- pul,film,müzik koleksiyonu göstermecilik
- beraber film izleyelimcilik
- ben de o konsere çok gitmek istiyorumculuk
- sadece beraber uyumak istiyorumculuk
- bla bla bla
her ankara' ya gidişimde uğramadan dönmediğim mekandır ruhi bey. isterseniz fasıl bölümünde oturup rakı içebilir ya da canlı performans bölümünde çıkan grupları izleyip dans edebilirsiniz. gidilesi, görülesi daha sonrasında da özlenesidir.
" sadri alışık denilen hergele, her filminde ağlardı. o ağladıkça ben de ağlardım. nedenimi bilmez ağlardım. ağladıkça sadri' ye kıl kapar gıcık olurdum. üçüncü şahıs olarak kalışına, hep gidici kadınları sevişine, bu gidiciliklerin bir mecburiyet gibi duruşuna, sadri' nin bu mecburiyetlere giden kişinin özgürlüğü olarak bakıp, ona ihanet etmemek için kendine ihanet edişine..."
1- siyah giyinmek.
2- metalci olmak. metal müzik dinleyen her insan üzerine alınmasın.
3- ayin sırasında bakire bir kızla sevişmek.
4- sonra onu kesmek.
5- bakire bulamazsa kediyle idare etmek.
ırkçılığa, etnik ve dinsel ayrımcılığa karşı sürdürdüğü mücadele ile 2002 nobel barış ödülü'ne aday gösterilmiş, bir kez canlı olarak dinlemeden ölmeyeceğim dediğim 47'si evlatlık olmak üzere 52 çocuk annesi sempatik çingene kadını.
2000 yapımı (bkz: bela tarr) filmi. güneş tutulmasını anlatan mükemmel şiirsellikte bir sahneyle başlar ki geri sarıp tekrar tekrar izlemenize sebep olur. ağır yol alan izlenmesi zor bir film olmasına rağmen etkili sahnelere sahiptir. sonrasında bile insanın içine işlemeye devam eder.
"yazmam gerek." demişti güzel yazar.
"dergiler için ya da kitap olarak basılsın, başkaları okusun diye değil, yaşamın bana haklı ya da haksız öyle gelen saçmalığından, giderek başkalarının yaşamında bulduğum ve bunalımını duyduğum anlamsızlıktan kurtulmam için yazmam gerek."
hiçbir eserini bulamadığım güzide yönetmen. ismail sancak 'ın ıssızlığın ortasında adlı belgeseli dışında geride okan uysaler ile ilgili kayda değer bir şeyin olmaması ne acı.