karacay cerkes
0 (düz adam)
on birinci nesil yazar 40 takipçi 494.50 ulupuan
entryleri
oylamalar
medya
takip

    bedelli askerliğin 31 bin 343 tl olması

    15.
  1. uğur mumcu

    832.
  2. “Çok okuyorum, yazdığımdan daha çok okuyorum. Bizde gazetecilerin çoğu okumaz. Daha çok kendi yazdıklarını okurlar. Ben her konuda araştırma yanlısıyım.”
    (Uğur Mumcu)
    3 ...
  3. mclaren mclextreme

    1.
  4. Çocukluğumuzdan beri, önce yarışlarını hep videolardan izlediğimiz "Ayrton Senna- Alain Prost- Nigel Mansell- Keke Rosberg- Niki Lauda" gibi isimlerle başlayan ve "Schumacher- Hakkinen" ginbi efsaneler ile televizyona taşıdığımız Formula 1 tutkumuz gelecekte bambaşka bir yola evrilmeye hazırlanıyor.

    Mclaren Motor Sports, 2050 yılı için hazırladığı vizyon tanıtımında bu yola ışık tutuyor. Güçlü elektrikli motorlar, şekil değiştiren aerodinamik yapılar, yapay zeka destekli yardımcı pilotlar, fütüristik pistler derken McLaren ekibi “MCLExtreme” adını verdikleri bir konsept oluşturduklarını resmen açıkladılar.

    Kablosuz şarj edilebilen arabalar, yaklaşık 500 km/saat e ulaşabilecek hızlar, kendini tamir etme yeteneğine sahip nano-materyallerden oluşan lastikler, transformers arabalar (ŞekilDeğiştirme Yeteneği: Araçlar virajlarda kendini genişletip yere daha sağlam basacak F1 araçları, düzlüğe çıktığında yapısını daraltacak ve rüzgara karşı direncini azaltıp daha hızlı yol alabilecek.), Avatar araçlar (Araçlar ile pilotlar arasında sinirsel bir bağ kurulacak, duygu durumu araç tarafından sürekli bir veri olarak aktarılacak, kızgın ise araçta belli bir bölüm kırmızı olacak, sakin ve iyi ise yeşil), yapay zeka destekli yardımcı pilotlar (sürücünün tercihlerini, önceliklerini öğrenebilen ve fiziksel ve duygusal durumunu takip eden yapay zeka, gerçek zamanlı stratejiler geliştirip, sürücünün başlığındaki holografik ekrana yansıtacak)
    0 ...
  5. yapay zeka

    110.
  6. Dünya Bankası yayınladığı “işin Değişen Doğası” adlı raporda “Yapay Zekanın işlerimizi elimizden alacağında dair kesin bir bulgu yok. En azından şimdilik” diyor. Tabi uyarmaktan da geri kalmıyor; yaşanan dönüşüm çok büyük ve ayakta kalmak için belirli stratejiler gerekiyor.

    Makineler pek çok işi bizden daha hızlı, daha verimli, hatta daha kaliteli şekilde yapabiliyor. Üstelik maliyetler de düşüyor. Robotlar yorulmuyor, hasta olmuyor, ara vermiyor. Tabi burada donanımsız ve işleri sürekli öteleyebileceğini bilen insanlar da ister istemez "iş Kaygısı" dediğimiz durumu yaşamaya başlıyor.

    Tabi baktığınızda dünya aynı görüş çatısında toplanmıyor. Kimi işssizlik tehdidi derken kimi "Hayır" diyor.. Ama birleşilen bir nokta var ki gerçekten değişmeyen tek şey değişimin kendisi. Büyük bir hızla yaşanan bu değişime ayak uyduramayanların da var olamayacağı çok net olarak karşımıza çıkıyor.

    Rapora göre aslında değişim net. Global çapta endüstriyel işlerde büyük bir dönüşüm var. Rutin işlerde kayıplar yaşanıyor. Ama yeni nesil teknolojiler yepyeni çalışma alanları da yaratıyor. Tıpkı daha önceki dönemlerde de yaşandığı gibi.

    Hatta Dünya Bankası Baş Ekonomisti Koujianou Goldberg, Bloomberg’e verdiği bir röportajda endişelerin yersiz olduğunu belirterek şöyle diyor;

    “Bu dördüncü sanayi devrimi. Daha önce üç tane geçirdik ve hepsinde ayakta kalmayı başardık. Makinelerin insanları tamamen elimine etmesi mümkün değil, eninde sonunda duruma adapte oluyoruz.”

    Geleceğin neslini yetiştirmek için, her an her yerde mevcut ezber bilgilere değil, yeni nesil becerilere odaklanmak gerekiyor. Daha bilişsel ve duysal beceriler öne çıkıyor.

    Bu noktada raporu yazan ekibin çok kilit bir uyarısı var; “Önümüzdeki dönemde insana yatırım yapmayan ülkeler çok ciddi ekonomik sorunlarla karşı karşıya kalacaklar.”

    Teknoloji ile savaşmak yerine, onu kullanarak "nasıl daha verimli ve üretken olunabilir?" minvalinde düşünmek en mantıklısı gibi duruyor.
    0 ...
  7. milli piyango

    159.
  8. 2019'da Piyango Niye Bize Çıkmadı?

    Şaibesi vardır yoktur bilemem. Günahı vebali yapanın boynuna. Fakat matematiksel açıdan size niye çıkmadığını basitçe anlatmaya çalışabilirim...

    Şimdi öncelikle amorti için şansınıza bakalım. Biliyorsunuz son 2 rakama göre amorti veriliyor. elimizde 10 seçenek var. Buradan 2 tane seçiliyor. Amorti şansınız "2/10" dan %20 dir.

    Büyük ikramiye için ise: 7 hane, 10 farklı rakam seçeneği. Büyük ikramiye çıkma olasılığı, 10 rakam 7 hanede istediğimiz gibi seçilebileceği için "10^7" olur. Yani 10 milyon da bir olasılık var...

    Toplam ikramiye: 390.000.000 TL
    Şimdi bilet arkasında bir ifade var "Bir Bilete birden fazla ikramiye çıkarsa, büyük olan ikramiye tutarı ödenir." deniyor.
    Amortiler için 10 milyon bilette 2 milyon kişiye amorti çıkacak. Bu amortilerin yaklaşık 10 da 1' i daha üyük ödül sahiplerine çıktığından dağıtılmayacak... Toplam 200.000 bilet geçersiz amorti bakımından...

    390 Milyon- (70X200 Bin)= 376 Milyon TL kalıyor..

    Diğer mükerrer ikramiyeler ile birlikte de elimizde yaklaşık 370 Milyona yakın bir ikramiye kalıyor...

    Buna göre bir biletten ortalama kazancı hesaplayalım...

    Kazanç yaklaşık 37 TL... Bilete ödenen fiyat ise "70 TL" (Tam Bilet)..

    37- 70 TL= - 33 TL (Yani Bir Tam Biletten Zarar etmeniz beklenmektedir.) Tabi bu -33 TL herkese eşit olarak dağılmıyor..

    Çeyrek Bilette ise yaklaşık olarak -8.5 TL zararınız var. Tam bilete göre kendinizi 25 TL karda bile görebilirsiniz *
    0 ...
  9. dünya bir gezegen değildir evrenin tabanıdır

    1.
  10. Hayatım boyunca bu kadar bilimsel başka bir iddia duymadım. Aydınlandım gerçekten. Özellikle ampül gezegenler kısmı çığı açıcı.
    1 ...
  11. yapay zeka 2018 yıllık raporu

    1.
  12. yapay zeka 2018 yıllık raporu, geçmiş dönem raporuna (ilk defa 2017 yılında yayınlandı) göre daha küresel ölçekte hazırlanan ve sektör anlamında bütünü kapsayan bir bakış açısı ile hazırlanmış bir rapor. bu yönüyle tüm dünyada var olan yapay zeka çalışmaları hem kamu, hem akademik hem de icracı sektörel faaliyetler kapsamında incelenerek detaylı bir sunum hazırlanmış.

    "data: volume of activity and technical performance" kısmı yukarıda bahsettiğim kamu- özel sektör ve akademinin yapay zeka çalışmalarına nasıl katıldığı ve ne tür gelişmelerin yaşandığını anlatıyor.

    2. kısım daha çok çığı açan yapay zeka çalışmaları üzerine indirgenmiş. prostat kanserini %70 oranında tahmin edebvilen google yapay zekası, libratus (pokerci), ıbm watson,çince ingilizce çeviri yapan algoritma vb. den tutun, deep blue' ya kadar hepsi burada irdelenmiş.

    3. kısım daha çok uzmanların tartıştığı bölüm. eksikler, ileriye dönük yol haritaları vs.

    elsevier scopus veri tabanındaki yapay zeka makaleleri 1996'dan beri 8 kat artarken, bilgisayar bilimleri makaleleri aynı zaman diliminde 6 kat artmış (şekil 1). şekil 2. avrupa her dönemde en yüksek yayın yapan bölge iken, 2007–2017 yılları arasında çin’de ki akademik yayın sayısının %150 arttığı görülüyor. çin’de görülen bu artışın sebebi ulusal bilim ve teknoloji geliştirme (orta ve uzun dönemli) programı ve yapay zeka için fon sağlayan çeşitli teşvik politikaları.

    benim çalışma alanım olan "yapay sinir ağları" hususunda ise 2014–2017 yılları arasında bilimsel yayınların büyüme oranının %37 olduğu raporda açıkça ortaya konuyor (şekil 3).

    çin’de mühendislik, teknoloji ve tarım’ a yönelik çalışmalar ön sıralarda yz için kullanım alanı oluşturur iken, avrupa ve amerika’da doğa bilimleri ve sağlık bilimleri’ne yönelik çalışmalar öncelikli kullanım alanı.

    çok çarpıcı rakamlara, raporu okurken ulaşmak çok mümkün. çin’de 2007 yılından itibaren kamu kurumlarında üretilen yayın sayısı "%400" artarken, özel sektörün yayın sayılarındaki artış %73. aralarında büyük bir steknolojik ve ticari savaş olan abd’de ise çin’den farklı olarak sektörde var olan şirketlerin yayın sayıları "çin, teknoloji üretiminin nimetlerinden faydalanıyor" tezini açıkça doğruluyor. abd’de sektörde üretilen yayın sayısı çin’den 6.6 kat, avrupa’dan ise 4.1 kat daha fazla.

    yapay zeka konusunda en çok alıntı yapılan akademisyenler abd' li akademisyenler olarak göze çarpıyor (şekil 4). en çok yayın avrupa' da yapılsa da, abd li akademisyenler açık ara daha fazla atıf alıyor. ayrıca çin' de atıf yapılan yayın sayısı da 2000 yılından bu yana yaklaşık %45 artmış.

    şubat ayında new orleans’da gerçekleştirilen 2018 yapay zeka gelişimi derneği konferansı (aaaı)’de sunulan ve kabul edilen çalışmalar bölge bazında incelendiğinde en fazla başvuru 268 adet ile çin araştırmacılarına ait imiş. 263 başvuru ile hemen hemen çin ile aynı sayıda yayın başvurusunda bulunan bir diğer ülke ise abd olmuş.

    fakat başvurulan yayınların kabul oranları çin için %29, abd için ise %21. daha az başvuruya sahip olmasına rağmen alman ve italyan yayınlarının ise %41’i kabul edilmiş.

    2012’den 2017’ye, ‘yapay zekaya giriş’ dersine kayıt olma oranı 3.4 kat, ‘makine öğrenmesine giriş’ derslerinde ise bu oran 5 kat artmış (şekil 5.). berkeley, stanford, ılinois, unıverstiy of washıngton' da bu derslere kayıt olma oranı.

    tsinghua üniversitesinde birleştirilmiş aı ve ml dersine kayıt sayısında 2017 yılında 2010 yılına oranla 16 kat artış olmuş.

    endüstri' de yapay zekanın gelişimi de raporda detaylı incelenmiş konulardan biri. 2015'ten bugüne abd’deki start-up sayısı 1.3 kat artarken yapay zeka alanındaki start-up sayısındaki artış 2.1 kat. diğer yandan 2013'ten 2017'ye start-upların risk sermayeleri 2.08 kat artarken aynı zaman aralığında yapay zeka alanında bu sermaye artışı 4.5 kat olarak izlenmiş.

    işletmelerin yapay zeka alanına adaptasyonları incelendiğinde görülen o ki; her işletme kendi sektöründe en fazla değer sağlayabilen alanlarda yapay zeka ürünlerine ve gelişmelerine yönelmiş durumda! bu da yapay zekanın herhangi bir alandaki uygulamalarının gelişmesinin endüstriyel olarak da o alanın gelişmiş olması ile alakalı olduğu sonucunu doğuruyor.

    yapay zeka alanında hangi yazılım paketlerinin çokça kullanıldığının kaba bir görüntüsünün github aracılığı ile alınabileceğini öngören raporda, öncelikle bu alanda yapılmış projelerin aldığı yıldız sayısı ve kullanılan kütüphaneler temel alınarak bir grafik oluşturulmuş (şekil 5.). burada tensorflow açık ara önde. keras' ı da ön sıralarda görmek mümkün.

    2016'dan bu güne yapay zeka ile ilgili basında yer bulan haberler yaklaşık 2.5 kat "olumlu" ya evrilmiş.
    2 ...
  13. new horizons

    16.
  14. geçtiğimiz gecelerde yeni yıl kutlamaları yapılırken "uzay serüvenimizde" çok çok önemli 2 adım atıldı. nasa' nın osiris-rex programı kapsamında gönderilen gezgin "bennu" isimli asteroidin yörüngesine yerleşti. bu, şu ana kadar uzayda yörüngesine yerleşilen en küçük gök cismi oldu. ayrıca, en kısa yörünge rekorunu da kıracak. osiris-rex, özellikle astreroid madenciliği konusunda yapılan bütün çalışmaların üstüne çok daha fazla ve büyük bir katma değer sağlayacak. hayabusa' nın başardıklarını pekiştirecek ve bu alanda ileride yapılacak olan yatırımların daha sağlıklı fizibilitesinin yapılmasını sağlayacak.

    ayrıca new horizons uzay aracı da kuiper kuşağı' nda (güneş sistemi oluştuktan sonra kalan döküntülerin toplandığı yer kabaca) 2014 mu69 a ulaşarak, en uzak gök cismine ziyaret rekorunu kırdı.

    ayrıca çin' de ay yüzeyine insansız bir sonda ile yumuşak iniş yaptı. yutu gezgininden sonra ikinci ziyaret geldi.
    1 ...
  15. şah yürüyüşü

    1.
  16. Satranç Dünyası 1991 yılında çok ilginç bir maça şahit oluyor. Nigel Short ile Jan Timman arasında oynanan Dünya Şampiyonası eleme maçının sonu, satranç dünyasında ender görebileceğiniz sonlardan bir tanesi.

    Satrancın ne kadar öğretici ve yaratıcılık gerektirdiğini açıkça gösteren bir oyun. Özellikle oyunun başında Timman At f6 ile "Alekhin Savunması" yapıyor. e5 devam hamlesinden sonra oyunun ana devam yolları devam ediyor. Oyunun sonu ise inanılmaz "ŞAH YÜRÜYÜŞÜ" ne sahne oluyor.

    Timman' ın taşlarını kilitleyen Short, Şah h2 ile birlikte ŞAH YÜRÜYÜŞÜ' ne başlıyor. Şah yolculuğuna g5' te son veriyor. Satranç tarihinin unutulmaz anlarından bir tanesiydi bu. Şah g3' e geldiği anda artık Timman için her şey bitmişti.

    Satranç tahtasında korunacak taş olan Şah ın gerektiğinde sazı ele alarak diğer şah ı kıstırabilecek bir cengaver taş olduğunu bu oyun bize göstermiş oluyor.
    0 ...
  17. türkiyede 46 milyon varil petrol üretilmesi

    1.
  18. Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) ya göre; "Günümüzde bulunmuş ve petrol üretilen rezervlerin ömrü 80 yıl" olarak tespit edilmiş. 10 yıl önce 50 yıllık petrol rezervi kaldığından söz ediliyordu. Yeni bulunan rezervler süreyi 80 yıla uzattı. Yeni keşifler olabilir ve süre uzayabilir.

    IEA icra Direktörü Fatih Birol: Fenerbahçe’ nin bu sezon şampiyonluk umudu ne kadar ise, Türkiye’ nin kendine yetecek petrolü bulabilme umudu da o kadar. Çünkü, şu anda Türkiye’nin kendi topraklarında olduğu düşünülen petrolü çıkarabilmesi astarı yüzünden pahalıya geliyor.
    1 ...
  19. yerli otomobil

    337.
  20. Geçtiğimiz Günlerde Çeşitli Üniversitelerden Arkadaşlarla Yaptığmız "Skype" Görüşmesinde Bir Arkadaş "Yerli Otomobil Hususunda" fikirlerimi sormuştu...

    Öncelikli olarak şunu belirtmem lazım; yerli otomobili üretmektense, batarya teknolojilerine- enerji depolamaya, kritik ilaç üretimlerini içeren biyoteknolojik çalışmalar ve yapay zeka- robotik" gibi alanlara yatırım yapmak çok daha mantıklı ve geri dönüşü daha kısa sürelerde alınabilecek alanlar. Ayrıca, bu çalışmaların yaratacağı katma değeri özetlemek gerekirse, yerli otomobilin yaratacağı olası katma değeri ihmal edebilirsiniz diyebilirim. Ayrıca, artık dünyada "%100 Yerli ve Milli" diye bir konu maalesef yok. Bir ülke ne bütün teknolojilere sahip olabilir. Ne de bütün kaynakları sınırları içerisinde barındırabilir. Bu kaynaklara ulaşmak için geçmiş dönemde "Sömürge" denen kavram ortaya çıkarılmışken bu dönemde de modernleştirilmiş hali küçük ölçekte halen devam ettiriliyor.

    Bir diğer zorlayıcı alan ise "Rekabet" dünyada "Know- How" geleneği çok gelişmiş olan firmalar ve bunların ülke bütçeleri kadar Ar- Ge yatırımları varken, rekabet edilebilir bir ürün ortaya koymak önünüzdeki en büyük handikap. Sadece iç pazarda bir talep yaratmak ise bir ülkenin mevcut küreselleşme sürecinde istemeyeceği bir durumdur. Çünkü sınırlı pazar, sınırlı gelişmeyi ortaya çıkaracaktır.

    Tabi bunların haricinde de konular var. Geçmiş TÜBiTAK fiyaskosu gibi, SAAB' ın üretim bandını satın alarak vs. saçma sapan işlerle bu projenin yürütülmemesi lazım. 40 Milyon TL bir hiç uğruna çöpe atılmıştı.

    Öncelikle iyi planlama ve fizibilite lazım. işin güzel tarafı, Devrim Projesinde olduğu gibi 5 babayiğitin önünde 138 günlük bir süre de yok. iyice etüt etmek ve olası en doğru kararlarla hareket ederek,en verimli süreci oluşturmak için çok yeterli süreleri de var.

    Gelelim tekrar üretim aşamasına "Tasarım ve Endüstriyel Haklar" konusunda %100 özgün olmak ve gerçek anlamda milli olmak şart. Çünkü bu otomobil de "DEVRiM" gibi bize has olmalı ama modern çizgiler ile dünyaya da hitap edebilmeli. Alt sistemler mutlaka yerli üreticilere sahiplendirilmeli. Yatırım'da mutlaka ithal yerine yerli üretim bandı (montaj hattı vs.) kurulumu sağlanmalıdır. En azından %50 yani yarısı yerli olabilecek şekilde hedef konmalıdır.

    Türkiye' de bulunmayan ekipman ve malzemeler için direkt olarak "Satın Alma" yoluna gidileceğine, ülkede bir teknoloji ve Ar- Ge iklimi yaratma adına "Teknoloji Transferi" mutlak suret ile düşünülmelidir.

    Özellike "Pre- Order" kısmında ise "Kapora" alınarak ön sipariş alınmalıdır. Bakınız dünyada Tesla vb. özel üretim yapan firmalar her daim finansman dengesini de bu şekilde oluşturmaya çalışıyorlar. Geçen otomobil fiyaskosunda olduğu gibi Ahmet çıkıp bol keseden "Biz 50 tane alacağız", Mehmet çıkıp "Ahmet 50 tane alıyorsa ben 100 alıyorum kardeşim" gibi şovenist çıkışları, kapora alındığında görebiliyor muyuz bakalım? "Ahmet' cim 50 tane m istiyorsun? O zaman yapacaksın araç başına şu kadar ön ödeme ben de sana şu kadar sürede araçlarını telim edeceğim"

    Ayrıca daha az maliyetli olacaksa ve daha geniş pazarlara yayılma fırsatını sunacaksa, yurtdışında üretim fırsatları bile değerlendirilebilir. Asya ve Avrupa havzalarında bir çok farklı teşvik ve destek mekanizmaları var. Yeter ki projeniz sağlam olsun.
    1 ...
  21. yapay zeka

    101.
  22. Yapay zeka, sezgisel arama özelliklerinden, gerçek makine öğrenmesine kadar her şeyi kapsayabilen geniş bir terim ve tüm algoritmalar "Bilgilenmek" için veri tüketmeye ve tükettiği verilerden “öğrenmeye” çalışır.

    Makine öğrenimi ile ilgili özel bir endişe mevcut. Eğitim sırasında tükettiği verilerin bir sonucu olarak bu sistemlere dahil edilebilecek potansiyel "Önyargı"...

    Programa verilen veriler bazı boşluklar veya yanlış içeriklere sahip ise "Öğrenme" süreci yanlış işleyebilir. Dolayısı ile programlar yanlış sonuçlara ulaşabilir. Bu nedenle seçilen verilerin madenciliği ve ayıklaması iyi yapılmalıdır. Bu da günümü madenciliğine benzer, öncelikle toprağı alırsınız, belli yöntemlerden geçirerek, madene ulaşmaya çalışırsınız. Veri içinde aynı yolu izlemeniz ve işinize yarayacak veriyi bulmak zorundasınız.

    Yapay zeka üzerine yapılan her çalışma, güçlü yeniliklere ve ilerleme potansiyeline kapı aralayacaktır.
    0 ...
  23. yapay zeka

    100.
  24. Amerikan Savunma Bakanlığının Kuruluşlarından ileri Savunma Teknolojileri Araştırma Projeleri Ajansı (DARPA) Yapay Zeka çalışmaları için önümüzdeki 5 yıl içinde 2 Milyar Dolarlık yatırım bütçesi ayırdığını duyurmuş.

    “AI Next” adındaki bir program yürüten ajansın şu anda işler durumda olan 20'den fazla programı var.
    0 ...
  25. uzay araştırmaları

    2.
  26. Günümüzde Uzay çalışmaları dendiğinde akla gelen ilk uzay ajansları Amerikan Uzay Ajansı NASA, Avrupa Uzay Ajansı ESA, Japon Uzay Ajansı JAXA, Çin Uzay Ajansı CNSA ve Rus Uzay Ajansı Roskosmos..
    Peki hiç Hindistan (ISRO)’ ın adını duyduk mu? Cevap olarak genellikle “Hayır!” ın aklınızdan geçtiğini tahmin edebiliyorum. Alttan alttan gelerek, tuhaf çalışmalar ve ilginç vizyonları ile Hindistanlılar Uzay konusunda isimlerinden gelecekte çokça bahsettirecekler.

    Geçtiğimiz şubat ayında ISRO, 18 dakika içinde 104 adet uyduyu dünya yörüngeye fırlattı. Önceki rekor, aynı gün içinde 37 uydu fırlatan Rusya’ya aitti. Hindistan bu rekoru neredeyse üçe katladı. Saatte 27 bin 358 km hızla hareket eden Polar Satellite Launch Vehicle (PSLV) her bir uyduyu sadece birkaç saniye aralıkla fırlattı. O hızda yapılacak hatalı bir fırlatma işlemi, uyduların çarpışmasına sebep olabilirdi. Neyse ki Hint Okyanusu semalarında her şey yolunda gitti. Fırlatılan uydulardan bir tanesi de 18 yaşında bir Hintli mucit tarafından icat edilen mini uydu idi.

    Hindistan Başbakanı Modi, bağımsızlık günü kutlamalarında yaptığı konuşmada 2022’ de uzaya insanlı bir misyon yapmayı planladıklarını açıkladı. Hindistan Gaganyaan adlı bu görevi gerçekleştirebilirse, Rusya, ABD ve Çin’in ardından insanlı uzay görevi gerçekleştirebilen dördüncü ülke olacak. ilk görevin 40 ay içinde gerçekleşmesi ve 90 milyar Rupi’ye (7,42 milyar Lira) mal olması bekleniyor. Tabi daha roketler insani uçuş için onay alamamış durumda ki bu konuda çalışmalar hala sürüyor.

    Asıl bomba haber ise ISRO Başkanı’ ndan geldi. ISRO başkanı 2030 yılında Ay yüzeyinden elde edilecek Helyum ile Hindistan’ ın bütün enerji ihtiyacının karşılanabileceğini belirten bir açıklama yaptı. Hedef “Ay’dan toplanacak helyumun yine Ay üzerinde enerjiye dönüştürüldükten sonra Dünya’ya iletilmesi”…..

    Tabi işin bir de şu boyutu var; Hindistan uzay ve uzay teknolojileri konsunda patent üretme hususunda çok önlerde olan bir ülke. Bu bilgi birikimini de artık fiilen bir kaynağa dönüştürmek istiyorlar.
    0 ...
  27. erdal arıkan

    3.
  28. izleyeceğiniz videoda Huawei' nin Shenzhen' deki "Headquarter" yani merkezinde yapılan bir ödül töreni var...

    Kral gibi karşılanan kişi ise bir "Türk".. Prof. Dr. Erdal ARIKAN

    Enformasyon kuramı; Gürültülü haberleşme kanalları üzerinden yollanabilecek veri hızı konusunda "Kanal Kapasitesi" adı verilen kuramsal bir sınır belirliyor. Kanal kapasitesine erişen sistemlerin inşası haberleşme mühendisliğinin başlıca araştırma alanlarından biri.
    Dr. Arıkan’ın "IEEE Transactions on Information Theory" dergisinin Temmuz 2009 sayısında yayımlanan makalesi ise "Kutupsal Kodlama (Polar Codes)" adı verilen yeni bir yöntemle kanal kapasitesine nasıl erişilebileceğini ortaya koyarak 60 yıldır gündemde olan kuramsal bir probleme çözüm getiriyor.

    Huawei' de adamı krallar gibi karşılayarak sektöre sağladığı katkılardan ötürü ödüllendiriyor.

    Bizim basında "1 tane haber" bile çıkmadı bu konu ile alakalı. Bu adam 5G Altyapılarını baştan düzenleyen ve kolaylaştıran bir adım atıyor, ülkede kimse bunu bilmiyor. Sanırım bu ayıpta hepimize yetiyor.

    https://www.youtube.com/watch?v=8I2lg7Biyts
    0 ...
  29. köylerdeki ilginç lakaplar

    672.
  30. tc jdm

    1.
  31. Türk Hava Yolları, 1990 yılında Airbus firmasından 4 adet A340 sipariş etmiş. Tabi bu uçaklar uzun sefer uçakları. THY, ilk uçuşunu 25 ekim 1991 tarihinde yapmış olan Airbus A340'lar ile Amerika ve Uzakdoğu seferlerini aktarmasız yapma niyetini ortaya koyuyor.

    THY’nin ilk A340 uçağı TC-JDJ ‘istanbul’ Temmuz 1993’te teslim edildi. Serinin dördüncü A340’ı, TC-JDM tesciliyle ‘izmir’di. Airbus fabrikasından 1996’da çıktı. Nisan ayında THY’ye verildi. 21 yıldır da aralıksız uçuyor. Hatta uçak tesliminde Airbus yetkilileri uçağın anahtarı diye dönemin Genel Müdür Yrd. Yusuf Bolayırlı'ya kargo bölümünde bulunan ekip dinlenme odasının (Crew Rest) anahtarını verdiler.

    TC-JDM’nin makineden öte farklı bir karakteri vardır. Her ne kadar havacılıkta A’ya ‘alfa’dan başlayan uluslararası kod verilse de bu uçağın THY Teknik personeli için takma adı TC-JDM tescilindeki son iki harfi Delta Mike yazılsa da ‘Deli Mayk’tır.

    Bunun nedeni, beklenmedik anda çıkarttığı arızalardır. THY teknisyenleri der ki, “Deli Mayk isterse dünyanın öbür ucuna sorunsuz uçar. Canı istemezse, yerde 1 metre bile gitmez” Gün gelir dıştaki ışıklarını kendi kendine açar. Tam müdahale ederken söndürür. Teknisyenler tüm sistemleri söker, yazılımlarını yeniden yükler. Ama son kararı Deli Mayk verir. Uçuştaki güvenliğinde ise sorun yoktur..
    2 ...
  32. bilim

    121.
  33. James Dewar şunu söylüyor:
    "Beyin Paraşüt Gibidir, Sadece Açık Olduğu Zaman Çalışır"

    Günümüz dünyasında bilgi inanılmaz bir hızla değişiyor ve gelişiyor. Mevcut eğitim ve donanımlarınız yeri geliyor size ayak bağı oluyor. Tarım devrimini yapan çiftçilerin bu bilgilerini fabrikaların içerisinde kullanılamaması gibi.

    Yani "Babanızın Çağı Bitiyor, Torununuzun Çağı inşa Ediliyor" 1957- 1997 arasında Fortune 500 listesine giren firmaların şu anda yaklaşık sadece "%35" i faal durumda.

    Eski ezberlerimiz, çağın gerçekleri ile maalesef örtüşmüyor. Bakınız "Enerji" dediğimiz kavram ülkeler için gelişmişlik açısından çok önemli. Dünyada 80' lere kadar ülkelerin "Enerji Üretim Miktarları- Milli Gelir" ile orantılı yükselirken, 80' lerden sonra ise bu durum değişmeye başlıyor. Enerji miktarı çok az oranlarda artarken, milli gelir çok daha büyük bir hızla artmaya başlıyor.

    Artık ülkeler bilim ve teknoloji üreterek "Milli Gelir" e katkı yapmaya başlıyor. Bunların başını çeken ana sektörlerde şu anda: "Yukarıdan Aşağıya ve Aşağıdan Yukarıya Sentetik Biyoloji Çağı (XNA)" (Yani DNA ve RNA' dan farklı kalıtsal bilgiler aktaran yapılar üretme))- Yapay Zeka- Makine insan Etkilişemi (Machine to Human)- Uzay Çalışmaları"

    Carl Sagan şunu söyler: Evrenin Büyük Bir Bölümünde Değil, Küçük Bir Bölümünde Bir Şey Vardır. Bir Şey Bulunması istisna Olup, Evrenin Büyük bölümü Hiçbir Şeysizdir. Karanlık Olağan, Işık Nadirattandır. Karanlık ile Aydınlık Arasında Tereddütsüz Aydınlıktan Yanayım".

    Peki Geleceğe Ayak Uydurmanın Yolu Nedir?

    "BiLiM".....

    Uygarlık- Refah- Zenginlik ve Teknolojinin Kaynağıdır!
    1 ...
  34. yerel seçimlerin erkene alınması

    3.
  35. nature index 2018 verileri

    1.
  36. Nature Index 2018 verilerine göre "2017'de Türkiye'den çıkan nitelikli akademik yayın sayısında 2016'ya göre %21' lik bir düşüş var"

    Akademi çöküyor! Bu düşüş, son yıllarda artan akademisyen göçüne yönelik ciddi bir alarm olmasının yanı sıra, araştırma izni ya da ücretsiz izin ile giden pek çok araştırmacımız da var. Yayınlarında hala Türkiye adreslerini kullanıyorlar. Onlar da çekilirlerse, yukarıya çıkış yakın gelecek için pek mümkün gözükmüyor.

    Detaylamak isteyenler;

    https://www.natureindex.com/annual-tables/2018
    0 ...
  37. nash dengesi

    12.
  38. NASH DENGESi' NiN EVRiMi

    Nash' in "Oyun Teorisi" içerisinde basitçe şöyle ifade edilebilir: hiç bir oyuncunun pozisyonunu değiştirmek için dürtüsü, isteği bulunmadığı denge noktasıdır.

    Yani, belli bir uğraş sonucu (y,y,y) konumuna geldiniz, eğer dahil olan bütün oyuncular bulundukları yerden memnun iseler, oyun burada bir dengeye gelmiş demektir.

    Asıl mantık, Adam Smith' in düşüncesi olan "Rekabet durumunda kişisel hırslar ortak çıkarlara hizmet eder" mantalitesinden alınır ve bu mantalite üzerinden hareket eden bir grup için "En iyi sonuç için gruptaki herkesin kendisi için en iyi olanı yapması gerekir" eylemini biraz daha değiştirip "Sadece kendisi için değil, hem grup için hem de kendisi için" gibi bir eklenti de bulunur.

    Filmden gidersek: Yani kimse asıl güzele yönelmez ve herkes az güzele yönelirse, ne çıkar kavgası olacak, ne de az güzeller kendilerini 2. plandaymış gibi görecek.

    Peki buna AB' nin temellerini atan adam olan Jean Monnet nasıl yaklaşmış?

    "Almanya ve Fransa' nın çelik ve kömürde egemenliği ele geçirmek için bu kadar çok savaşması iyi değil. Özellikle de belli ve sınırlı kaynaklara sahip Avrupa ve "Saar Havzası" için. Biz bu kaynakları ortak kullanalım, birlik içerisinde güçlü olalım ve ortalık şenlenşin" yani egemenliği, asıl olanı, kömür ve çelik üzerindeki egemenliği paylaşalım.

    Asıl olan mantığın, Adam Smith' ten bu yana gelen, Oyun Teorisi ile şekillenen süreçte, bizi götürdüğü sonuç şu: "Hm grup için hem kendin için küçüklere yoğunlaş büyükleri paylaş".
    3 ...
  39. orkun teke bilim çelebisi youtube kanalı

    2.
  40. O kadar bilimsel- teknolojik entry giriyoruz . Biraz "Reklam" hakkımız.
    0 ...
  41. orkun teke bilim çelebisi youtube kanalı

    1.
  42. yeni açılan "bilim ve teknoloji" youtube sayfasıdır. bilim ve teknoloji sohbetleri adı altında yayın yapan sayfa bundan sonra her hafta 1 veya 2 kere bir yayında 2 3 konudan bahsetmek üzere yayın yapılması hedefleniyor.

    beğenmeniz değil, faydalı olması ve herkesin bu konularda biraz farkındalık sahibi olması kanal sahibi için önemli olan. ne kadar çok kişiye ulaşırsa o kadar iyi.

    https://www.youtube.com/c...hhUMzw?view_as=subscriber
    0 ...
  43. oyunlaştırma

    3.
  44. OYUN NEDEN ÖNEMLi ?

    "Oyun" dediğimiz şey aslında bakıldığı zaman, insanın ilk etkili iletişim modeli, yani bir nevi kendini gösterme, ifade etme şekli. Hollandalı filozof Johan Huizinga olaya şöyle yaklaşıyor: “Homo Ludens” yani “insanoğlu düşünmeden evvel oyun oynadı” diyor. insanlar bunu geçmişte çok yapmışlar, anlaşmak için, işlerini görmek için vs. dil olmadığı zamanlarda oyun vardı oyun. Günümüzde oyun dediğimizde; boş kaldıkça yapılan bir aktiviteyi düşünüyoruz. Fakat, insan kendi özündeki karakteri de oyunlarla ortaya çıkartıyor. Oyunlarla daha çok keyif alıyoruz.

    Huizinga “Çocuklar zamanda yolculuğunu bulmuştur, oyun oynarlar, çocuğun mesleğidir oyun, engellememeniz lazım” diyor. işte oyun aslında bu kadar önemli bir kavram.

    Günümüzde "Oyun" artık herkesin iş alanına girmeye de başlıyor. Çünkü iş hayatı gerçekten monoton ve çok sıkıcı. Bu aşamada "Oyunlaştırma" devreye giriyor. Yani "Oyunmuş Gibi Yapma".

    Baktığınızda oyunlaştırma bizim hep hayatımızda vardı. Anneler bu konuda tam anlamıyla birer "Grand Master" olarak karşımıza çıkıyorlar. Yemek yemediğiniz zaman o kaşık "Uçak" olur. Yemek babay uzatılır ve oyunda rakip yaratılır vs.

    Peki oyunlaştırma neden bu kadar önemli ?

    Ortada var olan bir problemin çözümüne odaklanmanız, klasik yollarda sizi çözüme götüremeyebilir. Normaldir. Fakat bir oyunlaştırma ile bunu çözebileceğinizi keşfedebilirsiniz. Bunun nedeni de artık genç yaşlı herkesin "Oyun" lara çok fazla ilgi göstermesi ve bundan keyif alması. Üniversitede ders bitiyor adam arada telefona yapışıyor "Klan Savaştırıyor". Eğitime gidiyorsunuz arada telefonlar çıkıyor "Şekerler Patlatılıyor". Önceden büyükler oyun oynamazken şimdi herkes oynamaya başladı. O yüzden iletişimi buraya odaklamak ve farklı bir model yaratmak çok önemli.

    Tabi bu anlatıldığı gibi "Uygulamada" çok kolay değil. "Burada Oyun mu Oynuyoruz?" dediğinizi duyar gibiyim. Amaç aslında oyunu oynamak vs. değil. Oyunun yarattığı mutluluk ve keyiften faydalanarak işi daha eğlenceli bir hale getirmek. Misal Maraş Dondurmacısı, kimileri bıkkınlık verse de kararında dondurmayı müthiş bir oyunlaştırma ile satar. işine de keyif katmış olur.

    Oyunun bir diğer kritik olayı da şu: "KiMSE OYUNU KAYBETMEK iSTEMEZ!!!!" bu çocukken dahi böyleydi. Tabi her ne kadar bende böyle olmasa da (Baskette Yenilirdik, Olsun Abi başka zaman yeneriz derdim. Bana kızarlardı.). Devamlı oyun içinde "Skill Kasıyoruz" yani yeteneklenmeye, kendimizi geliştirmeye çalışıyoruz ve hatalarımızdan öğreniyoruz.
    0 ...
  45. 21 mayıs 1864

    39.
  46. Yarın 21 Mayıs! 1825 de başlayan ve "Adige- Abhaz- Karaçay- Ubıh vb" Kafkas halklarının geniş katılımları ile efsanevi bir direnişe dönüşen ve bu halkların nüfuslarının yaklaşık %90' ınını kaybettiği (Ki Karaçay halkının %90' a yakını bu direnişte ve sonrasındaki sürgün sürecinde kayboldu) ve 1864' ten sonraki süreçte tam anlamıyla bir soykırıma dönüşen 21 MAYIS!

    Buraya ilk göç edenlerin hepsi gözleri Kafkasya' ya dönerek can verdi. Hepsi "Tekrar Geri Döneriz" diyerek burada yerleşik hayat kurmadı.

    Karadeniz' e karışan akrabalarımızın, buraya geldiğinde "iklim Uyuşmazlığı vb." nedenlerle hayatını kaybeden dostlarımızın destanıdır bu.

    Çerkeslerin köyünü yaktık, hayvanlarını öldürdük, ekinlerinin üstünde atlarımızı sürdük. Çocuklarını acımasızca öldürdük.
    ve çar bize bu katliamları yaptık diye bu onur madalyasını verdi.
    Hangi onur?
    Hangi onurlu insan bunları yapar?
    Ben tanrıya beni affetmesi için her gün yalvarıyorum.
    Onlar vatanlarını savundular ve yiğit insanlardı.
    Biz ise insanlıktan çıkmış birer ucubeden farksızdık. Elimize esir düşen Çerkeslerle yan yana geldiğimizde sanki biz onların esiri gibi duruyorduk. Onlar ise dimdik vakur duruşlarından taviz vermiyorlardı.
    Tanrı beni affetsin.

    yüzbaşı alexander zyatov
    1865

    https://www.youtube.com/watch?v=NQ3iNp0tDow&t=3s
    0 ...
  47. felsefe

    602.
  48. Hadi gelin biraz "Felsefe" yapalım.

    Hemen korkmayın sizi direk "Bildiğim tek şey hiçbir şey bilmediğimdir" gibi cenderelerin içine sokmayacağım.

    Amacım aslında Felsefe yapalım derken biraz "sistematik düşünme, kıyaslama ve kafanızın içindekilerle var olan elinizdeki bilgiyi sınama" kavramlarından bahsetmek gerekir diye düşünüyorum.

    Felsefe dediğimiz şey aslında içinde Ying ve Yang' ı barındırıyor. Sizin savunduğunuz görüşün aksi savunduğunuz şeyin içerisinde bir yerde barınıyor. işte bu yüzden felsefe bir düşünce biçimi oluyor ve düşünmek istemeyen, kıyaslama becerisi gelişememiş ortamlarda bir kısır döngü olarak niteleniyor.

    Birçok görüşün var olduğu felsefi ortamda aslında bütün görüşleri birbirinden etkilendiği ve birbirini geliştirdiğini görmek mümkündür. ilk çağ filozoflarından (Aristo- Platon- Anaximenes- Sokrat vb.) islam Rönesansının olduğu döneme ( ibni Sina- ibni Rüşd- ibni Haldun vb.) oradan günümüze kadar gelen felsefik akım öncüleri (Descartes- Kierkegaard- Sartre- Kant- Hegel vb.) her daim birbirilerinin düşüncelerinde noksan aramış, geliştirmeyi kendine vazife edinmiş veya kendi kıyaslamalarını yaparak acımasızca eleştiriler yapmışlardır.

    işte bütün bu faaliyetler dünyanın aslında büyük bir düşünsel varlık olduğunun ve bu varlık içerisinde insan beyninin neleri başarabileceğinin en büyük kanıtıdır. Bütün bilgi birikimlerini özümseyebilen, bu bilgi birikiminden yeni çıkarımlar yapma becerisine sahip bir organın varlığı sanırım bahşedilmiş en üstün özelliklerden bir tanesi. Tabi kullanmayı bilen ve isteyene!

    Çok da fazla içine girip sıkmak istemiyorum. Düşünmek meziyettir, felsefe de düşünme kabiliyetinin gelişmesini sağlayan, insanı kıyasa- yorumlamaya ve sistemaik bir düşünce biçimi oluşturmaya iten etmenlerden biridir. Dozunda felsefe her daim faydalıdır. Fazlası insanı demogojiye götürür. Aman Ha!
    6 ...
  49. çin

    374.
  50. Çin'in Ar-Ge harcamaları 2000 yılından beri 10 kat artıp $415 milyara ulaşmış durumda. Bu rakam tüm AB ülkelerinin toplamından fazla. Toplam gelire oranla düşük (%2.1) ama rakamsal olarak çok yüksek. Çin ile 2030' lardan sonra, özellikle son dönemde yaptığı yaklaşık 25 Milyar Dolarlık Teknoloji satın almaları da göz önünde bulundurulduğunda, baş etmek gerçekten imkansız hale gelebilir.
    0 ...
  51. köy enstitüleri

    427.
  52. Onlar "Köy Çocuklarıydı", bozkırın sarısından geldiler, yeşile boyamaya inanarak, yalın ayakları, yırtık mintanları ve yemenileri ile geldiler. Kazma salladılar, çivi çaktılar, kerpiç döktüler, okuyacakları binaları bile kurarken ders aldı bu çocuklar.

    Kimine göre "Eğitimin Parlayan Yıldızı" kimine göre ise "Köylüyü Köye Hapseden Bir Uygulama"

    Dönemde 5.000 civarı öğretmen var, köylerde kimse görev yapmak istemiyor. Köylerde ağalar kendi krallıklarını ilan etmiş, bu çocuklarda ağalara köle olarak verilmeye başlanmış. ilk çağ orta çağ karanlığına bulanmış durumda olan köyler için bir çözüm bulunmalıydı. Atatrük' ün çözüm arayışına cevap veren Milli Eğitim Bakanı "Öğretmen sayımız yeterli değil" paşam diyordu.

    Atatürk şöyle bir çözüm üretti "Kurtuluş Savaşı sürecinde Onbaşı- Çavuş olarak görev alan askerlerden faydalanmak bu işe çözüm üretebilirdi." Buradan çağırılan 85 kişi 6 aylık kursun ardından köylerine ışık saçmaya gittiler.

    Atatürk vefat ettikten sonra bu meşale yerde bırakılmadı. Felsefe Öğretmeni Hasan Ali Yücel ve çocukların "Tonguç Baba" sı köy köy gezerek, yol haritasını hazırladı. Türkiye 21 bölgeye ayrıldı. Tren yoluna yakın bölgelerde okullar kurulacaktır. Buralarda yetişecek kişiler o bölgenin kalkınmasının anahtar faktörü olacaktı. 1955- 56 öğretim yılı sonunda Türkiye' de okulu olmayan köy, öğretmeni olmayan okul kalmayacaktı.

    Bilim- teknik ve bilgiden habersiz çocuklar birer birer bu okullara gelmeye başladıklarında belki hiç biri "Eğitim ve Devrim Meşalesi" olacaklarını bilmiyordu.

    Öğrenciler sabah sporunu hiç ihmal etmediler. Zeybek, Kafkas Halay vb. halk dansları ile sabah sporu yapılırdı.Kendi pişirdikleri ekmekle kahvaltı yapılırdı. Daha sonra okuma seansı başlardı. Hasan Ali Yücel bir çok dünya klasiğini Türkçe' ye çevirtti. Her öğrenci 1 yılda 25 dünya klasiği okumak zorundaydı. O zamanlar Google yok tabi.

    Ders başlardı nihayetinde, eğitim ezbere dayalı değil tabi. Tartışma var, fikirler ortaya atılıyor, muhakeme kabiliyetleri gelişiyor. Matematik dersinde uygulamalı bir süreç izleniyor ve tuğlaların şeklinden tutun, açılarına kadar her şey öğretiliyordu. Yani farazi bir teorik bilgiden ise çocuklar ellerinde doğal malzemenin matematiğini öğreniyorlardı. Yani doğa bilimleri gerektiği gibi öğretiliyordu.

    Tarım saati geldiğinde, ziraat marşı eşliğinde tarlalara gidilip, modern tarım uygulamaları öğrenerek kendilerini geliştirirken, sofralarında emeklerini tüketme şansını yakalıyorlardı. Düşünsenize ne büyük bir keyif ve mutluluk. Yani Atatürk' ün söylediği "Çalışan Köylü Milletin Efendisidir" tanımının tam karşılığı, karanlık ve cahilliğin simgesine dönüştürülen köyler, aydınlık ve bilginin merkezi haline geliyordu.

    Çocuklar yüzmeyi kendi yaptıkları havuzlarda öğrendiler. Aşık Veysel, gönüllü dersler veriyordu. Cumartesi günleri "Eleştiri Günü" idi. Burada okul yöneticileri ve öğrenciler toplanır, yapılan işleri ve yapılması gerekenler hususunda tartışmalar, eleştiriler yapılırdı. Ayırt olmaksızın eleştirilen kişi alanın ortasında, herkesin huzurunda durur ve savunma yapardı. Çünkü o çocuklara herkesin eşit olduğu, hesap verilebilirliğin önemi, hakkını aramanın gerekliliği öğretildi.

    Tonguç Baba bütün enstitüleri gezer ve eksiklikleri saptayarak genelgeler gönderirdi. Böylece sistem sürekli güncellenir ve iyileştirme çalışmaları yapılırdı. 1940' ların Türkiye' sinde Anadolu' nun dağ, bozkır coğrafyasında "Mandolin, Akordeon, Keman sesleri duyuluyordu, Mozart- Bethooven besteleri çalınıyordu."

    Köyler canlanıyordu, bozkır sarıdan yeşile dönüyordu. Bu çocuklar yaşayarak öğrendiklerini, yaşatarak öğretiyorlardı.
    Muhasır medeniyetlere ulaşma hedefi artık imkansız değil bilakis örnek gösterilebilecek bir yapı oluşmuştu.

    Tabi yine "Hiçbir Başarı Cezasız Kalmaz" deyişi gerçek oluyordu. Dönemin CHP Milletvekili Emin Sazak (Eskişehir' de Toprak Ağası): "Ben bineceğim eşşeğin benden akıllı olmasını istemem" diyordu. Köy Enstitüleri artık bir oy kaygısı halini almıştı. Ayrıca bir yandan da Sovyetler "Kars- Ardahan" bölgesini istiyordu. ismet inönü ABD' den yardım istedi. ABD' nin yardım etmekte bir şartı vardı "Enstitüler Kapatılsın"...

    Enstitüler kapatılmadı ama Hasan Ali Yücel görevden alındı, ismail Hakkı Tonguç oradan oraya sürüldü. Yeni gelen Milli Eğitim Bakanı, yayınladığı genelgelerle öncelikle, öğrencilerin yönetime katılmasını, okuma seanslarını ve eleştiri günlerini kaldırdı. Kitaplar, seviye yüksek bulunarak yasaklandı vs.... Daha sonra CHP' den ayrılarak DP' yi kuran Menderes Ekibi, seçim vaatlerinde söz verdiği gibi zaten içi boşaltılan enstitüleri kapattı.

    Köy Enstitüleri' ni kimin kapattırdığı önemli değil. Fakat bir eğitim devrimi oy kaygısı ile kapatıldı. Bu ülkenin geleceği ile oynandı. Gelecek nesillere çok büyük bedeller ödetildi.

    Kalkınma köylerden başlayacak, Anadolu insanı aydınlık bir geleceğin timsali olacaktı. Halen 3 milyona yakın okur yazar olmayan, bir lokma ekmeğe muhtaç köylümüz var....

    Belki şimdi çok imrendiğimiz iskandinav ülkelerinden çok daha ileride, sanayisine imrendiğimiz Almanya' dan çok daha kaliteli teknolojiler üreten bir ülke olacaktık. Kapatılmasaydı "ANALARIMIZIN BABALARIMIZIN ÇIKTIĞI KÖYLERDEKi KÖYLÜ GERÇEKTEN MiLLETiN EFENDiSi OLACAKTI"

    iyi ki oldunuz "Köy Enstitüleri"

    KÖY ENSTiTÜLERi iLE iLGiLi BiLGiLER:

    - Tamamen bize özel ve orijinal bir fikirdi.

    - Enstitülerden 18.000 Öğretmen, 6.000 Sağlık Memuru yetiştirildi. Yani açık kaldığı kısa süre boyunca 24.000 Parlak Beyin bu yurdun çeşitli yerlerinde hizmet verdi. Bozkırı Yeşile Boyamaya Çalıştılar.

    - 21 Köy Enstitüsü' nde 15.000 Dönüm arazi işlendi. 7500 Fidan dikilmiş ve 1200 dönüm bağ kurulmuştur.

    - 150 Büyük yapı içerisinde 60 Atölye kurulmuştu (Su, Toprak Marangozluk, Motor, Dikiş, Demir vb. atölyeler) - Köy Enstitüleri Türkiye' de ilk gerçek anlamda "Münazara" kültürünün yeşillendiği yerdir. - Kaval, Bağlama, Saz vb. yerel enstrümanlardan başka saz bilemeyen gençler artık piyano, akordeon, mandolin, keman gibi sazlar çalmaya başladı.

    - Kendi elleri ile inşa ettikleri dopdolu kütüphanelerde dünya edebiyat tarihinin en önemli eserlerini okuma fırsatı yakaladılar. Türkiye' de ilk defa Anadolu Gençleri "Epikür, Aristo, Descartes, Zola, Sheakspeare, Montague vb. yazarlar ile tanıştı.

    - Ağızlarını açamayan, gören gözleri kör edilen çocuklar oyunlar piyesler ortaya koydu.

    - Okuyan çocukların hepsine "Fidanı yaşatan ağaç olma ümididir" anlayışı yerleştirildi. Ülkenin ümitleri, ümitlerini hiç bir zaman kaybetmediler.

    - Düşünen ve vicdan sahibi insanlar Anadolu' ya bir umut ışığı olarak yayıldı.
    14 ...
  53. rusyanın derslik big data sahtekarlığı

    1.
  54. Hadi gelin size farklı bir "Big Data" örneği anlatayım:

    Rusya' da bulunan Doping Testi amaçlı kurulmuş ve Moskova Üniversitesi bünyesinde bulunan laboratuvar, ABD' de bulunan UCLA (Kaliforniya Üniversitesi) içerisindeki laboratuvar ile birlikte en büyük ve en kapsamlı laboratuvar.
    Yani bu iki yer, dünyada yapılan bütün doping testlerinin en yoğun olarak yapıldığı mekanlar.

    Asıl olaya gelelim;
    Rusya, bugüne kadar Doping Testi amaçlı olarak Rusya da bulunan WADA' ya (Dünya Anti Doping Ajansı) Akredite Laboratuvar içerisinde yapılan bütün test numulerini ve sonuçlarını saklıyor.

    WADA sorumluluğunda bulunan analiz sonuçları vb. bulgular için kesin bir gizlilik politikası ve tek taraflılık gösterirken, Rusya, bir şekilde elindeki numuneleri muhafaza etmiş ve farklı testlere sokarken, analiz raporlarını da WADA' ya çaktırmadan kopyalamayı başarmış. Hatta bunu yaptıkları yöntemler halen WADA tarafından bile tam anlamıyla çözümlenememiş. KGB (Şimdi FSB) nin de işin içinde aktif rol aldığı operasyonlarda 2014 Soçi' de Rus sporcuların örnekleri, temiz örneklerle değiştiriliyor.

    WADA numune kaplarını dünyada sadece isviçre merkezli 1 şirket özel olarak yapıyor ve özel bir kilit sistemine sahip olan bu kaplar için ayrı bir kırma aparatı var. Bu kırma aparatı olmadan açamıyorsunuz şişeleri. KGB-FSB bir şekilde bu kapları, fark edilmeyecek şekilde açmayı ve temiz örneği doldurduktan sonra tekrar kapatmayı başarmıştır.

    Rusya, numuneleri çaldığını da, kan testi- idrar testi vb. testlerin sonuçlarını depoladığını da inkar etmiştir.

    Rusya' nın bunu yaparken, dünyanın 4 bir yanından yarışan başarılı sporcuların gen haritalarına kadar farklı çalışmalar yaparak, sporcuların gelişimi için kullanılacak doping testlerinde çıkmayacak performans arttırıcıları üretmeye çalıştığı tahmin ediliyor.

    Tabi bu işin sonucu Facebook- CA gibi olmamış. WADA 2018 Güney Kore Kış Olimpiyatları' ndan Rusya' yı men etti. Rusya' nın 2014 yılında Soçi'deki Kış Olimpiyat Oyunları' nda "sistematik ve başka bir örneği olmayan" manipülasyon yaptığına dair kanıtların bulunduğu belirtilmişti.
    1 ...
  55. şirketler yapay zeka için hazır mı

    1.
  56. Şirketler Yapay Zeka için Hazır mı?

    7 Soruda Bunlara Cevap Arayalım!

    1- Operasyonlarımı "Yapay Zeka Destekli Müşteri Veri Analizleri" ile Geliştirebilir miyim ?

    C-1) işinizi büyütmek ve yeni fırsatlardan faydalanmak adına YZ tarafından desteklenen modeller ile gelişim sağlanabilir. Toplanan müşteri verilerinin miktarı ve makine öğrenimi sistemlerinin nispeten düşük fiyatı ile artık müşteri demografilerini analiz etmeye ve operasyonları, pazarlamaya uygun hale getirebilirsiniz.

    2- Müşteriler YZ Destekli Bir Sisteme Nasıl Yaklaşır?

    C-2) ilerleyen dönemde bu süreçler alışılageldik bir hale geldiği için müşteriler deneyimlerini sıradan olarak algılayacaktır. Fakat şu an yenilikleri insanlara sunmak için en ideal zaman. Tüketici talepleri yapay zeka yönünde ilerliyor, bu yüzden onları daha kişisel ve kesintisiz bir deneyim çin yönlendirmek, mevcut rekabet ortamında sizi bir adım öteye taşımaz mı?

    3- YZ Kullanmadığım için Rekabet Edemiyorum!

    C-3) Rakipleriniz bu yüzden sizden iyiyse artık YZ' yi organizasyonunuza adapte edin. Burada önemli olan entegre ettiğiniz YZ nin öğrenme kabiliyeti ve çıktılarının, rekabet ettiğiniz firmalar ile rekabet edebilir olması veya daha iyi olmasıdır.

    4- Yapay Zeka' nın Çöezebileceği Spesifik Bir Problemim Var mı?

    C-4) Çoğu işletme halihazırda bir çeşit YZ zaten kullanmaktadır. Ancak şirkete değer getirmezse illa YZ kullanacağım ısrarı yersizdir. YZ, rutin prosedürler yerine yaratıcı ve temel iş uygulamalarına daha fazla odaklanmaya izin vermektedir.

    5- YZ ile Başa Çıkmak Zor mudur?

    C-5) Mevcut olan açık kaynak kodlu YZ araçları sayesinde, yüksek yatırım yapmak zorunda kalmadan YZ' yi keşfetmek mümkündür. Önceliğiniz "Elde Etmeyi Umduğunuz Sonucu" iyi belirlemek olmalıdır.

    6- YZ Potansiyelimi Anlayabilir miyim?

    C-6) Rekabette kalmak için, kuruluşların YZ potansiyelini anlaması ve ardından en büyük etkiye sahip olmak için nasıl uygulanabileceğine dair bir bakış açısı geliştirmesi gerekir. YZ ve otomasyonun kuruluşunuza ve müşterilerinize nasıl yardımcı olabileceğini bilmiyorsanız, zaten geride kalıyorsunuz.

    7- YZ' de Sabırlı Olmak mı Gerekir?

    C-7) Deneme yanılma ve YZ mimarisini doğru oluşturma bu süreçte en çok sabır gerektiren kısımdır. Bunun için gerekli yetkin personeli bulma ve vizyoner olmak şarttır. Başarılı şirketlere bakıldığında bir deney kültürünün olduğu görülmektedir.

    Tabi bu başlıklar detaylandırılabilir ama şimdilik böyle kalsın.
    1 ...
  57. daha fazla entry yükleniyor...
    © 2025 uludağ sözlük