zorladığım felsefe. yıl olmuş 2012 hala benim gibi imgelerle,şiirlerle derdini anlatmaya çalışan millete zoraki tesadüf yaratan insanlar var. el sallıyorum buradan kendisine ve söylüyorum sorulara cevap vermemek kabalıktır. ve son olarak uzanıp kendi yanaklarımdan öpüyorum iyi geceler.
(bkz: bir tek bana mı oluyor lan?) işteyken insanın başına gelen ilginç,metafiziki olay. örneğin elde dosyalar toplantıya gidiyorsun, koridorda bıkın bıkkın ilerliyorsun bi oda dolusu balık suratlı herifle toplantı yapacaksın,koridor gittikçe karanlıklaşıyor geçenlerde patlayan ampülü değiştirmemişler,az ilerdeki pencerenin ışığına doğru ilerliyorsun hani şu kaloriferin üstündeki yanında kahve makinası olan. mis gibi bir koku aman allahım gözlerini kapatıyorsun birden serinlik çarpıyor yüzüne şıpır şıpır sesler..yağmur yağıyor hem de yaz günü üşüyosun resmen. harika. muhasebeci kız kahve yapıyor kendine camı açtı gitti. niye yaptı toprak kokusunu o da seviyor belki. onunla olsa,olmaz kahvenin dibini dökmek için açmış camı halbuki toprak kokusu için açmış olsa ne kadar farklı olurdu herşey işte o an. dizlerinin üstüne çöküp yere uzanma isteği yorganı başa çekip uyuma istegi tam cenin pozisyonunda.olabildiğince aşagı karanlığa şıpır şıpır. işte böyle birşey tam olarak.
kendinizi kötü hissettiğnizde tüm dünyaya bağırarak sormak istenilen soru. neden ortak zevklerden insanlar karşılaşamıyorlar tanrım neden diye anıra anıra isyan etme hissiyatına sebep oluyor bu cümle. üzücüdür vesselam.
düşkünün dostu prens sebahattin. halen merkez bankası derince anadolu lisesinde görev yapıyor sanırsam koca bir nesile tarihi sevdirmiş adam. birkeresinde ingilizce sınavında bir dakikalığına kapının önüne çıkacağım demişti gülüp çıkmıştı. tabi yokluğunda sınıfta savaş çıkmıştı ama kazanan taraf biz olmuştuk bu kez. **
hayatımda hiç aşık olduğumu sanmıyorum ancak birilerinden hoşlanmış gibi olmuştum ve onların tek bir hareketinin tek bir bakışının günümün harika geçmesini sağladığını hatırlıyorum. fakat aşk, işte o ne kadar muhteşem hissettirir acaba? *
edit:arkadaşım nasıl bir mantık seninkisi benim aşık olmamam nasıl seni gerebilir?
sadece izmitlilerin bildiği felsefik bir yazıdır.öylesine yazılmış bir duvar yazısı gibi görünsede altında yatan derin felsefe gülümsetiyor. ki bunda yazan arkadaşın simple present tense'e hakimiyetinin etkisi büyük. bu da başyapıtımız:http://i.imgur.com/kClAC.jpg http://i.imgur.com/mM5XW.jpg
sadece, etkilenmiş olduğu herkesle çıkmayı saçma bulan kızdır. ruh eşini, onun için yaratılmış özel insan ile tanışmayı bekliyordur. gereksiz drama yaratmak istemeyen kızdır aradın,aramadın,ona baktın,kolunda kıl var,adonisin yok gibi sikko işlere bulaşmayı istemeyen kızdır. nitekim onun için yaratılmış olan, ruhunun tamamlayıcısı olan geldiğinde bunların hiçbir anlamı olmaz. ve bu kız asla seviyorum ama ilişkimizde problemler vardı cümlesini kurmaz. *
benim o. bir kürt olarak asla bu ülkeden toprak istemedim, istemem de. çünkü bu ülke benim de ülkem ben türklüğün kollarından biriyim tıpkı lazlar,çerkesler,abhazalar gibi. fakat pkk'ya olan düşmanlığın kürtlere olan düşmanlığa dönüşmesine tahammül edemiyorum. açtığınız başlıklarda girdiğiniz entrylarda pkk'dan mı kürtlerden mi bahsettiğiniz ayrımını iyi yapmak lazım. zira ayrımcılığı kötüleyelim derken ayrımı yapan oluyorsunuz.
tamamı saçmalık olan düşmanlıktır. böyle bir başlık açmak da ancak bu düşmanlığı destekler. ha ne zaman sözlükteki pkk düşmanlığından bahsedersin bir kürt olarak yanında dururum. *
ben de bir kürtüm fakat toprak istediğim yok. zaten mevcut türkiye cumhuriyetinin topraklarında yaşıyoruz mutlu, mesut. ayrıca da kürtlüğü ayrı bir millet olarak görmüyorum türklüğün bir nevi meshebi sayıyorum. nasıl ki çerkesler ayrı bir millet değilse kürtler de ayrı bir millet değildir. asıl toprak isteyen de kürtler değil zaten.
nişanlısının kalp atışlarını dövme olarak parmağına yaptırmış. tam olarak şöyle nişanlıyla ekg çektirmişler birbirlerinin kalp atışlarını parmaklarına nişan yüzüğü niyetine yapmışlar. **http://www.google.com.tr/...DMf_4QSt8pm5Cg&zoom=1
dün gece kendimle konuştum
ben hep kendime çıkan bir yokuştum
yokuşun başında bir düşman vardı
onu vurmaya gittim kendimle vuruştum. https://galeri.uludagsozluk.com/r/283986/+