bu albümün satışını aksatmış,durmuştur 500.000 dolaylarında satmakta iken. daha sonra albüm sahibi kişi *; 'insanların ne yapıp edip bu albümü dinlemelerini istiyorum, korsan alsınlar ama yine de dinlesinler' diyerek biraz dumur etmiştir doğrusu.
albüm kritiği yaparsak; zalimle ortaya zıplanmıştır adeta. albümün çıkış parçası olan zalimle direk mtv world chart list'e 1 numaradan girilmiş ve baya da durulmuştur. daha sonra çekilen 2. klip sonsuz ol da mtv'de üst sıralara gelmiştir.*.
albümüm bomba parçalarından olan meleklerin sözü var, son aşkım ve seni buralarda bir özleyen vara klip gelmemesi ise baya dumur yaratmıştır. ama 3. klip günaydına çekilerek yüreklere su serpilmiştir bir nebze. ama o güzelim şarkılara klip çekilmeyerek yapılan inelik dün gibi hatırlanır. neyse canlar, çekilen klipler sırasıyla; zalim sonsuz ol günaydındır.
şu an bu albümü piyasada bulmanızın oranı, kırmızı karın yere inme oranı kadar düşüktür. yoktur.
çoğu insanın güzel olduğunu konusunda fikir birliğinde olduğu şarkı. güzel şarkı yapmak konusunda ise tek kişinin karar vermesi yeterlidir. çünkü onu dinleyen ilk insan, yapanıdır. planlanmış bir olay değildir, bir anda gelir ve devamı çorap söküğü gibi gelebilir. güzel şarkıda birden fazla nakarat kısmı vardır.
insanı yeni bir defter almaya itebilecek olay. bu da yeni beyaz sayfalar demek. kötü yazı ve beceriksizlik çöpteki sayfaları çoğaltır. ve sonra o çöpü atan kişi o çöpü toplar, yeniden temizler ve boşaltır. bu da yeni beyaz sayfalar demektir.
hayat ne güzel dimi beyaz sayfalar falan?
masasüşe teknik üniversitesi'nde bu sene açılan bir bölüm. ayrıca 2009 öss'de kazandığım bölümdür. bu işin geleceği var beyler, düşünsenize dünyada hergün 1 milyardan fazla ekmek tüketiliyor. bu önemli bir şey. alt tarafı bi ekmek bunun nesini müheceksin denmesin kızarım, allah da çarpar zira nimetle şaka olmaz.
