eşini hamile bırakınca "erkek olacak benim oğlum" diye gururlanan ve kız çocuğu olacağı haberini alınca eşini döven erkekten katbekat daha delikanlı kızdır.
- son bölümde hayranı oldukları bihter ziyagil'in ölümünü kabullenemeyen bir grup dizi izleyicisi, aşk ı memnu'nun yazarı olduğunu öğrendikleri halit ziya uşaklıgil adlı şahısa olan tepkilerini göstermek amacıyla kanal binasını bastı. oldukça alkollü olduğu belirlenen saldırganlar, halit ziya uşaklıgil'in 1945'te vefat ettiğini öğrenince tepkilerini koridordaki su makinesine yönelttiler.
zaytung'a final bölümü hakkında "final gecesi yurt çapında olaylı geçti" başlığı altında alay malzemesi olmuş dizidir.
- son bölümde hayranı oldukları bihter ziyagil'in ölümünü kabullenemeyen bir grup dizi izleyicisi, aşk ı memnu'nun yazarı olduğunu öğrendikleri halit ziya uşaklıgil adlı şahısa olan tepkilerini göstermek amacıyla kanal binasını bastı. oldukça alkollü olduğu belirlenen saldırganlar, halit ziya uşaklıgil'in 1945'te vefat ettiğini öğrenince tepkilerini koridordaki su makinesine yönelttiler.
aşk ı memnu'nun final bölümüyle ilgili yazdığı bu yorumla ben dahil birçok insanı yarmaktan kırıp geçmiştir. *
son ses finalini izlediğim için bana küfreden bütün apartman komşularıma saygılarımı ve sevgilerimi sunarak söze başlıyorum.
lan bihter naptın sen? adnan tam behlül'e "sen oğlumdun, oğlumdun sen" dediği sahnede tetiği çektin. yüreğime indi lan!
abi o kadar benimsetmişler ki diziyi. neyse, diziyi allah'tan ailecek izlemedik. * behlül'e de uyuz oldum. lan olm "ben hep, ben hep" diyorsun. bihter'in mezarında bile "ben hep seni sevdim" diyemiyorsun kıza. yuh ulan sana!
firdevs hanım desen, kızının ölmesine dayanamayıp sen felç geçir, sonra 2 gün sonra viyana'da evlenme planları yaptığı adam onu yüz üstü bırakıp gitsin. olacak şey değil...
nihal desen, hasta rolü yapmayı bile beceremiyor. bırak kızım sen bu işleri, senden oyuncu falan olmaz! bi de dizinin son sahnesinde güya babasıyla matmazel'i yalnız bırakıcam ayaklarında "arka koltuk daha rahat" gibi bir beyenatta bulunuyor. fesupanallah!
özetle, böyle bitti be azizim... he unutmadan, bihter seni bulacam olm!
vatan uğruna genç yaşta hayatını kaybeden fidanları gördüğümüzdeki duyduğumuz üzüntüdür. gönül ister ki, 1 şehit dahi vermeden vatanımızı bölücü kesimli insanlardan temizleyelim..
vatan uğruna şehit olan bütün asker ve vatandaşın mekanı cennet olsun inşallah...
birisi insanlara sevimli görünerek yemeğini önüne getirtir, birisi ise çalışmadan ve alnının teri olmadan kolay kolay ekmek bulamaz...
he unutmadan, bu kediler arasında bir de 2 elli 2 ayaklıları mevcuttur ki onlar da günün bazı anlarını sözlüğün içine sıçarak vakit öldürür ve dikkat çekmeye çalışırlar.
böyle adliyenin kapısından çıktığı anda cübbesi ve peleriniyle birlikte türkiye'ye adaleti getiren bir avukat. **
vuhuuuuuuuuu, bu tahmin ettiğimden de daha heyecanlı bir şeymiş...
ilkokulda elif diye bir sıra arkadaşım vardı. paso kalemlerimi çalardı, sesimi çıkartmazdım. bi gün hesap falan yaptım ve oturdum ciddi ciddi mektup yazdım.
"kalemlerimi geri istiyorum" başlığı da mektubumun hitap cümlesiydi.
"sevgili elif, biliyorum hep biz kavga ediyoruz hatta bazen sıraları ayırıyoruz. ama sen hiç sordun mu, bu uyuzlukları sana niye yapıyorum diye? sormadın tabi. dur ben anlatayım. öğretmenimiz bizi hep konuşuyoruz diye ayırırdı çok konuşuyoruz diye. sen de benden çaldığın 4 bolero 65 rotring kalemlerle arka sıradan sırtıma uç batırırdın. biliyorsun her insan hata yapar ama ben çok sıkıldım bu durumdan. yani illa mı annemi çağırayım, elif böyle böyle yapıyor diye.."
şimdi hatırladım da, ne günlerdi be. 4 bolero 65 rotring kalemi saymak da ayrı bir çocukluk salaklığıydı işte. *
tatlı sert adlı programına ya aşırı psikopat ya da aşırı serseri olan tipleri misafir diye konuk eden bayan gazeteci.
programıyla ilgili olarak bir şey söylemek gerekirse, valla tatlı anına şu zamana kadar ben denk gelmedim. genelde sert kısmı ağır basmakla beraber, nerde kavga etmeyi seven ve hararetli şekilde çene çalan tipler, hepsini toplamış gelmiş gibi gözüküyor.
1. saniye: gözlerim mi yanlış görüyor, yoksa bu o mu? hayır kesinlikle o değil, dur ben bi yolumu değiştireyim.. 2. saniye: ulan hayal mayal görmüyorum, vallaha o.. 3. saniye: dur ben şuna bir selam vereyim! 4. saniye: lan bi dakika, ya beni tanımazsa? terslerse, sen nerden çıktın falan diye? 5. saniye: yav yürü git sen, adam gibi muhabbet edeceksin niye terslesin ki? 6. saniye: yanında başka biri var mı acaba? ya birini bekliyorsa.. o zaman harbiden sıçtın olm. 7. saniye: banane lan! bi selam vermenin, bi hatır sormanın da hesabı mı olurmuş? gidiyorum işte. 8. saniye: du du du bi dakika olm, yanına gidince laf lafı açıcak.. selam naber faslından sonra ne diyeceksin? sonra çocuğun karşısında mal gibi kekeleme lan! 9. saniye: ne olacaksa olsun artık ya.. yemeyecek ya beni onunla konuştum diye?!
10. saniye: karşıdan gelen eski sevgili yanına gitmekte kararsız kalan sevgiliyi farkeder ve yanına yaklaşır. tam o sırada gözbebeklerinin içine mutlulukla koşan 2 eski sevgilinin huzurunu bozan eski sevgilinin yeni sevgilisi anın içine eder.
9 saniye boyunca konuşmakta kararsız kalan eski sevgili ise ardına bile bakmadan çeker gider...
-kazım abi ha bunun bi derdi var herhal?
-ben anladum onun derdini..
gülbeyaz'da böyle başlardı senin resitalin.. ve yine senin şarkılarınla anlam bulurdu hoş sohbetleri... kazım abi şimdi bizim de bir derdimiz var.. böyle desem yine çalar mıydın karşıya çifte çamlar'ı be abi..