ah min-el aşk ve minel garaib.
ne gelirse aşktan ve garaiblikten (gariplikten)
derle ki bu sözü yaşamayan anlayamazmış onun için telaffuzu imkansız, anlaşılması yaşanmadan imkansızdır onu. aşka ve garipliğe düşünlere selam olsun.
inanılmaz derecede kadınlara saygılı ve çocuklara ilgili bir adammış kendisi. çöküş filminde de gördüğümüz üzere bayanların yanında gayet kibar, beyefendi bir insan. tarih bize hissettirdiklerinden çok ama çok farklı.
saniyeler içerisinde aşıırı derecede ruhsal değişiklik yaşayan insanların hastalığı. bu hastalık belli bir süre sonra tedavi edilmezse paronoyaya ya da şizofreniye çevirmektedir kendisini.
2 büyük rakı içeyim ama sarhoş olmayayım demek kadar anlamsız, olanaksız bir cümle neden derseniz her aşk bir yara izidir ve hiç bir yara sana kendini unutturmaz mutlaka bir yerde izleri vardır.
Fakat, Allah kahretsin, insan anlatmak istiyor albayım; böyle budalaca bir özleme kapılıyor. bir yandan da hiç konuşmak istemiyor. Tıpkı oyunlardaki gibi çelişik duyguların altında eziliyor. Fakat benim de sevmeye hakkım yok mu albayım?
-Yok.
Peki albayım. Ben de susarım o zaman. Gecekondumda oturur, anlaşılmayı beklerim. Fakat albayım, adresimi bilmeden beni nasıl bulup anlayacaklar? sorarım size: "Nasıl?" kim bilecek benim insanlardan kaçtığımı? Ben ölmek istiyorum sayın albayım, ölmek. Bir yandan da göz ucuyla ölümümün nasıl karşılanacağını seyretmek istiyorum. Tehlikeli oyunlar oynamak istiyor insan, bir yandan da kılına zarar gelsin istemiyor. Küçük oyunlar istemiyorum albayım.
Kelimeler... Kelimeler albayım, bazı anlamlara gelmiyor.