"dik duran (!) adam"ın takipçilerinin elbette çoktan unuttuğu gerçektir. onlar için önemli olan rte'nin son dediğidir, öncekiyle çelişiyorsa öncekini hafızalarından silerler.
ne yazık ki çevirilerini beğenmediğim çevirmendir. "iyinin ve kötünün ötesinde"de rastgele kelimelerde harfler arasına boşluk koyarak yazmış, rastgele yerlere ara cümle içinde ara cümleler yerleştirmiştir. almanca orijinalini bilemem, ama cambridge yayınları tarafından çevrilen ingilizce versiyonunda devrik cümle bile yokken ve gayet de anlaşılırken türkçesi tamamen devrik cümlelerle doludur.
almancaya hakim olabilir, ama türkçeye olmadığı aşikârdır.
cidden şaşırtandır. elimde istatistiki bilgiler yok ama götümden başlık sallayınca bile ulu'da bulabiliyorum. ekşi'den daha fazla başlık olması gayet olasıdır. 264 başlığı sadece ben açmışım, ki genelde yaratıcı birisi değilimdir.
tatili önceden planlamıştık iptal edilebilecek bir şey değildi.
edit: aski yarın gelip sayacı değiştirecek, sıkıntı sayaçtaysa fatura da silinecek ama değilse taksitlendirebiliyoruz sadece.
ursula k. le guin'in "mülksüzler" romanındaki kapitalist, günümüz dünyasına benzeyen Dünya. Müthiş bir zenginliğe sahip olmasına rağmen bir distopya olarak resmedilmiştir romanda.
nasıl bir ilişkisi olduğu bilinmeyendir. akp önce "sen kimsin ya?!" der, söver sayar, daha sonra avrupa ona siktiri çekince mağduru oynar "bizi almak istemiyorlar, bu çok üzücü" tarzı yorumlar yaparlar.
şu şekildedir: “Adil olmayan bir seçim ortamında, Türkiye nüfusu az bir farkla Erdoğan’a denetimsiz yetki verecek, otoriter bir sisteme uygun olan anayasa paketine destek verdi. Bu ülkenin kuvvetler ayrılığına saygı duymayan, hiçbir denetim mekanizması bulunmayan bir anayasayla Avrupa Birliği’ne katılamayacağı açık. Eğer paket değiştirilmeden uygulanırsa, bu durum Avrupa Birliği’yle müzakerelerin askıya alınmasına yol açacaktır.”
“Erdoğan’ın otokratik tavrı Türkiye toplumunu derinden kutuplaştırdı ve ekonomiye zarar verdi. Bazı AB liderlerine yönelik Nazi suçlamaları, Türkiye’nin siyasi bir ortak olarak inandırıcılığına ciddi zarar verdi."
"Türkiye'nin neredeyse yarısı ‘HAYIR’ dedi, adil seçim olsaydı neler yaşanacağını hayal edin."
"Türkiye’de demokrasi ve temel haklar için savaşan herkesin yanında olmaya devam edeceğim. Bugünkü sonuçlar, Türkiye’de Avrupa değerlerini paylaşan ve ülkeleri için farklı bir gelecek seçen milyonlarca kişi olduğunu gösteriyor. AB, onların yüzüne kapıları hiçbir zaman kapatmamalı."
dünkü referandum yorumunun "büyük bir başarı" olmasından çıkarılacak olan sonuçtur. lan mhp azıcık etki etmemiş evet'e, hatta kürt oylarını kötü etkilemiş sen hala başarıdan söz ediyorsun.
o kadar da gerekli olmadığının onlarca kanıtından birisidir. madem bu kadar önemli, devletin bekasını ilgilendiren bir şey niye yürürlüğe girmesi için 2 yıl bekleniyor?
akp'nin sloganlarında görülen "güçlü meclis" ile kastedilendir. Meclisin yetkilerini azalıyor, milletvekilini artıyor, denetleme gücü azalıyor, ama bunu "meclisi güçlendireceğiz", "meclis bakanları denetleyecek" diyerek lanse ediyorlar.
meclisimiz güçlenmesini istemeyen avrupa da kıskanıyor tabi.