uzunca yıllar bir halt karıştırmak için mervelere gitmek eylemine sığınan hatunların, artık bu mevzunun toplumca gerçeğinin deşifre olmasıyla birlikte kullanabileceği yeni bahane cümlesidir.
bölgesel olarak isim değişikliği olabilmekle birlikte yaygın kullanım ve yeni trend gizemlere gitmek olacağa benzemektedir.
marjinal fayda hesaplarından uzakta, dibe tırmanışın en kallavi jübilesinde yapılır.
kazanmak ve kaybetmek kavramlarından uzak düşülür.
yolun sonu, aslında başıdır.
bir eve sahip olamayıp barınma ihtiyacını kiralama yöntemiyle halledenlerin bilmesi iyi olabilecek altın kurallardır.
ilk olarak bütçe belirlenmelidir ve maksimum limitlerde en iyisi hedeflenmelidir.
muhite karar verildikten sonra öncelikle sahibinden bir ev aranmalıdır.
burası önemli!
çünkü kendi evini kiralayan ev sahipleri ya eve hiç tadilat yapmayı sevmeyen ya da aşırı titiz tiplerdir. arası yoktur. bu yüzden bir kira bedelini emlakçıya hibe etmek çoğu kez daha iyi bir alternatif olur mecburen.
seçenekleri en aza indirgeyince sırada hissetme mevzusu var.
içine girilen evde bir sıcaklık olmalı ve burada yaşayabilirim diyebilmelisiniz.
sonraları alışmak zor gelebilir.
tamam bu ev olsun dediniz.
sırada ön araştırma yapmak var.
apartman veya siteyse yönetici alt-üst komşu kapısı apartman görevlisi ve varsa dükkan sakinlerinden bina ilgili daire ve muhit hakkında sorular sorun.
tutacağınız dairenin alt kata su akıtması üstten su almasi vs var mı yok mu sorun soruşturun.
önceki kiracıların nasıl kişiler oldukları ne kadar oturdukları gibi bilgilerde işe yarar.
bina kentsel dönüşüme girer mi kac yıllık vb bilgileri mutlaka edinin.
içeride çok fazla tadilatlik iş olmadığından emin olun.
görünenden fazla uğraştıracak cok detay çıkabilir.
bu yüzden mümkün mertebe temiz evleri tercih edin.
pencereler balkonlar su giderleri musluklar prizler mutfak dolapları gibi detayları kiralamadan önce tamamen kontrol edin ve varsa eksikleri o anda tespit edip nasıl bir yol izlenebilir önceden emlakçı vasıtasıyla ev sahibiyle kendiniz muhattap olmadan hallettirmeyi deneyin.
kimse yanaşmıyorsa o evi tutmayın başınız sonradan ağrımasın.
elektrik su dogalgaz gibi tesisat sözleşmelerini muhakkak üzerinize almakta ısrarcı olun. başkası adına olan sözleşmeleri kullanmayın.
kira sözleşmesinde ekstra olarak maddeler belirleyin.
mesela kombi klima siva altı tesisatlar ve sizin müdahaleniz haricinde oluşabilecek durumlar için bunların tamiratı ve masraflarının ev sahibine ait olduğunu sözleşmede muhakkak belirtin.
evi boyalı boyasız nasıl teslim aldığınızı sözleşmede belirtin.
kira ödemelerini banka kanalından yapmakta ısrarcı olun.
taşınma esnasında alt üst yan komşulara birkaç gün evvel tasinacaginizi ve geçici rahatsızlık verebileceğinizi belirtin.
eve taşınmadan kapı kilidini değiştirmeyi unutmayın.
şimdilik tecrübe dahilinde bunlar geldi aklıma.
tasinacaklara yol göstermesi umuduyla.
not: en önemlisi kanımca her kira odemenizde lanetler ediniz ve en kısa sürede bir ev almak için kendi kendinize söz veriniz. *
asgari ücrete 3 kuruş zam yapıldıktan sonra ufak ufak tırtıklama harekatıdır.
nedir yahu kaşıkla verip kepçe ile almak!
zorunlu değil mecburi gibi oldu.
kimbilir nereyi yamayacaksınız tırtıkladığınız gariban kesintileriyle.
allaha havale etmekten başka seçenek yok gibi!
gülmek denilen eylemin bulaşıcı olup olmadığı tartışmalarına somut bir yön veren deneylerdir.
ama görünen o ki, gülmek bulaşıcı bir hastalık gibi.
aşağıdaki video bunu kanıtlar nitelikte sanki.
2015 yılı şubat celbi ile askerlik yapacak olan tayfadır.
23 ocak tarihinde sevk edilecek yerler belli olacak deniliyor.
hadi bakalım, bekliyoruz, bol şans. *
genel özelliklerine bakıldığında ürünün tatmin edici bir yönü var. 4gb dahili hafıza muadillerinin gerisinde kalmıyor. mp3 ve wma formatlı şarkıları okuyabilme, amv formatlı video dosyalarını oynatabilme, jpeg formatlı resim dosyalarını görüntüleyebilme, şarkı sözü görüntüleyebilme, txt formatındaki metinleri gösterebilme ve oyun fonksiyonu gibi özellikler mevcut.
kasası sağlam, bazı mp4 çalarlara nazaran kasasında plastik değil metal aksam bulunmakta. ekran büyüklüğü bu tür bir mp4 çalar için yeterli, 1.8 inç tft ekranın tasarımı da güzel sayılır. https://galeri.uludagsozluk.com/r/598944/+
tuş takımı sade, tercih edilen kasa rengine göre tuş takımının rengi farklılık gösterse de sade ve kolay kullanılabilir bir dizaynı var. tuş takımı biraz kemikli; bu bir yerde iyi olmuş, zira tuş takımı kullanılırken hissetmek daha kolay.
ürünün en büyük dezavantajlarından biri menü geçişlerinin biraz zor ve yavaş oluşu. herhangi bir menüde iken geri dönüş için direk bir tuş yok. menü tuşuna basılı tutarak ana menüye dönebilmek mümkün.
ayrıca şarkı dinleme esnasında şarkı menüsünde ya da farklı bir menüde gezmek maalesef imkansız.
bir diğer dezavantaj ise üründe radyo özelliği mevcut değil. müzik dinleme esnasında hafızadaki müziklerden sıkılıp başka bir şeyler dinlemek istendiğinde radyo fonksiyonunun olmaması bir eksiklik hissettiriyor. gerçi 4 gb hafıza sayesinde epey müzik dosyasını depolayarak bu eksikliği bir nebze olsun aşmak mümkün. *
üründe li-on batarya mevcut, ancak 4 saatlik şarj süresi biraz uzun gibi. farklı ürünlerde bulunan kısa süreli şarj - uzun süreli kullanım özelliği bu üründe mevcut değil; ancak 4 saatlik önerilen şarj süresi ile şarkı dinleme modunda 10, video izleme modunda ise 2 saate kadar ürünü kullanmak mümkün. bu sınıftaki bir ürün için tatmin edici bir veri bence.
boyut olarak pek küçük değil, ancak bu sayede kullanım esnasında elde rahat bir şekilde kavranabiliyor ve kullanım kolaylığı sağlıyor.
tft ekran çok şık olmamış, tasarımı biraz eski; ancak yapılan işlem hakkında ( müzik dinlerken gereken bilgiler, video oynatırken zaman göstergesi vs) yeterli bilgiyi de verebiliyor.
cihazı müzik dinleme modunda kullandığımızda karşımıza farklı ekolayzır modları çıkmakta. tarza göre uygun ekolayzır modunu seçerek daha hassas ses tonu elde etmek mümkün. ses kalitesi iyi sayılır, en azından fiyat-performans olarak kıyaslandığında yeterli dedirtiyor.
video formatında ise bu sınıftaki bir görüntü oynatıcı için yeterli düzeyde bir performans almak mümkün. mobil durumda iken videolarınızı -ekran 1.8 inç olmasına rağmen- izleyerek keyif almanız olası bir durum. şahsen baştan sona bir film izledim ve eğlenceli birkaç saat geçirdim.
sonuç olarak farklı markalar arasında yer alabilecek, ortalama standart seviyesinde bir ürün goldsmart mp4-224.
mp4 başlangıç fiyat basamağında yer alan bu ürün bütçe dahilinde alınabilir; ancak bütçe ayırmada sınır yoksa çok daha tatmin edici rakipleri olduğunu hatırlatmakta fayda var.
risk bölgesi içerisinde bulunan ülkelere giderken ne olur ne olmaz diyerek vurdurulan aşıdır.
aşının 10 yıl kadar koruyucu etkisi bulunmaktadır. risk altındaki ülkelere gidecek olanlardan bu aşıyı vurdurduklarına dair bir de aşı karnesi istenmektedir.
edit: rivayete göre * bu aşıyı olduktan sonra yan etkileri olduğunu duymuştum( halsizlik, kırgınlık, öksürük-aksırık vb.) ve sanırım doğru, aşıyı vurulduktan tam 10 gün sonra kendi kendime, durduk yere hastalandım. bu aşıyı olacakların dikkatine derim!
en güzel hayat olabilecekken bu topraklarda en zor hayat biçimine dönüşen hayattır.
zordur desteksiz ayakta durabilmek buralarda. istisnalar varsa da neye yara ki, can sıkar sadece. şansa talihe küfredersin sadece.
zemin mi engebeli yoksa bacaklarım mı eğri diye dilemmalar hakim olur hayatına insanın.
herkes köşe kaparken şarkılar eşliğinde sigara yakıp izlemek ne kadar haz verir ki insana?
bazen verir, bazen vermez.
kendi kendine yetebilmeyi görürsün, tek karın budur belki de.
ama...
ama yetmez, yeterli olmaz bu his.
sırf bu his için bir ömür feda etmek bünyeye ağır gelir.
üç kuruş para kazanmak için evi terkeder yola düşersin, gideceğin yerin önemi yoktur. iş için, dime. iş için gidersin.
para kazanacaksın, hayatını kazanacaksın bir yerde. hem de torpilsiz. duruşunu bozmadan.
zordur, 1000 tl'nin az biraz üstü bir parayla ay geçireceksin, tek başına!
emeğinin yarısı ev sahibine, faturalara; kalan yarısı markete yol parasına...
sen aç bi aç gezeceksin. tek karın kendi kendine yetebilmektir, dedim ya.
erteler durursun, umudu yitirmeme çabasıda cabası.
yarınların güzelliği çekici gelse de torpilin, desteğin yoktur, olman gereken yere çok uzun yıllar sonra hakkınla gelebilirsin belki.
olman gereken yere gidince dökülmüş saçlar, kalanlarında beyazlar hakim olur. yorgunluk ve bitmişlikte cabası.
ayakta duruşun değişmese de, değişen sen olursun.
bu topraklarda zor yahu...
Gel bak
Yine uykusuz
Yine sebepsiz bitimsiz günlerdeyim
Ben hala sensiz bilinmez yerdeyim
Yine sebepsiz yine kimsesiz çelimsiz düşlerdeyim
Ben hala sensiz bilinmez yerdeyim
Yıkık dökük kırık ıssız hayatlar
Kaybolmuşlar gibi hep geçmişi yoklar
Gölgeler geçer loş ışıklardan
Anlaşmışlar gibi bu derin hüzü saklar
Gel bak
Yine uykusuz
Yine sebepsiz bitimsiz günlerdeyim
Ben hala sensiz bilinmez yerdeyim
Yine sebepsiz yine kimsesiz çelimsiz düşlerdeyim
Ben hala sensiz...
Gel bak
Yine uykusuz
Yine sebepsiz bitimsiz günlerdeyim
Ben hala sensiz bilinmez yerdeyim
Yine sebepsiz yine kimsesiz çelimsiz düşlerdeyim
Ben hala sensiz bilinmez yerdeyim
Yine uykusuz
Yine sebepsiz bitimsiz günlerdeyim
Ben hala sensiz bilinmez yerdeyim
yaşama eylemini yerine getirirken geleceğinin zor bir virajdan geçtiğini anlamaktır.
doğar doğmaz aslında başlar kimileri için bu serüven.
içinde büyüdüğün, değerleriyle seni şekillendiren aile hayat tarafından mimlenmiş bir aileyse...
aklın yetmeye başladığından beri etrafında olan biten sana ve yapına ters geliyorsa...
artık çok geçtir. dünya sana mirasını çoktan vermiş olur.
mirasın; zor hayat!
otoban çizgilerinin teker teker geçtiği ilkesini sığınırsın, nasılsa her şey bir gün düzelecektir. sende rahat ve anlamlı bir hayatın içerisinde yerini alacaksındır.
haberin yok tabi, güçlü güçlü direnirken aklına gelmez "zor bir hayatın olacağı!"
gerisi sıkıntıyla başlayıp sıkıntıyla devam eder.
okuduğun okullar bir işine yaramaz, geçtiğin yollar sana dar gelir, karşına çıkan insanlar çoğunlukla sana taş koyacak insanlar olur.
hayır, hayır, hayır!
bu süreçle devam edersin, kabullenmek kötü; kabullenmek güçsüzlük.
diren, diren ve sadece diren!
kime döksen içini bu cümle ya da ikamesi bir cümleyle oturursun nazik organının üzerine.
hayatta seçenekler hiç bitmez, bitmemelidir de.
sen seçersin, hayat denilen pezevenk en kallavi fahişeleri bulur getirir sana zorla.
attığın adımlar dolanır.
neye el atsan hata sana kalır, şansın yoktur.
zor hayatın varisi olmak gibi zor bir görevin vardır.
yürüyenleri görürsün. geride kaldığını hissettiğinde amerkan film replikleri gelir aklına ve koşarsın.
hay salak! iki nefeste tıkanacaksın. yürürken yürüyenler tarafından geçildin sen!
koşmaya karar verdiğin an, yürüyenleri bile geçemeyeceksin.
sen varissin!
tanrının özel misyonlarının kobayı olarak, kadere karşı durman neyi değiştirir ki?
the black keys'in söylediği hoş tınılarla devam eden ve içindeki uyumla öyle sakince durup bir dinlenesi şarkı.
sözleri şöyledir:
Never gonna give you up
No matter how you treat me
Never gonna give you up
So don't you think of leavin'
Girl, you treat me bad
And I know why
I've seen you runnin' around
With another guy
And you think if you hurt me
That I'll go away
But, I've made up my mind that
I'm here to stay
Never gonna give you up
No matter how you treat me
Never gonna give you up
So don't you think of leavin'
Baby, don't you understand
What you're doing to the man?
Do you see these tears
In my eyes?
Ain't no use in me lyin'
Cause I really cried
You think you're gonna take me
And put me on the shelf
I'd rather die
Than see you with somebody else
Never gonna give you up
No matter how you treat me
Never gonna give you up
So don't you think of leavin'
Baby, don't you understand
What you're doing to the man?
My friends all say
That I'm your fool
And you're using me like
A carpenter uses a tool
I know their intentions
Are all very good
Some of them would help me
If they could
Never gonna give you up
No matter how you treat me
Never gonna give you up
So don't you think of leavin'
Baby, don't you understand
What you're doing to the man?
Never gonna give you up
No matter how you treat me
Never gonna give you up
So don't you think of leavin'
Never gonna give you up
No matter how you treat me
Never gonna give you up
So don't you think of leavin'
- yer yer kümelenmiş tatangalara alışın.
- çark caddesinde çok dolaşacaksınız, her yeri bir çırpıda keşfetmeyin.
- hafız, reizzzz gibi seslenme türlerine alışın.
- tavuk iskender denilen güzel kebap türünü deneyin.
- katlı pazar vardır garın karşısında, oraya takılın; balıkları fena değildir.
- orman park vardır, arada takılabilirsiniz, fena değildir.
- çarşı içerisinde kitap başta olmak üzere hafif elektronik ürünleri, çeşitli dükkanları çarkın dış taraflarına kalan cadde-sokak aralarında bulabilirsiniz.
- öğrenciyseniz serdivan adındaki bölgede ev tutabilirsiniz, kiralar şuan ne düzeyde bilmiyorum ancak, bol bol gezin, ağırlık öğrenci milleti neredeyse o civarı tercih edin, daha rahat yaşarsınız.
- öğrencilerin sık takıldığı cafeler çark caddesi üzerindeki yan sokaklara dağılmıştır, deneyip hoşunuza giden yere çakılın.
- alkol olayı bir zamanlar çok rahat olmuyordu; şuan net durumu bilmiyorum ancak bira vs içmek için bazı mekanlar bulunmakta, arayıp tam yerlerini bulabilirsiniz.
nikah masasında bir süre bekleme yapıp gerekli işlemlerin yapılması neticesinde gidildiği söylenilen bir ev türüdür.
giriş ve çıkışlar izine tabi olup, girerkende çıkarkende cübbe giymiş bir adamdan izin almak gereklidir.
pat diye girebilirsin, ama pat diye çıkamazsın bu evden. ciddi bir müessesedir. şakası yoktur. *
ayrı bir karizması olan şarap içkisinin içilmesi esnasında içte hissedilenler, geçenlerdir.
şarap kaliteliyse ayrı bir hissiyatla, yok değilse yine bambaşka bir duyguyla içilir.
içilen mekan , mevsim, eşlik edenlerin sayısı, o anki psikoloji gibi pek çok etmen hissedilenler üzerinde etkilidir.
mesela salaş bir yerde, hele soğuk havada sahilde kayalıklarda ya da boş bir kayığın içinde içiliyorsa, dertlerden duvarlar varken etrafında, gevşetir şarap, biraz da boşverdirir. her içki gibi, ama her içkiden ayrı bir sakinlik sunar.
lüks bir mekanda, şık kıyafetler içinde, kaliteli bir şarap içerken, içinde yaşayıp keyif aldığın bir hayat tarzını hissettirir şarap.
yalnız başına içerken sarhoş olduğunu çok sonraları anlar insan, içtikçe içersin; sarhoş olana kadar içersin; sarhoş olduktan sonra gene içersin. ve dudaklarda uyuşma yaratır, peltek konuşmalar, ağızdaki o keskin şarap tadı, buruk ama tatlı bir hissiyat bırakır dilde.
ve romantizme eşlik eder şarap, sevgiliyle içilirken ayrı bir hava katar ortama, o tatlı uyuşma dudakların birleşmesiyle bambaşka dünyalar sunar.
unutulmamalıdır ki, bir şarap sadece içki değil; duruşu ve karizması olan bir varlıktır.
yolda ilerlerken hem sürücünün hem yayaların bilmesi ve uygulaması birçok açıdan kolaylıklar sağlayan raconlardır.
kültürden kültüre, ülkeden ülkeye değişir bu raconlar. *
mesela türkiye için bakarsak pek çok örneklerini görebiliriz.
düşün ki bir sürücü aracını yanaştırıyor, zar zor daracık bir yere par etmeye çalışıyor. sen de ordan geçiyorsun, hemen adama "gel gelll gellll, sağa topla, topla gelll,,hooopp tamam!" dersin ve üzerine düşeni yaparsın.
yayalara yol verirsin, sana yol vereni,öncelik tanıyana filan korna çalar teşekkür edersin, kamyoncuysan ve arkandaki ufak araç seni sollamakta zorlanıyorsa yolu gözetlersin, müsaitse yol şayet, sol sinyali birkaç kere yakar söndürürsün kısa aralıklarla ve adamın seni sorunsuzca sollamasını sağlarsın vs...
dunyanin icinde bulundugu yil olan 2012den 70 yil sonraki yildir. 2012 yilindan gelipte bos bulabildigim biryilin basligidir ayni zamanda.
baslik parselleme olayinin bu yila kadar dayanmasi ciddi bir calisma oldu, allah sizi inandirsin ey gelecek nesil, tek tek yillarin basliklarindan buraya kadar geldim.
gorun iste ne incik boncuk islerle ugrasiyoruz. *
muhtemelen bu tarihte yasamiyor olacagim, yok yok abi, kesin olmus olacagim bir yil bu.
ama yinede bu yilda sozluk var olursa, zall dostumuzun torunlari filan sozlugu kelepire satip paralari yemek icin amerikaya gitmezse buralari okuyan nesillere selam olsun.
akilli olun oglum akilli!
olmeyecek gibi yasamayin, bak biz bu basligi doldururken cilginlar gibi yasiyorduk, genctik, saclarimiz simsiyahti, tek bir beyaz bile yoktu.
ee, simdi noldu? siz burayi okuyorsunuz, biz toprak altinda, ya da bilmem nerde takiliyoruz.
