karliyokus
0 (düz adam)
onuncu nesil silik 1 takipçi 2.60 ulupuan
entryleri
oylamalar
medya
takip

    yazarların en sevdiği türk sanat müziği şarkısı

    13.

  1. budur.
    0 ...
  2. ben bu yazıyı rte ye yazdım

    15.
  3. SEN ÇILDIRSAN DA, ÇIRPINSAN DA, MiTiNGLERDE MiLYONLAR TOPLAMAK iÇiN EMiRLER YAĞDIRSAN DA, %50 Yi ZOR TUTTUĞUNU iDDiA ETSEN DE, HALA BiZi ANLAYAMASAN DA, EMiRLER YAĞDIRSAN DA, iNSANLARI BiRBiRiNE KIRDIRMAYA ÇALIŞSAN DA, ÇABALARIN BOŞUNA. ŞUNU UNUTMA Ki SONUNDA iYiLER MUTLAKA KAZANIR BAŞBAKAN....
    2 ...
  4. ben bu yazıyı rte ye yazdım

    14.
  5. recep tayyip erdoğan

    11391.
  6. "Eğer eylemler bu şekilde devam ederse, anlayacağınız dilden konuşurum" sözünün sahibi. Sen bizim anladığımız dili anlayabilseydin eğer zaten böyle bir eyleme gerek duyulmazdı. Çok üzgünüm ama bizim dilimizi anlayacak kadar yeterli değilsin.
    2 ...
  7. recep tayyip erdoğan

    11366.
  8. insanların hala ne için mücadele ettiklerini anlayamayacak kadar aciz olan başbakan. O bu ülkenin başbakanı olmayı baştan beri haketmiyor.Ama suçlamamak da lazım, olanları anlamaya kapasitesi yetmiyor
    1 ...
  9. akp lilerin anlamak istemediği gerçekler

    4.
  10. Bir tarafta başbakanın talimatıyla toplanan, programlanmış bir şekilde ne söylenirse onu yapan milyonlar, diğer ne söylediklerini, ne istediklerini bilen, talimatla değil yürekleriyle toplanan milyonlar. Gerçek halk hangisi sizce?
    3 ...
  11. görsel numarası sallamak

    530.
  12. melih gökçek in en mantıklı tweeti

    1.
  13. melih gökçek in edip edebileceği tek doğru cümle olarak tarihe geçecek tweettir. tespitine kurban melih amca.
    5 ...
  14. rte yi karşılamaya katılanlara 20 lira verilmesi

    9.
  15. hiç şaşırmadım.makarna yardımına oy verenler, 20 liraya sabaha kadar kapısında secde ederler bu adamın.
    0 ...
  16. akp nin asla demokratik olamayacağı gerçeği

    7.
  17. evet akp asla demokratik olmayacak, ama eylemin bu şekli de demokratik bir şekil değil ne yazık ki. böyle etrafı talan ederek, milyonlarca hasara sebebiyet vererek, camileri çöplüğe çevirerek ve hatta utanmadan camiye bira şişesi atabilecek kadar şuursuzlaşarak da sağlanamaz demokrasi. özgürlük, demokrasi dediğiniz şey eğer maddi manevi değerlerin hunharca üzerine basip geçmekse; bu sadece bunu yapanın kendi özgürlüğünü sağlar, başkalarının da hayatının kısıtlanmasına neden olur. müslüman bir ülkede, müslümanların ibadet ettiği o kutsal yere bira şişesi atacak kadar çığırından çıkabiliyorlarsa insanlar, özgürlükten de demokratikleşmekten de bahsetmeye, ders vermeye hiçbir şekilde hakkı yok bu kimselerin. hiçbir zaman akp yi savunmadım, değil oyumu, günahımı bile vermem. ama eylemin bu şekli karşı tarafa kendini haksız çıkarmaktan başka işe yaramıyor. daha saygılı, daha zararsız, ideoloji kaygısı olmadan, amacına uygun hareket edilseydi eğer, eminim o zaman daha çok destek alırdı. ama kendi kendinize zarar veriyorsunuz şu anda, koruduğunuz, savunduğunuz şeylerden daha da fazlasına aynı zamanda da.
    1 ...
  18. bülent arınç

    1395.
  19. biraz önce avm ortağı olduğuna yönelik sorulan soruya "bırakın avm ortağı olmayı, ay sonunu zor getiren insanlarız" cevabını vermiş kişidir. milyonlarca işsizin, yoksulluk sınırıyla boğuşan insanların yaşadığı bir ülkede böyle bir cümle hangi akla hizmet kurulmuştur. nasıl bir terbiyesizliktir bu, dalga geçiyor resmen.
    4 ...
  20. madem yok olacağız öyleyse niye varız

    8.
  21. bu hayat bize allah tarafından emanet edilmiştir. zamanı geldiğinde de o emaneti bizden geri alacaktır. ayrıca yok olmak diye birşey yoktur. bu hayattan ayrılıp ebedi hayata intikal etmek vardır.
    0 ...
  22. serdar ortaç ın sanatçı sayıldığı ülke

    0.
  23. aynı zamanda demet akalın ın da sanatçı sayıldığı ülkedir maalesef.
    3 ...
  24. başak burcu erkeği

    758.
  25. sadıktır, aşık olunacak erkektir, merhametlidir.
    0 ...
  26. sözlük yazarlarının itirafları

    75570.
  27. sürekli hastalanıyorum. çok büyük şeyler değil, ama haftanın 2-3 gününü çeşitli sağlık problemleriyle geçirmekten sıkıldım. en çok da eşimi sürekli benim sağlığımla uğraşmak zorunda bıraktığım için, onu sürekli uykusuz bıraktığım için çok üzülüyorum.yine de çok şükür diyorum. allah çaresiz dert vermesin.
    3 ...
  28. martin lings

    8.
  29. Peygamber aşığı Martin Lings

    12 Mayıs 2005'te kaybettik onu. Bir Perşembe gecesiydi. Sufilerin zikir gecesiydi Perşembe. O gecede Rabbine uyku halinde kavuştu. Martin Lings olarak gelmişti dünyaya, ama Ebubekir Siraceddin olarak veda etmişti. 96 yaşındaydı. Yüzyılın sufisiydi. Ölümünü duyan tüm dünya Müslümanları "inna lillahi ve inna ileyhi raciun!" (Allah'tan geldik, Allah'a döneceğiz!) mesajlarıyla teessürlerini bildirmişlerdi birbirlerine.

    Bir ingiliz'di o. Batılı olarak dünyaya gelmişti, ama Doğulu olmuştu. Köyde doğmuş köyde ölmüştü bir Doğulu gibi. Ömrünün belki son 20 yılını köyde geçirmiş, münzevi bir hayatı tercih etmişti. Ama iki köy arasında birçok durakta oyalanmıştı. Hem Doğu'ya hem Batıya uğrayan duraklardı bunlar. Hem yıldızları hem de şehrin gece ışıklarını seyretmişti bu duraklarda. 1909'da ingiltere'nin Burnage köyünde (Lancashire) Protestan olarak başlayan hayat, 2005'te Londra yakınlarında yine bir köyde Müslüman olarak son bulmuştu. Hem de herkesin kendisinden razı olduğu bir sufi olarak.

    Saflığını kalbinin yüzüne yansımasında okumak mümkündü onun. Adını değil, kalbini ve yüzünü sufi yapmayı tercih etmişti. Tıpkı ikinci isim olarak aldığı "nur saçan" anlamına gelen Siraceddin gibi.

    Melek yüzlü Batılı Müslüman bilge

    Türkler de çok sevdi onu. Hikmet arayışının modern insana bakan yüzünde köşe taşı olan eserleri Türk okurlarının başucu kitabı oldu. Hz. Muhammed'in Hayatı bunlardan sadece biriydi. Yirmiye yakın eser bıraktı geriye. Bilgeliğin mührünü taşıyordu hepsi de.

    Eserlerinin en fazla çevrildiği dil Türkçe'ydi. Türkiye ziyaretlerinin en sonuncusunda, 1996 yılında, istanbul Belediyesi'nin düzenlediği Doğu'dan Batı'dan konferanslarını ihya etmişti. Cemal Reşit Rey tarihi günlerinden birini yaşamıştı o gün. "On Birinci Saatte Müslümanların Görevleri" başlıklı bir konuşma yapıyordu. "Melek yüzlü" bu bilge ihtiyarın sanki ötelerden gelmiş bir edayla yaptığı bu konuşmaya meftun olmuştu yüzlerce insan. Lisanını bilmeseler de lisan-ı halini çok iyi anlıyorlardı. 12 Mayıs 2005 günü, onun Şeb-i Arus gününde, Türk meftunları da "inna lillahi ve inna ileyhi raciun!" demişti onun için gönülden.

    Protestanlıktan sonraki durağı ateizmdi Martin Lings'in. Üniversite'yi Oxford'da ingiliz Edebiyatı bölümünde okumuştu. 1932 yılında mezun oldu. 1935'de Litvanya'ya gitti; Kaunas Üniversitesi'nde Anglo-Sakson ve Orta Çağ ingilizcesi dersi vermeye başladı. Ateistti, ama dünya dinlerine meraklıydı. Bu merakı onu 1938'de 29 yaşında Müslümanlığa taşıdı. Kuzey Afrikalı Müslümanlar vasıtasıyla Şeyh Ahmet el-Alevi eş-Şazelî'nin (ö. 1934) öğretisiyle tanıştı. Onu kendisine rehber edindi; Ebubekir Siraceddin'di artık.

    Ahmet el-Alevi onun hayatını değiştiren adamdı. Yıllar sonra o da hayatını değiştiren adamı Yirminci Yüzyılda Bir Veli (1961) başlıklı bir kitapla ölümsüzleştirdi. 1939'da, 14 yıl ikamet edeceği Mısır'a gitti. Kahire Üniversitesi'nde, Shakespeare üzerine dersler verdi. Shakespeare uzmanlığını daha sonra Shakespeare'in Kutsal Sanatı (1966) başlıklı bir kitapla eserleştirdi. Kasım 2004'te Londra'da verdiği "Sufi or not Sufi" başlıklı konferansta da Shakespeare'in yazılarında tasavvuftan izler taşıyan mistik unsurlar olduğunu savundu.

    1948'de hanımıyla birlikte hacca gitti. 1952'de ingiltere'ye döndü. Yüksek eğitimini Londra Üniversitesi Doğu ve Afrika Araştırmaları Okulu'nda Arap Dili ve Edebiyatı okuyarak devam ettirdi. Daha sonra British Museum'da çalışmaya başladı ve müzede bulunan çoğunlukla da Arapça olan Doğu elyazmalarının katalogunu hazırladı. Emekli oluncaya kadar da British Museum'da çalıştı. Kur'an yazmalarının bulunduğu bölümlerin anahtarları onun elindeydi. British Museum'daki görevi sırasında Londra Merkez Camii'nde sohbet halkaları düzenledi. Birçok ingiliz'i islam'la tanıştırdı. Eserleri Türkçe'ye de çevrilen ve daha çok islam ve insanlığın Kaderi kitabıyla tanınan ingiliz mühtedi Gai Eaton bunlardan birisiydi. Bu sohbet halkaları aynı zamanda Londra'da yaşayan Müslümanların ufuklarını açıcı dersler de içermekteydi.

    Batılılara islam'ın güler yüzünü anlatıyordu

    Gerçek islam'ı tanımak isteyen Batılıların ilk adreslerinden birisiydi Martin Lings. Frithjof Schuon ve Rene Guenon gibi seleflerinin başlattığı "Batılı entelektüelleri tasavvufla buluşturma eylemi"nin belki de günümüzdeki son temsilcisiydi. Ona göre islam'ın güler yüzüydü tasavvuf. What is Sufism? (Tasavvuf Nedir?) başlıklı eseri bir elkitabı oldu ve birçok Batılının kütüphanesini süsledi yıllarca. Doğu'yu ve Batı'yı bilen irfanî bir bakışla modern dünya insanının muhtaç olduğu şeyin ne olduğunu göstermeye çalıştı kendi kültürünün insanlarına. Varlığı anlamak ve anlamlandırmak için yapılmış bir çağrıydı onunkisi: "Ey insanlar! Modern dünya size insanlığınızı, erdemlerinizi kaybettirmesin!" diye başlayan. "Semavî âlem içinizde, arayın bulacaksınız, kapıyı vurun, açılacaktır" dedi ırkdaşlarına. Tabii ki, kapının nasıl vurulacağını da gösterdi. Modern dönemde insanın Allah'la yakınlığını, dolayısıyla da varlığın sırrını kaybettiğini, ama bu sırra vakıf olma kabiliyetini tekrar kazanabileceğini düşündü. Çünkü "her ne kadar biz Allah'tan uzak idiysek de, O bize çok yakındı."

    On Birinci Saat başlığını taşıyan eseri "modern dünyanın bunalımı"nı anlatıyordu. On ikiye ancak bir saat kalmıştı; zaman tükeniyordu. Bir âhir zaman tasviriydi on birinci saat. "Hiç vakit kaybetmeden on birinci saatin sorumluluklarını yerine getirmek zorundaydık. Zamanın sonunda yapılması gereken şey, ölümden sonraki hayatı düşünmek ve ona hazırlık olmalıydı." Ama hiçbir zaman felaket tellallığına soyunmadı. Modern çağın olumsuzluklarını bilgece eleştirilerle dile getirdi. Modern çağın manevi bir hayat imkanı taşıdığını da ikrar etti. Âhir zamanda, yani saat on birden on ikiye doğru yapılacak manevi cehdin fazlasıyla mükafatlandırılacağını düşündü. Hikmeti her yerde aradı. "Hikmet müminin yitiğidir, nerede bulursa alır!" prensibini düşüncesine, eserlerine taşıdı. Zaten on birinci saat temsilini de incil'deki bir darb-ı meselden almıştı.

    Gelenekçi ekolün en önemli temsilcilerinden birisiydi. Ama ataların kendi birikimlerini bize aktarmaları değildi gelenekçilik ona göre. Sadece vahyin muhafaza edilerek gelecek nesillere aktarılmasıydı. Bu nedenle de gelenek, din demekti onun lügatinde. Hakikati geleneksel ekolün öncülleriyle değil, dinin öncülleriyle açıklamaktan çekinmedi. Gelenekçi ekolün bazı mensupları veya Batı'daki bazı sufiler gibi sufizmi başka dinlerin terminolojileriyle sunmaya çalışmadı.

    Tasavvufun Kur'an'a ve Peygamber'e dayandığından son derece emindi. Hucvîrî'den naklettiği şu sözlere kalpten inanmıştı: "Peygamber döneminde tasavvufun adı yoktu, ama kendi vardı. Şimdi ise adı var, kendi yok."

    Ruhun şâd olsun Martin Lings… Şimdi Hakikat'le buluştun… Hakikat yolunda bizlere çok şey öğrettin… Öğrettiklerin için çok teşekkürler…

    Prof. Dr. Ali Köse
    0 ...
  30. tecavüzün osmanlı da yaygın bir gelenek olması

    37.
  31. muhteşem yüzyıl kafasıyla söylenmiş saçma sapan bir cümleden ibarettir.
    1 ...
  32. özlenen dizi karakterleri

    107.
  33. hoşlanılan kızın da sıçıyor olması

    5.
  34. asgari ücret ile geçinilir 800 tl büyük para

    14.
  35. madem 800 tl büyük para o halde neden durmadan sizin maaşlarınız üzerinde "iyileştirmeler" yapılıyor demeden edemiyorum. popsunu koyduğu koltukların rahatlığından,konforun lüksün doruklarında yaşamaktan kafası güzelleşmiş kendisinin besbelli.
    1 ...
  36. türkçe şarkılarda geçen rezalet sözler

    727.
  37. kalbim adalet peşinde
    hem işinde gücünde
    kendi çakrasında.

    serdar ortaç neler kattın, neler düşündürdün şu güzide şarkı sözlerinle bizlere.
    0 ...
  38. nihat hatipoğlu

    333.
  39. hayatımda gördüğüm en hoşgörülü din adamı. soru soran kimseye kızmaz, kimseyi incitmez bizim yok artık böyle de soru mu olur dediğimiz sorulara bile sabırla cevap verir, herkesi en güzel şekilde aydınlatır. dinimize daha da çok bağlanmamızı, daha çok sevmemizi sağlar.
    1 ...
  40. kara çarşaflı kadınların pis koktuğu gerçeği

    15.
  41. dininin gerektirdiklerini elinden geldiğince yerine getirmeye çalışan herkese pislik atma hevesindeki insancık söylemi.
    bütün çarşaflılar dini bütündür demiyorum, onu Allah bilir ancak. ama gerçekten nedenini bilerek giyiyorsa eğer, pis kokması imkansızdır. çünkü günden beş vakit abdest alır, namazını kılar, bütün ibadetlerini elinden geldiğince yerine getirir. ve bu kadar mümin bir insan zaten temizliğin imandan geldiğini elbette bilir, temizliğine de ziyadesiyle özen gösterir.
    0 ...
  42. gs nin şampiyonluğunun o kadar da iplenmemesi

    25.
  43. ne de olsa iyiler hep kazanır. kazanmak artık olağan hale gelmiştir galatasarayımız için. tüm türkiye için de öyle. alışılmıştır bu gerçeğe, bundandır medyada çok geniş yer tutmuyor olması.
    0 ...
  44. suyunuzu nasıl alırsınız

    3.
  45. imla kurallarından habersiz yazarın açmaya çalıştığı ama beceremediği başlık.
    0 ...
  46. elazığ

    178.
  47. misafirperverliğin en güzel örneğini göreceğiniz, canım memleketim .
    1 ...
  48. demet akalın

    1126.
  49. kendini şarkıcı sanan kişilik. hayır bir de haline yaptıklarına ya da yapamadıklarına bakmadan göksel in ödül almış olmasına laf atmaz mı, çıldırmak işten değil. aynı kalitede beste yapsın, playback olmadan şöyle bir kulaklarımızın pasını silsin, bütün ödüller onun olsun. ama onun tek ve en iyi bildiği şey, ben kimim demeden twitter artistliği yapmak, ona buna laf atmak. boş işler kadınısın, üzgünüm.
    0 ...
  50. hoşgeldin mi hoş geldin mi sorunsalı

    6.
  51. doğrusu "hoş geldin" olmalıdır. söylemesem ölürdüm.
    0 ...
  52. kalemle kaset sarmış efsane nesil

    15.
  53. benim de içinde bulunduğum nesildir. güzel günlerdi. öyle değerliydi ki kasetler, sarınca bantları kopacak diye epey uğraşırdık.
    0 ...
  54. nur yerlitaş la bülent ersoy un 10 kg balık yemesi

    4.
  55. şaşılmaması gereken durumdur. zaten o cüsse 10 kg balığı iki dakikada öğüteceklerinden daha fazlası da beklenir.
    0 ...
  56. daha fazla entry yükleniyor...
    © 2025 uludağ sözlük