Raid max gibi evsel ürünlerin yanı sıra tarımsal ilaçların içinde de bulunuyor cypermethrin. Bu sevgili bileşenimiz böceklerle temas halinde anında öldürücü etkiye sahip.
Birkaç gündür çok haşır neşirdim o yüzden uyarma gereği duyuyorum. Kendisi fiziki temas halinde nörotoksik etki yapıyor. Parmağım yaklaşık yarım saattir yanma ve iğne batırma hissiyle baş başa. Böcek ilacı diyip geçmeyiniz, fiziki temas halinde derhal el yıkayınız, solumayınız. Bir süre temas ederseniz mutlaka doktora başvurunuz.
istediğim papatya küresi internetteki görselle alakasız tam bir kabustu. Üstelik 80 adet olması gereken çiçek sayısı 30 küsür. Hayır siz çalmanın adabı nedir onu da mı bilmiyorsunuz? Hadi çaldınız 50 tane çiçek bari bir de kalan 30 tanenin içinden geçmeseydiniz. Özel günlerde böyle şeylerin hiç telafisi olmuyor zira.
Birbirimizi kaybedişimize viserion’un düşüşü kadar üzüldüm. Entrylerinin silinmesine tevratın kayboluşu, mesajlarının yok olmasına incillerin toplatılıp yakılması kadar... yazdım ilk beş harfe, yeni bir din kuralım.
“Kahin” dedim “şeytani birşey! –kahin yine de, kuş ya da iblis”
Kışkırtıcı mıydı yoksa bir fırtına mı seni bu sahile atan
Kimsesiz ama gözüpek – bu afsunlu çöl toprağında
Bu perili evde—bana gerçeği söyle, yalvarıyorum
Var mı – günahların ilacı? Söyle bana–söyle, yalvarıyorum
Dedi kuzgun “Hiçbir zaman”
“Kahin” dedim “şeytani birşey! –kahin yine de, kuş ya da iblis”
Üstümüzde kıvrılan gökler ve yücelttiğimiz Tanrı adına
Söyle bu hüzünlü ruh, uzaktaki cennette, sarılabilecek mi
Meleklerin Lenore adını verdiği kutsal bir bakireye
Meleklerin Lenore dediği o eşsiz, nurlu bakireye
Dedi kuzgun “Hiçbir zaman”
“Bu söz ayrılık imimiz olsun ey kuş, ya da iblis”
“Dön artık fırtınaya, ve cehennemi kıyılara,
Söylediğin yalana nişan tek tüy bırakma.
Yalnızlığıma dokunma, terket o büstü,
Çek gaganı kalbimden, çek suretini kapımdan”
Dedi kuzgun “Hiçbir zaman”
Uçmuyor kuzgun, oturuyor orada, hala orada
Oda kapımın üzerindeki o süzgün büstte
Rüya gören bir iblisin bakışı gözlerinde
Gölgesi akıyor zemine yüksekteki lambadan
Ve bu gölgeden, yerde uzanmış yatan,
Yükselecek mi ruhum? – “hiçbir zaman”
Günaydın greaw. Hala sabahların sancısıyla, doğan güneşin bile yaramadığı karanlıklarla boğuşuyor musun? günaydın, gün asla aydın olmayacak, duvara astığın gölgeler asla canlanmayacak.
Mrb greaw, nam-ı diğer diğer sahip olduğun nickler. Nerelerdesin? Kim olursan ol yine de gel tm mı? Bekliyoruz seni 2 kişi. En azından kitaplarını. Gel de Ağaçkakan konserine gidek. Onur yürüyüşüne phoebe ile gidilebilir, yani ben. Sadece yürümek için yani.
Avm’lerdeki o salak mağazalar kadar bile olamayan; basiretsiz, alçak dolandırıcı bir marka.
Açılmamış 0 ürün diye sattıkları s2 tableti içinde 1 yıl öncesi zamana kadar mağaza içinden fotoğraf video oyun vs olan teşhir ürününü iade etmemiz üzerinden 4 ay geçmesine rağmen hala bir geri ödeme yapmayan amcık firma. Görüşmediğimiz yer kalmadı. ihtar vs çekildi. Dava açacağız.
tanrının içi parçalanır mı bilmiyorum. duyguları var mıdır? varsa bu düpedüz bir kusur değil midir? karşımızda olsa bakar mı gözlerimize? bakışlarıyla anlatır mı bir şeyler?
yalnızca hiçliğin mükemmeliğine inanıyorum zira tanrı eğer gerçek bir tanrı olsaydı daha iyi işler çıkarabilirdi. Her şeyi yok etmek gibi. Nihilistim belki allah allah uzatmayın..
1. önerme: ''tanrı, en mükemmel olmayı gerektirir.''
2. önerme: ''mükemmel olmak, hiç var olmamayı gerektirir.''
3. önerme: ''o halde tanrı ya yoktur, ya da o kadar da tanrı değildir.''
Zira o anlamsız kalabalıktan oluşan boşluğa itelenen insan yıllarca düşünüp taşınıp kendisine tanrısından ayrı bir kargaşa yaratmıştır. Orda ne tanrı, ne de tanrıya bir kelime vardır.