"Trichomonas vaginalis" adlı bakteri yüzünden meydana gelir ve bu bakterinin sebep olduğu hastalıklar arasında en sık görülenidir.
belirtileri kadınlarda; vajen ve cinsel organ dudaklarında kaşıntı, yanma, sarı veya yeşil renkli, pis kokulu ve bol köpüklü bir akıntıdır. erkeklerde ise belirtisiz seyreder ancak bazen kadınlardakine benzer belirtiler olabilir.
tedavisi kolaydır, eşlerin birlikte tedavi edilmesi önemlidir.
çeşitli mantar türleri yüzünden meydana gelir ve cinsel ilişki ile bulaşan mantar enfeksiyonları arasında en çok görülenidir.
belirtileri; Kaşıntı, Yanma hissi, idrar yaparken ağrı, Cinsel organlardan beyaz renkte ve peynirimsi kıvamda akıntı, Cinsel ilişki sırasında duyulan ağrıdır.
tedavisi kolaydır. fakat tedavi süresince cinsel ilişkiden kaçınılmalı veya korunma yolları (bariyerler) denenmelidir.
filmi götünden izlemek böyle bir şey demek ki... filmle ilgili milyon tane yorum okudum. ilk defa malum sahneyi yanlış anlayan birinin yorumuna denk geldim.
adam galiba tecavüz ettiği için özür dileyip kızdan da "tamam önemli değil." cevabını almıyor. adam erken boşalıyor da onun için özür diliyor. oha ki ne oha! yuh ki ne yuh! bu detayı -ki detay bile değildi. gayet net bir sahneydi- anlayamayan bir insanın hayatında bir kere bile sevişmemiş olma ihtimali oldukça yüksek gibi geliyor bana. bunun nesini nasıl yanlış anladın yavrucum?!
en son açıklanan gelişmelere bi tarafımla güldüm açıkçası.
derdimizi, "bir derdim var"dan iletirsek daha hızlı ve etkili olurmuş. yahu en son sorduğum soruya 4 gün sonra cevap geldi -ki gayet de basit, formatla ilgili bir soruydu. sözlüğün formatıyla ilgili bir sorunun cevabını 4 günde bulan bir moderasyon ekibi son derece düşündürücü. ayrıca daha önce sorduğum birkaç soruya da, açıklamasız, sadece "hayır", "değil" gibi son derece etkili(!) cevaplar aldığımdan bahsetmiyorum bile.
burada kastedilen genel anlamda bir patates kızartması değil de; sadece ve sadece 22 ekim 2008'den kalan özel bir patataes kızartması olsa gerek. yoksa ona "bir önceki günden kalma patates kızartması" derdik.
bu eylemi bu şekilde ifade etmek bana da her zaman komik gelmiştir. yani, böyle söyleyince elinde alet edavatla "seks" oluşturuyorsun gibi oluyor. (aslında bu açıdan bakınca mantıklıymış yahu, hehehe.) neyse sanki böyle yemek yapmak gibi filan oluyor. ama lanet olsun ki; sevişmek de bunu tam karşılamıyor. çünkü her sevişme cinsel ilişkiyle bitmiyor. bu da beni çok zorluyor. seks yapmak, sevişmek, ...
başlık kutucuğuna var olmayan bir başlık yazıp getir tuşuna bastığımız zaman her iki sözlükte de benzer başlıklar çıkıyor karşımıza malum.
işte bu özellikte uludağ sözlük, ekşi sözlük'ten açık ara öndedir efendim. böyle durumlarda ekşi sözlük kel alaka başlıkları alakalıymış gibi önümüze sunarken uludağ sözlük %99.999'luk bir oranla işimize yarayacak başlıkları önermektedir.
1) okuduğunu g*tünden bile anlamayan insanların var olduğunu,
2) sırf şekil olsun diye alakalı alaksız her yerde "ad hominem" kavramının kullanıldığını,
3) online bir ortamda bölücü olmanın suç veya uçma gerekçesi olmadığını açıklayan bir insanın bölücülüğü savunduğunun iddia edilebildiğini...
özellikle 3.maddedeki gibi bir çıkarım yapan bir insan kesinlikle ve kesinlikle gerizekalının önde gideni değildir. bunda mutabıkızdır eminim.
bakınız:
- ekşi sözlük'te bölücülük içeren entry girmek suç değildir.
- ekşi sözlük'te bölücülük içeren entry girilmesini ve girenleri savunuyorum.
birtakım insanlar bu 2 cümlenin aynı anlamda olduğunu düşünmektedirler.
bu şekilde düşünen insanlar, halk oylaması, araştırmalar, analizler yapıp "bu seçimlerde akp kazanacak" diyen bilir kişiler ve onların ışığında köşe yazısı yazan gazeteciler için "akp'nin kazanmasını istiyorum." dedi diyebilecek, "kazanacak ve kazanmasını istiyorum" arasındaki farkı algılayamayacak sığlıkta insanlardan çok da farklı insanlar değillerdir.
son olarak, şimdi birkaç entry numarası yazacağım ve bu entrylerde arzach'ın savunulduğuna dair sadece 1 (yazıyla bir) tane delil gösterene tam 100.000 lira vereceğim.
çok büyük bir ihtimalle, ekşi sözlük'te "kişiye hakaret"in ancak ve ancak ilgili kişi şikayette bulunursa hatalı bir davranış olduğunu bilen bir ekşi sözlük yazardır.
okuduğunu anlaması gereken yerden anlamayanlar tarafından başlığına ilginç şeyler yazılan ekşi sözlük yazarı. kimse "ekşi sözlük'te ayrımcılık yoktur. sözlük demokratik bir ortamdır." demedi. ama biri: "sadece söz konusu durumla ilgili, söz konusu durumda bir adaletsizlik yoktur." dedi. formata aykırı entry girmekle sansasyonel başlık açmak aynı şeyler değildir. bir insan bir şeye karşı çıkarken, ilk önce neye hangi sebeple karşı çıktığını net bir şekilde belli etmelidir. etmelidir ki; ona göre karşı taraf kendini savunsun. böylesi laf ebeliğinden farklı olmuyor zira.
ekşi sözlük'te "sansasyonel, ayrımcılık kokan, halkı parçalara bölercesine başlık açmak" uçma sebebi olmadığından, bu tarz başlıklar açıyor olsa bile bu yüzden uçması beklenemez. e doğal olarak uçmaması da ekşi sözlük'ün adil bir yapıya sahip olmadığını göstermez. bunları yapan kimse bunlar sebebiyle uçmaz çünkü. ortada bir adaletsizlik yoktur. ha bunu yanlış bulursun o ayrı. bunun da uçma sebeblerinden biri olmasını istersin, o da ayrı. ama "adaletsizlik" bu konu ve bu yazarın durumu için doğru bir kelime değildir.
bu sitedeki "sözlükçünün aslında demek istediği" başlığı söz konusu başlığa taşınan entry sahibinin kıvırmalarından çok, başkalarının entry sahibinin o entryi girerken ima ettiğini, aslında demek istediğini iddia ettiklerinden oluşur. "bu yazar böyle böyle yazmış ama aslında öyle değil böyle demek istemiş." şeklinde... yani bir insanın kıvırmalarını değil; başka birinin bir insan hakkındaki iddialarını içerir.
bir şeyi eleştiriyorsunuz, eyvallah. eleştiri her zaman iyidir. ama 2 dakika düşünün de eleştirin yahu! sırf bok atmış olmak için eleştirmeyin allasen!
zaman zaman değil, her zaman insan doğasına aykırı olduğunu düşündüğüm olgu. yahu manyak mıyız biz yıllarca aynı insanlarla sevişip duruyoruz?! hadi evliliği geçtim. onun kendi içinde bir mantığı var. yalnız kalmama korkusu, aile baskısından kurtulmak, ekonomik olarak daha da rahatlamak falan filan... ama evli olunmadığı halde tek eşli yaşamak??
yalnız sistematik olarak aldatmak başka bir konu. biriyle birlikte olmaya başladığın andan itibaren bir başkasıyla sevişip durmak da bir garip.* yani demem o ki; 2 yıl sınırdır bence. 2 yıldan fazla bir süre boyunca sürekli aynı adamla/kadınla sevişmekten bıkmamak biyolojik bir sorun bence ya da benim cinsel sorunlarım var.
insanoğlu varolduğundan beri süregelen bir adettir. çünkü kadının güzeli, erkeğin güçlüsü makbuldür. hatta vakt-i zamanında mersin'de bir müzede taaa bilmem kaç yüz öncesinden kalma küpe, kolye ve hatta cımbız sergilenmekteydi. bu bile bu durumu gayet güzel özetlemektedir.