üvey bile olsa insanı hüzne gark eden elim olaydır. geride kalan güzel anılar sürekli gözünün önünden geçer insanın. özlemenin ne olduğunu bir kez daha hatırlatır. bayramlarda gidilecek bir kapı eksilmiştir artık. en çok koyan da son sözlerinden birinin adın olduğunu öğrenmektir. bir kez daha görebilseydim lan! dedirtir dostlar. dostlar sağ olsun!
bak yine burada buldum kendimi. dertlendikçe sana geliyorum başlık. boşluktayım galiba, en ufak ilgi görüşümde gönlüm kayıyor. hele şu aralar eksen kayması yaşayan türkiye gibiyim. hayır ne bu ilgisizlik tribi. önce gel ilgilen sonra çek kendini. pavlov'a nispet yapar gibisin. bi çeki düzen ver kendine amk.
karaköyde, kamonda merdivenlerinden çıkınca sağda kalan çok tematik kafe. ot dergisiyle ilintilidir, sırf bu yüzden bile saatlerce vakit harcamaya değer. içerideki tablolar, dergi ve ona dair ürünler bir harikadır. sevgiliniz yahut değerli arkadaşlarınızla gidip vakit geçirmek için idealdir.
sözlükte başlığını görene kadar haberim bile yoktu varlığından. kompleksinden kurtulsa belki bi bok olabilirmiş. yok arapça yazdım yok hintçe yazdım, kendi yorumumu kattım zart zurt. hintçe ne yazdın diyolar "hele vela velvela" diyor resmen. siktirsin gitsin yani, pek güzel de sayılmaz zaten. bir de bazıları güzel demiş buna swh yüzü güzel değil, vücudu iyi. uzun ve kabarık bi saçı var, berbat kombinasyon. en fazla seksi olur bundan. eyyorlamam bu kadar hadi hayırlı işler.