yazın mutluluktan havalara uçmamızı sağlayan olay. özellikle ağustos ayında, tatil yerlerinde, cuma günü gelecek ürünlere dışarıdan bakıp da içeri girip dolanan çok sayıda genç bulabilirsiniz. cuma günü gelecek ürünlere bakan gençler, çifte mutluluk yaşarlar.
ayrıca:
(bkz: bim sessizliği)
hayatınızın en kötü anlarından birinin içine girmenize neden olur.
hararetli bir şekilde bir şey konuşurken karşı tarafın suratına doğru minik bir tükürük fırlamasıyla başlar her şey. çok yakın arkadaşınızdan "ehehehe naaptın lan" tepkisi, hoşlandığınız kızdan "ıyyy iğreeençsiiiin" tepkisi, olayın farkına varmayan birinden "hmm, demek öyle diyosun" tepkisi görebilir; böyle şeyleri normal bulan insanlarda ise (ki herkes böyle olmalı) muhabbete devam etme eğilimi bulabilirsiniz. tabii her durumda siz şekilden şekile girersiniz.
not: bahsedilen tükürük, "püü, yazıklar olsun" tükürüğü değildir. ağız dolusu değil, bayağı küçük ebatlardadır. ayrıca bu tükürükler bazen karşı tarafın yüzüne gelmez, ağzınızdan nokta atışıyla dışarı fırlarlar. karşı taraf bu sıçramayı görmezse rahatça konuşmaya devam edebilirsiniz.*
yurdumun sevimli annesidir. bu annelerimiz, iki katlı evlere hayatları boyunca "bu evi nasıl temizlerim?" korkusuyla bakmıştır. önlerine en lüks müstakil daireyi koysanız, dünya zengini olsalar yine kendileri evi nasıl temizleyeceklerini düşünür, eve bir hizmetçi almayı akıllarından geçirmezler. son derece anlayışlıdırlar.
ayrıca bu annelerimizin bir de "bahçeli evimiz olunca köpek alırız" yalanı mevcuttur ki, o evi hiç alamayacağınızı bildiğinizden susup oturursunuz.*
kişinin anlık çaresizliği ve yorgunluğu gibi kavramlar düşünüldüğünde olması mümkün olan eylem.
yoğun iş günlerinde, internetten bir şey araştırırken ve yorgunluktan çatladığınızda, üst taraftan müdürlerinize gayet normal görünürken aşağıda resmen balkon keyfi yapmanız.
kasası masa altında olan bilgisayarlarda pekala yapılabilecek şey. kışın kasa sıcaklığından da böyle faydalanabiliriz. bir nevi bilgisayarın etinden, sütünden, yününden faydalanmak gibi.
bim'e gittiğinizde sizi esir alan sessizlik. gerçekten, içeride bir büyü varmış gibi, dışarıda bağır çağır olan insanlar bile bim'e girince susarlar. çalışanlar keza öyle. tarifi olmayan bir huzur bulursunuz.
özel işletmelerde, patron tarafından çalışana sık söylenen söz. aslı "bitti demeyeceksin, kalmadı diyeceksin müşteriye. getirtiriz diyeceksin ki müşterinin ayağı kesilmesin" dir.
bir de umut sarıkaya'dan geliyor efenim:
'müşteri sorduğu zaman "yok" demeyeceksin. 'kalmadı' diyeceksin. "bitti" diyeceksin. "pek yakında" diyeceksin. "yok" dersen müşterinin ayağını kesersin, bir daha gelmez. öğrenin artık bunları.'
ankara, kumrular sokak'ta bulunan sevimli kütüphane. tatmin edici miktarda kitap vardır içeride. ayrıca yan taraftaki bölümde çok esrarengiz kitaplar bulmuşluğum vardır.
bu kahvaltılık bir yemek oluyor efenim. adını duyup "böööğğğ salçalı soğan ne yaa" diye tepki verebilirsiniz. ama soğanları jülyen usulü doğrayıp yağda kızartmanız ve salça eklemeniz ile kıvam alan bu yemeğim, taze ekmekle her türlü gideri vardır.
(bkz: öğrenci evi yemekleri)
acayip sevimli, konforlu ve kaliteli ürünler üreten bisiklet markası. bisiklet severlerin hayallerini de süsler çoğu zaman. birkaç yıldır türkiye'de de çeşitli yerlerde satılmaktadır.
başlıklardan anladığım kadarıyla bu gece olan gece. yazarlar el birliğiyle birbirlerini ürkütmeye çalışıyorlar. pencerede beliren kedi, lambaların sallanması, yedi gün sonra öleceksin diyen bir adamın konuştuğu telefon tarzı başlıklar beklemekteyiz.
uzun zamandır almak istediğim ancak bir türlü dayanıklılığından emin olamadığım güzel görünüşlü alet. aslında yolculuklarda film izlemekten pek haz etmesem de, yine de almak istiyorum bu aleti. sanırım philips marka olanı öneriliyor.
genellikle öğrencilerin her gün yaptığı şey. maalesef bu saç düzleştiriciler kızlarımızın saçlarını jilet gibi yapsa da çok yıpratıyor. haftada bir hadi neyse de, her gün, bir de yüksek derecelerde yapıldığında saç mahvoluyor. toplumsal bir yaraya parmak basmak istedim.*
odada oturmuş işinde gücünde vakit geçiren kız\erkek evlat, bu vesileyle zorla dışarı çıkartılır. yaş kaç olursa olsun, eğer ailenizle yaşıyorsanız, bu olayı yaşarsınız abicim. **
yemek kitaplarında verilen, yapılması çok aykırı görünen ama bir gün deli gibi hepsinin denenip "acaba nasıl oluyormuş?" merakına son verilmesini umduğum tarifler. enginarlı ograten, pazılı makarnalı omlet gibi.*
gece, sahil tarafına yolunuz düştüğünde, otoyolda araba sürerken duyduğunuz sesler karşısında istemsiz olarak çıkar bu söz ağzınızdan.
(bkz: god dammit)